Alman silah sanayii, geçen yıllarda Yunanistan’a yaptığı satışlar sayesinde büyük kazanç sağladı. Satışların önemli bir bölümünü, özellikle “Leopard” savaş tankları ve Almanya’nın Kiel kentindeki HDW tersanesinde üretilen denizaltılar oluşturuyor. Alman şirketleri, tek bir denizaltıdan yüz milyonlarca euro kazanıyor.
Pek çok Yunan vatandaşına göre, savunmaya bu kadar harcama yapılmasının hiçbir mantıklı açıklaması yok. Ne var ki Yunan hükümeti, Alman şirketlerle yapılan anlaşmaları iptal etme hakkına sahip değil. Borç krizi dolayısıyla sıkıntılı bir süreçten geçen Yunanistan, sipariş edilen altı “Papanicolis sınıfı” denizaltıdan, yalnızca dördünün alınmasına karar verdi. Yunan Memur Sendikası Genel Sekreteri Elias Eliopoulos dört denizaltının bile fazla olduğu görüşünde. Eliopoulos, “Hiçbir işe yaramayan denizaltılar alıyoruz. Buna ihtiyacımız yok. Savaşa girmeyeceğiz ki… Tüm savaş senaryoları birer uydurmadan ibaret. Avrupa sınırlarının savunmasından, Avrupa Birliği sorumlu olmalıdır" diyor.
Ancak tüm eleştirilere rağmen, Kiel’de üretilen denizaltılardan ilki geçen sonbahar aylarında Yunan deniz kuvvetlerine teslim edildi. Bu dönemde borç krizi hissedilmeye başlanmıştı. Kulağa züğürt tesellisi gibi gelse de, Yunanistan’a üç denizaltı daha satılacak olmasının olumlu bir yanı var: Denizaltılar Atina yakınlarındaki bir tersanede üretildiklerinden hiç olmazsa iş imkânı sağlıyorlar.
Savunma harcamalarında düşüş
Yunanistan’ın savunma harcamaları geçen aylarda ülkenin içinde bulunduğu borç krizi nedeniyle belirgin biçimde azaldı. Fakat bu Yunan Hükümeti’nin rızası doğrultusunda değil, ülkeye yardımda bulunmak için ciddi bütçe kesintilerini şart koşan Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu yetkililerinin isteği üzerine gerçekleşti.
Aşırı sağcı kanattan politikacılar ve Yunan ordusu yetkilileri bu kadar tasarruf edilmesinden memnun değiller. Zira, Yunanistan ile Türkiye arasında son yıllarda ilişkiler olumlu bir yönde ilerlese de, iki ülke arasındaki gerginlik tamamen ortadan kalkmış değil. Türk ve Yunan uçaklarının Ege adaları üzerinde yaptıkları “it dalaşı”, artık sıradan olaylar arasında sayılsa da her zaman savaşa hazır olunması gerektiği savunuluyor.
Ege'de silahlanma yarışı
Alman silah sanayii de Yunanistan ile Türkiye arasındaki silahlanma yarışının yalnızca havacılık alanında faaliyet gösteren şirketler için değil, denizci silahı üreticileri için de gelir kapısı olmasını umuyor. Zira, Türk deniz kuvvetleri de yaklaşık üç yıl önce Kiel’deki HDW tersanesine iki buçuk milyar euroluk denizaltı sipariş etmişti. Yunan Memur Sendikası’ndan Elias Eliopoulos iki komşu NATO ülkesine de silah satılmasının tesadüf olmadığını söylüyor. Eliopoulos, “Bizi Euorfighter savaş uçakları,denizaltılar, savaş helikopterleri ve mayın almaya zorlamaları anlaşılır bir şey değil. Sonuçta bütün bunları çöpe atacağız. Bunlar baskıcı yöntemler. Bu, politika ile savunma lobisi arasındaki karanlık anlaşmalara dayanıyor. Avrupa’nın zenginliği böyle çarçur ediliyor" sözleriyle sitem ediyor.
Yunanistan bütçesi, artık yeni teknolojilere yatırım yapılmasına imkan vermiyor. Alman silah sanayine büyük kazanç sağlayan Yunanistan pazarının altın çağının sonlarına yaklaşıldığı gözden kaçmıyor.
DW