'Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor'
15 Eylül’de kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarını dinlemiyordu bile. Hatta yapılan savunmalar da irtibat subayının kasasından çıkmıştı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-16 23:10:33
Bugün Adnan Menderes’in yol arkadaşları Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun 50. ölüm yıldönümü. İdam kararının üzerinden daha 24 saat geçmeden ve haklarında verilen hükmün gerekçesini dahi öğrenemeden sehpaya çıkarıldılar. Çünkü mahkeme kararı yeni olsa da infaz kararları eskiydi.
Darbeden hemen sonra geçici bir madde ile yasama görevi verilen Milli Birlik Komitesi’nin çıkardığı ilk yasa idam yetkisiydi. Yasal düzenlemeler 12 haziranda yapılmasına rağmen 27 Mayıs’ta yapılmış gibi kayda geçirildi. Geçici bir maddeyle de Yassıada yargılamalarını yapacak olan Yüksek Adalet Divanı adıyla bir mahkeme oluşturuldu. Salim Başol’un başkanlığındaki mahkemenin verdiği kararların temyiz olanağı da yoktu.
Yüksek Adalet Divanı Yassıada duruşmalarına 14 Ekim 1960’ta başladı. 11 ay süren yargılamalar Köpek, Bebek, Barbara gibi dava isimleri ile tarihe geçti. Adına yargılama dense de aslında yapılan şey yargısız infazdı. Sanıkların sürekli aşağılandığı, hakarete uğradığı, azarlandığı duruşmalarda en temel hakları olan kendilerini savunmalarına da izin verilmiyordu.
Adnan Menderes itiraz ettiğinde Mahkeme Başkanı Salim Başol’un “Sizi buraya tıkayan kuvvet böyle istiyor” sözleri kayıtlara geçiyordu. Polatkan’ın sözlü savunması ise Başol’un “Öyle şey olmaz, kısa kes, az konuş!, Sizi on beş dakikadan fazla dinleyemeyiz.” sözleri ile son bulmuştu.
Polatkan bu sözler karşısında sadece “İdam istenilen bir davada kendimi müdafaa etmeyeyim mi?” diyebildi. Menderes’in 6 Ağustos 1961 tarihli, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun 26 Temmuz 1961 tarihli ve Hasan Polatkan’ın 2 Ağustos 1961 tarihli yapamadıkları son savunmaları sonradan çeşitli vesilelerle ortaya çıkacaktı. İdama mahkum edilen Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın 175 sayfalık savunması yıllar sonra, dönemin Yassıada İrtibat Bürosu Müdürü albay Ömer Faruk Erus’un kasasında bulunmuştu.
15 Eylül 1961 tarihinde açıklanan kararda da adalet yoktu. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 50 yıl önce bugün sabaha karşı idam edildi. Adnan Menderes’in idamı ise kararın açıklandığı gün komada olduğu için bir gün gecikecekti. Görgü tanıklarına göre infazların gerçekleştirildiği İmralı’da mezarlar aylar öncesinden hazırdı.
Sanıklar savunma yaparken Hakimler
Yassıada’nın bir kurgu olduğunun en önemli kanıtlarından biri bu karalamalar. Yassıada’da muhafızlık yapan Mehmet Nuri Taşdelen karalamaların hikayesini şöyle anlatıyor: “Bir gün Yüksek Adalet Divanı üyelerinin oturduğu kürsüde nöbet tutarken bir hakimin dikkatle önündeki kağıda bir şeyler yazdığını gördüm. Duruşma sonunda hakimin önündeki kağıdı çöpe attığını görünce merak ettim. Gittikten sonra çöpten kağıt parçalarını çıkarıp birleştirdiğimde gördüm ki adam sanığı dinlemiyormuş bile. Vakit geçirmek için kara kalem resim çiziyormuş. ”
Aktifhaber
Haber Ara