Gazze Filosu fark yaratmaya devam ediyor
Filonun baskısı hükümet liderlerinin, BM yetkililerinin ve uluslararası örgütlerin ilk kez ablukanın yasadışılığı ve sonlandırılmasına dair tutum almasına neden oldu.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-07-08 01:51:46
Adam Shapiro* / TIMETURK
Gemiler Yunanistan’dan Gazze’ye gitmek için ayrılmaya hazırlanırken ve Yunan hükümeti, Gazze’deki 1,6 milyon Filistinlinin ablukasının fasonluğu için, İsrailli bir “çağrı merkezi” olarak hizmet vermeyi sürdürürken, Gazze için “var olan kanalların” kullanılması gerektiğine dair lakırdı sürüp gidiyor.
Hükümetler, Gazze’deki durumun sürdürülemez olduğunu ve ablukanın yasadışı olduğunu söylerken bu var olan kanalları izleyen bu hükümetler, sadece ablukanın meşrulaştırılması ve uygulanmasına hizmet eden rahat ve tartışmasız bir duruşu sergilemeye devam ediyor.
Öyle görünüyor ki Gazze’deki Filistin halkı, özgürlüklerini, gaddar saldırganının paşa gönlüne ve uluslararası toplumun ara sıra dikkatine göre var olan insani kanallar yoluyla aramak zorundadır. Gazze’de doğmuş olmak, temel insani haklardan yoksun olarak sanal bir hapishanede ömür boyu hapse mahkûm olmak gibidir.
Küçük balıkçık tekneleriyle Gazze limanına ulaştığı 2008’de Gazze’ye Özgürlük Hareketi’nce başlatılan filo çabası, insani yardımla ilgili değildir. Filistin özgürlüğü ve tüm diğer insanlar gibi dünyaya erişme haklarıyla ilgilidir.
“Filo gerekli değil” lakırdılarına rağmen Gazze’ye Özgürlük Filosu, Filistinlilerin hayatlarında değişiklik yapacak yegâne etkin gücün şiddet-dışı eylem olduğunu ispatlamıştır.
Filo çabasıyla uygulanan baskının 3 açıdan sonucu olmuştur: İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka politikası, Gazze adı verilen suç mahalline medya ve kamuoyu dikkati; ablukaya dair hükümetler ve kurumları bir duruş sergilemeye zorlaması.
İsrail politikası
Özgürlük Filosu 1’in ardından, İsrail dünya çapında gerek resmi gerek gayri resmi muazzam bir baskı altına girmiştir. Sonuç olarak, birkaç gün içerisinde, keyfi ve herhangi bir gerekçeye bağlı olmadan seçilen, Gazze’ye izin verilen ürünler ve mallara dair politikasını savunmadan geri atım atarak yasaklı ürünler listesi ve bunların neden yasaklı olduğunu açıklamak zorunda kaldı.
Bu filonun amaçladığı başarıdan çok uzakken ve ablukanın sona erdiği anlamına gelmezken, ilk kez, 3 sene içerisinde bir değişiklik meydana geldi. Hatta ardından ABD Temcileri dahi Gazze’yi ziyaret etti ve Gazze’ye izin verilen temel gıdaların bile eksik olduğundan şikâyet ettiler. Ki zaten İsrail buna çok da dikkat etmiyordu.
Medya sahnesi ve kamuoyunu betimleme açısından, filo dikkatleri Gazze’ye çekti. Sadece bir günlüğüne değil 1 aydan fazla süre Gazze konuşuldu. İsrail hükümetinin Gazze’ye girişini engelleme ve zorlaştırma kararını kabul eden İsrail/Filistin’deki gazeteciler, Gazze’ye girmeye ve olay yerinden haber vermek için uğraşır oldu.
ABD, Kanada ve Avrupa’dan ana akım medya gazetecileri hızla filo dilini benimsedi. Gazze’yi “açık-hava hapishanesi” olarak nitelemeye ve Gazze’deki Filistin toplumu üzerindeki ablukanı etkilerinin gerçeklerini göstermeye başladı. Dahası haber bültenlerinde, tartışma programlarında ve gazetelerin başyazılarında filo eylemcileri, İsrail diplomatları ve sözcüleriyle denk tutulmaya başlandı.
Savunulmaz durum
Filonun baskısı hükümet liderlerinin, BM yetkililerinin ve uluslararası örgütlerin ilk kez ablukanın yasadışılığı ve sonlandırılmasına dair tutum almasına neden oldu.
İngiliz Başbakanı David Cameron, Fransız Devlet Başkanı Nicolas Sarkoz ve dünyanın diğer liderleri, ablukaya karşı açıklamalarda bulundular. Hatta ABD Başkanı Barack Obama, Gazze’deki durumu “savunulamaz” olarak nitelendirdi.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon (ikinci kez için seçilmek için kampanyaya başlamamış olan) İsrail şiddetini lanetledi. BM Güvenlik Konseyi İsrail’in şiddetini kınadı. Hatta ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Konsey’in tutumunu desteklemek zorunda kaldı.
Önemli yasal bir gelişme olarak, Uluslararası Kızılhaç/Kızılay Komitesi (ICRC), filodan 2 hafta sonra, İsrail’in Gazze ablukasının kolektif bir cezalandırma ve bu nedenle uluslararası hukuka göre yasadışı olduğuna dair bir bildiri yayınladı.
Bu senenin filosu için, İsrail, uluslararası toplumun öfkesine maruz kalmadan durdurması için ablukayı Yunanistan’a fason verdi. Fakat bu sene dahi, filonun neticeleri su götürmezdir. Gazze’deki durumla ilgili artan dikkate hitap eden çabanın bir parçası olarak, ablukanın uygulanmaya başlamasından beri ilk kez Haziran başında İsrail Gazze’ye bin 200 ev ve 18 okul için inşaat malzemelerinin girişine izin vermek zorunda kaldı.
Bundan birkaç gün öncesinde de İsrail, ablukadan öncekinden az olmasına ve Gazze’de ihtiyaca cevap verememesine rağmen Gazze’ye izin verilen insani yardım miktarını artırmak durumunda kaldı. Bir kez daha, filonun baskısıyla, uluslararası toplumun “varolan kanallarla” götüremediği gerçek değişiklikleri sağlamış oldu.
Ancak özgürlük, “var olan kanallarla” ulaştırılamaz ve bu filo çabasının temel görevidir. Geçen sene Gazze’deki Filistinlilerin hayatına doğrudan etki eden (yetersiz olmasına rağmen) diğer temel gelişmeler, Refah sınırının sınırlı kapasiteyle açılması oldu.
Sınırın açılması Mısır halkının ayaklanarak Hüsnü Mübarek ile rejimini devirmesinden sonra gerçekleşebildi. Özgürlük için Mısırlıların hareketi, Filistinlilere desteği de içeriyordu ve bu baskıyla Refah açılabildi. Mısırlılar, yozlaşmış ve işer yaramaz “var olan kanallar” ile özgürlük ve reform aramadılar.
Uluslararası toplum, Mısırlılara (Tunuslulara, Yemenlilere, Libyalılara ya da Suriyelilere) temel özgürlük ve insan hakları yerine sınırlı izin verilen malları kabul etmelerini önerme kibrini göstermedi.
Sadece Filistinlilerin talepleri yok sayılıyor. Sadece filo çabaları ve Irkçı Duvar’a karşı Batı Şeria gösterilerinden İsrail Irkçılığına karşı Batı’daki Boykot, Yaptırım ve Tecrit çabalarına kadar diğer şiddet-dışı eylem türleri, bu taleplerin duyulmasını, anlaşılmasını ve gerçek değişimi getirmeyi sağlayabilmektedir.
Uluslararası topluma mesajımız şudur. Özgürlük mücadelemizde bize katılın. Tarihin değişiminde yer alın.
*Adam Shapiro Gazze’ye Özgürlük Hareketi’ndeki bir organizatördür. Aynı zamanda belgesel yapımcısı ve insan hakları savunucusudur. Şu an için Yunanistan’da Filo’ya uygulanan kısıtlamalara karşı mücadele etmektedir.
Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara