Uzmanlarından Silvan değerlendirmesi

Türkiye, yeni Anayasa çalışmaları ile barış çabalarını artırmaya çalışırken, savaş lobisi tekrar bizi tutsak almak istiyor. Kürt sorunu konusundaki uzman isimler, 13 askerimizi şehit verdiğimiz Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde çıkan çatışmayı, bu çatışmanın zamanlamasını ve barış çalışmalarını nasıl etkilediğini değerlendirdi.

Kürt sorunuyla ilgili çalışmalarıyla bilinen, sorunun hem teorik boyutunu hem de bölgeyi en iyi bilen SETA uzmanlarından Hüseyin Yayman, saldırının zamanlamasına dikkat çekerek, "Türkiye'de barışın ve çözümün konuşulduğu bir dönemde yeniden silaha müracaat etmek barışı ipotek altına almak ve çözümsüzlüğü diretmekle eş anlamlıdır" dedi. AK Parti iktidarının Kürt sorununu çözmek istediğine vurgu yapan Yayman, fakat PKK'nın çatışma isteyen bir tutum sergilediğini altını çizdi. Bu saldırının bir tuzak olduğunu düşünen Yayman, "Bu tuzağa Türkiye'nin düşmemesi gerekiyor. Aklı-selimin hakim olması gerekiyor" diye konuştu.

KANDİL İLE İMRALI ARASINDA ÇELİŞKİLER YAŞANIYOR

Doç Dr. Önder Aytaç ise, parlamentonun işlemesini istemeyen yapıların yeni anayasanın yapılmaması için oynayabilecekleri tüm kartları ileri sürerek Türkiye'yi karıştırmaya çalıştıklarını söyledi. Yaşanan son gelişmeler ışığında Kandil ile İmralı arasında çelişkilerin yaşandığına dikkat çeken Aytaç, BDP bağlamında, dağdaki saldırıların arkasından hemen gelmiş olan özerklik ilanının bir tesadüf olmadığına da inandığını söyledi. Aytaç, "BDP'nin de bundan sonra hiç de güvenilemez bir muhatap olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmış oldu. 36 milletvekilinin nerdeyse hepsi de terörü bitirmiş olmak ya da PKK ile yapılacak olan şeylerde kendilerinin bir inisiyatifi olmadığını ifade etmiş oluyor. Ardı ardına gelen bu olaylar dağda ve ovadaki iç tedarikçileriyle birlikte hükümeti kıskaca alma operasyonu şeklinde devam ediyor" dedi.

SALDIRARAK ANKARA'DA SONUÇ ALMAYA ÇALIŞIYORLAR

Prof. Dr. Sedat Laçiner ise yaşanan olayları "13 askeri şehit edip Ankara'da sonuç almaya çalışıyorlar. Son derece çirkin bir tavır. Burada pazarlığın ötesinde şantaj var. Askeri öldürüp siyasi sonuç elde etmeye çalışıyor. Başka siyaset şekli bilmedikleri için silahla siyaset yapmaya çalışıyorlar" sözleriyle değerlendirdi. Laçiner, meseleleri barışçıl yoldan çözmesi gereken siyasetçilerin de teröristlerin arkasına geçip onların arkasından siyaset yapmaya çalışmalarını çirkinlik olarak yorumladı. Öcalan'ın açıklamalarının hiçbir anlamı olmadığını dile getiren Laçiner, "Burada eyleme bakılır, Ortada bir eylemsizlik yok. PKK bir yumuşatarak bir sertleştirerek bir sonuç elde etmeye çalışıyor. Silahların çatıştığı bir ortamda siyasetle sonuç alınamaz" dedi.

Laçiner değerlendirmesine şöyle devam etti: "13 askere atılan pusu, demokrasiye atılan bir pusudur. Meclisteki partiler her konuda birbirlerinin boğazına sarılabilir kavga edebilir. Ama terör meselesi söz konusu olduğunda artık birbirlerini suçlamamalıdır. Ve artık burada meclis devreye girmelidir. Meclis'teki üç partinin bir araya gelip bu meselede ortak adım atması gerekiyor."

BDP TAHRİK EDİYOR, PKK VURUYOR

AK Parti Ankara Milletvekili Doç. Dr. Yalçın Akdoğan da yaşama hakkına kastedenlerin hiçbir hak ve özgürlük iddiasında bulunamayacaklarını savundu. BDP'nin son dönemde tansiyonu yükselten tahrik edici söylemlerde bulunduğunu ifade eden Akdoğan, şunları söyledi: "BDP'liler yaşanan olaylardan diğer partileri sorumlu tutmaktan önce, kendilerinin süreci geren açıklamalarına, meydan okumalarına, tahrik ve tehdit söylemlerine bakmalıdırlar. Olaylara bir sorumlu aranacaksa, BDP'nin tahrik ve şiddet diline bakılmalıdır. Terör kabul edilebilir bir yöntem olmadığı gibi, terörden medet uman bir siyaset anlayışı da demokrasiye uygun değildir."

BURKAY: BARIŞA KARŞI DÜZENLENMİŞ PROVOKASYON

Kürt aydın ve Yazar Kemal Burkay, Diyarbakır'da önceki gün 13 askerin şehit olduğu olayı geçmişte yaşanan provokasyonlarla benzerlik gösterdiğini söyledi. Burkay "Özal'ın silahları susturmak ve çözüm yönünde adım atmak için 1993'te başlattığı süreç de aynen böyle sabote edilmişti. Ben kendi payıma öteden beri, çözüm ve barış yönünde ilerlemek için silahların karşılıklı susturulmasını; bundan da öte, PKK'ya tek yanlı ve bütünüyle silah bırakmasını önerdim. Silahlı mücadele gelinen aşamada Kürt halkının özgürlük mücadelesine bir yararı olmamıştır. Kürt ya da Türk, yitirdiğimiz her can yüreğimizi yakıyor. Bu canlar yitmeden uzlaşabilir, uygar insanlar gibi çözüm bulabilirdik"dedi.

Başbakan Erdoğan'ın, son eylemin arkasındaki odaklardan, hain ellerden bahsettiğini hatırlatan Burkay, "Bu eli, ya da söz konusu acımasız odakları uzakta aramaya gerek yok. Onların bu ülkede, devletin derinliklerinde olduğunu ve ellerinin bizzat PKK'nın içine uzandığını biliyoruz. Hükümet bu bu tuzağı deşifre etmek, kamuoyunu aydınlatmak için daha cesur olmalı. Silvan'daki olay her bakımdan aydınlatılmalı" Burkay, yemin etmeyerek meclisi boykot eden BDP'lilere de seslenerek boykuta son verilmesini istedi.

SALDIRI BDP'NİN ÖNÜNÜ KESTİ

MİT eski daire başkanlarından Prof. Dr. Mahir Kaynak da saldırının zamanlamasına dikkat çekerek şunları söyledi: "Saldırının zamanlama açısından BDP'nin yemin krizini aşıp aşmama tereddütleri devam ederken yapılması dikkat çekici. Zamanlama saldırıyı gerçekleştirenler açısından isabetli. Onların amaçladığı gibi, artık, Türkiye artık BDP'ye olumlu bakamaz, hiçbir talebi de kabul edilmez. Kürt meselesi deyince aklımıza hemen Kandil, İmralı geliyor. Halbuki Kürtler bizim vatandaşımız. Kandil ve Öcalan'ı göz önünde tutarak Kürtlere karşı tavır almamalıyız. Tavır alırsak onların gücünü kabul etmiş sayılırız. Türkiye de bir Türk Kürt çatışması çıkarılmak isteniyor. Amaç Türkiye'nin bölgedeki etkin gücünü azaltmak."

AMAÇ ÇÖZÜMSÜZLÜK

Kürt aydın Ümit Fırat ise "Bir takım kişiler, kurumlar, yapılar çözümün parçası olmaya çalışıyor ama bu tür eylemleri yapanlar ile engelleyenler çözümün parçası değil sorunun bir parçası oluyor. Şiddeti tırmandıran kesimin amacı hem batıya hem de doğuda ki insanlara 'Bu iş çözülmez lanet olsun' algısını vermek. Burada asıl görev devlete düşüyor. Hükümet sağduyusunu elinden bırakmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜMDEN UZAKLAŞMAMALIYIZ

Türkiye ne zaman düze çıkmaya çalışsa, uzlaşmanın eşiğine gelse böylesi saldırılara maruz kalındığını kaydeden gazeteci Avni Özgürel, "Türkiye bu tür provakasyonlarla her barış sürecinde karşılaşıyor. Her saldırı sonrası Türkiye yaklaştığı barış noktasından daha da gerilere savruluyor. Bu oyunu bozmanın yolu öfkeyle hareket etmek değil sorunları dikkatimizi kaybetmeden serinkanlılıkla hareket etmek olmalı" diye konuştu.

yenişafak