Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile yönetim kurulu üyeleri Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ı makamında ziyaret ederek bir süre görüştü.
Görüşme sırasında bir gazetecinin Kıdem Tazminatı Fonu kurulması ile esnek çalışma yönteminin hükümet programında yer aldığını hatırlatarak, görüşlerini sorması üzerine Çağlayan, bu konuda Hisarcıklıoğlu'nun sözlerine katıldığını belirtti. Daha önce bu konuda ciddi bir noktaya gelindiğini anımsatan Çağlayan, dile getirilen konularda özel sektörler ile işçi kesiminin bir araya gelmesiyle bir diyaloğun sağlanacağına kesinlikle inandığını kaydetti.
''Bu konu, özellikle özel sektörle, çalışan kesimin, emek kesiminin mutlak suretle diyaloğuyla çözülecek bir konu'' diyen Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hükümet programında Sayın Başbakan'ın ifade ettiği gibi bir noktada mutlak suretle buluşmak zorundayız. Başkan'ın (TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu) ifade etmiş olduğu rekabet yarışı son derece önemli. Türkiye'nin elinde şu anda çok ciddi şans var. Bugün Fransa aynen ifade ettiğiniz gibi ciddi sıkıntı içinde. 35 saat haftalık çalışma saatine sahip. Bunları yükseltmek istiyorlar, yükseltemiyorlar. Avrupadaki nüfusun yaşlanmış olması ve Avrupa'da geçmişte cömertçe popülist amaçlarla yapılan uygulamaların bugün iş gücü maliyetlerini hepten yükselttiği ve rekabet edemez hale geldiği de son derece önemli. Böyle bir ortamda dünyanın ekonomik ekseninin Batıdan, Doğu'ya kaydığı önemli. Türkiye'de pas geçilmemesi gerekiyor. Bu noktada bizim en büyük şansımız her fırsatta ifade ediyoruz 28 yaş ortalamasına sahip nüfusumuz''
Türkiye'deki 19 milyon nüfusun 14 yaşın altında bulunduğunu belirten Çağlayan, Türkiye'yi Türkiye yapacak en büyük değerlerin başında bunun geldiğini bildirdi. AB Komisyonu Raporu'nda önümüzdeki 10 yıl içerisinde Avrupa'da 1 milyon 600 bin şirketin kapanacağına yer verildiğini hatırlatan Çağlayan, bu şirketlerin kapanmasının temel unsurunun ülkelerinde genç nüfusun bulunmamasından kaynaklandığını ifade etti.
Türkiye'de ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını, artık şirketlerin babadan oğula rahat şekilde devredildiğini belirten Çağlayan, ''Bu noktada çalışma hayatında hem rekabet gücünün sağlanması, hem istihdamın artması açısından bu konu olmazsa olmazdır'' dedi. İş aleminin her fırsat da bunu dile getirdiğini söyleyen Çağlayan, bu konuya hükümetin özel sektörle, çalışan kesimin birleştiği noktada konunun kesinlikle derleyicisi ve toparlayıcısı şeklinde yaklaşacağını belirtti.
Çağlayan, ''Yani biz yapacağımız çalışmalarda üretimin daha fazla artması, rekabet gücünün daha fazla artması, dışarıdaki uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye getirilmesi ve Türk sanayicisinin rekabet gücünün arttırılması noktasında ne gerekiyorsa yapmak durumundayız. Ben de bu görüşe aynen kişisel katılımımı ifade etmek istiyorum'' şeklinde konuştu.
-TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU-
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da aynı soruya verdiği yanıtta, ''Kıdem tazminatı ve esnek çalışma da hükümetimizin programında koymuş olduğu prensipleri tamamıyla destekliyoruz'' dedi.
Önümüzdeki dönemde aynı firmalar gibi bütün ülkelerin birbirleriyle yarışacağına dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin kurumlar vergisini yüzde 20'ye indirmesiyle ilgili düzenlemeyi Slovakya Odalar Birliği Başkanı'na aktararak Türkiye'de yatırım yapmalarını istediğinde, Başkan'ın Türkiye'nin bu indirimi yapmasının üzerinden bir ay geçtiğinde kendilerinin de Türkiye'nin yaptığı indirimin altına inmek için kurumlar vergisi oranını yüzde 19,8'e çektiğini söylediğini aktardı.
''Üretemezseniz, yani başınızdaki komşularınızın haline düşersiniz. Hiçbir zaman bunu unutmayın'' diyen Hisarcıklıoğlu, bugün Avrupa'nın tamamının sallandığını, yakın gelecekte Türkiye'nin başındaki en büyük belanın bu olacağını belirtti. Hisarcıklıoğlu, bu ülkelerde yaşananlardan iyi alınması gerektiğini söyleyerek, şunları belirtti:
''Eğer bu dersi iyi almazsak Allah korusun bugün büyük felaket bizim başımıza gelir. Bugün Fransa'nın, Almanya'nın, İtalya'nın, Yunanistan'ın vazgeçmek istediği sistemi bizim koruyup kollamamız mümkün değil. Onun için burada sizin desteğiniz de çok önemli. Bu belki Türkiye'nin önümüzdeki dönemde yılda 750 bin kişi istihdam piyasasına girerken bunlara iş ve aş bulabilmenin yolu üretimden geçiyor. Üretim olmadan bir şey yapamazsınız. Onun için de üretiminizde rekabetçi olmak durumunda. Tabi dünya standartlarının kesinlikle altına inmeden nasıl yapabiliyorsak bunu yapmak durumundayız. Ben bu konuda da hükümetimizin zaten halk iradesini göstermiş durumda. Halk yetkiyi AK Parti hükümetine verdi. Yüzde 50'lik oyla. O da daha önceki uygulamalarıyla daha önceki programda da vardı. Bu hükümet programında da var. Biz tam destekliyoruz.''
AA
|