Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mahmud Abbas'a karşı Natenyahu

Linda Heard, Abbas ve Natenyahu'nun BM'deki konuşmasını karşılaştırdı: Yarısı dolu salona karşı Netanyahu'nun yaptığı konuşma Abbas'ın tersine basmakalıp ve olumsuzdu ve her zamanki gibi İsrail'in uydurma kurban statüsüne vurgu yapıyordu.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-28 11:11:51

Mahmud Abbas'a karşı Natenyahu
Linda Heard *

BM Genel Kurulu'nda konuşma yapan liderleri izlemenin bu kadar heyecan verici olacağını düşünmemiştim.

Ama 23 Eylül'de Filistin Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun konuşmaları beni hop oturup hop kaldırdı.

Açıkçası, Beyaz Saray'ın diktelerine uzun zamandır uyan Abbas'tan etkileyici bir konuşma beklemiyordum. Devlet olarak tanınma başvurusunda Obama'ya kafa tutsa da Abbas'ın Obama'nın gönlünü alacağına inanılıyordu. Ağzı laf yapan İsrail liderinin, Abbas'ı gölgede bırakacağını düşünüyordum. Ne kadar yanılmışım! Abbas, Oscar kazananların aldığı gibi sıcak bir karşılama aldı. Salon ileri gelenlerle doluydu ve alkışlar sağır ediciydi. Ve Abbas konuşmasını bitirdiğinde uzun süre ayakta alkışlanmaktan şaşırmış görünüyordu.

Kürsüye çıkan sıkıntılı ve sönük adam, kürsüden indiğinde İsrailliler ve Amerika delegasyonu hariç salondakilerin gözünde bir kahraman olmuştu. Konuşması dramatik değil, samimi ve dürüsttü. İşgal kelimesini kullanmadığı için eleştirilen adam şimdi Büyük Felaket kurbanlarından, İsrail'in sömürgeci askeri işgalinden ve aparheid politikalarından bahsediyordu.

En önemlisi, Abbas, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün İsrail kolonileri serpiştirilmiş bitişik olmayan toprak parçalarını kabul ettiği günlerin geride kaldığını gösterdi. "Filistin halkının amacı" 1967 sınırlarına dayanarak, "başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nde vazgeçilemez haklarını kullanmaktır." dedi. Meydan okuyuşunun en ikna edici işareti, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'dan Filistin Devleti'nin BM Genel Sekreterliği'nce tanınması için hızlı davranmasını istemesiydi.

Abbas, yerleşim faaliyetlerinin durdurulması halinde müzakere masasına geri döneceğini vurgularken yerleşim yerlerinin iki devletli çözümü yıkması durumunda Filistin Ulusal Otoritesi'nin yıkılabileceği uyarısında bulundu. Bu durumda işgalci güç, işgal altındaki insanların ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olacak. O zaman Filistinliler İsrail vatandaşlığı talep edebilir ki bu Yahudi devletinin demografik olarak yok oluşunu anlamına gelebilir.

Yarısı dolu salona karşı Netanyahu'nun yaptığı konuşma Abbas'ın tersine basmakalıp ve olumsuzdu ve her zamanki gibi İsrail'in uydurma kurban statüsüne vurgu yapıyordu. Netanyahu konuşmasına Genel Kurul'un İsrail'i kötü adam olarak gösteren saçma bir fantezi sahnesi olduğu şeklindeki eleştiriyle başladı. İsrail halkının, Filistinlilerden "İsrail'i milyonlarca Filistinliyle doldurma fantezisini bırakmalarını" istediğini söylemeden önce Filistinlileri Yahudilerin olmadığı bir devlet istemekle suçladı.

Barış konusunda ısrarcıymış gibi yaparak Batı Şeria'dan Yahudiya ve Samaria olarak bahsetti. Netanyahu işgal altındaki Doğu Kudüs'ün kolonileştirilmesini şöyle savundu: "İsrail'in Kudüs'ü Yahudileştirdiğine ilişkin suçlamalar duyuyorum; bu Amerika'nın Washington'ı Amerikanlaştırmakla suçlanması gibi." Filistin Devleti hakkındaki vizyonu da bu kadar akıl almaz. İsrail ordusunun Batı Şeria'nın önemli stratejik noktalarında uzun dönemli varlığını ve Filistin'in kendi hava sahası üzerinde kontrolü olmamasını içeren silahsızlandırılmış bir devleti kabul etmediği için Abbas'ın mantıksız olduğunu düşünüyor.

Abbas'ı 2008'de İsrail eski Cumhurbaşkanı Ehud Olmert'in yaptığı cömert teklife cevap vermediği için suçladı. Olmert'in barış önerisi, görev süresinin bitmesine sadece birkaç ay kala yapılmıştı ve o da Netanyahu gibi silahsızlandırılmış bir Filistin Devleti konusunda ısrarcıydı. Konuşmasının aldığı az sayıdaki alkış, Netanyahu ve propaganda ordusunun miadını doldurduğunu gösteriyor.

Ha'aretz'de "Siyasi tsunami İsrail'e ulaştı" başlıklı bir yazı yazan Barak Ravin, "Uluslararası yalnızlık böyle hissedilir." dedi. Uykularının kaçmasına gerek yok. Amerika, halkının çıkarlarına rağmen İsrail'in ayaklarına kapanmaya devam ettiği sürece İsrailliler tamamen yalnız kalmayacaklardır.

BM oylamasının birkaç hafta içinde yapılması bekleniyor. Filistinlilerin 15 üye oyundan 9'una ihtiyacı var. Filistinli Hanan Ashravi, Obama yönetiminin sadece veto edeceğini açıklamakla kalmadığını, Filistin'e karşı oy vermeleri için üye ülkeleri ikna etmeye çalıştığını, ülkelere baskı ve hatta şantaj yaptığını söylüyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Dörtlü'ye yol açmak için Amerika'nın kenara çekilmesini istemesi şaşırtıcı değil!

* Gulf News, Tercüme: Zaman
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara