Öcalan’ı adres göstermek yanlış
BDP’nin Kürt sorununun çözümü için sürekli Öcalan’ı adres göstermesini eleştiren Şerafettin Elçi, “Kürt sorunu özünde bir demokrasi sorunudur. Yeni dönemde ülkenin çoğulcu yapısını göz önüne alan, özgürlükçü bir anayasa yapılacaksa Türkiye’yi normalleştirir” dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-15 11:55:30
BDP’nin desteklediği ‘Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’ndan Diyarbakır’dan seçilen 73 yaşındaki deneyimli Kürt siyasetçi Şerafettin Elçi, ilerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen Kürt sorunun çözümü için büyük çaba gösteriyor. Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanlığını da yapan Elçi, daha önce eleştirdiği BDP ile birlikte siyasete girmesini, “Tek amacım önümüzdeki süreçte, yani Türkiye’de yeni bir sivil anayasanın yapılması sürecinde Kürt sorununun çözümüne yardımcı olmaktı” diye izah ederken, “Amacım meşru zeminde politika yapmaktı. Ama ne yazık ki şuanda var olan durum bizim beklentimize cevap vermedi” dedi.
Sorun yüzde 100 demokrasi
Elçi, Kürt sorununun özünde bir demokratikleşme meselesi olduğunu söylerken, bunun yeni anayasa ile çözüleceğine inandığını söyledi. “Kürt sorunu yüzde 100 demokratikleşmeyle ilgilidir” diyen Elçi, “Yeni dönemde ülkenin çoğulcu yapısını göz önüne alan, özgürlükçü, katılımcı, çoğulcu ve bireye dayalı bir anayasa yapılacaksa bu Türkiye’yi normalleştirir, demokratikleştirir. Dolayısıyla çözümü de çok kolaylaşacaktır. Onun için niyetim yeni dönemde anayasaya yoğunlaşmak olacak” dedi.
Öcalan’a af sorunu çözmeyecek
Elçi, sorunun çözümünde BDP’nin ısrarla Öcalan’ı hedef göstermesini doğru bulmadığını da kaydetti. “BDP’nin yapacağı iş ayrı, Öcalan’ın yapacağı iş ayrıdır” diyen Elçi, şöyle konuştu: “Bu ortamda silahların bıraktırılmasında etkili olan kişi Öcalan’dır. Onun devreye sokulması ve ondan yararlanılması doğal. Ama bizim görevimiz TBMM’de siyasi parti grubuna yakışır bir biçimde parlamenterlik görevimizi yapmaktır. Şimdi bundan sonra asıl mesele anayasa çalışmasına yoğunlaşarak yasal düzenin gerçek bir demokratik ve çoğulcu anlayışa uygun düzenlemesine yoğunlaşmalıyız. Bu çerçevede sorunların yatışmasına katkıda bulunmalıyız.”
Devlet kompleks yapmamalı
Öcalan’a af ya da cezaevi şartlarının iyileştirilmesine ilişkin tartışmalara da değinen Elçi, “Bir kişi toplum üzerinde etkili ise ondan yararlanılır. Eğer bu kişi Öcalan ise bunun durumu da dikkate alınır. Devlet komplekse kapılmasın. Ama Öcalan’ın özgürleşmesi tek başına sorunu çözmez. Ancak sorunun çözümüne katkısı olur. Yoksa Öcalan’ı tek başına özgürleştirmişsin ama mevcut düzen aynen devam ediyorsa bu hiçbir şey çözmez. Diyelim ki Öcalan salıverildi ama Kürtlerin haklı ve meşru talepleri yerine getirilmezse bu sorun çözülmez” diye konuştu.
Başbakan çok büyük şans en büyük yardımcısı olurum
Kürt sorunun çözümü için Türkiye’nin son derece şanslı bir dönem yaşadığına inancını ifade eden Kürt aydınlardan Şerafettin Elçi, bunda da en önemli unsurun AK Parti iktidarı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğuna işaret etti.
Olumlu bir atmosfer var
Kürt sorununun çözümü için geçmişe oranla bugünün Türkiye’sinde daha olumlu koşullar olduğunu belirten ve artık AK Parti’nin konuya muktedir olduğununun altını çizen belirten Şerafettin Elçi, “Asker, şimdiye kadar büyük bir engeldi bu sorunun çözümünde ama artık sivillerin disiplini altına alındı. Muhalefet de büyük bir engeldi. Ama toplumda ciddi olumlu bir atmosfer var. Başbakan iyi niyet ve güçlü bir irade ile bu sorunları rahatlıkla çözer. Ben Başbakanın en büyük yardımcısı olurum. Süreci torpillemeye çalışanlar olacak ama Başbakan ülkenin geleceği için kendisine haksızlık yapılsa bile kendisine yakışan bir olgunlukla meseleye yaklaşmalı. Gerekirse PKK dağdan indirmeye ikna bile edilebilir” diye konuştu.
Mücadele siyasi alana kaydırılmalı
Şerafettin Elçi, BDP’nin yeni dönemde yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Kürt siyaseti, olabildiğince ortamın normalleşmesi, mücadelenin siyasi alana dönüşmesi için üzerine düşeni yapmalı. Bizim görevimiz bu. Çünkü biz bunun için varız. Yani çatışma ortamının bir an önce sivil alana dönüşmesi için üstümüze düşeni yapmalıyız.”
‘Özerklikte’ siyaseti aşan olaylar oldu
“Biz çok haklı bir gerekçeye dayalı olarak, bu nedenle Meclis’e gitmediğimizi topluma yeterince anlatamadık” diyen Şerafettin Elçi şöyle devam etti: “Bu sadece Dicle meselesi değil, rahat bir ortamda politika yapmaktı. Ama başka olaylar ön plana çıktı. Alelacele bir çatışma ortamı başladı, ardından özerklik ilan edildi. Bunları kendi içimizde tartıştık ama maalesef bizi de aşan olaylar oldu. Biz etkisiz kaldık. Böyle olunca diğer güçler devreye girdi. PKK ve yörüngesindeki güçler devreye girdi, onların yöntemleri işlemeye başladı. Şu an da benim ve bazı arkadaşlarımızın hiç arzu etmediği bir tablo. Biz istiyorduk ki siyasi platformda kalarak bu sorunları tartışalım. Çözüm yolları bulalım. Biz siyasetçiler adeta devre dışı kaldık.”
DTK açıklamasının hiçbir anlamı yok
DTK’nın ilan ettiği demokratik özerkliğe yönelik eleştirilerini yineleyen Şerafettin Elçi, “Özerklik ancak Anayasa ve yasalar çerçevesinde olabilir. Aksi takdirde hiçbir anlamı yok. Özerklik bir idari yönetim talebidir. Bu ne devletin bölünmesi ne parçalanmasıdır. İtirazım özerkliğin tek taraflı olarak ilan edilmesinedir. Çünkü özerklik herhangi bir toplum kesimin ilan edebileceği bir durum değil. Bu, devletin yasal düzeni içinde Anayasa’ya dayalı yasal temeli olan bir uygulama olur. Merkezi sistemle bağlantılı ve toplumsal uzlaşmayı gerektirir. Özerklik savunulabilir ama önce bunu Meclis’te savunursun, Anayasal zemini hazırlarsın. Türkiye’de şuan merkezi idari yapı var. Özerklik yada otonomi ancak adem-i merkeziyetçi bir sistemde olur. Onun için her şeyden önce yeni Anayasa ile adem-i merkeziyetçi bir sistemin kabul edilmesi lazım ki özerklik olabilsin. Bu olmadan bu ilanın bir anlamı yok. Özerlik bir ülkenin bütünlüğü içinde ve yasalar çerçevesinde olur zaten” dedi.
PKK’nın aydınları tehdit etmesi hata
Terör örgütü PKK, AK Parti’nin başlattığı demokratik açılıma destek veren isimleri tehdit etmişti. Bu isimler arasında 31 yıl sonra yurda dönen Kemal Burkay ve dünyaca ünlü sanatçı Şivan Perwer de vardı. Şerafettin Elçi, Kürt aydınların PKK tarafından hedef gösterilmesini doğru bulmadığını ifade ederek, “Ben hiç kimsenin siyasi düşüncesinden dolayı tehdit edilmesi, baskı altına alınmasını uygun bulmuyorum” diye konuştu. Şerafettin Elçi, seçim öncesinde vaadedilen yeni anayasanın da çerçevesini ise şöyle çizdi: “Modern, çağın anlayışına uygun bir anayasa olmalı. Resmi dil ve üniter yapıya kimsenin itirazı yok. Etnisiteye dayalı olmayan, bütün vatandaşları kapsayacak ortak bir anayasa yapılabilir. Böylece tüm unsurların hakları güvence altına alınabilir.”
star
SON VİDEO HABER
Haber Ara