Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Sessiz ve derinden ilerleyen adam: Abdullah Gül

Abdullah Gül, sessiz ve derinden ilerliyor. O bir stratejist ve büyük projelerin adamı. Erdoğan kadar gösterişli ve ses getiren bir tarz izlemiyor, ancak en az onun kadar kararlı. Gül, parti arkadaşı Erdoğan gibi hayret verici şahsi gelişmeler kaydetti. Reinhard Baumgarten'ın analizi:

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-20 18:09:26

Sessiz ve derinden ilerleyen adam: Abdullah Gül
Reinhard Baumgarten *

Abdullah Gül, doktoralı bir ekonomist. Güney Kore, Hindistan ve Rusya gibi 10 farklı ülkeden fahri doktora aldı ve Portekiz, İngiltere ve İtalya tarafından da kendisine nişanlar verildi.

Türkçe’nin yanı sıra akıcı bir şekilde İngilizce ve Arapça konuşuyor. Abdullah Gül, dokuz yıldır iktidarda bulunan İslami-muhafazakâr AK Parti’nin kurucu üyelerinden biri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı.

Ordu, 2007 yılının ilkbahar aylarında, Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini engelledi. Bunun üzerine yeni parlamento seçimleri yapıldı ve AKP söz konusu bu seçimlerden daha da güçlenmiş olarak çıktı. Gül için de 339 oy yeterli oldu.

Yeni Cumhurbaşkanı “Anayasa bana yol gösterecek. Türkiye laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti. Bu değerleri korumak ve ilerletmek, benim öncelikli vazifelerim arasında yer alacak. Özellikle de laikliğin korunması. Bu benim temel ilkem. Bu konu ile ilgili olarak hiç kimsenin endişe duymaması gerekir.” vaadinde bulundu.

Öyle görünüyor ki, aslen Kayserili olan ve eşi kamuoyunda alenen başörtüsü takan 60 yaşındaki Gül, partinin Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gölgesinde kalıyor.

Gül, 2002 yılında AKP’nin ilk başbakanıydı. Bu görevi usulca, ara seçimlerin ardından parlamentoya girmeyi başaran Erdoğan’a devretti.

--Büyük Projelerin Adamı--

Ancak öyle görünüyor ki Gül, sessiz ve derinden ilerliyor. O bir stratejist ve büyük projelerin adamı. Gül, Erdoğan kadar gösterişli ve ses getiren bir tarz izlemiyor, ancak en az onun kadar kararlı. Gül, parti arkadaşı Erdoğan gibi hayret verici şahsi gelişmeler kaydetti.

Daha 1995 yılında AB’nin bir Hristiyan kulübü olduğunu söylüyordu. Bugünlere ise buna karşılık AB içerisindeki bir tam üyeliğin, ülkesi için oldukça önemli olduğunu belirterek “AB yolunda kararlı ve kendi irademizle ilerlemeliyiz. Avrupa’daki siyasi iklim dönem dönem değişebilir, ancak bu bizi engellememeli.” açıklamasında bulunuyor.

--Batı, Güney ve Doğu ile İlişkiler--

Türkiye, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ikilisi ile eşi görülmemiş bir ekonomik kalkınma ve hızlı toplumsal değişiklikler yaşıyor. Türkiye’de kişi başına düşen gelir, AKP hükûmeti altında 2002 yılından bu yana üç katına çıktı. Türkiye, Gül ve Erdoğan’ın yönetimi altında Batı’ya yüz çevirmedi, ancak aynı zamanda güney ve doğuya da dönmeye başladı.

İran ve Arap ülkeleri ile olan ilişkiler daha da genişletildi. İsrail ile ilişkiler uzun yıllar boyunca korunmaya çalışıldı, daha sonra minimum seviyeye indirildi ve kısa bir süre önce de tamamen donduruldu.

Gül birkaç gün önce, birçok kişinin Türkiye’nin İsrail konusundaki kararlılığına anlam veremediğini ifade etti. Şimdiye kadar alınan önlemler sadece bir başlangıç. Nasıl devam edileceği ise tamamen İsrail’in tavrına bağlı.

--Almanya’ya Eleştiri--

Burada biri –büyük olasılıkla da kendini bile aşarak- büyük bir özgüven ile konuşuyor. Cumhurbaşkanı Gül yönetimi altındaki bir Türkiye kendini büyük, uluslararası alanda küçümsenmiş hissediyor ve eşit muamele görmediği görüşünde.

Bu nedenle de Gül, Almanya ziyareti öncesinde Almanya’nın göç ve vize yasasını ağır bir şekilde eleştirdi ve hatta insan haklarının ihlâl edildiğinden bile söz etti.

Gül, ZDF televizyon kanalı ile gerçekleştirdiği bir mülakatında, 2007 yılında sıkılaştırılan Göç Yasası'nın insan haklarına aykırı olduğunu belirterek, "Bu politikanın adaletsiz olduğuna inanıyorum." dedi. 

Gül, ayrıca göç politikasının gelişmiş bir demokrasi düşüncesiyle bağdaşmadığını da ifade etti. Almanya'da yaşayan Türklerden de iyi bir şekilde Almanca öğrenmelerini isteyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Dile aksansız bir şekilde hakim olmalılar." dedi. 2008 yılının ağustos ayından bu yana, Almanya’da yaşayan eşlerinin yanına taşınmak isteyenler, ancak Almanca’yı iyi derecede bildiklerini ispat edebildikleri takdirde ülkeye giriş yapabiliyor.

ARD, Almanya, Tercüme: BYEGM

Haber Ara