Haber Merkezi / TİMETURK
BM’nin Mavi Marmara Raporunu değerlendiren Has Parti Lideri Kurtulmuş, hükümetin kararlarını gecikmiş olmakla birlikte olumlu bulduğunu söyleyerek, “Ama hükümet, bir tarafta bu yaptırım kararlarını alırken, diğer taraftan İsrail’in güvenliği için kurulan füze kalkanının topraklarımızda kurulmasına izin veriyor. Mavi Marmara baskını sırasında ses çıkarmayan NATO bundan sonra Akdeniz’de İsrail’in mi yoksa Türkiye’nin mi güvenliğini sağlayacaktır. Biz bunu da büyük bir çelişki olarak görüyor ve NATO’nun füze savunma sisteminin Türkiye topraklarında kurulmasına karışı çıkıyoruz. Hükümet, geç kalmadan NATO füze savunma sistemini istemediğini ilan etmelidir” dedi.
Halkın Sesi Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, BM’nin Mavi Marmara raporunu ve hükümetin rapor çerçevesinde ortaya koyduğu diplomatik adımları değerlendiren bir basın açıklaması yaptı.
Kurtulmuş açıklamasında, İsrail’e karşı uzun süreli ve sonuç alıcı tavır alınmasının gerekliliğini vurgulayarak “İsrail’e karşı bu zamana kadar ihmal edilen ve çoktan ortaya konması gereken uluslar arası diplomatik güç vakit geçirilmeden oluşturulmalıdır” çağrısında bulundu. Hükümetin gerekli stratejik adımları zamanında atamadığını ve tepkilerde geç kalındığını dile getiren Kurtulmuş, kendisinin 2 yıl önce yaptığı uyarıları ve önerileri yeniden hatırlattı. “Hükümet bugün yapmayı düşündüklerini 2 yıl önce zaten yapmalıydı. Maalesef geç kalındı ve İsrail zaman kazandı” diyen Kurtulmuş; BM’nin raporunu da art niyetli ve yanlı olarak değerlendirdi.
İSRAİL ZAMAN KAZANDI
“Bir taraftan Davos’ta ‘one minute’ diyen diğer taraftan da İsrail’in OECD üyeliğini destekleyen Türkiye hükümeti’ni İsrail hükümeti bu süreçte ciddiye almamıştır. Mavi Marmara meselesini de zamana yayarak Türkiye’ye karşı zaman kazanmak istemiştir” diyen Kurtulmuş, Mavi Marmara baskınının da yardım kuruluşlarına değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmış bir operasyon olduğunu yineledi. İsrail’in bu operasyon ile Türkiye’ye gözdağı verdiğini söyleyen Kurtulmuş, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırı sırasında, 7 Ocak 2009’da Çağlayan’da düzenlenen mitingte yaptığı konuşmayı hatırlattı. Bu mitingte İsrail’e karşı yapılması gerekenleri 9 maddede özetleyen ve o dönemde hükümete bunları yapma çağrısında bulunan Kurtulmuş, bugün hükümetin aldığı kararların hepsinin bu 9 madde içerisinde bulunduğunu söyledi. Kurtulmuş, ‘eğer o gün israil’e karşı bu kararlar alınsaydı ve karşısında diplomatik bir blok oluşturulsaydı İsrail mavi Marmara baskınına cesaret bile edemeyecekti” diye konuştu.
İŞTE HAS PARTİ’NİN ÖNERİLERİ
Has Parti Lideri Numan Kurtulmuş BM’nin açıkladığı Mavi Marmara raporu ve hükümetin raporla ilgili attığı adımları ve Has Parti’nin önerilerini şöyle sıraladı:
1- BM’nin Mavi Marmara Raporu, kuruluşun iddia edilen varlık gerekçesine uygun değildir. Rapor, İsrail’in lobi ve medya gücüne kurban edilmiştir; adil, tarafsız ve insani değildir. Bu raporla bir defa daha anlaşılmıştır ki, BM, artık “Birleşmiş Milletler” değil “Birleşmiş Güçlüler Cemiyeti” gibidir; dünya milletlerini değil güçlüleri ve gücünü pervasızca kullananları temsil etmektedir. Dünya barışına katkısı azalmış BM’nin acilen yeniden yapılandırılması gerekir.
2- Hükümetin, BM Raporu sonrası ilan ettiği; İsrail ile askeri anlaşmaların askıya alınması, ilişkilerin ikinci kâtiplik düzeyine indirilmesi, Doğu Akdeniz'de seyir güvenliği için her türlü önlemin alınması, uluslararası alanda hukuki süreçlerin takibi gibi diplomatik adımları destekliyoruz. Hükümet, bu adımları uygulamaya koymakta çekingen davranmamalıdır.
3- Hükümet, atacağını ilan ettiği adımlarla yetinmemeli aksine daha ciddi girişimlerde bulunmalıdır. İsrail’in saldırgan politikalarına karşı acilen uluslar arası diplomatik blok oluşturulmalıdır. Bu çerçevede bölge ülkeleri başta olmak üzere Filistin’i tanıyan tüm ülkeler ve adil bir dünyaya katkısı olacağına inanılan ülke ve kuruluşlarla aktif diyalog süreci başlatılmalıdır.
4- Hükümet, İsrail ile ilişkilerde günü kurtarmak ve iç politikada nasıl üstünlük sağlarım psikolojisiyle davranmaktan vazgeçmeli; uzun vadeli ve stratejik davranmalıdır. Hükümet, bugün ilan ettiği yaptırımlara aylar önce başlamalıydı. Mavi Marmara baskını sonrasında Biz, Haziran 2010’da hükümete 6 maddelik teklif sunarak yapılması gerekenleri en açık şekilde ortaya koymuştuk. Sayın Başbakan o günlerde “Bekara karı boşamak kolay” diyerek bu teklifleri dikkate almadı. Hükümet maalesef süreci yürütememiş, öngörülerinde yanılmıştır. Haziran 2010’daki açıklamamızın özeti şöyleydi: ''İsrail'e karşı diplomatik güç oluşturmalıdır. İsrail Büyükelçisi 'istenmeyen adam' ilan edilmeli ve GERİ gönderilmelidir. Mavi Marmara gemisine saldırı emri verenler, Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesine çıkarılmalı ve bu konuda hazırlık yapılmalıdır. İsrail'in delilleri karartması mümkündür. Delillerin karartılmaması için gemimizin üçüncü bir limana gitmesi sağlanmalıdır. Askeri ve ticari ilişkiler askıya alınmalıdır. İsrail ve Yahudi lobilerinden ödül alan hükümet yetkilileri ve diğer siyasi parti temsilcileri ödüllerini iade etmelidir.''
5- Hükümet bu süreçte bir dizi hata yapmıştır. Sözgelimi İsrail’in OECD’ye alınması ve AEK’de İsrail’in nükleer kapasitesiyle ilgili oylamalarda Türkiye’nin çekimser kalarak bir yerde İSRAİL lehine tavır takınması bunlardan sadece ikisidir. Bu iki konuda da Türkiye, uzun vadeli ve stratejik düşünememesinin cezasını çekmektedir. Her iki konuda da artık bir kazanım şansımız kalmamıştır. Bu çerçevede hükümete yeni uyarımız “İSRAİL’in NATO üyesi olmasının önüne geçilmesi”dir.
6- Hükümet benzer bir hatayı tekrar etmek üzeredir. HAS PARTİ olarak yine tarihi uyarımızı yapmak istiyoruz. İsrail’e karşı yaptırımların başlatılacağının ilan edildiği saatlerde maalesef yine Hükümet yetkilileri NATO füze savunma sisteminin ülkemiz topraklarında konuşlandırılacağına dair açıklamalar yapıyorlardı. Bu büyük bir tezattır. Mavi Marmara baskını sırasında ses çıkarmayan NATO bundan sonra Akdeniz’de İsrail’in mi yoksa Türkiye’nin mi güvenliğini sağlayacaktır. Hükümet bir taraftan İsrail’e karşı bu yaptırım kararlarını alırken diğer taraftan da İsrail’in güvenliğini sağlamak için kurulacak füze savunma sisteminin Türkiye’de kurulmasına izin veriyor. Biz bunu da büyük bir çelişki olarak görüyor ve NATO’nun füze savunma sisteminin Türkiye topraklarında kurulmasına karışı çıkıyoruz. Hükümet, geç kalmadan NATO füze savunma sistemini istemediğini ilan etmelidir.