Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan BM'yi çifte standart yapmakla suçladı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında İsrail’e yaptırım uygulamayan BM’yi çifte standartlı davranmakla eleştirdi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-22 23:22:53

Erdoğan BM'yi çifte standart yapmakla suçladı
Erdoğan, “Uluslararası toplum olarak BM’nin kuruluş gayesi olan uluslararası barış ve güvenliğin tesisi idealine inanıyorsak, İsrail’i bu ülkeyi yönetenlere rağmen barış için zorlamak, bu ülkeye hukukun üstünde olmadığını açık bir şekilde göstermek gerekmektedir. Bu doğrultuda atılması gereken en önemli adımlardan birisi Filistin halkının devlet olarak tanınma yönündeki haklı talebinin karşılanması ve Filistin Devleti’nin temsilcilerinin de bu yüce kurulda BM üyesi olarak hak ettikleri yeri almasıdır. Türkiye’nin, Filistin Devleti’nin tanınmasına desteği koşulsuzdur.” dedi.

“BM, İSRAİL KARŞISINDA ACİZ”

“Bizim açımızdan BM, kaba kuvvet ve zulüm yerine uluslararası hak ve adaleti, çatışmayı değil barışı, basit çıkar ve denge arayışlarını değil insanlık vicdanın hakim kılması gereken bir idealin adıdır.” diyen Erdoğan, bu idealin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engelin ise yarım aslı aşkın süredir devam eden Arap-İsrail ihtilafı olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu sorunun halen çözülememesi, aksine her defasında hak ve hukukun siyasi dengeler uğruna heba edilmesi uluslararası adalet duygusuna vurulan en büyük darbedir. BM Güvelik Konseyi’nin bugüne kadar bu konuda aldığı bağlayıcı nitelikteki 89 karara İsrail uymamıştır. Ayrıca BM Genel Kurulu’nun aldığı fakat İsrail’in hiçe saydığı yüzlerce karar vardır. Daha da acısı BM Filistin halkının yaşadığı insanlık dramının sona ermesini sağlayacak hiçbir adımı atamayacak kadar aciz kalmaktadır. Soruyorum; acaba BM Güvenlik Konseyi, farklı ülkeler için bu tür yaptırım kararları aldığı zaman, bu kararlara uymayanlara aynen İsrail’e uyguladığı gibi sessiz mi kalıyor? Yoksa yaptırımları Sudan’da yaptığı gibi sonuna kadar uyguluyor mu? Bunu da kendimize sormak suretiyle şöyle bir kendimizi çek etmeliyiz. Bu durum uluslararası toplumun genelinde büyük bir infiale yol açmaktadır. Bugün gelinen noktada bu sorunun daha fazla çözümsüz kalamayacağı ve uluslararası toplumun artık hızla harekete geçerek bu kanayan yaraya artık bir an önce müdahale etmesi gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır. Rahatlıkla fosfor bombasını kullanan İsrail. Atom bombasını bulunduran İsrail. Eee. Buna karşı bir yaptırım yok. Ama çevrede böyle bir havayı hissettikleri anda nasıl yaptırım yaparız, bunun gayreti içersine giriyor. Adalet bu mu? Bu sorulmaz mı? Bu bağlamda sorun, açık söylüyorum. İsrail hükümetini tutumundan kaynaklanmaktadır.”

“İSRAİL’İN YÖNETİCİLERİ HER GEÇEN GÜN BARIŞIN ÖNÜNE YENİ BİR ENGEL ÇIKARIYOR”

İsrail’i yönetenlerin barış için gerekli adımları atmak yerine her geçen gün barışın önüne yeni bir engel çıkardığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “İşgal altındaki Filistin topraklarıdır, İsrail toprakları değil. Ne yazık ki İsrail toprakları olduğunu söylemek tarihle ters düşmektir. Orada Filistin toprakları işgal altındadır. Orantısız güç kullanan İsrail’dir. Ama yaptırım uygulanmayan yine İsrail’dir. İşgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası toplumun tüm çağrılarına karşı devam eden yasadışı yerleşimlerle Gazze’ye yönelik abluka bu kapsamda en öne çıkan iki husustur. Soruyorum; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde herhangi bir toplumu uluslararası ilişkilerden veya insani münasebetlerden tecrit etmek veya soyutlamak gibi bir şey var mı? Benim okuduğum İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde böyle bir şey yoktur.”

“İSRAİL’İN ARTIK BİR TERCİH YAPMASI GEREKMEKTEDİR”

Başbakan Erdoğan, İsrail’in Filistin’e uyguladığı ambargoyu da şu sözlerle eleştirdi: “Bir sandık domatesi Filistin’e sokmak isterseniz, İsrail’in iznine tabiisiniz. Ben bunu insani olarak görmüyorum.”

İsrail’i yönetenlerin artık bir tercih yapması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “BM sistemindeki boşluklar, belirli ülkelerdeki lobiler İsrail’e gayrimeşru eylemlerinden dolayı uluslararası hukuk ve adaletten kaçma imkanı verecektir. Ancak İsrail’in bugün en çok ihtiyaç duyduğu o güvenliği kendisi için sağlamayacaktır. İsrail’e yönetenlerin, gerçek güvenliğin ancak gerçek barışın inşa edilmesi ile mümkün olabileceğini görmeleri gerekmektedir. Buradan bir kez daha İsrail’e seslenmek istiyorum. Barışın yerine ikame edilebilecek hiçbir şey yoktur. Bugün karşılaştığınız mesele sadece bir basit güvenlik için barış denklemi değildir. Ortadoğu’da yeşermeye başlayan yeni siyasi ve beşeri coğrafyayı doğru okuyarak, sürekli bir çatışma ve ihtilaf halini sürdürmenin artık mümkün olamayacağını görmeniz gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

“FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIYIN, İSRAİL’İ BARIŞA ZORLAYIN”

“Uluslararası toplum olarak BM’nin kuruluş gayesi olan uluslararası barış ve güvenliğin tesisi idealine inanıyorsak, İsrail’i bu ülkeyi yönetenlere rağmen barış için zorlamak, bu ülkeye hukukun üstünde olmadığını açık bir şekilde göstermek gerekmektedir.” diyen Erdoğan, bu doğrultuda atılması gereken en önemli adımlardan birisinin Filistin halkının devlet olarak tanınma yönündeki haklı talebinin karşılanması ve Filistin Devleti’nin temsilcilerinin BM üyesi olarak hak ettikleri yeri alması olduğunu söyledi. Aslında BM’nin 1947 yılında 181 sayılı kararla Filistin’i devlet olarak ilan ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Ama ne yazık ki, bu uygulamaya konulmadı. Türkiye’nin, Filistin Devleti’nin tanınmasına desteği koşulsuzdur.” dedi.


CİHAN

Haber Ara