Mesut Kaynak / TİMETURK
Önceki gün istifa eden El Cezire Genel Müdür Wadah Khanfar (Vadah Hanfer) Timeturk’e konuştu. El Cezire’den kendi isteğiyle istifa ettiğini dile getiren Khanfar, “8 yıl bu kurumda genel müdürlük yaptım. Devlet başkanları bile bu kadar iktidarda kalmıyor. Daha yaratıcı fikirler ortaya koyabilecek ve El Cezire’yi daha ileriye taşıyabilecek kişilerin önünün açılması gerekiyor” diye konuştu.
WikiLeaks belgelerinde ABD istihbaratıyla yakın ilişkide olduğu ile ilgili iddiaya ise Khanfar şu cevabı verdi; “WikiLeaks’te adım 420 kez geçiyor. Benim hakkımda WikiLeaks’in ne yazdığını görmek isteyenler belgelerin hepsini okusun. Bazı kanalların olayı saptırarak geçtikleri sadece bir bölüme bakmasınlar.”
Wadah Khanfer devamla şunları söyledi, “Söz konusu belgede zikredilen olay 2005 yılında Doha’daki ABD elçisi ile yaptığımız görüşmeyi içeriyor. Afganistan ve Irak işgali ile ilgili tüm gerçekleri olduğu gibi yansıtıyorduk. ABD ile o dönemlerde ciddi sorunlar yaşadık. Hatta ABD Başkanı El Cezire’yi bombalamayı bile düşündüğü WikiLeaks belgelerinde yer aldı. Çok sıkıntılı bir dönemde ABD elçisi ile bazı görüntüler üzerine yaptığımız tartışma yanlış çarpıtılarak veriliyor.”
Khanfar ayrıca, “Ofisim herkese açıktı. Birçok devlet başkanı, dışişleri bakanı ve yetkili karşıladım. Çin, Hindistan ve Afrika ülkeleri gibi birçok ülkeden bugüne dek yüzlerce şikayet aldım. Bu şikayetleri kurum olarak inceliyorduk. Siyasi baskı içeren konuları görmezden geliyor ve yayınlamayı sürdürüyorduk. Diğer bazıları ile de anlaşıyorduk. İyi habercilikten ve kral çıplak demekten asla ödün vermedik. Bugüne kadar yaptığımız haberler ortada” cevabını verdi.
WikiLeaks belgesinde geçen ve bağımsız yayıncılığımızı hazmedemeyen bazı medya organlarının şişirerek verdiği o belgenin yayın politikalarında bir saç teli kadar değişikliğe neden olmadığını belirten Khanfar, “İsrail’in 2006’da Lübnan’a ve 2008’de Gazze’ye düzenlediği saldırılarda yaptığımız yayınları inceleyin. Bunlar WikiLeaks belgelerinde de yer alıyor. Irak direnişi ile ilgili bugüne yaptığımız yayınlara bir göz atın. ‘Evet’ birçok kişiyle bir araya geldik. Fakat hakikatten asla taviz vermedik. İzleyicilerimiz bunu çok iyi biliyor” dedi.
Vadah Khanfar bundan sonra ne yapacağı ile ilgili soruya ise, El Cezire’de elde ettiği ruhu devam ettireceğini ifade ederek şunları söyledi, “İleriki aylarda ne yapmayı düşündüğüm ile ilgili karar vereceğim. Projeye dönüştüreceğim birçok fikir var. Bazılarını kurumlar bazılarını da kitaplar yolu ile ortaya koyacağım.”
Khanfar son olarak, El Cezire’ye ve müdürlük yaptığı dönemde şehid olan Tarık Eyüb ve İsrail’in elinde esir olan Samir Allavi gibi iş arkadaşlarına olan sevgisinden dolayı bir müddet daha kanalda kalacağını belirtti.
EL CEZİRE BAĞIMSIZLIĞINI KORUYACAK MI?
El Cezire’nin güçlü ismi Wadah Khanfar istifası dünyası medyasında büyük şok meydana getirdi. İngliiz Times ve Guardian gazetelerinde Arap ülkelerindeki isyan dalgasına ilişkin haberleriyle yakından takip edilen El Cezire kanalının genel direktörü Wadah Khanfar'ın görevinden ayrılmasının sürpriz yarattığı yazıldı.
Guardian bu durumun, kanalın bağımsızlığına ilişkin kaygılara neden olduğunu belirtirken Times, bunun güvenilirlik açısından bir boşluk doğuracağını savundu. Guardian, Khanfar'ın yerine Katar kraliyet ailesinin bir üyesi olan Şeyh Ahmed bin Casım bin Muhammed el Tani'nin atandığını bunun Orta Doğu'da kritik bir dönemde beklenmedik ve etkili bir adım olduğu yorumunu yaptı.
Bazı medya organları ise Khanfar'ın Katarlılar için aşırı bağımsız bir figür haline geldiği, bu nedenle baskı altında kaldığı düşünüyor. Bazı Arap basın yayın organları ise, Khanfar’ın ABD’nin baskısı sonucu görevinden istifaya zorlandığı haberini geçti. Wadah Khanfar 8 yıldır uluslararası El Cezire televizyonunda yöneticilik yapıyordu.
