''İnanç ibadet ve ahlak konularında toplumu aydınlatmak ödevimizdir'' sloganıyla hareket eden Diyanet İşleri Başkanlığı, son yıllarda büyük bir hamle yaparak, çocukların Kur'an öğrenmelerinin yanı sıra İslam dini hakkında bilgiler vererek, milli ve manevi değerlerin öğretilmesi için büyük bir mesai harcıyor. Bu kapsamda camilerde imamlar, kurslarda ise yetkin kişiler tarafından çocuklara dersler veriliyor.
İstanbul Müftü Yardımcısı Kadriye Avcı Erdemli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz Kur'an kurslarına talebin yoğun olduğunu belirterek, kurslara katılmak amacıyla yurt dışından da öğrencilerin geldiğini söyledi.
İlköğretim okulunu bitirmiş yurt dışındaki öğrencilerin kursa katılmaları için Diyanet İşleri Başkanlığı'na müracaat etmeleri halinde yatılı kurslara yerleştirildiğini belirten Erdemli, ''Bu yıl İstanbul'a Fransa'dan 85, Batı Trakya'dan 95, Rusya Federasyonu'ndan ise yaklaşık 60 öğrenci geldi. Bu öğrencilere dini bilgiler haricinde erkek çocuklara imamlık, müezzinlik gibi alanlarda da eğitim veriliyor'' dedi.
İstanbul'da 615 civarında da Kur'an kursu olduğunu belirten Erdemli, küçük camiler ile mescitler haricinde tüm camilerde ve Kur'an kurslarında eğitim verildiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
''Yaz kurslarımız, Kur'an kurslarında ve camilerde veriliyor. Kur'an kurslarımızda masa, sıra, tahta gibi malzemeler olduğu için okul havası içerisinde. Camilerde ise kurulu sistem söz konusu, grup halinde ders veriliyor. Bazı camilerimizin uygun yerlerine sıralar yerleştirilerek dersler işleniyor. Öğrenci sayısına göre istihdam sağlıyoruz. Hoca yeterli olmadığı vakit ilahiyat mezunu olan kişilerden ya da liselerdeki din kültürü ahlak bilgisi öğretmenlerinden faydalanıyoruz. İmam Hatip Lisesi mezunu olan yeterli öğrencileri fahri olarak kaymakamlık onayıyla kurslarda görevlendiriyoruz.''
Öğrencilerin kurlu sistem içerisinde 3 dönem şeklinde eğitim aldığını belirten Erdemli, ''Harflerin öğretildiği cüze yeni başlamış olan öğrenciler birinci kurda yer alıyor. Cüzü bitirip Kur'an'a geçen öğrenciler ikinci kura geçiyor. Üçüncü kurda ise artık Kur'an'ı Kerim'i iyice okuyan öğrenciler oluyor. Bunlar tecvit ve mahreç öğrenecek seviyeye gelmiş demektir. Her kurun bir kitabı var. Bu kitaplarla çocuklara bilmece, boşluk doldurma yöntemiyle öğrenci merkezli bir din eğitimi veriliyor. Çocuklar severek ve eğlenerek dini öğreniyor. Bir yaz boyunca devam eden öğrenci istikrarlı olursa 3 kuru da bitirebilir.''
BAŞARILI ÖĞRENCİLERE BİLGİSAYAR HEDİYESİ
Kur sisteminin öğrencilerin her sene yeniden cüze başlamaması için önemli bir yöntem olduğunu vurgulayan Müftü Yardımcısı Erdemli, kimi öğrencilerin bir kuru bitirmeden tatile çıktığını ve bu nedenle kursu yarıda bıraktıklarını belirterek, eleştirisini dile getirdi.
Kuru bitiren öğrenciye katılım belgesinin verildiğine dikkati çeken Erdemli, bu belgeyle öğrencinin eğitimine başka bir şehirde veya bir sonraki sene kaldığı yerden devam edebileceğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın çok güzel örgütlendiğini dile getiren Erdemli, Türkiye'nin her yerinde kurlu sistemin yürütüldüğüne işaret etti.
Çok başarılı öğrencilere ayrı sınıf yapılarak daha üst seviyede eğitim verildiğini kaydeden Erdemli, her kursun kendi içerisinde yarışma yaptığını ve bu yarışmada dereceye giren öğrencilerin ilçe genelinde yarıştığını kaydetti.
Kadriye Erdemli, bu etkinliğin gönüllü hocalar, veliler ve öğrencilerin isteği doğrultusunda gerçekleştirildiğini belirterek, şunları söyledi:
''Yarışma sonrasında dereceye giren öğrencilere, iş adamlarının, cami cemaatinin ya da derneklerin bağışıyla çeşitli hediyeler veriliyor. Geçmiş yıllarda birincilere dizüstü bilgisayar ve MP3 çalar verilmişti. Mesela bugün gittiğim bir kursta ilk teneffüs uzun tutularak çocuklara çorba ikram ediliyordu. Ayrıca kurslarda çocuklar vakit namazlarından birini cemaatle birlikte kılıyor. Bu onlara çok değişik geliyor. Kur'an'ı iyi okuyan öğrencilere müezzinlik yaptırılıyor.''
Eskiden camilerde hocaların öğrencileri dövdüğünü hatırlatan Erdemli, artık bu gibi olayların olmadığını, hocalara verilen eğitim seminerleriyle yaşanan sıkıntıların önüne geçildiğini ifade etti.
''BİZİM DİNİMİZ ÇOCUKLARIN CAMİLERE KOŞTUĞU BİR DİNDİR''
Erdemli, ''Verdiğimiz seminerlerle öğrencilere kötü muamelenin nelere mal olabileceğini anlattık. Bir çocuğa bu şekilde travma yaşatmanın dine karşı yapılan çok büyük haksızlık olduğunu belirttik. Bizim dinimiz çocukların camilere koştuğu bir dindir'' dedi.
Yaz Kur'an kurslarına ilköğretim 5. sınıfı bitirmiş olan öğrencilerin, yatılı kurslara ise ilköğretim 8. sınıfı bitirmiş öğrencilerin katılabileceğini hatırlatan Erdemli, şunları kaydetti:
''Yaş sınırlaması kalksa daha iyi olur. Çünkü çocuklar küçük yaşta daha alıcı oluyor. Ayrıca küçükken öğretilecek bilgiler ayrı, büyüdükten sonra öğretilecek bilgiler ayrıdır. Biz ilahiyat fakültelerinde hangi yaş grubuna din nasıl öğretilir diye eğitim aldık. Ne yazık ki 0-6 ve 6-12 yaş arasına bunları hiç uygulayamıyoruz. Ancak 12 yaş üstündeki öğrencilere aldığımız bilgileri öğretebiliyoruz. O yaşa kadar da çocuk pek bir şey öğrenememiş olarak karşımıza geliyor. İsteyen herkes gelsin dinini öğrensin, bunda ne zarar olabilir ki?''
Yaz Kur'an kurslarının dini öğrenmek için iyi bir fırsat olduğunu dile getiren Erdemli, yıl boyunca çocuklarının okulda yorulduğunu öne sürerek Kur'an kurslarına göndermeyen velilere de çağrıda bulundu.
cihan