Bağımsızlığı bahane edip silahlanıyor

Ynet haber sitesi, Savunma Bakanlığının, kalabalıkları dağıtmak amacıyla öldürücü olmayan 75 milyon şekellik (yaklaşık 22 milyon dolar) silah ve ekipman satın aldığını duyurdu.

Yeni silahlar arasında gaz bombaları, elektrikle şoke edici silahlar, basınçlı su tankları ve kötü kokulu maddeler yer alıyor. Eylül ayına doğru İsrail'e gelmesi beklenen yeni silahlar, İsrail ordusu ve polislerine dağıtılacak.

İsrail basınına göre istihbarat birimleri, Filistin sokaklarını çok yakından gözlüyor ve senaryolar, Filistin'in üye devlet olarak tanınması veya tanınmamasına göre değerlendiriliyor.

BM'de Filistin'in üye devlet olarak tanınması halinde, Filistinlilerin kitleler halinde sokaklara döküleceği, askeri kontrol noktalarına ve yerleşimlere yürüyüşler düzenleyebileceği ve Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail'den toprak alma hareketlerine kalkışabileceği öngörülüyor.

BM'nin Filistinlilerin başvurusunu reddetmesi halinde de sokakların hareketlenebileceği tahmini yapılıyor. Filistinlilerin, bütün dünya ülkelerinin "bir devleti hak ettiklerini" söyleyip, bir tek İsrail'in bunu kabul etmediğini düşündüklerini söyleyen bir İsrailli güvenlik yetkilisi, bunlardan hareketle, tanınma kararının çıkmamasının, durumun daha da kötüleşmesine yol açabileceğini öngördüklerini belirtti.

KABUS SENARYOSU

İsrailli yetkililerin "kabus senaryosu" olarak adlandırdıkları ve "uç" olarak değerlendirdikleri bir diğer olasılığın ise BM'den tanınma çıkmaması ve İsrail-Filistin müzakerelerinin de tam anlamıyla çıkmaza girmesi halinde, Filistin Yönetimi'nin kendini tasfiye edip, Batı Şeria'nın tüm sorumluluğunu İsrail'e bırakması olduğu belirtiliyor.

Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve müzakerelerde yer alan FKÖ yetkilisi Saib Erekat, daha önce bu anlama gelebilecek açıklamalar yapmıştı.

İsrailli bir yetkili "Bu bir kabus senaryosu." diyerek, Filistinlilerin böyle bir adımının karşısında durmanın oldukça güç olacağını söyledi. Aynı yetkili, "Filistin Yonetimi'nin protesto amaçlı kendini feshederek yönetimi ve sorumluluğu İsrail'e devretmesi oldukça endişe vericidir ve İsrail kendini Filistinlilerin her türlü ihtiyacını karşılamak durumunda bulabilir" diye konuştu.

İsrailli yetkililerin, Filistin'de Eylül'le birlikte baş gösterebilecek sokak hareketleri ve gösterilere, ölümlere neden olabilecek şekilde karşılık verilmesi halinde, uluslararası kamuoyundan yankılanacak tepkilerin de farkında olduğu kaydediliyor.

Geçen Mayıs ayında Filistinlilerin Nakba ve Naksa protestoları sırasında, Suriye ve Lübnan'dan İsrail sınırlarına yürüyenlerin dağıtılması sırasında, bu tür öldürücü olmayan silahların darboğazının askerleri "gerçek mermiler" kullanmaya ittiği ve meydana gelen ölümler nedeniyle İsrail ordusunun eleştirildiği hatırlatılıyor.

YENİ SİLAHLAR

Savunma Bakanlığı Müsteşarı Udi Şani'nin, bu yüzden söz konusu silahların alımı için talimat verdiği bildirildi.
Sipariş edilen silahlar arasında, güvenlik çitlerine yaklaşacakları geri püskürtmek için az miktarda elektroşok etkisi yaratan silahlar yer alırken, çok miktarda gaz bombası, koruyucu kasklar ve giysiler bulunuyor.

Filistinlilere karşı kullanılması öngörülen silahlardan biri de İsrail'de üretilen, mide bulatısı ve kusmaya neden olan "kokarca" adı verilen kimyasal madde. Göstericilerle muhtemel çatışmalar sırasında bu maddenin sıkılması öngörülüyor.

İsrail ordusu, bunu birkaç kez Batı Şeria'daki bazı köylerde protestocuların üzerinde denemişti.

Bu arada ordunun ABD yapımı, çevre ve insan hakları örgütlerinin karşı çıktığı bir mikrodalga sistemini satın alma konusunu da incelediği bildirildi. Bu sistemin, 100 metreye kadar yaklaşan herkesi felç ettiği ifade ediliyor.

İsrail askerleri ile polis güçlerinin, gösterilere karşı hazırlık eğitimlerine de başladığı bildirildi.

AA

Bağımsızlığı bahane edip silahlanıyor

İsrail Ordusu, Eylül ayında Filistinlilerin BM'ye tam üye olarak başvurma girişimleri sırasında, İsrail içinde ve Batı Şeria'da çıkabilecek olaylara karşı şimdiden hazırlanıyor.