'Uzan kamburundan kurtulduk'
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Libananco davasının ardından, Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş'nin Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) açtığı davayı da kazandıklarını açıkladı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-28 12:00:28
Bakan Yıldız, Türkiye'nin geriye dönük “kamburlarının”, “yüklerinin” bulunduğunu belirtirken, bunlardan birinin de İstanbul Anadolu yakasında elektrik dağıtım hizmetini yürüten ve Danıştay tarafından imtiyaz sözleşmesi feshedilen Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş'nin AİHM'e Türkiye aleyhine açtığı dava olduğunu söyledi.
Aktaş Elektrik'in küçük ortakları ile açtığı ve 8-9 yıldır devam eden davayı kazandıklarını ve bunun temyizinin bulunmadığını bildiren Yıldız, “kazanılan bu dava ile Türkiye'nin geriye dönük yüklerinden, kamburlarından bir tanesi atılmış oldu. Eğer biz bu davayı kaybetmiş olsaydık Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak yaklaşık 245 milyon dolar ödemek zorunda kalacaktık. O da bizi tabi yapacağımız işlerden alıkoyacaktı” dedi.
“DANIŞTAY'IN KARARI, ULUSLARARASI HUKUKTA DA HAKLI BULUNDU”
Söz konusu imtiyaz sözleşmesinin 1990'lı yıllarda imzalandığını belirten Yıldız, “İmtiyaz hakkının vermiş olduğu bır kısım görevini yapmayla ilgili tanımlar vardı. O tanımlara ne kadar uyulmuyorsa, o kadar da tabi Enerji Bakanlığı bunu değerlendirmek durumunda. Gerekli ikazlar, zamanında ihtarlar yapılmış olmasına rağmen, kanun dışı davranışlara devam edilmiş olması sonunda Danıştay'ın bu imtiyaz hakkını feshetmesiyle, geri almasıyla nihayetlendi. Biz de tabi ki Avrupa'daki davaları takip ettik” şeklinde konuştu.
“Edinimlerini yerine getirmeyen, kanuni haklarını uygun kullanmayan” şirketin imtiyaz hakkının feshedilmesine dönük Danıştay'ın vermiş olduğu kararın, uluslararası hukukta da haklı bulunduğuna dikkati çeken Yıldız, bu kararın hem hukuk çevrelerine hem de enerji sektörüne çok önemli bir örnek teşkil ettiğini düşündüğünü söyledi.
Libananco davası kapsamında ilişkili bağlı şirketlerle beraber 5 dava bulunduğunu, bunun maddi yükünün 250 milyar dolar olduğunu hatırlatan Yıldız, bunları teker teker kazandıklarını söyledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, şöyle devam etti:
“Libananco davasının ardından, Aktaş davası bizim en önemli davalarımızdan bir tanesiydi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde küçük ortaklarla beraber açılan ve 'hak gasbı' gibi cümleleri ihtiva eden bir konuydu, ama şükürler olsun onu da kazanmış olduk. Böylelikle Enerji Bakanlığı tarafından bir hak gasbı yapılmadığı tescillenmiş oldu.
Şu anda geriye dönük bu manada yaklaşık 2-3 tane davamız kaldı. Bunları da çözdükten sonra ileriye daha rahat ve daha emin adımlarla yürüyebileceğiz diye düşünüyorum. Bu davalar kömür tahsisleriyle alakalı, bir kısım barajlarla alakalı konular. Arkadaşlarımız bu konuda çalışıyorlar, orada da iyi sonuç alacağımızı düşünüyorum.”
BAKANLIĞIN HUKUK BÜROSUNUN BAŞARISI
Davanın bir başka önemli yanının da özel hukuk bürolarıyla çalışılmamış olması olduğunu belirten Yıldız, bunun yalnızca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının hukuk bürosunun bir başarısı olduğunu söyledi.
Bakanlık olarak hukuk bölümüne çok ciddi takviyeler yaptıklarını ve bunun çok faydasını gördüklerini anlatan Yıldız, “çok iyi hukukçularımız var, işi çok iyi takip eden arkadaşlarımız var, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu anlamda yardım aldığımız Hazine avukatlarına, Maliye avukatlarına ve diğer bütün ilgili hukuk alanında emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
DAVA SÜRECİ
1984 yılında çıkarılan 3096 sayılı görev şirketleri hakkındaki yasa uyarınca İstanbul Elektrik Dağıtım Müessesesi'nin faaliyet alanı içindeki İstanbul Anadolu Yakası'nın işletme hakkı 1990 yılında, Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş'ye devredildi.
Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Anadolu Yakasında Elektrik dagitim hizmetini yürüten Aktaş Elektrik A.Ş'nin TEDAŞ ile imzaladığı imtiyaz sözleşmesini, kamu yararına aykırı bularak 27 Mart 2002 tarihinde iptal etti. İmtiyaz Sözleşmesinin iptali kararı uyarınca 2 Nisan 2002 tarihinde bu görev bölgesindeki elektrik enerjisi dağıtım ve ticareti faaliyetlerinin TEDAŞ Genel Müdürlüğünce yürütülmeye başlanması Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca sağlandı.
Aktaş'ın bu uygulamalar karşısında Danıştay'da açtığı davalar Bakanlık lehine sonuçlanırken, Türk Yargı mercilerinde yürümekte olan davalara ilave olarak şirket, 30 Eylül 2002 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuruda bulundu. Yapılan bu başvuru da 2008 yılında AİHM tarafından Devlete gönderildi.
AİHM'e yapılan başvuruda ve başvurusu sonrasında Şirket tarafından AİHM'e verilen dava dilekçelerinde, Türk Yargısı önündeki yargılamaların bağımsız ve tarafsız olmadığı iddia edilirken, şirketin hakim ortaklarının ve 14.000 civarında küçük hissedarının zararı uğratıldığını bunun bedelinin de 245 milyon ABD Doları olduğu ifade edildi.
Dava dilekçelerinde, devletten bu bedeli tazminat olarak ödemesi talep edildi.
AİHM TAZMİNAT TALEBİNİ REDDETTİ
AİHM ise dün aldığı kararda Türk yargı organlarının, fesih kararını detaylı ve hukuka uygun olarak ortaya koyduğunu, Türk yargı organlarının kararlarında hiçbir keyfilik ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bir hususu tespit etmediklerini belirtti ve şirketin 245 milyon dolar tazminat talebini reddetti.
AİHM kararı ile Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş'nin başvurusu, aynen Uzan Davalarında olduğu gibi kabul edilemez ilan edildi.
ŞİRKETİN İTİRAZ İMKANI BULUNMUYOR
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından edinilen bilgiye göre, söz konusu kabul edilemezlik kararı kesin nitelik taşıyor ve başvuran Şirket konumundaki Aktaş Elektrik Ticaret A.Ş. açısından itiraz imkanı bulunmuyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara