ABD askerlerini karşılama törenine giden Afganlardan üç çocuk babası Shamsadullah Khan, 10 yıl sonra şimdi sokaktaki askerlere bakarak “Savaş uzun bir süre önce evime girdi. Hâlâ niçin savaşıyoruz. Amerikan askerleri niye hâlâ burada” diye soruyor.
Yol kenarında kızıyla askerleri selamladığını anlatan Khan, “10 yıl geçti, gelişme yok, barış yok, güvenlik yok” diye devam ediyor.
İstikrarsızlığa devam
10 yıl öncesine kıyasla Afganistan’da şiddet daha da arttı. Birkaç yıl büyük kayıp veren Taliban şimdi daha da güçlü. Daha geçen ay örgüt, Kabil’de Amerikan elçiliği ile NATO merkezinin bulunduğu bölgeye saldırıda bulundu.
Başkenti kana bulayan saldırı ülkedeki istikrarsızlığın hâlâ devam ettiğini gözler önüne serdi. Ülkede Taliban’ı durduracak güçlü bir hükümet de yok. Afgan lider Hamid Karzai, bir gün kardeşinin bir gün yardımcılarının cenazesine katılıyor.
Afganlar gibi ABD’liler de savaştan usandı. CBS News Poll’ın yaptığı ankete katılanların yüzde 58’i “Afganistan savaşından çıkmalıyız” diyor.
Sadece yüzde 35’i “Savaşmaktan haklıyız” yanıtını verdi. Pew Research Center’ın dün yayınlanan araştırmasına göre ise ABD’li gazilerin üçte biri Irak ve Afganistan’da boşuna savaştıklarını düşünüyor.
Bundan on yıl önce, binlerce Taliban mensubu hakim oldukları mevzileri terkedip kırsal alana çekilmiş ve Afganistan'ın batılı kuvvetlerce işgaline çatışmaksızın müsade etmişlerdi.
O dönemin düzensiz askerleri, bugün ise hayli sofistike bir gerilla mücadelesiyle geri döndüler. Ses getiren operasyonlarla önemli hedefleri vurdular ve Amerikan birliklerinin ülkeden sorunsuz ve usulca çekilmesinin mümkün olmayacağını gösterdiler.
Dahası, bu eylemleri karizmatik bir liderin, işleyen bir emir-komuta zincirinin ve kapsamlı bir sosyo-politik görüşün yokluğunda başardılar.
Peki nasıl?
ABD'nin iki hatası
2001 Ekim ayında koalisyon kuvvetlerinin müdahalesinin üç yıl sonrasına dek, Afganistan'da ciddi bir Taliban varlığı yoktu.
Pakistan'ın kuzey batı bölgesindeki güvenlik güçlerinin yöneticiliğini yapmış Mahmud Şah, Afgan halkının ilk zamanlarda Taliban'ı sevgiyle karşıladığını söylüyor. Dört yıllık iç savaşı sona erdiren Taliban'a duyulan sempati, örgütün İslami yaşam biçimini dayatmasıyla tepkiye dönüşmüş.
Şah'a göre Amerikalıların gelişi mutlulukla karşılanmış, çünkü kurtarıcılarının geldiğini düşünmüşler. Ve bu tablonun içinde Taliban'ın geri dönebilmesi mümkün görünmüyormuş.
Ama 2006'ya kadar Taliban güneye özellikle Zabul, Kandahar ve Helmand'a sızmayı başardı. 2008'e kadar da kuzeye Kabil'e doğru yayıldılar.
Mahmud Şah, Amerikalıların avantajlarını ortadan kaldıran iki büyük hata yaptığını söylüyor; "İstikrarı sağlamak yerine askeri hedeflere odaklandılar. Sonra onlara buraya getiren ve zorunluluktan kaynaklanan bir savaşı bırakıp, kendi tercihleri olan Irak savaşına girdiler." diyor.
Şah, İran ve Pakistan'dan milyonlarca mültecinin geri dönmeye başladığı bir dönemde yeniden inşa yolunda hiçbir şeyin yapılmaması ve yolsuzluğun sürüp gitmesinin halkın düş kırıklığını artırdığını ve direnişi güçlendirdiğini söylüyor.
Ama birçok uzman, burada 1994'te Taliban'ın doğduğu yer olan Pakistan'ın rolüne de dikkat çekiyor. Taliban mensupları 2001'de Afganistan'dan kaçarak Pakistan'a sığınmıştı.
Birçok uzman, şimdiki direnişin çıkış yerinin de Pakistan'da aşiretlerin denetiminde olan Veziristan bölgesinin olduğunu belirtiyor.
Bu uzmanlara göre, Afganistan'ın geri kalan bölümlerinde sessizlik hakimken, Taliban Veziristan'da büyük bir hareketlilik içindeydi ve sonra da dünya basınında manşetlere çıktı.
Pakistan'ın rolü
2002 ve 2004'te Pakistan ordusuyla Taliban yine birbirine girdi. Sonrasında orduyla Taliban arasında barış anlaşmaları yapıldı ve Pakistan'ın aşiretlerin denetiminde olan sınır bölgeleri fiilen Taliban'ın hakimiyetine geçti.
Birçok uzman, Pakistan'daki askeri nizamın, safdışı etme gücü varken, Taliban'ın Veziristan'a dönmesine izin verdiğinde hemfikir.
Savunma uzmanı Dr. Hasan Askari Rizvi, "Asker bu konuda bölünmüştü. Hem göz yumdular, hem de yardımcı oldular" diyor.
Koalisyon güçleri, ilk önemli kayıplarını Veziristan'ın hemen karşısında güney doğu Afganistan'da verdi.
Batılı yetkililer, koalisyon güçlerinin 2008-2009'a kadar Taliban'ın bomba fabrikaları kurduğu ve iletişim hattını kurduğu Kandahar ve Helmand'a atıfla militanlar için önemli olan yerleri ellerinde tutamadığını kabul ediyor.
Obama'nın 2010'daki birlik artırımı kararından sonra koalisyon güçleri Taliban'ı Kandahar ve Helmand'daki mevzilerinden çıkardı.
Ama direniş şimdi daha geniş bir bölgeye, başkent Kabil'in çevresine ve daha önce çatışmaların yaşanmadığı kuzeye yayıldı.
Ve Taliban'a Veziristan'tan sürekli savaşçı desteği geliyor.
Güvenilir kaynakların BBC'ye verdiği bilgiye göre, bu militanların çoğu silahlı ve bombalı saldırılarda uzmanlaşmış Pakistanlılar. Bunlar, Veziristan merkezli Hakkani örgütünün üyeleri.
Bu kaynaklara göre, örgüt üyeleri, 2009'dan beri Amerika'nın insansız uçaklarına hedef olmamak için sınırda Pakistan'ın askeri araçlarıyla dolaşıyorlar. Pakistanlı bir askeri kaynak, bu tür bir işbirliğini doğruladı.
Ancak ordu sözcüsü Tümgeneral Athar Abbas, iddiaları yalanladı.
Amerikalı askerlerin üçte biri 'savaşa değmezdi' dedi
Amerika Birleşik Devletleri'nde cephede aktif görev yapmış askerler arasında yapılan bir ankette, askerlerin üçte biri, Irak ve Afganistan'da süregiden savaşları vermeye değmediğini söyledi.
Washington'da bulunan Pew Araştırma Merkezi'nce yapılan ankete göre, Amerikalı gazilerin yüzde 60'ı Batı'nın dış ilişkiler yerine iç meselelerine odaklanması gerektiğini düşünüyor.
Irak'ta 2003 yılından bu yana düzenlenen operasyonlarda yaklaşık 4500 Amerikan askeri ölürken, Afganistan'da 1700 Amerikalı asker hayatını kaybetti.
Amerikan hazinesi 2001'den bu yana bu iki savaşa 1 trilyon doları aşkın para harcadı.
Pew Araştırma Merkezi'nin anketi, bu iki savaşta cephede görev yapmış olan askerlerin yaptıkları görev konusunda gurur duyduklarını gösteriyor.
Ancak gaziler savaşın yaralarını taşıyor ve normal yaşamlarına dönmekte güçlük çektiklerini de söylüyorlar.
Bölünmüş tablo
Verilen savaşların faydası ve bedeli konusunda da görüşler farklı.
11 Eylül sonrası görev yapan askerlerden yarısı Afganistan'da savaşmaya değdiğini düşünürken, Pew destek oranının son 10 yılda istikrarlı bir şekilde düştüğüne dikkat çekiyor.
Askerler arasında Irak'ta savaşmaya değdiğini düşünenler ise yarıdan az: Yüzde 44.
Ankete katılan yaklaşık dört bin gazinin yüzde 33'ü ise bu iki ülkede savaşmaya değmediğini söyledi.
Pew aynı soruları halkın geneline yönelttiğinde, bu savaşlara değmedi diye düşünenlerin oranının yüzde 45'e yükseldiğini kaydediyor.
Halk arasında her iki savaşa da destek oranları daha düşük.
Siviller arasında Afganistan savaşmaya değerdi diyenler yüzde 41, Irak için aynı görüşü bildirenler yüzde 36 oldu.
Bu veriler, Başkan Barack Obama'nın bütçe açığını kapatmak için savunma önceliklerini yeniden gözden geçirdiği bir ortamda açıklandı.
Bununla birlikte ABD Afganistan'daki görevini sürdürmeyi öngörüyor ve bunun için arkasında kamuoyu desteğine ihtiyacı var.
11 Eylül saldırıları sonrasında başlayan ve hala süren Afganistan operasyonu zaman zaman Vietnsam savaşı ile karşılaştırılıyor. Vietnam savaşının sonuna doğru düzenlenen anketler gazilerin büyük çoğunluğunun savaşmaya değmediği sonucunu ortaya koymuştu.
Hürriyet / BBC Türkçe