Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

El-Karadavi’den Rusya’ya mesaj

Katar Devleti’nin Rusya büyükelçisi Allame Şeyh Yusuf El-Karadavi’yi ziyaret etti. El-Karadavi büyükelçiye Rusya’nın despot Suriye Rejimi yanlısı tavrını bırakıp mazlum halkın yanında yer alması tavsiyesinde bulundu.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-01 13:38:23

El-Karadavi’den Rusya’ya mesaj
Betül Akyüz / TIMETURK

Uluslararası Müslüman Alimler Birliği Başkanı Allame Yusuf El-Karadavi kendisini ziyaret eden Rus büyükelçisine ülkesinin Suriye rejimini destekleyen konumunu değiştirmesi için tavsiyelerde bulundu. Suriye rejiminin halkının iradesini anlayamayan ve reform adına boş sözden başka hiçbir şey ortaya koyamayan çürük ve yolsuz bir rejim olduğunu vurgulayan El-Karadavi hangi taraf desteklenmeye daha layık, şeklinde sordu. Rusya’nın Katar büyükelçisi her ne kadar gerekçeler ileri sürmeye çalışmışsa da Şeyh El-Karadavi ısrarla tavsiyelerinin Rus yetkililere iletilmesini talep etti.

Rusya’nın Katar Büyükelçisi geçtiğimiz Çarşamba günü Uluslararası Müslüman Alimler Birliği Başkanı Allame Yusuf El-Karadavi’yi ziyaret etti. İkilinin görüşmesi esnasında bölgeye ve Arap dünyasına özellikle de Suriye’ye ilişkin konular ele alındı. Şeyh El-Karadavi Rusya’nın Suriye konusunda aldığı konumu şiddetle eleştirdi.

Ardından Rusya gibi büyük bir devletin çürümüş, yolsuz, hiçbir vakit Siyonist varlığa doğrultmadığı silahını halkına doğrultan bir rejimi desteklemesine itiraz ederek şöyle sordu: ‘Hangi grup desteklenip onaylanmaya daha layık? En kötü baskı ve zulüm yöntemlerine maruz kalan, iradesini ortaya koymak için elinde meydan ve sahalara çıkmaktan başka bir şey olmayan Suriye halkı mı yoksa zırhlı araçlar, tanklar, elindeki silahlar, güvenlik güçleri, ordu ve şebiha dışında kendisiyle hiçbir diyalog kurulamayan Suriye rejimi mi?!’

Hangisi desteğe daha layık?

Şeyh El-Karadavi Suriye halkının maruz kaldığı zulmü vurgulamak için sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Hangisi destek ve onaya daha layık? Katl, soykırım, eziyet ve cesetlere işkenceye maruz kalan Suriye halkı mı yoksa halkının iradesini anlamak istemeyen ve halkının iradesi ve taleplerine öldürme, soykırım, eziyet ve işkence ile karşılık veren, reform adına yaptığı boş sözlerden öteye geçmeyen ahmak rejim mi?

Hangisi destek ve onaya daha layık? 7 aydır bir günü bir çocuk babasını, bir kadın kocasını kaybetmeden ya da bir anne çocuklarının yasını tutmadan geçmeyen halk mı yoksa bu vahşi, tüm basiret ve sağduyusu değerlerini yitirmiş rejim mi? Öyle ki bu rejim işini ayarlamaktan ve halkının iradesini anlamaktan aciz kalmıştır. Bu kadar dar görüşlü ve siyasi açıdan iflas etmiş bir rejim ortadan kalkmalı ve tüm hasta fikirlerin ve marazlı rejimlerin gittiği tarih çöplüğüne gitmelidir.’

Aile hükümranlığı dönemi sona ermiştir

Görüşme esnasında büyükelçi kendi açısından mantıklı bazı gerekçeler ortaya koyarak Şeyh El-Karadavi’yi fikirlerinden vazgeçirmeye çalıştı. Ancak Şeyh El-Karadavi ısrarla zorba

rejimlerin değil mazlum halkların yanında durulması gerektiğini vurguladı. Allame El-Kardavi ayrıca Tunus’ta Zeynelabidin, Mısır’da Mübarek, Libya’da Kaddafi aileleri olmak üzere ailevi hükümranlık döneminin sona erdiğine işaret ederek ‘inşallah Suriye’de Esad, Yemen’de de Salih Ailesi’nin hükümranlığı da sona erecek. Halklarını zelil eden, kendi kaderini belirleme hakkını gaspeden tüm yolsuz rejimler ortadan kalkacak. Arap Halklarının özgürlüklerini geri kazanma ve kendi kaderini belirleyebilme hakkını kullanma vakti gelmiştir’ dedi.

Şeyh El-Karadavi daha sonra günümüzdeki rejimlerden daha zalim ve güçlü tağutlarla daha zayıf halklara işaret ederek şu ayeti kerimeyi zikretti: ‘Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım. Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Haman’a ve ordularına çekinegeldikleri şeyleri gösterelim.’ (Kasas Suresi 5-6).

Şeyh El-Karadavi Rus büyükelçi ile görüşmesinin sonunda Rus yetkililere despot Suriye rejimi yanlısı konumlarını değiştirmeleri gerektiğinin bildirilmesinin zorunluluğuna işaret ederek yöneticilerin ve isteklerinin değil halkların haklarının yanında durulması gerektiğini vurguladı.

Haber Ara