Müslümanların Suriye ile sınavı
İktibas Dergisi, Eylül sayısında kritik bir süreçten geçmekte olan Suriye’nin ve Müslümanların durumu ele alınıyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-14 23:40:26
Müslüman halkın isyanına karşı devlet güçlerinin acımasız saldırıları sonucunda kanın oluk oluk aktığı Suriye’de yaşananların endişe verici boyutta olduğu ifade edilen Yorum bölümünde, Emperyalist güçlerce hem Suriye’de hem de bölgede dengelerin yeniden kurulmak istendiği vurgulanıyor.
Suriye’de, müslümanlar açısından ahlakî ve vicdanî sorumluluklar doğuran bir manzaranın söz konusu olduğu da belirtilen yorumda yaklaşık otuz yıl önce ki Hama katliamını hatırlatan görüntülerin, adeta sorunlu geçmişimizi ve bir türlü Kur’ân merkezli bir çizgiye oturtamadığımız halimizi bir tokat gibi suratımıza çarptığı kaydediliyor.
Derginin Kavram bölümünde birlik, beraberlik anlamına gelen “Vahdet” kavramı işleniyor. İnsanların dünya kuruldu kurulalı şu veya bu şeyin üzerinde birliktelikler, yani vahdet oluşturdukları ancak bunun hak ya da batıl olabildiği belirtiliyor ve “bundan kısa bir süre önce hemen herkesin iki ayrı dünya görüşü üzerinde birleştiği, bugün ise kapitalizmin; laik-demokratik dünya görüşünü üzerinde birleşilmesine çalıştığı ve insanları buna zorladığı görülmektedir” deniliyor.
Atasoy Müftüoğlu, “Küresel Dünyada Kaybolmak” başlıklı yazısında “Hayatın her alanında çok şiddetli başkalaşmalar yaşıyoruz. Küreselleşmenin her şeyi tek biçimli hale getiren baskısı ve şiddetine direnebilecek bir kültürel zenginliğe sahip olmadığımız kültürümüzün çok ciddi bir erozyona ve yabancılaşmaya uğradığını, yoksullaştığını kabul etmek zorundayız” diyor.
Ahmed Kalkan, “Mescidler ve Günümüz” isimli yazısında Müslümanların yaşadığı bazı laik ülkelerde, gayri İslâmî yönetimlerin uygulamaları sebebiyle, mescidlerin yalnızca namaz kılma mekânları haline geldiğini, onların bazı icraatlarını ise kısmen farklı şekilde vakıfların, dernek ve cemaatlerin üstlendiğini vurguluyor.
Mehmed Durmuş, zamanı bilinçli kullanmanın önemini “Zaman Bilinci Eğitimi” başlığı altında irdeliyor. Durmuş, “İnsan en büyük sermayesi olan zamanı / akıp giden ömrünü, iman ve salih amelle değerlendiremiyorsa, büyük bir ziyan içindedir. Buzlarını satıp kazanca dönüştüremeyen satıcı misali, insan da sermayeden zarar etmiştir” diyor.
Nurefşan Erden’in “Hayat Bilgisi” isimli yazısı, Hikmet Ertürk’ün “Kıskançlık / Haset”, Kübra Kurt’un “Belirlilik Hallerinden Zaman Belirsizliğine”, Fatih Demirhan’ın “Tahrif Lobisi Karşısında Tutum Belirlemek”, Mehmet Mortaş’ın “Etiket Totemi” dergide bulunan diğer yazılar. Muhammed İkbal Durmuş’un Immanuel Wallerstein’dan yaptığı tercüme, Sanat Edebiyat bölümünde Mehmet Akif Şahin’in “Gönüllü Sessizlik Toplumdaki Bilinmeyen Erdemdir” denemesi ile Dilek Buz’un “Öykü Yazarı ve Gece” adlı öyküsü de dikkat çekerken, Ferid Aydın’ın “Türkiye’de Tasavvufun Aile ve Toplum Üzerindeki Etkileri” isimli yazısının ikinci bölümü de okurların istifadesine sunuluyor.
Haber Ara