Toplu mezar açılıyor!
Tunceli'de 1997 yılında tank ateşiyle öldürülen kardeşi Ali Yıldız ve 15 arkadaşının mezarının açılması için 62 gündür ölüm orucu eylemi yapan Hüsnü Yıldız'a sevinçli haber bugün ulaştı.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-08-10 17:26:11
Tunceli Çemişgezek'te, Nisan 1997'de ordunun tank ateşiyle öldürülen kardeşi Ali Yıldız ve 15 silahlı örgüt üyesinin toplu mezarlarının açılması için 62 gündür ölüm oruc eylemi yapan Hüsnü Yıldız'ın beklediği sevinçlyi haber nihayet bugün ulaştı. Malatya Özel Yetkili Savcılığı, bu sabah Yıldız'ın avukatı Taylan Tanay'ı arayarak toplu mezarın cuma günü açılacağını bildirdi.
İki gün sürecek olan işlemde ilkin DNA tespitine yönelik kemikler aranacak, daha sonra ailelerin başvurması halinde cesetler tümden çıkarılıp sahiplerine teslim edilecek. Avukat Tanay, 200'e yakın toplu mezarın bulunduğunu, bu ayıba son vermek önemli bir adım atıldığı ifade etti.
Ağabey Hüsnü Yıldız: Biz toplu mezarları hatırlattık
Ali Yıldız’ın ağabeyi ve ölüm orucu eylemcisi Hüsnü Yıldız, kardeşinin cesedinin o mezarda olduğu açıklığa kavuşuncaya ve kendilerine teslim edilinceye kadar eylemi sürdüreceğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Devletin ‘Kesinlikle açmıyoruz’ noktasından buraya gelmesi çok önemlidir. Açlık grevimizin, bu konuda ısrarcı olmamızın, eylemin ölüm orucuna dönüşmesinin, halkımızın, yurtiçi ve yurtdışından bütün insanların bu olayı sahiplenmesinin, Bakan Fakta Şahin’in gözü önünde kardeşimin düşüncelerini sevdiğimden bahsetmemin bir sonucudur bu. Devletin en üst noktasından ‘Fail meçhuller ve toplu mezarlar vardır. Biz daha demokratik, daha ileri bir noktadayız’ diyorlar.
Biz toplu mezarları hatırlattık. Benim kardeşim de bunlardan biriydi ve 14 yıl önce devletin bilmesine rağmen, açık kimliği bilinmesine rağmen bizlere vermemiştir. Artık toprağın altından toplu mezar tabir edilen çukurlardan insanlar fışkırmaktır. Mezarımız açılıncaya ve kardeşimin cesedi tarafımızdan alınıncaya kadar eylemime devam edeceğim.”
Tank ateşiyle öldüler
Tunceli Çemişkezek'te, aralarında Ali Yıldız'ın da olduğu, ikisi kadın 18 silahlı örgüt mensubu, iddiaya göre, 1997 yılında ordunun tank ateşiyle öldürülmüştü. İkisi DHKP/C üyesi, 16'sı PKK'lı olan bu kişilerin otopsisi 11 Nisan 1997'de jandarma karakolunun bahçesinde üstünkörü yapılmış ve 'tanınmayacak halde oldukları' belirtilmişti. Cesetlerden ikisi ailelerine verilirken, diğerleri törensiz bir biçimde karakol yanındaki Gözlüçayın Mevkisi'ne toprağa verilmişti.
Ölüme doğru yaklaşıyordu
Öldürülenlerden Ali Yıldız'ın ağabeyi Hüseyin bu yıl mezarın açılması için başvurdu. Malatya Özel Yetkili Savcılığı bu talebi önce kabul etti. Fakat sonra, 1997'de otopsi yapıldığını ve 'kovuşturmaya yer olmadığı' yönünde karar verildiğini belirtip ilk kararını iptal etti. Oysa Malatya Özel Yetkili Savcılığı'nın "Yapıldı" dediği otopside, kimlikler belirsiz, cesetleri paramparça ve numaralandırılmış haldeydi. Tutanağa göre, yaşları 15 ila 30 arasında değişen cesetlerden beşinin başı yok, bir kadının gözleri ve kafatası oyulmuş, birinin yalnızca gövdesi ve bir bacağı var, tümünün kolları ve bacakları kopmuş...
Malatya Özel Yetkili Savcılığı'nın kararını ihtal etmesi üzerine, Ali Yıldız'ın ağabeyi Hüsnü Yıldız, 62 gün önce açlık grevine başlamış, daha sonra eylemini ölüm orucuna çevirmişti. Bu arada Yıldız'ın avukatı ve Çağdaş Hukkuçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay ile CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüşmüşlerdi. Bakan Ergin, bir çözüm aramaya çalşıtıklarını ifade etmişti. Geçen hafta sonu Tunceli'ye giden Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin de ağabey Hüsnü YIldız'ın eylem çadırını ziyaret etmişti. Bu sorunu çözeceklerini ifade eden Bakan Şahin, Adalet Bakanı Ergin'i de aramıştı.
Tüm bu girişimler sonuç verdi ve Avukat Taylan Tanay'ın yaptığı açıklamaya göre bu sabah Malatya Özel Yetkili Savcılığı'nca aranarak, toplu mezarın cuma günü açılacağı ve hazır olmaları bilgisi verildi.
İlk etapta DNA tespiti
Avukat Taylan Tanay, cuma sabah 09.00-10.00 arasında başlayacak olan işlem sırasında ilkin DNA testine yönelik olarak kemikler aranacağını, aileler başvurduğu takdirde cesetlerin tümden çıkarılacağını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Biz 20 Ağustos'ta aydınlar ve hukukçular olarak kendi olanaklarımızla mezarı açmayı düşünüyorduk. Bir çalışmamız da vardı. Savcılığın açacak olması iyi bir gelişmedir. Zaten bu devlete ait bir yükümlülüktür. Bu olumlu bir adım. Biz de cuma günü hem adli hekimler hem de avukatlar ve aydınlar olarak Çemişgezek'te olacağız, bu işlemi takip edeceğiz. KESK ve DİSK'ten de heyetler olacak. Yapılacak işlem DNA testine elverişli kemiklerin aranması olacak. Çene ve diş kemikleri araştırması yapılacak. Bazı cesetlerin kafaları yok. Gömülürken bunlar bulunmamış. Başkaca kemikler varsa onlar aranacak. İşlem iki gün sürecek.
Malatya Adli Tıp Grup Başkanlığı'ndan bir teknisyen hazır bulunacak. Biz de Adli Tıp Uzmanları Derneği'nden uzman istedik. DNT tespitine yönelik işlemden sonra yakınları başvurursa mezarlar tümden çıkarılacak. O işlemde bir arkeolog hazır bulunacak. Tabii çok yakın bir gömü tarihi olmadığından kemiklerin tespiti için mezarın tamamını açmak gerekecektir. Türkiye'de 100'ü aşkın toplu mezar var. 2 bin insanımız yatıyor. Bu ilk adım. Umarım toplu mezarlar ayıbından kurtuluruz ve adli soruşturma da ihmal edilmez."
Kiminin başı yok, kiminin gövdesi...
Gömü işleminden önce 11 Nisan 1997'de yapılan otopsi işlemine göre cesetlerin son hali şöyleydi:
1. CESET: Başının sol tarafının yok olduğu, sol kopulunun tamamen koptuğu görüldü.
2. CESET: Tahminen 20-25 yaşlarında sol kolunun tamamen yok olduğu, sol ayağın diz kapağından aşağısının yok olduğu...
3. CESET: Çenesinin yok olduğu, sol kolunun dirsekten itibaren almadığı, sol ayağının diz kapağından aşağısının olmadığı, sağ ayak kaval kemiğini dağılmış olduğu görüldü.
4. CESET: Başın sol kulak dahil bir kısmının yok olduğu, sol ayağın bacaktan darbeli halde dağıldığı görüldü.
5. CESET: Tahminen 19-21 yaşlarında olduğu, sol bacağın tamamen, sağ bacağın dizden, sol kolun dirsekten yok olduğu...
6. CESET: Tahminen 15-20 yaşlarında bir erkek cesedi olduğu, sol ayağın dizden itibaren yok olduğu görüldü.
7. CESET: Sağ ayağın yok olduğu, sağ kolun bilekten kopmuş, sağ bacak diz altının kırık olduğu görüldü.
8. CESET: 20-25 yaşlarında olduğu, karında şarapnel parçası isabeti neticesinde parçalanma olduğu, fakat bu parçanın çıkışının olmadığı, iki giriş deliği ve yanık bulunduğu fakat deliklerin çıkışlarının bulunmadığı...
9. CESET: Sağ bacağın diz kısmında kemik kırığı, 5x8 santimetre çapında kafa derisinin parçalanmış olduğu görüldü.
10. CESET: Başın bulunmayışı yüzünden diğer hususlar tespit edilemedi.
11. CESET: Sağ kol ve sağ bacakta kırık olduğu...
12. CESET: Bir kız cesedi olduğu, başın ve sağ kolun yok olduğu ve bağırsakların dışarı çıkmış olduğu...
13. CESET: Yalnızca baş kısmının ve bir bacağının var olduğu görüldü.
14. CESET: Sol kolun kopmuş, bel kısmının dağılmış olduğu, bacakların vücuttan ayrıldığı görüldü.
15. CESET: Yalnızca gövde kısmının bulunduğu, bir erkek cesedi olduğu görüldü.
16. CESET: Arka sırt kısmının tahrip olduğu, sağ kolun bileklerden aşağısının olmadığı görüldü.
17. CESET: Bayan cesedi olduğu, gözlerinin oyulmuş, kafatasında delik mevcut olduğu görüldü.
18. CESET: Sol bacak ve koldan ibaret olan siyah kazak, gri gömlek, ayakkabı ve siyah lastikli bir birikime ceset dendiği, otopsiyi gerektirecek bir uvzun olmayışı yüzünden dış ve iç muayene yapılamadı.
Ajanslar
SON VİDEO HABER
Haber Ara