Klarnet denince sadece Türkiye'de değil, dünyada akla ilk gelen isimlerden biri Mustafa Kandıralı. Sağlığı elvermediği için yaklaşık 20 yıldır klarnet çalamıyor. Yeğeni Türkan Kandıralı'nın yeni albümünü konuşmak için gittiğimizde büyük sürpriz yaparak bize katıldı ve sorularımızı cevapladı. Günümüz klarnetçilerini ve sanatçılarını sert sözlerle eleştirdi.
Klarnet sanatçısı Türkan Kandıralı'nın albümü geldiğinde, aklıma ilk gelen kişi amcası Mustafa Kandıralı oldu. Efsane klarnet sanatçısı acaba şimdi nerede, ne yapıyor gibi sorular aldı başını gitti. Neredeyse yirmi yıldır televizyona çıkmıyor, uzun süredir de röportaj vermiyordu.
Hatta hayatını belgesel yapmak isteyenlere bile son anda hayır dediğini duymuştum. Keşke onunla konuşabilseydim. Türkan Kandıralı'nın birçok ünlü yabancı şarkısını ilk kez klarnetle yorumladığı My Star My Moon albüm projesinin genel koordinatörü Zehra Hayat Kam'ı röportaj için aradığımda bu isteğimi de ilettim. Bunu deneyeceğini söyleyen Zehra Hanım'la röportaj yerini kararlaştırıp ümitle beklemeye başladım.
Zehra Hanım, Türkan Kandıralı, kendisi gibi müzisyen olan oğlu Cenk Kandıralı, Tuzla'da buluşacağımız mekâna Mustafa Kandıralı ile geldiklerinde bizim için büyük sürpriz oldu. Türkan Kandıralı, bu durumun kendisi için de sürpriz olduğunu söyleyerek selamladı bizi.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük klarnet virtüözlerinden olan Mustafa Kandıralı ise ilerlemiş yaşına rağmen oldukça dinç görünüyordu. Biz ilk sürprizin şokunu atlatmadan, ikinci bir şok daha yaşadık. 83 yaşındaki büyük usta, "Hazır siz burada iken bir şeyi Türkiye'ye ilan etmek istiyorum. Ben tahtımı yeğenime bırakıyorum. Bundan sonra beni ve soyadımı müzik dünyasında o temsil edecek." deyiverdi.
Klarnetini Türkan Kandıralı'ya verdiği an ise kuşkusuz tarihî bir andı. Bu ana tanıklık ettiğimiz için kendimizi bahtiyar sayıp Kandıralı'ya soru sormaya niyetleniyoruz ki, lafı ağzımızdan alıp söze başlıyor: "Bana bugünleri yaşatan Allah'a şükürler olsun. Kandıra'da kalsaydım çoban bile olamazdım. Müzik aşkıyla 15 yaşında Kandıra'dan ayrılıp yürüyerek İstanbul'a geldim. Cebimde 300 kuruş para vardı. Çok ızdıraplar çektim. Allah bana çok büyük lütuflar nasip etti."
Bunları anlatırken gözlerinin içi gülüyor Kandıralı'nın. Nasıl gülmesin? Arkasında çoğu müzisyenin imreneceği bir kariyer bıraktı. Zeki Müren'den Ümmü Gülsüm'e, Louis Amstrong'dan Feyruz'a kadar birçok ünlü sanatçı ile birlikte çalıştı, Amerika'da albüm yaptı. Ardından gelecek klarnetçiler için örnek oldu.
Peki, günümüzde onun açtığı bu yolda yürüyen klarnetçileri beğeniyor mu Mustafa Kandıralı. "Yürüyorlar ama düşüyorlar." diyerek sözlerine başlıyor. Sonra devam ediyor: "Şimdiki klarnetçiler iyi çalıyor ama makam bilmezler. Türk musikisinin temeli fasıldır. Fasıl bilmeyene klarnetçi demem. O yüzden yeğenimin ortaya çıkmasını istedim. Çıksın ki millet gerçek klarnetçi görsün."
"Bülent Ersoy, Türk müziğini rezil etti"
Laf günümüzün en popüler klarnet sanatçıları Hüsnü Şenlendirici ve Serkan Çağrı'ya geliyor. Mustafa Kandıralı, Şenlendirici'yi müzisyen olarak saymadığını söylüyor. Serkan Çağrı'nın ise sadece Trakya müziği ile uğraştığını ve başka tarzları bilmediğini anlatıyor.
Bugüne kadar birçok sanatçıya eşlik eden Mustafa Kandıralı'ya en çok hangi sanatçıyı beğendiğini soruyoruz. Hiç düşünmeden 'Zeki Müren' cevabını veriyor. "Zeki Müren, Türk müziğinin reis-i cumhuruydu. Oturuşuyla, kalkmasıyla, sanatıyla örnek bir insandır. Zeki Müren gibi bir sanatçı gelmez bu ülkeye." diyor.
Peki, bugün arkasında klarnet çalınacak bir sanatçı var mıydı? Çok düşündükten sonra Muazzez Abacı ismi çıkıyor sadece dudaklarından. Ya Bülent Ersoy? Birden yüzünün şekli değişiyor. "Bülent Ersoy'u sevmem. Sanatı ve şarkıları rezil eden bir insan. Türk müziğini rezil eden bir insan." deyiveriyor.
Mustafa Kandıralı, kendi dönemlerinde gerçek sanatçılar olduğunu ama şimdi müzik piyasasında böyle isimler olmadığından yakınıyor. "Şimdi gerçek müzisyen yetişmiyor. İcracı da yetişmiyor, besteci de.
Yapılan işler çok küçük farklarla hep birbirinin aynısı. Sanatçıyım diye ortaya çıkanlar daha doğru düzgün konuşamıyorlar bile. Eskiden radyoya girmek, televizyonda çalmak çok zordu. Çok büyük emek vermeniz, çalışmanız gerekiyordu. Şimdi çok kolay." diyor.
Mustafa Kandıralı ile elbette konuşulacak çok şey var. Ancak şeker, kalp, tansiyon ve nefes darlığı gibi birçok hastalığı olduğu için onu daha fazla zorlamadan müzik adına yapmak isteyip de yapamadığı bir şey olup olmadığını soruyoruz. "Şunu da yapsam dediğim bir şey olmadı. Bunları bana nasip ettiği için Allah'a çok şükrediyorum. Benim ismimi bundan sonra yeğenim yaşatacak. Ben tahtımı ona bıraktım."
"Klarnetle çalınmayanı çalmak istiyorum"
Amcasından tahtını devralan Türkan Yıldırım, çok küçük yaşlarda klarnete merak salmış. O da amcası gibi müziğinin peşinden İstanbul'a gelmiş. Mustafa Kandıralı, onu yanına alıp yetiştirmiş. Çocukken çok farklı tarzlarda müzik dinlemiş. Uzun yıllardır bu albümü yapmak istiyormuş aslında.
Hem iyi bir klarnetçi hem de Kandıralı soyadını taşıdığı halde neden bugüne kadar çok fazla görünmediğini soruyoruz. Sanat müziği âşıklığının ve aldığı müzik terbiyesinin popüler işler yapmaktan kendisini uzaklaştırdığını ifade ediyor. Klarnetle birçok farklı müzik tarzının çalınabileceğini göstermek için My Star My Moon adlı albümü hazırladığını anlatıyor.
İdealini ise şöyle açıklıyor: "Amcam klarnette gelinebilecek en iyi yere geldi. Benim istediğim, bu noktayı daha ileri taşıyabilmek. Bugüne kadar kimsenin çalmadığı şeyleri çalmak." Türkan Kandıralı da bize bir sürpriz yaparak yeni geliştirdiği klarnet ağızlıklarını gösteriyor.
Her klarnete farklı ağızlık takarak seslerini on kat daha artırdığını, çok yakın bir zamanda patentini alıp tüm dünyaya açılacağını ve klarnetin sesinin değişeceğini dile getiriyor. Babasının albümüne büyük emek veren Türkan Kandıralı'nın oğlu Cenk Kandıralı, konservatuar piyano bölümü mezunu. Klarnet hiç ilgisini çekmemiş. Yakında babasıyla birlikte bir albüm yapmayı planlıyor.
***
Hüsnü'yü evime almam
Hüsnü Şenlendirici'yi müzisyen olarak görmüyorum. Hüsnü çok televizyonda göründü, isim yaptı. Ama sanat diye bir şey yok. Müzisyenler, yaşantısı ile de örnek insanlardır.
Biz her eve gireriz, çünkü insanlar bize güvenirler. Ama onlar giremez. Hüsnü'nün yaptığını tasvip etmiyorum. Karısı varken başkasının üstünden isim yapmaya çalışıyor. Ama biz böyle yapmadık ismimizi. Çok örnek bir hayat yaşadık. Ben Hüsnü'yü evime bile almam. Onu başka eve bile davet etmem.
***
Serkan, Trakya'dan başka bir şey çalmıyor
Peki ya Serkan Çağrı? Serkan Çağrı'nın klarnet üzerine yaptığı çalışmaları takip ettiğini ve bunları beğendiğini söylüyor Kandıralı. Ancak sadece Trakya ve Balkan müziklerini çaldığını ve bunun bir klarnetçi için yetersiz olduğunu ifade ediyor.
"Bir klarnetçi tüm dünya müziklerini bilmeli ve her tarzda çalabilmeli. Ben Amstrong'la birlikte caz çaldım. Ümmü Gülsüm'ün, El Sabah'ın arkasında da çaldım. Beni Kandıralı yapan bir taraf da birçok farklı müziği çalabilmiş olmamdır. Hüsnü ve Serkan, Türkan'ın albümünü dinlesin. Dinlesinler de kulaklarının pası silinsin. Bir klarnetçinin nasıl farklı tarzlarda müzik yapması gerektiğini anlasınlar.
Zaman