Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Libya'da savaş bitti mi?

'Libya'da Kaddafi'nin kaybettiği açık, ama kimin kazandığı da belli değil' diyen Ortadoğu uzmanı gazeteci Patrick Cockburn, Libya'nın Avrupa'ya yakın bir petrol üreticisi oluşu nedeniyle çoğu yönetici ve devletin bu nedenle yeni Libya'yı tanıdığına dikkat çekiyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-23 17:28:11

Libya'da savaş bitti mi?

Patrick Cockburn *

Muhalifler Trablus'a yaklaşırken, başkentin bir çarpışma gerçekleşmeden düşüp düşmeyeceği belli olmasa da, Muammer Kaddafi'nin 41 yıllık iktidarı sona erecek gibi gözüküyor. Halen çatışmayı yürütecek adamları ve mühimmatı var ama destekçileri halihazırda kaybedilmiş bir dava uğruna ölecek bir neden olup olmadığına karar veremeyebilirler.

Kaddafi rejiminin devrildiği koşullar Libya'nın geleceği için önemli. Kaddafi'nin kendisi kaçacak mı, tekrar savaşmak üzere ortadan mı kaybolacak? Tutuklanacak veya son bir kapanda ölecek mi? Destekçileri avlanıp öldürülecek mi? 6 aylık bir iç savaştan sonra, kalıcı barışın sağlanması için onun destekçilerinin dışlanıp katledilmeleri, öldürülmeleri, misillemelere hedef olmaları veya siyaseten marjinalleştirilmeleri doğru olmayacaktır.

Kaddafi iktidarda kalacak kadar gücünün olmadığını sergilemiş olsa da bu isyancıların ağırlıklı güce sahip oldukları anlamına da gelmiyor. Mart ayında yenilgiden, NATO hava saldırılarının Bingazi'ye doğru ilerleyen Kaddafi'nin zırhlı araçlarını vurması sonucu kurtarıldılar. Şu anda Trablus'a girebiliyorlar çünkü NATO'dan taktik hava desteği alıyorlar.

Bu sıra dışı bir durum. Şu anda ABD ve İngiltere dahil 30 yabancı devlet Bingazi'deki Geçici Ulusal Konseyi (GUK) Libya hükümeti olarak tanıyor.

Ancak GUK, hiçbir surette şu anda başkenti kuşatan isyancı milislerce tanınmıyor. Misrata'da şehirlerini korumak üzere mücadele eden isyancılar özel olarak GUK'un talimatlarına uyma niyetleri olmadığını söylüyorlar.

Uyuşmazlıkları devam etmeyebilir ama bu isyancıların derin bir şekilde bölündüğüne işaret. Tek işaret bu değil. İsyancıların baş kumandanı Abdul Fettah Yunus sadece birkaç hafta önce cephede tuzağa düşürülüp, korumalarından ayırıldıktan sonra işkence edilerek öldürüldü ve cesedi yakıldı. Ardından GUK, Yunus'un ölümünü etkili bir şekilde soruşturamadığı gerekçesiyle geçici kabineyi görevden aldı. Göreve son verme açık bir şekilde Yunus'un kabilesi, Obedi'nin onun ölümü için açıklama talep etmesinin üzerine geldi.

Libyalılar için Kaddafi'nin uzun yıllardır süren yönetiminin sona ermesi muazzam bir rahatlama getirecektir. Kaddafi'nin kişi kültü, altı boş idelojisi, Gilbert ve Sullivan tarzı komedi opera antikleri tehlikeli tipte bir baskının yaratılmasına neden oldu. Libyalı öğrenciler bilgisayar mühendisliğinde veya diğer disiplinlerde Kaddafi'nin Yeşil Kitabıyla ilgili zorunlu sınavı geçemedikleri için sınıfta kaldıklarına yanıyorlardı. Bu yüzden ayaklanma başladığı sırada (15 Şubat'ta) Bingazi'de Yeşil Kitap çalışmaları merkezinin eylemin örgütleyicilerinin planladıklarından iki gün önce yakılmış olması şaşırtıcı değildir.

1969'da Monarşiyi deviren Kaddafi ve çevresindeki genç isimlerin naif ulusalcılığı Arap liderlerini şaşkına cevirdi. Ama yeni rejim Libya ve Ortadoğu için dramatik sonuçlar yaratacak şekilde benzinin fiyatını arttırarak Batı'yı köşeye sıkıştırdı.

Libyalılar Mısır'daki veya petrol yatağı olmayan komşularından daha yüksek yaşam standartlarına sahip olabildiler. Lakin Kaddafi'nin sözde radikalizmi ve oğullarının büyük servet ve iktidar payları kapmasıyla yönetim son 10 yılında hemen hemen monarşiye dönüştü.

Libya'nın Avrupa'ya yakın bir petrol üreticisi oluşu, daha bir yıl önce Kaddafi'ye yalakalık yapan çoğu yönetici ve devletin onu tiran ilan etmesine ve isyancıların komutanlığını oluşturan şaibeli adamları yeni Libya olarak tanımasına yol açtı. Son 5 ayda çeşitli ülkelerden duyulan demokrasi yanlısı retorik ve Kaddafi'yi şeytan ilan etme eğilimleri asıl kazananın kim olacağına dair iddiaya tutuşan açıkgöz hükümetlere ait.

Kaddafi'nin kaybettiği açık ama kimin kazandığı da belli değil. ABD tarafından azımsanamayacak derecede desteklenen İngiltere ve Fransa ilk başta insani nedenlerle müdahale etti ama bu süratle rejim değişikliğine zorlayan askeri bir maceraya dönüştü. İşe girişildikten sonra NATO, Kaddafi devrilene kadar geri çekileceğe benzemiyordu. Pikapların oluşturduğu konvoyları dolduran coşkulu ama eğitimsiz milis güçleri Kaddafi güçlerini havaya uçuran taktik hava desteği olmasaydı hiçbiryere varamazlardı. NATO hava desteği olmasına rağmen savaşın bu kadar uzamış olması da şaşırtıcı.

NATO isyancıları iktidara getirirse Libya'da bundan sonra olacaklarda baskın bir rol oynamaya devam edecek mi? 2001'de Taliban için olduğu gibi Saddam Hüseyin'in 2003'te devrildiği zaman çoğu Iraklı tarafından desteklenmediğini hatırlatmak önemli. Ama her iki durumda da iktidarın yerine geçebilecek, halk desteği olan muhalefet kesimleri mevcuttu. Her iki durumda da çözüm getireceği düşünülen savaşlar yeni yangınları getirdi. Yabancı müttefikler yabancı işgalciler olarak görüldü.

Libya'da isyancılar zafer elde etti ama Saddam ve Taliban'da olduğu gibi Kaddafi'nin düşüşünü kesinlikle yabancı müdahale getirdi. Aslında Kaddafi her ikisinden daha fazla direndi ve savaş Fransa ve İngiltere'nin hayal ettiğinden daha şiddetli ve uzun oldu. Kaddafi'nin gideceği açık ama savaşın bitip bitmediğini bekleyip göreceğiz.

*Counterpunch, İngilizceden çeviri: Zeynel Gül, Etha
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara