Markus Bernath *
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir sonraki yıl AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi durumunda, ülkesinin AB ile ilişkilerini askıya alabileceğinden söz etti. Ülkede Kürt sorunu yeniden hareketlenmeye başladı. Son olarak ülkenin güneyinde 13 Türk askeri hayatını kaybetti. Bu durumda ülkedeki yüzde 20'lik Kürt azınlığın eşit haklara sahip vatandaş olmaları konusu yeniden suya düştü.
Kimilerine göre adeta bir İslami diktatör gibi davranan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin demokratikleşmesi için hâlâ bir fırsattır. Türkiye'nin radikalleşeceği endişeleri yersizdir. Bilakis, Türk demokrasisi daha da olgunlaşmıştır.
Türkiye'de genel seçimlerden bu yana gündem hızlı bir şekilde gelişme göstermektedir. Başbakana yakınlığıyla bilinen bir kişi bağış skandalı yüzünden gözaltına alındı, muhalefet partisi Mecliste boykot yüzünden rezil oldu ve futbol kulüplerinin başkanları şike yüzünden tutuklandı.
Başbakan Erdoğan'ın AKP’si seçimlerden güçlü fakat her şeyi tek başına belirleyebilecek bir parti olarak çıkamadı. AKP aşırı değil, ortada yer alan bir parti konumundadır. Futbol şikesi konusunda da AKP böyle olduğunu göstermiştir. Türk futbol liginde şike yapıldığı iddia ediliyor. Şike iddialarının odak noktasında Fenerbahçe Spor Kulübü yer alıyor. Bu konuda kendisi de Fenerbahçeli olan Başbakan Erdoğan adaletin yerini bulması için çaba gösteriyor.
Türkiye’de güçler ayrılığı ilkesi Başbakan Erdoğan döneminde güçlenmiştir. Adalet birimlerinin, hükûmetin hoşuna gidip gitmeyeceğine bakmaksızın, şike skandalı konusunda soruşturmalarını yürüttükleri görülüyor.
Ülkedeki genel seçimler sonrasında ana muhalefet partisi CHP, Meclisi boykot etti. CHP’nin iki milletvekili cezaevinde tutuklu bulunuyor. Mecliste yemin etmeyerek baskı uygulamaya çalışan CHP milletvekilleri iki hafta sonra boykottan vazgeçti. Bu, CHP’nin bir mağlubiyeti olarak dikkat çekti.
Başbakan Erdoğan, iktidarı döneminde halkın iradesine dayanan sivil bir anayasa hazırlanacağı vaadinde bulundu. Türk halkı, Meclisin boykot edilmesine pek hoş bakmadı.
Türkiye’de CHP’nin yüzde 20’nin altında sabit bir seçmen kitlesi vardır. AKP ise genel seçimlerde yüzde 50’ye yakın oy aldı. Başbakan Erdoğan’ın gücü, muhalefetin güçsüzlüğüne de dayanmaktadır. Kemalistlerin entelektüel anlamda kendilerini yenilemeleri gerektiği görülüyor.
Başbakan Erdoğan, ikna olduğu için değil, gerekli gördüğü için demokrattır. Kendisinin başarılı olmasında hizmet anlayışı ve seçmenleri harekete geçirebilmesi önemli bir rol oynamaktadır. Muhafazakâr eğilimli orta tabaka, mükemmel olmayan demokrasinin ilerlemesini arzu ediyor. Başbakan Erdoğan ya bu konuda çaba gösterecek, ya da kaybedecektir.
* Financial Times Deutschland, Tercüme: BYEGM