Feyza Gümüşlüoğlu / TİMETURK
Suudi Arabistan'ın eski ABD büyükelçisi Prens Türki El Faysal, 11 Eylül'ün 10. yıldönümünde, Amerika'nın en prestijli gazetelerinden New York Times'da çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Yazısına ABD'nin bu ay bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanan Filistin'i desteklemesi gerektiğini, aksi halde bölgede ciddi problemler meydana gelebileceğini belirterek başlayan Faysal, "ABD Filistin'in bağımsız bir devlet olma girişimini desteklemeli, yoksa Arap dünyasında zaten azalan güvenilirliğini tamamen yitirecek. Filistin'i desteklemediği takdirde Amerika'nın etkisi iyice azalacak, İsrail'in güvenliği ciddi anlamda sarsılacak, İran daha da güçlenecek ve bölgede yeni bir savaşın çıkma olasılığı artacak" ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra Faysal Amerika'yı, Filistin'i desteklememesi halinde Suudi Arabistan ile olan ilişkilerinin artık eskisi gibi olmayacağı konusunda da uyardı. "Suudi Arabistan, eskiden olduğu gibi ABD ile artık hiçbir şekilde işbirliği yapmayacak" diyen Prens Faysal, 'Arap dünyası kaynarken, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki 'özel ilişki'nin, Filistinliler için adalet isteyen Arap ve Müslümanlar tarafından 'tehlilkeli' görülebileceğine işaret etti.
Suudi Prens, ABD'nin Filistin'in bağımsızlığını 'tanımadığı' takdirde bunun Suudi Arabistan'ın politikalarını etkileyeceğinin de sinyallerini verdi. Suudi liderlerin hem yerel hem de bölgesel baskılar yüzünden 'daha bağımsız ve daha baskın' bir dış politika izlemek zorunda kalacağını belirten Türki El Faysal, 'Suudi Arabistan, Bahreyn'e verdiği askeri destekte olduğu gibi, Amerika'nın hoşuna gitmeyecek politikaları daha fazla izleyecek.
Irak'ta Nuri El Maliki hükümetine karşı çıkmak veya yine Irak'ta Amerika'nın baskılarına rağmen bir elçilik açmamak gibi… Bunların yanı sıra Suudi hükümeti Afganistan ve Yemen'de Washington ile yollarını tamamen ayırabilir' diyerek ABD'ye açık bir mesaj yolladı.
"Filistin halkı bağımsız bir devleti ve onun getireceği resmen tanınma, uluslararası kurumlardan destek görme, İsrail devleti ile ilişkilerini daha eşit bir zeminde sürdürme ve barış ve güvenlik içinde yaşama gibi kazanımları hak ediyor" diyen Faysal İsrail'in, Filistin'in devlet kurma talebini 'bir tehlike olarak değil, müzakere masasına geri dönmek ve olası çatışmaları önlemek için bir fırsat' olarak görmesi gerektiğini ifade etti.
Obama hükümetinin İsrail ile Filistin'i barışçıl görüşmelere yönlendirmek için pek çok fırsata sahip olduğunu, ancak Amerikan politikacıların bunu gerçekleştirmek yerine ekonomi ve iç politika ile meşgul olduğunu söyleyerek, 'elle tutulur' hiçbir öneri sunmayan Washington en azından kenarda durup Avrupalı, Suudi ve Arapların Filistin'i savunma girişimlerini de engellememeli' ifadesine yer verdi.
Faysal, Amerika'nın Filistin'i tanıması, İsrail'in Filistin ile barış görüşmelerine yeniden başlaması ve Filistin sorununa kalıcı bir çözüm bulunması durumunda kaybeden tarafın Suriye ve İran olacağını ileri sürdü. Bu iki ülkenin Hamas ve Hizbullah'ı destekleyerek barış sürecini bozmak için elinden geleni yaptığını öne süren Faysal, Suudi Arabistan'ın yakın zaman önce Beşar Esad'dan kanlı yönetimine bir son vermesini isteyerek ve büyükelçisini Şam'dan çekerek önemli bir adım attığını belirtti. Faysal, "Barbar Esad rejiminin yaklaşan sonunun, İran'ın zayıflaması için ender bir fırsat sunacağını' ifade ederek, 'Suriye gibi önemli bir destek olmadan Tahran'ın Arap dünyasını karıştırmasının daha zor olacağını" kaydetti.
Bugün ABD ve Suudi Arabistan'ın elinde, İran'ı etkisizleştirmek ve bölgeyi istikrarsızlaştırmasını engellemek için bir şans olduğunu belirten Prens, Obama hükümetinin, Birleşmiş Milletler'de iki ülkenin arasını açacak bir tutum benimsemesi halinde bu fırsatın kaçacağını söyledi.
Suudi Arabistan ile Amerika arasındaki işbirliğinin devamından bütün Ortadoğu'nun faydalanacağını belirten Türki El Faysal, Amerika'nın Filistin desteğinin ne kadar 'kritik' olduğunu şu sözlerle açıkladı: ''ABD'nin Birleşmiş Milletler'de vereceği olası bir veto kararı, çok derin negatif sonuçlar doğuracaktır. Amerikan Suudi ilişkilerine verdiği zarara ek olarak, ABD Müslüman dünyası ile ilişkilerini de bozacak, İran'ı güçlendirecek ve bölgesel istikrarı da tehlikeye atacaktır. Umarım ABD adalet ve barış yolunu seçer…''
