Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'İnsan temelli ekonomik sistem için...'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,''19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi'' nin açılış törenine katıldı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-11 19:28:24

'İnsan temelli ekonomik sistem için...'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünya genelinde, çalışma sürelerinden emek ücretlerine, iş güvenliğinden sosyal güvenlik uygulamalarına kadar birçok alanda ciddi sorunların bulunduğunun bir gerçek olduğunu belirterek, ''Bu sorunların çözümü, insanlık olarak üzerimizden bir borcu düşüreceği gibi, ülke ekonomilerine de olumlu şekilde yansıyacaktır'' dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Kuruluşları Birliği (ISSA) işbirliğiyle Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi'' başladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin açılış töreninde, İstanbul'un kongre turizminde dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline gelmesinden ve her yıl çok sayıda ve nitelikli organizasyonun gerçekleşmesinden dolayı gururlu olduklarını söyledi.

Türkiye geliştikçe ve dünyadaki itibarını artırdıkça, çok daha fazla sayıda organizasyona ev sahipliği yapılacağını dile getiren Erdoğan, bugüne kadar Türkiye'nin üstlendiği her organizasyondan alınlarının akıyla çıkmayı başardıklarını ve bütün misafirlerin memnun ayrılmalarını sağladıklarını ifade etti.

Erdoğan, son yıllarda kazanılan tecrübeyle birlikte İstanbul'un, 2020 yılında yapılacak yaz olimpiyatlarına aday olduğunu da hatırlatmak istediğini belirtti.

Son yıllarda, dünya ekonomisinin üzerinde kara bulutların dolaştığı bir dönemden geçilmekte olduğunu, 2008 yılının sonlarında ortaya çıkan küresel finans krizinin etkilerinin hala belli ölçüde devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, ''Bu krizin arka planını incelediğimizde, krizin ekonomik nedenleri kadar, siyasi ve ahlaki boyutunu da nazarı dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum. Krizin altyapısında sonu gelmeyen bir tüketim ve kazanma hırsı, israf kültürü, devletlerin halklarından bilgi saklaması gibi gayri ahlaki tutum ve davranışların olduğunu da kabul etmek gerekiyor'' dedi.

Dünya ekonomisinde yaşanan bu olumsuz gelişmelerin, kapitalizmin geçmişini sorgulamak açısından da önemli bir fırsat oluşturduğuna inandığını söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Bizim kültürümüzde insan çok değerlidir, kutsal bir varlıktır; ancak bu kutsallık, hiçbir ayrım yapmaksızın tüm insanlara şamildir. 'Bütün insanlar eşittir, ancak bazıları daha eşittir' gibi bir yaklaşımın bizim lügatimizde hiçbir yeri yoktur'' diye konuştu.

''İNSANI TEMEL ALAN BİR EKONOMİK SİSTEM İNŞA ETMELİYİZ''


Bugün insanlığın, insanı insanın kurdu olarak gören yaklaşımdan sıyrılması, insanı insanın dostu ve imkanı olarak gören bir zihniyete kavuşması gerektiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''İnsanın önemsenmediği, yaşamın ve sağlığın ihmal edildiği, temel hak ve hürriyetlerin kolayca yedeğe alındığı bir ortamda, huzurdan da refahtan da bahsedilemez. Dünya ülkeleri olarak, insana kıymet veren, insanı temel alan, insanlar arasında ayrım yapmayan, adaletten asla taviz vermeyen bir ekonomik sistem inşa etmeliyiz. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konuların gelişimini de böyle bir çerçeveden değerlendirmemiz mümkündür.

Batı tarihinde köleliliğin kaldırıldığı doğrudur, ancak emek üzerindeki sömürüye hala tam olarak son verildiğini söylemek mümkün değildir. Dünya genelinde, çalışma sürelerinden emek ücretlerine, iş güvenliğinden sosyal güvenlik uygulamalarına kadar birçok alanda ciddi sorunlar olduğu bir gerçektir. Bu sorunların çözümü, insanlık olarak üzerimizden bir borcu düşüreceği gibi, ülke ekonomilerine de olumlu şekilde yansıyacaktır. Bugünün dünyasında tüketicilerin çevre ve iş güvenliği gibi konulara büyük bir hassasiyet göstermeye başladıklarını hatırlamamız gerekiyor.''

Geçmişte çevre dostu bir üretim sistemi kurmayı veya iş güvenliğini sağlamak için yaptığı yatırımı gereksiz bir maliyet olarak algılayabilen firmaların, bugün bu adımları rekabet gücünün en önemli unsurlarından biri olarak telakki etmesinin icap ettiğinin altını çizen Erdoğan, bu nedenle, ekonomi yönetimlerinin de en önemli görevlerinin başında işverenlerle işçilerin çıkarları arasında bir uyum sağlamaları geldiğini belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ülke ekonomilerinde bir yandan istihdam artırıcı politikalar üretirken, diğer yandan istihdam şartlarını iyileştirmek gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi'nde masaya yatıracağımız konuların, paylaşacağımız bilgilerin ve kuracağımız yeni işbirliği alanlarının bu açıdan çok önemli olduğunu ifade etmek isterim. Uluslararası Çalışma Örgütünün tahminlerine göre, dünyada 1,2 milyarı kadın olmak üzere 3 milyar civarında bir iş gücü bulunuyor. Sadece bu rakam dahi, çalışma hayatında yapılacak her iyileştirmenin dünya üzerindeki herkesi yakından ilgilendirdiğini ortaya koyuyor.

Çalışma hayatı, istihdam, çalışma şartları, sosyal güvenlik, mesleki eğitim, iş sağlığı ve güvenliği gibi birçok önemli bileşenden oluşuyor. Bu bileşenler içinde, iş sağlığı ve güvenliğinin ayrı bir öneme sahip olduğu izahtan varestedir. Dünyada her gün yaklaşık 1 milyon iş kazasının yaşanması, dünya ekonomisine, toplam gayrisafi hasılanın yüzde 4'ü kadar bir maliyet oluşturuyor. Bunun da ötesinde, iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu her yıl 2,3 milyon insan, maalesef hayatını kaybediyor, çok daha fazla insan ise sakat kalıyor.''

AA

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara