İngiltere'de anıldığı ismiyle "Ağustos İsyanları" hakkında ülke gazetelerinde yayımlanan onlarca yorum yazısından bir diğeri de, Kanadalı muhalif yazar Naomi Klein imzasını taşıyor.
The Guardian gazetesinde yayımlanan yazının başlığı "İnsanların sahip oldukları azıcık şeyi de çalarsanız, direnişle karşılaşmaya hazır olun".
Klein, Bağdat'taki onalarca fabrikanın 2004'teki Amerikan işgali sonrası Iraklılar tarafından talan edilmesi ve 2001 ekonomik krizi sonrası Arjantin'de yaşanan süpermarket talanlarını gibi, yakın geçmişte yaşanan farklı isyan ve yağma olaylarını hatırlattıktan sonra, bu olaylarla İngiltere'de yaşananlar arasındaki paralelliğe dikkat çekmiş.
2008 krizinden sonra batmak üzere olan bankaların devlet kaynaklarıyla kurtarılması ve aynı banka yöneticilerinin maaş ikramiyelerindeki artışlardan bahseden Klein, bu kararları alan hükümetlerin ortaya çıkan maddi faturayı ise "tasarruf önlemleri" adı altında kendi halkalarından çıkardıklarını söylemiş.
Ve "İngiltere sokaklarına gece yarısı karanlıkta dökülenlerin, gündüz gözüyle ceplerinden devlet eliyle çalınan paralardan" haberdar olduklarını eklemiş.
Tasarruf önlemi adı altında, hükümetler tarafından yapılan kamu harcamalarındaki kesintilerin bu insanların hayatla bağlarının kesilmesi anlamına geldiğini söyleyen Klein yazısını şöyle sonlandırmış:
"Başbakan Cameron'un hata yaptığı nokta kamu kesintileri kapsamına polisi de katmak.
Bay Cameron her yerden kesse de polis bütçesinden kesmemeli.
Çünkü gerektiğinden çok daha fazlasına sahip bazı insanların çıkarlarını korumak için, diğerlerinin sahip oldukları azıcık şeyi onlardan çalarsanız, buna karşı direnileceğini hesaba katmalısınız:
Örgütlü bir protestosu olarak ya da bir anda ortaya çıkan yağma olarak...."
Facebook isyancıları
İngiltere'de geçen hafta yaşanan şiddet olayları ardından büyük bir hızla devam eden yargı sürecine dair haber ve tartışmalar, İngiliz gazetelerinin hemen hepsinde geniş yer buldu.
Olaylara karışanlara verilen cezaların aşırı ve dengesiz olup olmadıkları hakkındaki tartışmalar, dün 21 ve 22 yaşlarında iki gencin Facebook üzerinden isyan çağrısı yapmak suçundan dörder yıl hapis cezasına çarptırılmasıyla iyice hararetlendi.
Daily Telegraph, koalisyon hükümetini oluşturan Muhafazakar Parti'yle Liberal Demokratlar'ın cezalar konusunda fikir ayrılığına düştüğü haberini öne çıkarmış.
Independent ise yorum sayfalarında yer verdiği "İfade özgürlüğünü korumak toplumumuzu yeniden inşa etmenin yoludur" başlıklı yazıyla, Facebook isyancılarına verilen cezayı eleştirmiş.
Laurie Penny imzalı yazının son bölümü şöyle:
"Eğer ortaya çıkan olayların sebebinin derinlerdeki bazı toplumsal yanlışlıklar değil de sosyal iletişim ağları olduğuna inanıyorsak, o zaman düşünce özgürlüğünü sınırlayalım ve bu sistemleri kötü şekilde kullananları cezalandıralım.
Ancak şunu unutmayalım: ne bu isyanı ne de 1981 Brixton isyanını iletişim sistemleri çıkarmadı.
Çünkü tüm iletişim araçları gibi sosyal ağlar da tarafsızdırlar.
Nasıl ki Twitter ya da Facebook, talan yapılacak yerlerin duyurulması için kullanıldıysa, aynı sistemler olaylardan korunmak ya da zarar görenlere yardımları örgütlemek için de kullanıldı."
BBC