Dolar

34,8702

Euro

36,6643

Altın

3.009,21

Bist

10.058,63

Esad Rejimi’nin yalanları

Suriye rejimi, Mısır ve Tunus’ta yaşananları yaşamamak için belirledikleri tek strateji protestoculara ateş açmak ve kalabalıkların geniş meydanlara hâkim olmasını engellemekti.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-18 16:54:50

Esad Rejimi’nin yalanları

Haber Merkezi / TİMETURK


Suriye’nin muhtelif bölgeleri ve şehirlerinde yapılan protesto gösterilerinde ölen sivillerin sayısı (ismi belirlenenler) iki bine yaklaşmış vaziyette.

Esad rejimi Mart ayında başlayan bu gösterileri ölçüsüz bir şiddet uygalayarak bastırma yoluna gitti. Mısır ve Tunus’ta yaşananları yaşamamak için belirledikleri tek strateji protestoculara ateş açmak ve kalabalıkların geniş meydanlara hâkim olmasını engellemekti. Bu şiddet sayesinde gösterileri kısa sürede bastırabileceğini düşünen Esad ailesi bu zaman zarfında ise bir yandan kendi eylemlerini yalanlarla perdeleme ve manipule etmeye çalışırken diğer yandan da yalan vaadlerle göstericileri aldatma yolunu seçtiler. Fakat gösteriler bir türlü bitmek bilmeyince yalanlar da birbirine karıştı. İddia ettikleri hemen hemen her şeyin yalan olduğu zamanla ortaya çıktı. Bir gün gün uydurdukları yalanı bir başka gün kendileri başka bir yalanla tekzip ettiler.

İşte bu yalanlardan sadece bazıları:

- Dera’da meydana gelen ve 7 kişinin öldüğü ilk protesto güsterisinde suçu yakınlardaki bir kampta meskûn olan Filistinlilerin üzerine attılar. Filistinli guruplar ‘kendilerinin olaylarda hiç bir dâhillerinin bulunmadığı yönünde bir beyanat yayınlayınca bunun yalan olduğu ortaya çıktı.

- Ardından aynı olayları Ürdün’den gelen aşırı dinci grupların yaptığını iddia ettiler. Hatta yakalanan bir Ürdünlü’nün itiraflarını yayınladılar. Ama kısa bir zaman sonra bu Ürdün’lü serbest bırakıldı ve Ürdün’e döndüğünde bu itirafı işkence neticesinde verdiğini söyledi.

- Resmi yayın organları, bu olayları İsrail’in tertib ettiğinin ortaya çıkarıldığını ve İsrail işbirlikçisi bir Mısır’lının yakalandığını iddia ettiler. Yakalan Mısır’lı gencin ‘itiraflarını da’ günlerce yayınladılar. Ardından Mısır hükümetinin baskısı sonucunda bu ‘İsrail işbirlikçisi’ genç birden bire serbest bırakıldı.

- Dera’da 7 kişinin öldüğü ilk gösteriden sonra camiye yerleşen Deara’lılar, görüştükleri hükümet heyetine taleplerini ilettiler. Bu taleplere çok olumlu yaklaşan heyet Cuma’ya kadar bu konudaki resmi cevabın kendilerine verileceğini söyledi. Ama Çarşamba gece yarısı saat bir buçukda camiye baskın yapan güvenlik güçleri 11 kişiyi katlettiler.

- Banyas’a bağlı el-Bayda beldesinde göstericilerin yüzüstü yerlere yatırılıp tekmelendiğini gösteren görüntüler internet ve televizyonlara düşünce, görüntülenen yerin el-Bayda değil Irak Süleymaniye, o güvenlik güçlerinin de peşmergeler olduğunu iddia ettiler. Ama bir hafta sonra o görüntülerde tekmelenen bir gencin bizzat olayı anlattığı ve olay yerinin el-Bayda olduğunu belgeleyen video kaydı yayınlanınca bu konu hemen kapatıldı.

- Ordu Dera’ya girdikten sonra resmi televizyonlar çok sayıda silahlı selefi teröristin yakalandığını ve şehirde tünellerin ortaya çıkarıldığını dünyaya duyurdu ve bazı tünel görüntüleri yayınladılar. Bu yalan da çabuk ortaya çıktı. Zira görüntülerde yer alan tünellerin aslında Meksika’daki uyuşturucu çetelerinin kullandığı tüneller olduğu ve bu görüntülerin bir sene önce CNN-Int. Ve diğer haber kanallarında yayınlandığı anlaşılmıştı.

- Suriye televizyonları halkın üzerine ateş açan milislerin görüntülerini yayınlayarak bunların teröristler olduğunu iddia etti. Ama daha sonra bu milis güçlerinin, polis ve askerlerin yanında göstericilere ateş açtığını gösteren görüntüler yayınlanınca bir yalan daha ortaya çıkmış oldu.

- Rejim 22 Nisan günü olağanüstü halin kaldırıldığını ve toplu gösterilere izin verildiğini ilan etti. 11 Mart’tan o güne kadar 285 sivil olaylarda hayatını kaybetmişti. Olağanüstü halin kaldırıldığı günden sonraki bir ay içinde ise ( 22 Mayıs) tam 815 kişi öldürüldü. Olağanüstü halin kaldırılması bir yalandı.

- Toplu gösterilere izin çıkması üzerine Haseke, Halep ve Şam’da gösteri izni almak için müracaat edenlerin hepsi gözaltına alındı.

- Rejim bugüne kadar en büyük katliamları hep reform vaadinde bulunduğu günün akabinde yapılan gösterilerde gerçekleştirdi. Mesela 21 Nisan tarihinde Esad’ın göstericilerin üzerine kesinlikle ateş açılmayacağı şeklinde talimat verdiği duyuruldu ama ertesi gün 160 kişi katledildi.

- Suriye televizyonlarında Katar’da Emir aleyhine gösteriler yapıldığına dair yayınlanan görüntülerin aslında Bahreyn’deki olaylara ait görüntüler olduğu ortaya çıktı.

- Güvenlik güçlerinin Dera’yı işgal etmesinden sonra bölgede teftiş yapmak isteyen Birleşmiş Milletler heyetine izin verileceği söylendi. Lakin bilahare heyetin resmi başvurusuna hiç cevap bile verilmedi.

- Nisan ayının ortalarında olayların yoğunlaşması üzerine Anayasanın sekizinci maddesinin değiştirileceği ve ulusal diyaloğa başlanacağı sözü verildi. Bu sözden sonra Dera, Banyas, Resten ve birçok şehri işgal eden devlet, gösterileri tamamen bastırdığını düşünerek birden bire artık diyalog falan yapılmayacağını ve sekizinci maddenin de değiştirilmeyeceğini ilan etti. Lakin 3 Haziran’dan itibaren olayların tekrar yoğunlaşması üzerine şimdi tekrar sekizinci maddenin değiştirileceği ulusal diyalogun başlatılacağına dair sözler verilmeye başlandı.

- Mart ayından bu yana olayları tahkik etmek ve ıslah programı oluşturmak vaadiyle onlarca komisyon kuruldu. Ama ne hikmettir bu komisyonların çalışmaları ile ilgili hiç bir rapor yayınlanmadı.

- Türkiye’ye yönelen göç hareketine önce akrabalarının yanına tatile gidiyorlar dediler, sonra bunların silahlı gruplardan kaçtıklarını iddia ettiler. Lakin mülteciler uluslararası yayın kuruluşlarına ‘devlet güçlerinden kaçtıklarını’ beyan edince bu defa da Türkiye’ye gidenlerin silahlı eylemcilerin akrabaları oldukları ve bunların Türkiye tarafından silahlandırıldıklarını iddia etmeye başladılar.

- Siyasi makumlara genel af ilan edildiği halde şu ana kadar tutukluların sadece çok küçük bir kısmı tahliye edildi.

- Türkiye’ye kaçan mültecilere Cisr-i Şuğur’un bütün silahlı guruplardan temizlendiği ve halkın şehre güvenle dönebilecekleri yönünde televizyonlardan yayın yapıldı. Bu söze güvenerek geri dönen iki aile güvenlik güçleri tarafından bütün ferdleriyle katledildi.

- Dera’da Ömeriye caminin tahrip edilmiş halini gösteren Suriye televizyonu caminin, halkı devlete karşı kışkırtmak isteyen gruplar tarafından tahrip edildiğini ileri sürdü. Fakat daha sonra caminin askerler tarafından tahrip edildiğini ve bu askerlerin Esad’a tezahürat yaparak cami içinde pozlar verdiğini gösteren video görüntüleri internete düştü.

- Bütün dünya kamuoyu beklediği halde şimdiye kadar ciddi bir tane dahi örgüt üyesi gösteremediler.

Bunlar üç aylık sistemli yalan sürecinde tedavüle sürülen yalanların küçük bir kısmı. Şimdi yalanı karakteristik bir vasıf haline getiren bu rejimden sözlerini tutması ve reform yapması bekleniyor. Beklensin bakalım.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara