Arap hükûmetleri ve özellikle de Suudi Arabistan, Başbakan Erdoğan’ın bu ziyaretinde ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Bingazi ziyaretinde (bir aydan fazla bir sürede ikinci ziyaret oluyor) Türkiye’nin, söz konusu Arap hükûmetleri aleyhine liderliğini pekiştirmeye çalıştığını düşünüyor.
Bu endişeleri anlamak bizim için zor. Zira Türkiye bir Müslüman ülke olup beş asırdan fazla süren bir imparatorluk mirasına sahip. Bu sürede dünyanın neredeyse yarısını yönetti. Türkiye demokrasi ve ekonomik kalkınma konularında bir model sunabildiği için dünyada 16. ekonomik güç olmayı başardı.
Türkiye’nin liderlikle ilgili arzuları meşru. Ancak Arapların buna yönelik hassasiyetleri, aptallığın ve dar bakışlılığın alameti. Zira Sayın Erdoğan, Arap liderlerinin Somali’ye gitmelerine engel olmadı. Diğerleri saraylarında oturmayı ve başkalarının acılarıyla ilgilenmemeyi tercih ederken Erdoğan, hemen harekete geçti.
Arap hükûmetleri, Erdoğan’ın, eşiyle ve bakanlarıyla birlikte Somali’ye gitmeden önce kendilerinden izin alacağını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Zira Türkiye, İslam dünyasına gösterdiği özen düşüncesinden yola çıkıyor ve bunu pratikte de uyguluyor. Bütün bunların Türkiye’nin çıkarlarına ve liderlik arzularına hizmet etmesinde hiçbir zarar yoktur.
Arap hükûmetleri iradeden ve eylemden yoksun bir yaz uykusu yaşıyor, başkalarının ajandalarını uyguluyor, başkalarına hizmet ediyor ve herhangi bir Arap kalkınma projesinden kaçınıyor. Bu nedenle çoğu Arap ülkesinde, halk galeyana gelmiş ve bu durum, var olan diktatör rejimleri düşürmeyi hedefleyen devrimler olarak yansımıştır.
Şayet Türkiye’nin liderliğinden endişe duyan ve kıskananlar varsa, bunlar Türk diplomasisini örnek almalı ve Arap ve Müslümanların meselelerini hem sözle hem de eylemle savunmalıdırlar.
Kıskançlık duygularıyla oturduğu yerden başkalarını eleştirmek, hırslı rejim ve hükûmetlerin özelliği değil, âcizlerin özelliğidir.
El Kuds El Arabi, İngiltere, Tercüme: BYEGM