Alevilerden Esad rejimine sert tepki
Suriye’de yaşayan Alevi Topluluk bir bildiri yayınlayarak, Esad rejiminin katliamlarını kınadı ve Suriye halkının yanında yer aldığını ilan etti. Suriye Âlimler Birliği de hemen ardından yayınladığı bildiriyle Alevi Topluluğa teşekkür etti.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-15 23:53:40
Varol Sarıyüce / TIMETURK
Suriye’de beş aydır halkına iktidar sevdasıyla yapmadığı işkenceyi bırakmayan Esad Rejimi’nin son sinsi oyunu tutmadı. Alevi Topluluğu sözde bir Sünni saldırıdan ürkütüp yanına çekmeye çalışan Esad’a cevabı gecikmedi. Ülkede yaşayan Alevi grup yayınladıkları bir bildiri ile kendilerini Esad Rejimi’nden ve işlediği tüm suçlardan temize çıkardı. Alevi Topluluğun bildirisinde bu tiran rejimin gelmesine kendilerinin en baştan beri karşı çıktıkları, bu nedenle hâlâ içlerinden bazılarının hapishanelerde olduğu vurgulandı.
Suriyeli Âlimler Birliği de Alevi Topluluğun bu bildirisi üzerine yayınladığı bir beyanla kendilerine teşekkür ederek Suriye Rejimi’nin oyununa gelmemelerini talep etti. Âlimler Birliği’nin bildirisinde de Suriye’nin bir bütün olduğu, tarih boyunca halkın tüm direnişlere bir bütün olarak omuz omuza katıldığı belirtilerek zalim rejimin vatanı bölmesine izin verilmeyeceğinin altı çizildi. İşte bildiriler:
‘Alevi Topluluğu Evlatlarından Büyük Suriye Halkı’na Bildiri’
Bu bildiriye imza atan bizler farklı siyasi akımlardan olup - tabi olunan mezhep esasına göre sınıflandırmayı kabul etmesek de- Alevi Toplumunun evlatlarıyız.
Bizler Suriye ulusal hareketinin evlatlarıyız. Tek mensubiyetimizin halk, vatan ve üzerinde yaşadığımız topraklaradır. Bizler kendimizi Suriye Halkı’ndan bir parça sayıyoruz. Onun lehine olan lehimize, aleyhine olan aleyhimizedir. Herhangi bir ayrım veya dışlamayı reddediyoruz.
Bizler hâkim rejimin öldürme, baskı, şehirleri basma, mahremiyeti ihlal, vatandaşları tutuklama, evleri sakinlerinin başlarına yıkma gibi işlediği eylemleri kınıyoruz.
Aynı şekilde rejimin Suriye devrimine kalkan halkın evlatlarına yönelik ‘Selefiler, casuslar, pislikler, bakteriler’ gibi yalan suçlamalarını da kınıyoruz.
Vatandaşlara karşı şiddet kullanımını haklı göstermek için sahte hikâyeler ve öyküler uydurulmasını kınıyoruz. İlk günden bugüne Esad rejiminin işlediği katliamlar ve kışkırtmalara rağmen Suriye halkı barışçıl gösterilerden asla taviz vermedi.
Aleviler en ağır cezalara çarptırılmıştır
Bu rejimin iktidarı, ilk geldiği günden itibaren demir ve ateş gücüyle gasp eden bir emri vaki rejimi olduğunu beyan ederiz. Öyle ki muhalif aktivistleri tutuklamış, kendilerini uzun seneler hapse atmıştır. O kadar ki arkadaşlarından ve partisinin üyelerinden muhalifler bile bu kötü akibetten nasibini almıştır.
Alevi Topluluğu bu rejimin elinde halkın diğer kesimleri gibi pek çok zulme uğramıştır. Hatta bazen ceza daha büyük olmuştur.
Burada şunu hatırlatmak istiyoruz: Esad Rejimi ilk iktidara geldiğinde karşı gelenlerin büyük kısmı bu topluluktan olmuştur. Halen bir kısmı da hapishanelerdedir.
Rejim bizi temsil etmemektedir
Bu bildiriye imza atanlar olarak mevcut rejimin ne geçmişte ne de şu anda Alevi topluluğunu temsil etmediğini ilan ederiz. Günlerdir rejim, korkutma ve şiddetli bastırma politikası uygulayarak bu izlenimi vermeye çalışmaktadır. Bu rejimden ve eylemlerinden kendimizi temize çıkardığımız gibi kesinlikle mezhebi bir meşruiyetinin olmadığını da tekit ederiz. Her kim bu rejimin yanında yer alırsa kişisel seçimi ve çıkarları nedeniyle bu tercihi yapmıştır. Bizce geçmişte işlenmiş ve bugün işlenmekte olan tüm suçların tek sorumlusu rejimdir. Elleriyle yaptığının karşılığını bulması için yargılanmasını talep ediyor ve iyi günde de kötü günde de halkımızın evlatlarının yanında olduğumuzu ilan ediyoruz.
Suriyeli Âlimler Birliği’nin cevabı
Suriyeli Âlimler Birliği’nin Alevi topluluğun bu bildirisine cevabı gecikmedi. Birlikten ‘Teşekkürler size Alevi Topluluğu’nun Özgür Evlatları’ başlığı altında yayınlanan bir bildiriyle Alevilere teşekkür edildi. Bildiride şunlar yer verildi:
‘Teşekkürler sizlere vatan, izzet ve onur kardeşleri! Geçmiş, şimdi ve gelecek kardeşleri teşekkürler!
Sizler bu faşist, adaletsiz, zalim ve katil rejime meydan okumaktasınız. İşlediği çirkin suçlardan ve mezhebin adını kullanmasından, Alevi topluluğun kalplerine, sırf vatanı parçalamak için ‘gelmekte olan Sünni saldırısı ve sizden intikam alacakları’ korkusu salmaya çalışmasından kendinizi temize çıkardığınız bir bildiri yayınladınız.
Rejim bu şekilde halkı birbiriyle savaştırmak ardından da demir ve ateş gücüyle, ülkeyi ve insanları yıkan, gençlere ve yaşlılara işkenceler eden, özgürleri hapishanelere atan, yüz binlercesini yurtdışına çıkmaya zorlayıp yersiz yurtsuz bırakan, her türlü mahremiyatı çiğneyen, camileri yıkan, şehitlerin cesetlerine işkenceler eden, kadınları dul, çocukları yetim bırakan; dahası çocuklara ölene kadar işkence yapan, tüm kanunları çiğneyen, yasaları ihlal eden, elleriyle hazırladıkları anayasanın ilkelerine ters düşen, yaptıkları zulümlerle tüm uluslararası, kanuni ve insani kurumlara meydan okuyan Baas ve Şebiha güçlerinden oluşan korkutma ve baskı birimleri aracılığıyla ülke yönetiminde zulmüne devam etmek istemektedir. Tüm bu suçlar, şehitlerin kafatasları ve cesetleri üzerine kurulu olsa bile Hafız Esad Ailesi’nin iktidarını korumak için işlenmektedir.
Vahşi zulümleri ve barbarca işledikleri suçlar belli bir hadde ulaşıp da kötü iktidarlarının sonunun geldiğini, kara günlerinin kaybolmakta olduğunu anlayınca, yaptıklarında kendilerine ortak olsun diye sahte bir şekilde Alevi Topluluğun evlatlarına yakınlaşmaya başladılar. Tabi ganimetler kendilerine, vergisi Alevi Topluluğa! Bilinen zekâları, bilinç ve olgunluklarıyla Alevi Topluluğu evlatlarından bu açık gerçeği anlamaları ve mücrim rejimin habis, sinsi hedeflerini yerine getirtmemeleri umulur.
Bizler bir bütünüz
Bizler Suriye’de bildiğiniz gibi bir halkız, kaderimiz bir ve bir dokuyuz. Tarihimizi beraber yaptık. Fransız sömürgesine karşı beraberce direndik. 1950 yılında anayasayı beraber koyduk. Bağımsızlık dönemini beraber yürüttük. Askeri diktatörlüklere karşı beraber direndik. Bizler her zaman yan yanaydık. Bizler ulusal tüm aşamalarda elele idik. Bağımsızlığın başından beri hiç ayrılmadık ayrılmayacağız da! Sonra gömülmüş tiran Hafız Esad geldi ve bu topluluğun adını kullanarak baskıcı, diktatör iktidarını kurdu. Ancak adaletsizliği, yolsuzluğu, baskısı ve suçları tüm Suriye halkını; tüm bileşenlerini, gruplarını ve topluluklarını kapsadı. Hiç kimseyi suikastlardan, hapse atmalardan, işkencelerden ve evsiz barksız kalmadan istisna etmedi. Yönetimini sadece dar ailesini kapsasın; oğulları Beşşar, Mahir, evlilikleri yoluyla edindikleri akrabaları ve dayıoğullarıyla devam etsin diye veraset usulü kılmıştır.
Tüm suç Hafız Esad ailesinin ve kötü çevresinindir
Tiran babanın işlediği zulüm, adaletsizlik ve vahşeti Sünni toplumun evlatları kesinlikle çok açık bir şekilde bilmektedir. Bu nedenle hiç kimse Beşşar, Mahir, Asıf ve Al-i Mahluf zorbalarının işledikleri suçlardan, baskı ve vahşetten Alevi topluluğu sorumlu tutamaz… Suriye’de bugüne kadar yapılmış ve yapılmakta olan gösteriler de zaten bu gerçeği ortaya koymaktadır. Zira ilk günden bu yana tam bir bilinç ve derin bir anlayışla gösterilerinin barışçıl olduğunu ilan etmektedirler. İlk günden bu yana ‘mezhepçiliğe hayır’, ‘şiddete hayır’, ‘Allah, Suriye ve özgürlük’ sloganları atmaktadırlar. Allah Teala şöyle buyurmaktadır: ‘Kimse kimsenin günahını yüklenmez.’ Sorumluluk başta da sonra da Hafız Esad’ın, ailesinin ve çevresindeki kötü, zalim arkadaşlarının boynunadır.
İşte! Başka bir grup Alevi gencin geçen aylarda Suriye rejimi karşıtı yaptıkları basın açıklaması:
SON VİDEO HABER
Haber Ara