AK Parti hükümetini yıpratmak amacıyla Genelkurmay'da kurulan kara propaganda siteleriyle ilgili açılan 'internet andıcı' davasının sanıkları dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u işaret etmeye devam ediyor. Hakkında yakalama kararı çıkmasına rağmen hâlâ teslim olmayan sanıklardan Korgeneral Mehmet Eröz de, Başbuğ'un duruşmada tanık olarak dinlenmesini talep etti.
12 Eylül'de başlayacak yargılama öncesi avukatı İlkay Sezer aracılığıyla İstanbul 13. Ağır Ceza'ya dilekçe veren Eröz, bu talebini resmî olarak mahkemeye iletti. "Müvekkilim soruşturma konusu andıcın hazırlandığı tarihte Genelkurmay Başkanlığı Harekât başkanlığı görevini yürütmüştür." denilen dilekçede, talebin mahkemece kabul edilmesi halinde, dava konusu olay ve iddia-ların daha iyi anlaşılabileceğine işaret edildi.
Aynı davanın sanıklarından dönemin Genelkurmay 2. başkanı olan Orgeneral Hasan Iğsız, hakkında yakalama kararı çıkarılan 14 sanık arasında ilk teslim olan isimdi. Iğsız, tutuklandıktan sonra, "Bu aşamada beyanda bulunmayacağım." deyip sözü avukatına bırakmıştı.
Avukatı Orhan Önder ise andıcın emir-komuta zinciri içinde hazırlandığına dikkat çekmiş ve belge için, "En üst makama kadar sunulmuştur." ifadesini kullanmıştı.
Andıç dosyası ile birleştirilmesi gündeme gelen 'AK Parti ve Gülen'i bitirme davasının sanığı Albay Dursun Çiçek'in avukatı da geçtiğimiz yıl kasım ayında yapılan duruşmada Başbuğ'un tanık sıfatıyla mahkemeye çağrılmasını istemişti
Kara propaganda yaparak AK Parti hükümetini yıpratmayı amaçlayan internet siteleriyle ilgili 22 sanıklı davanın ilk duruşması 12 Eylül 2011'de Silivri'deki mahkeme salonunda yapılacak.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 8 Ağustos 2011'de hakkında yakalama kararı çıkarılan 14 sanıktan Orgeneral Nusret Taşdeler, Korgeneral Mehmet Eröz, Tümgeneral Mustafa Bakıcı ve Albay Ziya İlker Göktaş hâlâ teslim olmadı.
Teslim olmayan sanıklardan Korgeneral Mehmet Eröz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçe ile gündeme geldi. Korgeneral Eröz'ün avukatı İlkay Sezer tarafından mahkemeye verilen dilekçede, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'tanık' olarak dinlenmesi talep edildi.
Avukat Sezer adına yapılan yazılı açıklamada, "Kamuoyunda adı internet andıcı olarak bilinen iddianamenin mahkemeye sunulması ve 12 Eylül 2011'de duruşmasının yapılacak olması dikkate alınarak bugün (dün) itibarıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına müvekkilimiz Korg. Mehmet Eröz'le ilgili olarak verdiğimiz dilekçe ile dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tanık olarak dinlenmesi talebini içerir bir dilekçe verdik." denildi.
Her şey emir komuta zincirinde yapıldı
Talebin mahkemece kabul edilmesi halinde dava konusu olay ve iddiaların daha iyi anlaşılabileceği ifade edilen açıklamada söz konusu talebe ilişkin gerekçelerin sıralandığı dilekçeye de yer verildi. Dilekçede, Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasıyla birleştirme talepli iddianame sunulduğu hatırlatıldı.
İddianamede Korgeneral Mehmet Eröz'ün de soruşturma konusu siteler aracılığı ile yürütülen illegal faaliyetlere hukuk koruması sağlamak amacıyla, sitelerin yeniden yapılandırılması yönünde düzenlemeleri içeren andıcın hazırlanmasında ara yönetici olarak görev aldığının iddia edildiği belirtilerek, "Müvekkil soruşturma konusu andıcın hazırlandığı tarihte Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanlığı görevini yürütmüştür. Soruşturma konusu andıç ile ilgili olmak üzere dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Sayın İlker Başbuğ'un tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz." denildi.
Andıcın hazırlandığı dönemde Genelkurmay 2. başkanı olan emekli Orgeneral Hasan Iğsız, hakkında yakalama kararı çıkarılan sanıklar arasında ilk teslim olan isimdi. 10 Ağustos 2011'de Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde hakim karşısına çıkan Iğsız, hakkındaki suçlamalar yüzüne okunduktan sonra, "Bu aşamada beyanda bulunmayacağım." deyip sözü avukatına bırakmıştı.
Iğsız'ın avukatı Orhan Önder ise andıcın emir-komuta zinciri içinde hazırlandığına dikkat çekmişti. Önder, andıçla ilgili, "En üst makama kadar sunulmuştur." demişti.
