Dolar

34,8662

Euro

36,6135

Altın

3.046,43

Bist

10.058,47

Ordunun siyasi hayattaki rolü sona mı eriyor?

Asker sayısı olarak NATO bünyesinde 2. büyük ordu olan TSK'nın, siyasi hayatta söyleyecek sözü olduğu ve toplumun giderek İslamlaştırılması tehdidi içerdiğini düşündüğü unsurların karşısına, laikliğin bekçisi olarak dikildiği zamanlar geride kaldı.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-08-01 12:08:52

Ordunun siyasi hayattaki rolü sona mı eriyor?


Uzmanlara göre Türkiye'de ordunun üst kademelerinin çarpıcı istifası, ordunun, bazen güç bile kullanarak, siyasi yaşamda kilit bir rol oynadığı bir devrin sonunun habercisi olabilir.

Türk ordusu hakkında iki kitabı yayımlanmış olan, üniversitede öğretim görevlisi Ahmet İnsel, Genelkurmay Başkanı ile Kara, Hava ve Deniz komutanlarının istifası hakkında, "İhtiyar ordu havlu attı" yorumunda bulundu.

Hürriyet Daily News gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin ise "bu istifaların, siyasiler ile askerler arasındaki ilişkilerde tam bir dönüm noktasını" işaret ettiğini ifade etti.

Medyaya göre ordu yöneticileri, tutuklu bulunan askerlerin dava bitimine kadar hapiste dahi olsalar terfi etmelerini talep ediyorlar ancak hükûmet bunu reddediyor.

Basında yer alan haberlere göre cuma günü, hükûmete karşı komplo ve propaganda yapan internet sitesi kurdukları gerekçesiyle altı yeni general hakkında yakalama emrinin gündeme gelmesi, askerler için bardağı taşıran son damla oldu.

Asker sayısı olarak NATO bünyesinde ikinci büyük ordu olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin, siyasi hayatta söyleyecek sözü olduğu ve toplumun giderek İslamlaştırılması tehdidi içerdiğini düşündüğü unsurların karşısına, laikliğin bekçisi olarak dikildiği zamanlar geride kaldı.

1960'dan bu yana Türk ordusu; içlerinde hâlihazırdaki Başbakanın akıl hocası İslamcı Necmettin Erbakan'ınkinin de bulunduğu dört hükûmeti devirdi.

O zamandan bu zamana Türk toplumu gelişti ve gözle görünür şekilde ilerledi -hâlihazırdaki büyüme oranı yüzde 11- ve Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) haziran ayındaki genel seçimlerde üçüncü kez art arda başarılı bir şekilde iktidara getirildi.

Milliyet gazetesinden Derya Sazak, generallerin istifasının "haziran seçimlerinin hükûmet ile ordu arasındaki ilişkilere etkisinin" önemli bir göstergesi olduğunu belirtti.

Sazak, "Bu kriz, 2007'den beri süren hükûmet ile ordu arasındaki iktidar mücadelesinin kaçınılmaz sonucudur. Hükûmet, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olarak seçilmesini engellemeyi denemiş ve darbe girişimlerine karışmış olan komutanlarla çalışmak istemiyor. Onları yok etmek istiyor." yorumunda bulundu.

İnsel ise "Aslında ordu ilk raundu, 27 Nisan 2007'de Erdoğan ve Gül'ün ülkenin başa geçmesini veto etmesiyle kaybetti." diye ekledi

“Kışlalarına geri yollanmış olmasına rağmen ordu hâlâ, bir darbe yoluyla siyasi hayatta yeniden su yüzüne çıkma kapasitesine sahip mi?” sorusuna Murat Yetkin, "Böyle bir şey tespit edemiyorum. Hükûmet durumu kontrol altında tutuyor." şeklinde cevaplıyor.
Ahmet İnsel'e göre bu istifalar, askeriyede bir bölünme teşkil ediyor ve Türkiye'de bir darbe yaşanması pek olası değil.

İnsel, "Günümüzde gazetelerde bir generalin tutuklanması haberi, ciddi bir araba kazası haberinden daha fazla etki yaratmıyor." şeklinde yorumda bulunuyor.

İnsel aynı zamanda bundan sonra darbe girişimlerinin ancak bireysel olacağı, kapsamlı bir darbenin söz konusu olmadığı değerlendirmesinde de bulunuyor.

Bu durumun nedenlerini ise İnsel şu şekilde açıklıyor: Halkın büyük kısmının hükûmeti "şiddetle desteklemesi", toplumun gelişmiş olması, "AKP'ye yakın olan" polis ve adalet gibi karşıt güçlerin devreye girmesi.

İnsel ayrıca "uluslararası seviyede, 1960 ve 1970’li yıllarda AB

AFP, Tercüme: BYEGM
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara