Fenerbahçe'den karara sert tepki
Futbol Federasyonunun, Fenerbahçe Kulübünün Şampiyonlar Ligi'nden men edilmesine ilişkin kararının ardından, sarı-lacivertli kulüp sert bir açıklama yaptı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-24 20:42:47
Kulübün internet sitesinden, ''Türk futbolunu ateşe attılar'' başlığıyla yapılan açıklamada, federasyonun aldığı kararla ilgili olarak gelişen süreç anlatıldı.
Federasyonun İstinye'deki merkezinde dün gerçekleştirilen kulüp başkanları toplantısının ardından, toplantıya katılan Fenerbahçeli yöneticilere UEFA'dan TFF'ye gönderilen yazının iletildiği, bu yazıda, bugün saat 12.00'ye kadar sarı-lacivertli kulübün Şampiyonlar Ligi'ne katılımdan vazgeçtiğini beyan etmesinin talep edildiği, kulübün bu yönde bir beyanı olmaması halinde federasyonun devreye girip men etmesi, bunun da yapılmaması halinde ise UEFA'nın devreye girip TFF ile ilgili yaptırım uygulayacağı konusunun yer aldığı belirtildi.
Bu talebe cevaben TFF'ye yapılan bildirimde, söz konusu yazının kulübe dün saat 16.00'da tebliğ edildiği, böyle önemli bir mevzunun kısa bir süre içinde kulübün ilgili kurullarında karara bağlanmasının fiilen mümkün olmadığı, bu nedenle de bir yanıt verilebilmesinin söz konusu olamayacağının ifade edildiği kaydedildi.
Fenerbahçe Kulübünün şike ile mücadele konusunda UEFA'nın yasal imkanlarının ve sınırlarının bilincinde olunduğu vurgulanan açıklamada, ''Ne var ki, UEFA'nın sözünü ettiğimiz talebinde hukuki bakımdan muğlak olan bir takım hususlar bulunmaktadır ve bu hususlara tüm ilgililerin dikkatini çekmek Türk futbol ailesinin önemli bir ferdi olan kulübümüzün vazifesidir'' denilerek, konuyla ilgili şu sorular yöneltildi:
''UEFA'nın elinde eğer yeterli derecede kanıt ve belge varsa neden kendisi kulübümüz ile ilgili kararı bizzat almamaktadır da bunu ya bizden (tüm yasal haklarımızdan ileriye dönük olarak feragat anlamına gelebilecek) yazılı bir beyanla yahut da TFF'den almasını istediği bir kararla talep etmektedir?
Acaba UEFA, şu an soruşturma safhasında olan, ancak ileride bir kısım yöneticilerimizin yargılanması muhtemel davadan beraat kararı çıkması ve kulübümüz bakımından şikenin söz konusu olmadığının mahkemelerce kesin olarak tespiti ihtimalini değerlendirdiği için mi Şampiyonlar Ligi'ne katılım konusunda sorumluluğu üzerinden atabileceği böyle bir formül ile TFF'ye başvurmuştur?
Yukarıda yer alan maddeden olmak üzere UEFA, ileride kendisine karşı açılması muhtemel, bedeli çok yüksek olacak maddi ve manevi tazminat taleplerinden kaçınmak adına mı olası men kararını TFF'nin vermesini ve böylece hukuki ve mali sorumluluğu Türkiye Futbol Federasyonunun üstlenmesini sağlamaya çalışmaktadır? Böyle bir yaklaşım ne derece hukuki sayılabilinir?
UEFA, Avrupa'da önünü alamadığı şike ve bahis skandalları ile alakalı mücadele yönündeki noksanlığını, Türk futbolunun kulüpler bazında Avrupa'daki en üst düzey temsilcisi olan Fenerbahçe'yi bir araç olarak kullanarak mı giderme düşüncesi içerisine girmiştir? Acaba bir Türk takımına ceza vermek suretiyle dünya spor kamuoyuna 'Ben şike ile en ciddi şekilde mücadele ediyorum' mesajı mı verilmek istenmektedir? Diğer bir deyişle Fenerbahçe ve bir anlamda da Türk futbolu, UEFA'nın şike ve bahis ile mücadelesindeki başarısızlığını örtmesi için günah keçisi mi kılınmıştır?
Bunların yanı sıra 22 Ağustos 2011 tarihinde ülkemizde temaslarda bulunan UEFA Disiplin Baş Müfettişi, soruşturma savcısı ile gerçekleştirdiği 1,5 saatlik görüşme neticesinde, Sayın TFF yetkililerinin ve TFF Etik Kurulu'nun hepsi deneyimli birer hukukçu olan üyelerinin haftalar süren yoğun mesailerine karşılık tespit edemedikleri hangi hususları tespit etmiştir ki, UEFA böyle radikal bir çıkış yapabilmiştir?''
Masumiyet karinesinin, hüküm giymemiş kimsenin suçlu sayılamayacağı veya suçlu olarak lanse edilemeyeceği anlamına geldiğine dikkati çekilen açıklamada, son olarak şu ifadeler yer aldı:
''Son olarak dikkatinizi, evrensel bir yargı doktrini olan 'Masumiyet Karinesi'ne çekmek isteriz. Anayasamıza göre 'suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz' (Ay.m.38/4). Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre de 'bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır' (İHAS.m.6/2). Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre, suç işlediği şüphesiyle hakkında polis soruşturması başlatılmış veya gözaltına alınmış kimsede bu karineden yararlanacaktır. Dolayısıyla Masumiyet Karinesi, hüküm giymemiş kimsenin suçlu sayılamayacağı veya suçlu olarak lanse edilemeyeceği anlamına gelmekte olup şu an tutuklu bulunan yöneticilerimiz açısından bu durum gözetilmesi ve riayet edilmesi gereken bir yasal zorunluluktur.''
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara