Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Batıyı kör eden saplantı ne?

Batı’nın özellikle 11 Eylül’den sonra ‘İslami terör’ saplantısı içinde olduğu ve bu yüzden yanı başındaki ‘gerçek tehdidi’ fark edemediği belirtiliyor. Norveç’teki kanlı saldırıyı değerlendiren Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezi (CGKR) Başkanı Jozef De Witte, Avrupa’daki kanlı saldırıların çoğunluğunun aşırı sol ve sağ çevrelerden geldiğini vurguladı.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-28 14:37:21

Batıyı kör eden saplantı ne?


Belçika’da ırkçılıkla mücadele alanında en muteber kurum sayılan Irkçılıkla Mücadele ve ve Eşit Haklar Merkezi (CGKR), dünyada geniş yankı uyandıran Norveç’teki kanlı saldırıları değerlendirdi.

CGKR Başkanı Jozef De Witte, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Batı’nın ‘İslami terör’ saplantısından dolayı yanı başında gerçekleşen terör olaylarına karşı ‘duyarsız’ kaldığını ifade etti.

76 kişinin hayatına mal olan saldırıyı ‘korkunç’ olarak değerlendiren De Witte, "Yakında onuncu yılını dolduracak olan 11 Eylül (2001) saldırıları Batılı toplumu o kadar derin sarstı ki, var güçleriyle sadece ‘İslami teröre’ odaklandılar. Bu ise nispi körlüğü beraberinde getirdi.

Örneğin Belçika’da toplumu derinden yaralayan son yıllardaki birçok terör olayının ardında ya aşırı sağ ya da aşırı sol anlayış yer aldı.

Gerçek tehlikenin varlığı gözlerden kaçtı. Hatta ‘yabancı avına çıkan’ Hans Van Temsche gibi saldırganlar gündüz vakti eline silah alarak sokakta karşısına çıkan yabancıları kurşunladı ki, Belçika tarihinde ilk defa bir katil zanlısı ‘ırkçılık motifiyle cinayet işlemekten’ hüküm yedi.’’ şeklinde konuştu.

NORVEÇ’TEKİ SALDIRILARDA AŞIRI SAĞ PARTİLERİN SORUMLULUĞU VARDIR

Saldırıyı gerçekleştiren Anders Behring Breivik'in alkış beklediğini ifade eden Jozef De Witte, Avrupa’daki İslam karşıtı aşırı sağcı partilerin Norveç’teki çifte saldırıda sorumluluklarının olduğu görüşünde.

De Witte ‘‘Her ne kadar başta Belçika’daki ırkçı parti Flaman Menfaati (VB) gibi aşırı sağcı partiler kendileriyle Norveçli katil zanlısı arasına mesafe koymaya çalışsalar da yıllardır oluşturdukları yabancı düşmanı ve İslam karşıtı havayla Norveç’teki saldırılardan bu çevreler de sorumludur.

İnsanları kin ve nefrete sevk etmek günümüz teknolojisinde lokal bir olgu olarak kalmıyor. Etkileşim inanılmaz boyutlarda. Saldırganı sadece ‘çılgın’ diye tanımlayarak yıllar içinde oluşturulan havadan sıyrılmak mümkün değil.’’ dedi.

AVRUPA’NIN İSLAMLAŞACAĞI İDDİASI GERÇEKÇİ DEĞİL


Aşırı sağ çevrelerin sürekli gündeme getirdiği Avrupa’nın İslamlaştığı iddialarına katılmadığını kaydeden Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezi (CGKR) Başkanı Jozef De Witte, ‘‘ İslamiyet’in Avrupa’yı ‘ele geçireceğine’ inanmıyorum.

İslam Avrupa’da kritiğe tabi tutulabilmelidir diğer tüm inanışlar gibi fakat Müslümanların inançlarından ötürü hedef alınmaları kabul edilemez. İslam Avrupa’nın yadsınamaz bir parçasıdır.

Batı toplumlarının içinde yaşayan bir dindir. Demokrasinin değer ve kuralları çerçevesinde diğer dini inanışların olduğu kadar İslamiyet’in de anayasal güvence altında olduğu muhakkaktır.’’ dedi.

Öte yandan Merkel’in ‘çok kültürlülük iflas etmiştir’ sözüne nispeten katıldığını kaydeden De Witte, ‘‘Yan yana yaşama projesidir başarısız olan. Artık Avrupa’da yan yana değil birlikte, iç içe yaşadığımızın farkına varılmalı.

Karşılıklı ve yan yana toplum olmaktan çıkıp birlikte yaşayan, birbiriyle etkileşim halinde olan dinamik bir toplum yapısına geçiş yapıyoruz. Ben bu gelişmelerden karamsar değilim. Tabi ki bu sürecin zorluğu olacaktır.

Fikir çatışmaları yaşanacaktır. Ancak bu şekilde birbirimizi tanıyabiliriz. İnsan tanımadığının düşmanıdır.’’ sözlerine yer verdi.

Haber Ara