Dolar

34,8956

Euro

36,6715

Altın

3.013,01

Bist

10.058,63

Eğitimde 'akıllı bilgisayar' dönemi

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, yeni eğitim-öğretim yılında akıllı bilgisayarları bu yıl itibariyle hizmetine sokacaklarını söyledi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-15 16:23:39

Eğitimde 'akıllı bilgisayar' dönemi


İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, yeni eğitim-öğretim dönemi ile ilgili yaptıkları hazırlıkları kamuoyuyla paylaştı.

İstanbul’un öncelikle eğitim sorunları nelerdir? Bunların çözümü için neler yapıldı ve yapılacak?

İstanbul sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en büyük şehirlerinden. Koca bir ülke İstanbul. Bu büyüklük, her alanda olduğu gibi eğitimdeki sorunları da o derece büyütüyor. Ülkemizin en çok öğrencisi, en çok öğretmeni, en çok idarecisi İstanbul’da. Bu durum sorunun büyüklüğünü gösteriyor aslında. Elbette ki İstanbul’un eğitiminde aksaklıklar var, sorunlar var ve bizler de bunları çözmek için buradayız zaten.

Göreve geldiğimizden beri yeni projelerle, heyecanla çalışıyoruz ve birçok mesafe de kat ettik. İstanbul’umuzda çok hızlı bir şekilde fizikî kapasiteyi artırarak soruna kalıcı çözümler bulmamız gerekiyor. Bu sorunun çözümüne ilişkin başlattığımız ilk proje yerleşke tarzı okulların yapılmasıdır. Öğretmenlerimizin hizmet içi eğitimine oldukça önem veriyoruz. Bunun için de birçok çalışmalarımız sürüyor. Oldukça verimli çalışmalar yaptık. Sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında da birçok yeni projemiz var ve birçoğunu gerçekleştirdik.

Öğrencilere vereceğiniz akıllı bilgisayarlar onların eğitimine ne tür kolaylıklar sağlayacak?

Bazı uygulamalar ve çalışmalar vardır ki bazen bir kişinin, bazen bir toplumun, bazen bir ülkenin geleceğine damga vururlar. Birkaç yıl önce küçük bir kıvılcım şeklinde İstanbul’un bir iki okulunda rastladığımız ve artık birçok okulumuzda öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından başarıyla kullanılan akıllı tahtalardan sonra akıllı bilgisayarlar da bu uygulamalara örnek nitelikte.

Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Fatih Projesi ile Cumhuriyet tarihimizin en büyük eğitim hamlelerinden biri olan akıllı bilgisayarlar bu sene itibariyle eğitimin ve çocuklarımızın hizmetine girmeye başlıyor.  Bizler bütün öğrencilerimizden sorumlu insanlar olarak sadece onlara değil ülkemizin geleceğine de sahip çıkmak için çabalıyoruz.

Çok önemsediğimiz bu proje ile öğrencilerimiz bilgi teknolojisi ile daha fazla iç içe olacak, internetin hayatımıza sağladığı kolaylığı kavrayacak, ortaöğretimden mezun olan öğrencilerimiz en azından dünya ile bağlantılarını yararlı bir şekilde süzer hale gelecek, çocuklarımız için internetin zararlı kullanımını engelleyecek ve toplumun tüm kesimleri için güvenilir bir hale getirecek, her üç kişiden biri için e-eğitim hizmetlerinden faydalanmasını sağlayacak amaçları doğrultusunda bu çalışmalar önem arz etmektedir.

Bilgi çağı dediğimiz bu çağ akıl almaz bir şekilde her gün ilerliyor, değişiyor. Bizlerin yapacağı şey çocuklarımızı bu hıza yetiştirmek, onları hazır hale getirmektir.
 

Tatil dönüşü çocukların adaptasyonu için önlemleriniz var mı?
Tatil dönüşünde çocuklarımızın adaptasyonu için yaptığımız çalışmaların başında okula yeni başlayacak çocuklarımızı bir hafta öncesinden okula başlatarak onları bu yeni ortamlarına ısındırmak, sevdirmek olacak. Birkaç yıldır yapılan bu uygulamanın faydalarının, yaptığımız araştırmalar neticesinde çok fazla olduğunu gördük.

Sizler de bilirsiniz ki okulun ilk günü asla unutulmaz hiçbirimiz için. Bizler o hengâmeden birinci sınıf çocuklarımızı esirgemek için bu uygulama ile yumuşak bir geçiş gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte okula başlayacak diğer çocuklarımız sıralarında kitaplarını bulacaklar. Öğretmenleri onları sınıflarında heyecanla, hevesle, sevinçle, güler yüzle bekliyor olacaktır.

İstanbul ilinin okul öncesi eğitiminde okullaşma oranı sizce nedir?

Okul öncesi okullaşma oranı ülkemizde ve özellikle İstanbul’da hızla gelişiyor. Bazı bilim adamları eğitimin henüz anne karnında başladığını belirtiyor. Bu enteresan tespitin yanında karşı karşıya bulunduğumuz gerçek şu ki her birey ne kadar erken eğitimin içinde kendisini bulursa ileriki yaşantısında kendisi ve toplum için o kadar yararlı hale geliyor.

Size İstanbul’umuza ait okul oranlarını aktarmak istiyorum. Tabloda gördüğünüz gibi İstanbul maalesef Türkiye ortalamasının altında. Bunun sebeplerini saymama gerek yok sanırım. Sürekli göç alan, nüfusu birçok ülkeden daha fazla olan şehrimizde okul öncesi okullulaşma oranını artırmalıyız. Bakanlığımıza verdiğimiz raporlarda bu konu göze çarpan konulardan biriydi. Bu yıl daha fazla çalışarak ortalamanın üstüne çıkma amacındayız.


Bölge / İl     Okullulaşma Oranları            Kız / Erkek Oranı
                     

                     36-48 Ay  48-60 Ay  60-72 Ay  48-72 Ay  36-72 Ay  36-72 Ay
TÜRKİYE
     % 4,2        % 19,3     % 66,9     % 43,1      % 29,8 0,92   
İSTANBUL  % 3,8        % 10,9     % 44,0     % 27,4      % 19,3 0,89   


Mesleki eğitim konusunda AB ülkelerine göre ülkemizde ve İstanbul’da istenilen düzey yakalanmış mıdır?

Mesleki eğitim, genç nüfusumuzu daha dinamik ve verimli hale getirecek en etkin eğitim türü. AB ile aramızda bu alanda fark olsa da on yıl öncesine göre çok daha öndeyiz. On yıl önce mesleki eğitim oranı yüzde 20’lerde iken geçtiğimiz yıl bu oran ülkemizde yüzde 45’ler seviyesindeydi.

AB ise yüzde 60’a varan bir oran tutturmuş durumda. Maalesef bazı siyasi olayların ceremesini gençlerimiz çekti geride bıraktığımız yıllar içerisinde. Bütün bu aksaklıklara ve olumsuz şartlara karşılık son on yılda sağlanan ivme ile AB ülkelerine tez zamanda yetişeceğiz.
 
İstanbul ilinde okulların depreme karşı güçlendirme çalışmaları hangi durumdadır?
O hepimizi en az bir kez öldüren büyük depremden sonra gördük ki deprem değil, depreme dayanıksız binalar öldürüyor. Okullarımızı depreme dayanıklı hale getirmek için elimizdeki tüm imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız. Bir yıl içinde faaliyetlerimizin devam ettiği okul sayısı yaklaşık 1000 tane. Depremle ilgili çalışmalarımızı biz üç aşamada ele alıyoruz.

Yapılanlar, devam edenler ve planlananlar. Onarım veya yapım aşamasında öğrenci ve öğretmenlerimizi en yakın ve en uygun okulda eğitim görmelerini tedarik ediyoruz. Bu konu çok hassas ve en çok önem verdiğimiz konu diyebiliriz. Ne zaman ve nasıl meydana geleceği bilinmeyen bu afete karşı en önce çocuklarımızı korunaklı duruma getirmeliyiz; yani onların eğitim yuvalarını.

Yeni öğretim yılında sizce İstanbul ilinin eğitim alanında en büyük sorunu nedir?

Biz kurum olarak sorunlarımızı bir rapor haline getirdik. Başlıklar halinde her soruna zaman ayırmaya ve onları çözmeye çalışıyoruz. Personel sayımızın yetersizliği, öğretmen sayımızın bazı branşlarda eksik oluşu, derslik başına düşen öğrenci sayısı, güvenlik sorunları, ikili eğitim sorunları, müdürlüklerimizdeki personel sayısındaki eksiklik gibi birçok ana başlık altında sorunlarımızı sıraladık.

Bunların hepsine özel önem veriyoruz elbette.  Eğitimin bizzat yapıldığı sınıflardaki sorunlar ise en çok önem verdiğimiz konular. Bunları iki başlık altında toplayabiliriz. Birincisi derslik başına düşen öğrenci sayısının fazlalığı, ikincisi öğretmen açığımız. Sorunları ise kendi haline bırakmaktan öte onların üstüne gidiyoruz.

Hem devletimizin katkıları, hem de hayırsever vatandaşlarımızın katkılarıyla bu iki önemli sorunu çözmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Fakat gözden kaçırılmaması gereken nokta ise şu ki, İstanbul’un özel yapısı, nüfusu, göçler, öğrenci sayısını düşündüğünüz vakit her sene bir önceki seneden daha fazla çalışma ve çaba gerektiriyor.

Yeni öğretim yılında yapılan öğretmen atamaları İstanbul ilindeki öğretmen sıkıntısını giderdi mi?
İstanbul sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en büyük şehirlerinden. Koca bir ülke İstanbul. Bu büyüklük, her alanda olduğu gibi eğitimdeki sorunları da o derece büyütüyor. Ülkemizin en çok öğrencisi, en çok öğretmeni, en çok idarecisi İstanbul’da. Bu durum sorunun büyüklüğünü gösteriyor aslında.

Son atamalarda biz planlama yaparken en fazla öğretmen açığı olan ilçeleri göz önünde tuttuk. En fazla öğretmeni, en fazla açığı bulunan daha kırsal diyebileceğimiz ilçelere yönlendirdik, atamalarını o bölgelerde gerçekleştirdik. Yeterli demek çok gerçekçi olmasa bile İstanbul hem hükümetimizin, hem bakanlığımızın özel önem verdiği bir şehir.

Yeni atamalarla birlikte şu an öğretmen açığımız azalsa da bitmedi elbette. Öğretmen açığı olan okullarımızda görevlendireceğimiz ücretli öğretmenlerin kadrolu atanacak arkadaşlarımın eksikliğini aratmayacağına eminim. Çünkü sınıfa öğretmen olarak giren, dünyadan çıkar.

Geçen yıl İstanbul Avrupa Kültür Başkenti ilan edildi. Bunun ülkemizde ve İstanbul’da önemli yansımaları oldu. Sürecin eğitim ayağında sizin üstlendiğiniz bir misyon oldu mu? Yaptığınız etkinlikler var mıydı?

"İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti" projesi içerisinde 2.500 okulu, 20.000 kültür ve sanatla ilgili öğretmeni, 3.000.000 öğrenci ve ailelerini, 2010 kültür ve sanat etkinliklerinin paydaşı yaparak, İstanbul halkının yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla Eğitim Programı çerçevesinde çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Çok verimli bir yıl geçtiğini söyleyebilirim bu anlamda.

Dersimiz İstanbul ise başlı başına ve herkesin takdir ettiği bir çalışmamız oldu. Bunun yanında İstanbul Eğitim ve Kültür Dergisi ile yine herkesin takdir ettiği bir çalışmayı başlattık. Evimiz İstanbul ile İstanbul’umuzu milyonlarca öğrencimize tanıttık. İstanbul-Amerika Gönül Köprüsü yine bu proje kapsamında gerçekleştirildi. Birçok ülkeden misafir ağırlayıp İstanbul’umuzu tanıttık. Ve daha bu bağlamda birçok projeyi başarıyla gerçekleştirdik.

İstanbul ajansı

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara