Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nin bazı üyeleri, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin usulen eksik kalmış olan atamasını tekrar mütalaa için yapılan oturumda, emekli Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve arkadaşlarının 'istifa'sına ilişkin kaygılarını ifade etti. Senatörler Jeanne Shaheen, Richard Lugar ve Christopher Coons, Büyükelçi Ricciardone'ye geçen hafta vuku bulan 'istifa'ların gerek Türkiye demokrasisine gerek ABD ile güvenlik ilişkilerine muhtemel yansımalarını sordu.
Türkiye'ye yansımalar konusuna pek girmeyen Ricciardone, olayın ABD ile Türkiye'nin güvenlik ilişkisinde ise 'hiçbir gerilemeye yol açmayacağından emin' olduğunu kaydetti. Senenin bu vakitlerinde ordu yönetiminde her halükarda bir devir teslim yaşandığını, bu seferkinin ise 'protesto sonucu gerçekleşen istifalarla' farklı şekilde cereyan ettiğini belirten Ricciardone, "Güvenlik ilişkisi, şahısların ötesine geçer; kurumlar temellidir. Yeni liderlik kadrosu ile çalışmayı dört gözle bekliyoruz." dedi.
Senatör Robert Menendez, Kıbrıs'ta sorun çıkardığına inandığı ordudaki bu gelişmelerin ihtilafın çözümünde ilerleme ihtimalini nasıl etkileyeceğini sordu. Büyükelçi Ricciardone, cevabında ordu yönetimindeki değişikliklerin Kıbrıs konusunda 'öyle ya da böyle' bir fark yaratacağına inanmadığını belirtirken, "Türkiye hükümetinin siyasetinde kararları veren ordu değil." şeklinde konuştu. Ricciardone, Kıbrıs'ta çözüm konusunda pek iyimser bir tablo çizmedi.
Amerikalı senatörler sorularıyla Türkiye'de son dönemlerdeki sivil-demokratik dönüşümden fazla haberdar olmadıklarını ortaya koydular. Büyükelçi Ricciardone, "Türkiye daha demokratik, daha açık, ekonomik açıdan daha canlı modern bir devlet ve dünya sahnesinde artan etkiye sahip bir oyuncu olma yönünde dönüşümünü sürdürmektedir." dedi.
Oturumda Türkiye'nin Arap Baharı'nda oynadığı ve oynayabileceği rolden genelde olumlu söz edilirken, özellikle Suriye konusundaki tutumu masaya yatırıldı. Ricciardone ve senatörler, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'ın verdiği 'güçlü' mesajlara işaret etti. Obama yönetiminin Suriye konusunda Erdoğan ile en üst düzeyden 'doğrudan angaje' olduğunu belirtti. Gül'ün Hama'ya son kanlı operasyon konusunda söylediklerinin ise ABD gibi reform beklentisi içinde olan Ankara'nın 'sabrının tükendiği' manasına gelebileceğini kaydetti. Ricciardone, Gül'ün beyanında muhtemel yaptırımlardan bahsetmesine özellikle dikkat çekti.
Senatör Menendez'in 'Ermeni soykırımı' sorularıyla sıkıştırmaya çalıştığı Ricciardone, Obama yönetiminin kullandığı 'Yeds Meghern' (Büyük Felaket) ifadesinin ötesine geçmedi.
Türkiye'nin El Kaide'yle mücadelede ABD'ye yardımcı olduğunu bildiren Ricciardone, ABD'nin de Türkiye'ye 'en büyük güvenlik hedefi'ne ulaşmada, yani 'PKK'nın devam ettirdiği terörist şiddeti yenme' konusunda desteklediğini kaydetti. Kürtlerin insan hakları ve ekonomik durumunu düzeltme gayretlerine de destek verdiklerini vurguladı.
ABD'nin Türkiye'ye AB'ye katılım için gereken reformlar yönünde 'bastırmaya devam' edeceğini söyleyen Ricciardone, ifade ve din özgürlüğü konularını ön plana çıkardı. Demokrasiyi güçlendirmek için 'şeffaf ve kucaklayıcı' bir anayasal reform sürecini de desteklediklerini kaydetti. Ekonomik işbirliğini geliştirmeyi 'stratejik öncelik' gördüklerini bildirdi.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması için ne yaptığını soran Senatör Coons'a cevaben Büyükelçi Ricciardone, bu sorunun çözüleceğinden 'ümitli' olduğunu söyledi. Aynı senatör, İsrail-Türkiye ilişkilerini de gündeme getirirken, askeri yönetimde meydana gelen yeni değişikliklerin ilişkilerin gelişmesi adına 'yeni bir pencere' açmasından ümitli olduğunu kaydetti. Büyükelçi Ricciardone, Ankara'da görüştüğü Türk liderlerin bölgedeki gelişmeleri etkileyebilmek için İsrail'le 'tam ve verimli' bir diplomatik diyalog gerektiğine inandıklarını söyledi. Amerikalı büyükelçi, "Umarım Türkiye ve İsrail, bunun bir hal çaresini bulur. Tel Aviv'de yeniden bir Türk büyükelçisi görmeyi ümit ediyorum." şeklinde konuştu.