Çıkarsan keşfe, mutlaka uğramalısın Ashab-ı Kehf'e
Anadoludaki zengin kültürel değerleri keşfe çıkmaya karar verdiğinizde, rotanıza Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunan Ashab-ı Kehf'i mutlaka eklemelisiniz. Zira Kur'an-ı Kerim'de hakkında sure bulunan bu olayın yaşandığı yerin ziyareti her insanda sıradışı bir merak ve heyecan uyandırıyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-23 14:01:41
Ashab-ı Kehf'i dünyanın her yerinden binlerce meraklı, gezilecek yerler listesinin ön sıralarına ekliyor. Özellikle yakın komşumuz Suriye ve diğer Ortadoğu ülkelerinden gelen turistler, Anadolu turları sırasında Ashab-ı Kehf'e yakın ilgi gösteriyor.
Ashab-ı Kehf kıssasının Kur'an-ı Kerim'dekine benzer bir öyküsü, Hıristiyanlık kültüründe de bulunuyor.
Tarsus'ta, Toroslara dayamış bir tepenin yamacında yer alıyor Ashab-ı Kehf mağarası. Bir tarafta sıralanmış Toros Dağları, diğer yanı ise Çukurova'ya bakıyor. Bulunduğu tepenin zirvesine uzak olmayan mağara, yılın her mevsiminde ziyaretçileri eksik olmuyor.
Mağara girişinin hemen yanında 1872 yılında Sultan Abdulaziz'in annesi adına yaptırılmış bir cami bulunuyor. Cami küçük olduğu için sonradan bir ekleme yapılmış. Ancak yapılan eklemenin tarihi caminin mimarisiyle uzaktan yakından ilgisi yok.
Mağaraya gelenler gerek vakit namazlarını gerekse nafile namazları bu camide eda ediyor.
İnançlarını korumak için...
Kıssa bir şekilde hemen herkesin kulağına çalınmıştır. Ashab-ı Kehf adı verilen gençler, bugün yeri konusunda çeşitli rivayetler bulunan Efsus şehrinde yaşıyorlardı. Bunlardan altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın müşavere heyetindeydi. Onun sağında ve solunda bulunurlardı. Sağındakiler Yemliha, Mekselina ve Mislina idi. Bunlar, "Ashab-ı Yemin" olarak adlandırılıyordu.
Hükümdarın solunda bulunanlar ise Mernuş, Debernuş ve Şazenuş'tu. Bunlara da "Ashab-ı Yesar" denmişti. Hükümdarın Roma imparatorlarından Diocletian (284 - 305), ya da Domitianus (271-272) veya Decius (249-251) olduğu düşünülmekte. Kesin olan şey imparatorun putperest olduğu. Putperestliği kabul etmeyen az sayıdaki insanları yakalatıp öldürtmüştü.
Hükümdar, bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan gençlerin durumlarını öğrendi. Onları çağırıp tehdit etti, onlar inançlarından ayrılmak istemediler, aksine Dokyanus'u inançlarına davet ettiler. Hükümdar onların eski günlerine dönmeleri için zaman tanıdı. Gençler de inançlarını korumak için şehre yakın bir dağ yönüne gittiler.
Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban onların inancına katıldı ve yedincileri oldu. Çobanın köpeği Kıtmir de onlara katılıp, arkalarından takip etti. Dağa yaklaştıklarında çobanın gösterdiği bir mağaraya girdiler. Mağarada dua ederek merhamet dilediler.
Hükümdar, Efsûs'a gelip onları sorar. Kaçtıklarını haber alıp saklandıkları yeri öğrenince adamlarıyla mağaraya gider ve mağaranın ağzını onları öldürmek maksadıyla kapattırır. Ancak gençler ölmez, İlahi bir şekilde yüzyıllar boyunca uyumaya devam ederler. Sonunda ilahi bir güçle uyandırılırlar. Kehf Suresi'nde bu süre 300 sene olarak belirtilir.
Ashab-ı Kehf uyandıklarında geçmiş olan zamanında farkında olmadıkları belirtilir. Uykudan uyanırlar, içlerinden birini şehre göndermeye karar verirler. Yemliha'nın elbise değiştirerek halini kimseye bildirmeden gidip gelmesi uygun görülür.
Yemliha, bunu kabul edip şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur. Yemliha, geçen zamanın farkına varır ve o zamanın hükümdarının yanına götürülür. Başlarından geçenleri hükümdara anlatır, sonra gidip arkadaşlarına haber verir.Tekrar hepsi uykuya dalarlar.
Bir rivayete göre sahabelerden Hz. Ali'nin, Ashab-ı Kehf'e gittiğini ve Ashab-ı Kehf'in uykudan uyanıp onları gördüklerini ileri sürmüştür. Son peygamber Hz. Muhammed'e iman ettiklerini bildirip ve selâm gönderip dua istedikleri de anlatılır. Bunların dışında bazı kişiler Ashab-ı Kehf'in Mehdi geldiğinde uyanıp ona katılacağını ileri sürmüştür.
Hıristiyanlıkta Yedi Uyurlar olarak bilinen olay, İslamdakiyle benzerlik gösteriyor. Ashab'ül Kehf ile ilgili mağaranın ise sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kentin dördü Türkiye'de: Afşin, Selçuk-Efes, Lice ve Tarsus.
Ashab-ı Kehf sahipsiz
Ashab-ı Kehf'i ziyaret ettiğinizde böylesine değerli bir mekânın olması gerektiği kadar da sahiplenilmediğini fark edeceksiniz. Ulaşımda bile çok ciddi sıkıntılar var. Tarsus sınırlarında bulunan Ashab-ı Kehf aslında Adana-Mersin otobanının hemen kenarında, aradaki mesafe sadece 500 metre kadar.
Fakat ulaşmak için Tarsus sapağından çıktığınızda mahalle aralarında dolaşmak zorunda kalıyorsunuz ve tam 12 kilometre yol yaptıktan sonra ulaşabiliyorsunuz buraya. Bu arada bazı kavşaklarda tabela olmaması da işin cabası. Çevre düzenlemesi ve bakımı da son derece kötü.
Bu arada Ashab-ı Kehf gibi kutsal ve manevi bir değerin isminin ticarethanelere verilmesi ayrı bir rahatsızlık konusu. Bu ismi taşıyan çay bahçesi, otel, restoran ve alışveriş merkezi gibi işletmeler bulunuyor. Diğer yandan bu mekanın turizm değeri olarak tanıtılması konusunda da çok ciddi eksiklikler bulunuyor.
Kur'an-ı Kerim'de Ashab-ı Kehf
Kur'an-ı Kerim'de 18. surenin ismi Kehf'tir. Bu surenin mealinde de Ashab-ı Kehf'in kıssası çok net bir şekilde anlatılıyor. İşte sadece 8'den 15'e kadar olan ayetlerin mealleri:
8. Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak haline getireceğiz.
9. Yoksa sen, (sadece) Ashab-ı Kehf ve Ashab-ı Rakîm'i mi bizim ibret verici delillerimizden sandın?
10. Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, "Ey Rabb'imiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır." demişlerdi.
11. Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapattık. (Onları uyuttuk)
12. Sonra onları uyandırdık ki, iki zümreden hangisinin bekledikleri süreyi daha iyi hesap ettiğini bilelim.
13. Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.
14,15. Kalkıp da, "Rabb'imiz, göklerin ve yerin Rabb'idir. Ondan başkasına asla İlah demeyiz. Yoksa and olsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, ondan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?" dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara