Haneen Zoabi* / TIMETURK
Şeyh Raed Salah’ın İngiltere’ye girmesinin yasaklanması ve arkasında tutuklanması kararı, onun siyasi eylemlerine yönelik herhangi ciddi ve şeffaf bir araştırmaya dayalı olmadığı aşikârdır. İsrail’in ırkçı politikalarına karşı çıkan herkese yönelik İsrailli nüfuzu ve dışarıdaki desteğinin artan düşmanlığına ve Avrupa’da büyüyen İslam-düşmanlığı dalgasına paralel çirkin bir reflekstir.
Salah, İsrail’deki İslami Hareket’in kuzey bölgesi başkanı ve Um el-Fahm adlı Filistin kasabasının 3 kez seçilmiş valisidir. O ve ben farklı organizasyonları ve gelenekleri temsil ediyoruz. Fakat takibatı için ne meşru ne de yasal dayanak vardır. İsraillin ona karşı zulmü son zamanlarda yoğunlaştır. Daha genel konuşacak olursak İsrail’in Filistinli vatandaşlarının liderlerine saldırıları arttı.
Böylece eşitlik için mücadele edenlerden İsrail’i ahlaken ya da dinen tanımlı bir Yahudi devleti olarak tanımamız isteniyor. Gerçek demokrasi için mücadelemizin meşruluğunu ve Filistinli vatandaşları yok sayarak İsrail’deki Yahudilere ayrıcalıklar tanınması dışında “Yahudi devletin” başka hiçbir anlamı yoktur.
Gazze’ye yönelik insanlık ve hukuk dışı ablukayı kırmak için yola çıkan ilk özgürlük filosunda bulunmam nedeniyle, İsrail nüfuzu bana karşı bir kampanya başlattı. Beni “terörizm” suçladı ve meclis dokunulmazlığım ile vatandaşlığımın iptalini istedi. Bu uygulanması zor bir şey ancak siyasi meşruiyetimi tehdit ediyor ve beni bir “risk” olarak tanımlıyor.
Şu an Salah’a olan da budur. Herhangi bir yasal dayanak olmaksızın, İsrail nüfuzu ve İngiltere’deki destekçileri onu Anti-Semitizm ile suçluyor. Salah, bu iddiaların arkasındaki uyduruk suçlamaları delillerle ispat etti ve bunları yineleyenlere karşı yasal mücadele başlatmak için avukatlarına emir verdi.
Öyle görünüyor ki Anti-Semitizm suçlaması İsrail politikalarına karşı eleştirileri bastırmak için bir yol olarak kullanılıyor. Ne zamandan beri eşitlik mücadelesi bir tür ırkçılık oldu? Ne zamandan beri demokratiklikleriyle övünen devletler, siyasi görüşlerinden dolayı insanları tutuklama hakkına sahip?
İngiliz yetkililer, Salah’ın tutuklanması için tek bir yasal neden gösteremiyor. İsrail politikalarına karşı yaptığı açıklamalar, İsrailli solcular ya da insan hakları savunucularından daha sert değil. Ancak öyle görünüyor ki İngiliz hükümeti, içişlerinde de dahi İsrail-yanlısı baskıya boyun eğdi.
Salah’ı tutuklayarak ve sınırdışı etme tehdidinde bulunarak, İngiliz hükümet İsrail’deki Filistinlilerin kendi adlarına konuşma hakkını reddetmiş ve evrensel şekilde dünyadaki en yanıcı çatışmalardan biri olarak kabul edilen bir konuda uluslararası topluma safını göstermiş oldu. İsrail parlamentosunun Filistinli üyelerinin İngiliz hükümetinin bu edimini bu kadar sert kınamalarının nedeni de budur.
Filistinli İsrailliler, eşzamanlı olarak Filistin halkının ve İsrail vatandaşlarının bir parçasıdır. İsrail, toprağımızda kurulmuştur. İsrailli Yahudilere aynı haklara sahip vatandaş olmamıza ve eşitlik kampanyamızı devam ettirmemize izin vermediği sürece İsrail vatandaşlığının bizim için bir anlamı yoktur. Bizim ve Salah’ın yaptığı da budur.
İngiltere ve diğer yerlerdeki İsrail-yanlısı örgütler, artan Avrupalı İslam-düşmanlığını ırkçılığa ve İsrail’deki ayrımcılığa karşı demokratik Filistin mücadelesini Anti-Semitizm yaftasıyla manipüle ederek itibarsızlaştırmaktadır.
Filistinliler her gün bu İsrail propagandasına maruz kalıyor fakat bunu günlük ırkçı realiteyle karşılaştırabiliriz. İsrail’in istimlâk ettiği bizim toprağımızdır. Yüzde 82’sini işgal etmiştir. Kullanmaya hakkımız yoktur. 600 yeni Yahudi şehri, köyleri ve kanuna göre içinde yaşamaya hakkımız olmayan yüzlerce Yahudi yerleşim toplulukları kurmuştur. Yıkılan bizim evlerimizdir. Tarihimiz yeniden yazılmaktadır. Ailelerinden ayrı düşen bizleriz. Hizmet, eğitim alamayan ve iş bulamayanlar sadece biz Filistinlileriz.
İngiliz yetkililer, İsrail tuzağına düşmüştür. Liderlerimizi ve onların özgürlük ile demokrasi kampanyalarını desteklemek yerine, İsrail’in Filistinli vatandaşlarını kovuşturmasını desteklemektedir. Şu anda kadar, İsrail’in Filistinli vatandaşları ülkemizdeki siyasi haklarımız ve İsrail’deki Siyonist ırkçılığa karşı mücadele ediyor. Ancak öyle görünüyor ki artık yurtdışında da Siyonizm’le yüzleşmemiz gerekiyor.
İsrail-yanlısı lobinin İngiltere’deki politikaları belirlemesine izin verilmemelidir. İsrail’deki Filistinliler, Salah’ın İngiliz yetkililerince tutuklanmasını bize karşı İsrail politikalarına arka çıkmak olarak göreceklerdir. İngiliz halkından bunu reddetmelerini istiyoruz. İsrail ırkçılığına izin vermemelerini ve kendi toprağımızda demokrasi taleplerimizi desteklemeleri çağrısını yapıyoruz.
*İsrail Balad Partisi üyesi ve milletvekili.
Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.