Dolar

34,9495

Euro

36,7015

Altın

2.994,96

Bist

10.062,83

'Namazın hikmeti dosdoğru kılınmasında'

Namaz Platformu üyesi Abdullah Yıldız işte bu soru çerçevesinde önemli tespitlerde bulundu. Yıldız, bu çalışmanın ne anlama geldiğini anlattı...

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-17 17:56:28

'Namazın hikmeti dosdoğru kılınmasında'

Namaz Platformu üyesisiniz. Namaz Platformu hakkında bilgi verebilir misiniz?

Namaz kılmanın gerekliliğini herkes biliyordu ama 'niçin namaz' sorusu noktasında bizim çalışmamız çok fazla ilgi gördü. Çünkü insanlar namazlarını eksik gedik kılıyorlardı ama niçin namaz kılıyorum, neden namaz kılmalıyım sorularına cevap olarak kitabımızın önemli bir yeri oldu. Bu alanda başka eserler de çıktı. Arkadaşlarımız Cemil Tokpınar ve Ahmet Bulut beni aradılar ve "Hocam bu konuda ortak çalışmalar yapalım." dediler. Genellikle bu tür girişimler heves düzeyinde kalır. 'Eğer biz taşın altına elimizi koyarsak bu iş yürür' şeklinde bir mutabakat oldu ve 2006'nın başında ortak hareket etmeye karar verdik. Bu alanda hizmet vermeye hazır medyatik isimler de dahil 100 kadar ismi topladık. 'Namaza Diriliş Seferberliği' adı altında bir kampanya başlattık. Baktık ki Türkiye'de insanımızın yüzde 75'i beş vakit namaz kılamıyor. Yüzde 25 namaz kıldığını söylüyor ama onların da önemli bir kısmı mesela sabah namazına kalkamıyor. Huşu problemi çok ciddi bir problem olarak dile getiriliyor. Ama biz yüzde 75'i hedef aldık. Yüzde 60-65 Cuma namazına gidenler var ama vakit namazları noktasında aynı duyarlılık yok. Hadi o zaman ne yapalım? 'Namazsızlık hastalığı'na çözüm olarak öncelikle namazla ilgili bilgi ve bilinç noktasında yoğunlaştık. Konferanslarla, panellerle, kitaplarla, gazete, televizyon ve radyolarla ne kadar imkanımız varsa bunları kullanarak bu konuda söz söyleyecek hocaları, yazarları da devreye soktuk. 5 senedir Türkiye'nin Tunceli il merkezi hariç tüm vilayetleri dolaşıldı. Tunceli'nin sanıyorum Çemişgezek ilçesine gidildi.

Tunceli'ye neden gitmediniz?

Bir organizasyon sorunu oldu orada. Tunceli Müftülüğü'nün talebi oldu. Pek başarılı olamadı sonuç alma noktasında. Zamanlama da pek uygun olmadı. Şimdi yine bir Kutlu Doğum Haftası'na denk getirerek Tunceli'ye de gitmeyi düşünüyoruz. Planlarımızda var.

Bu organizasyonlarla Türkiye'de toplam kaç kişiye ulaşabildiniz?

Yurtdışına da gittik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne mesela. Genellikle davet üzerine gidiyoruz. Ekipte 3-4 hoca oluyor ve her bir konferansçının ayrı meşrepten olmasına dikkat ediyoruz. Şu ana kadar bu faaliyetlerde 70 kadar hocamızı görevlendirdik. Diyelim biri filanca tarikat ekolünden, bir diğeri filanca cemaatten, biri diğer vakıftan.. Mektepleri ve meşrepleri farklı olsa da dertleri aynı olan bu hocalarımızı iyi yönlendirebilirsek namaz üzerinden çok bereketler gelir diye düşündük. Allah lütfeder, namaz bütün kötülükleri defeder diye değerlendirdik. Namaz birliğimizi sağlar düşüncesiyle farklı cemaatlere mensup kişiler bir araya geldik. Biz bu farklılıkları gündeme getirmiyoruz. Bizim ortak paydalarımız, ortak noktalarımız o kadar çok ki. Yoğurt yeme tekniklerimiz farklı olabilir ama azami müştereklerimiz var. Bu kardeşlerimizi gönderiyoruz, amacımız ayetlerle, hadislerle, sahabe örnekleriyle namaza teşvik. Bizim yaptığımız budur. Ayrıntılara hiç girmeden salt namaza teşvik edelim. Bunu yaptık. Şu ana kadar 800 civarında büyük çaplı panel düzenledik. Mesela Isparta'da 8 bin kişi katıldı. Süleyman Demirel Kongre Merkezi içi, dışı dolmuştu. Oradaki 40'a yakın kuruluşun tamamı iştirak etti. Anadolu Gençlik Radyosu canlı yayın yaptı, Mekke Vakfı'ndan, Risale-i Nur camiasından çok büyük katkı sağlandı. Altınoluk Vakfı, Kültür Vakfı hepsi katıldı. Bu rakam yerine göre 1000'e, zaman zaman da 500 kişiye kadar gerçekleşti. Şu ana kadar 1 milyon kişiye bu anlamda ulaştık elhamdülillah. 1 milyon kişiye birebir, yüzyüze namaz anlatıldı. Ama bunlara mesela Abdullah Yıldız'ın tek çağrıldığı bireysel konferansları dahil etmiyoruz. Seminerleri, sohbetleri, dersleri saymıyoruz.

Bu çalışmalarınız, katılanların kazanımları dışında nasıl etkiler yaptı?

Mesela Hilal televizyonu, Dost TV namaz konulu programlar yapmaya başladı. Mesela TV5'te yapılan bir programa arkadaşlarımızın tümü katıldı. TRT de buna dahil oldu. www.namazladirilis.com isimli sitemiz de faaliyette. Dileyenler buradan da istifade edebilirler. Namazla ilgili hikayeler, kitaplar hepsi var burada. Bu sitemiz 5 senedir faal. Çok girenler oldu. Namaz bilinciyle ilgili kitaplar biz bu platformu hizmete soktuğumuzda 20 kadardı. Şimdi 100'e yaklaştı. Ve toplam tirajları 5 milyonu geçti. Namazla Diriliş isimli ufak bir kitapçık hazırladık. 50 ayrı yazarın her birinin katkılarıyla hazırlandı. Bu kitap 2 milyon dağıtıldı. Avrupa Namaz Gönüllüleri Platformu kuruldu. Bize bağlı olan bu platformun merkezi Hollanda. Sebahattin Uçar hoca bu platformun başında. Avrupa'daki faaliyetleri onun haberdarlığında yapıyoruz. Fransa, Almanya, Belçika, Fransa.. Bu ayın sonunda İngiltere'ye gidiyorum mesela. Şu an bazı arkadaşlarımız Almanya'da. Yurdun ve dünyanın birçok bölgesinde şu an namazla ilgili faaliyet var.

Namaz kılan toplum kötülüklerden uzak olur

Siz namaz kılmayan bir Müslümanla karşılaştığınızda onu ikna etmek için hangi vurucu, şok edici, damardan giren cümleler kullanıyorsunuz?

Bu muhatabın bilgi birikimine, yetiştiği muhite, durumuna, konumuna göre değişebiliyor. Kur'an-ı Kerim'de Müddessir Suresi bu konuda kafalara dank ediyor. Nedir o? "Cehennemliklere sorulur; sizi cehenneme sevkeden nedir? Cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik." Yani namaz kılmamak tek başına cehenneme girmek için yeterli olarak zikrediliyor. İslam'da imandan sonra ilk farz namazdır. Bunun istisnası olmamıştır. Resûlüllah Aleyhisselatü Vesselam'a kim iman etmişse ona ilk öğrettiği namaz olmuştur. Namaz, Tevhit akidesinin eyleme dönüşmüş şeklidir. İnsanların 'niçin' meselesini kavraması bakımından Allah-ü Teala'nın sizin kılacağınız namaza ihtiyacı yoktur. Biz biraz böyle giriyoruz. Namaza siz muhtaçsınız, biz muhtacız. O namaz bizi adam edecek, Allah'a kul yapacak. Allah'a yaklaştıracak. Şeytandan uzaklaştıracak. Kötülüklerden, fahşadan uzaklaştıracak. Namaz kılan bir toplum her türlü kötülükten, pislikten uzak olur. Namaz bu alanda temizleyici, arındırıcıdır. Hatta İslam'ın kırmızı çizgisi nedir dense Lâ İlâhe İllallah'tan sonra namazdır. Namaz İslam'da uygulamaya hemen geçti, oruç 2 yıl sonra başladı, zekat Hicret'ten 2 yıl sonra başladı. Hac en son. Namazın böyle bir önceliği var.

Bu noktada çok çarpıcı bir örnek var. Kaynak Ebu Davut. Pek çok siyerde de anlatılır bu olay. Sakif Kabilesi İslam'a girmek istiyor. Diyorlar ki, "Ya Rasûlellah biz İslam'a girmek istiyoruz ama bazı şartlarımız var. Biz zekat vermeyelim." Peygamberimiz, "Olabilir" diyor. Diyorlar ki, "Biz Müslüman olalım ama cihada gelmeyelim." Peygamberimiz, "Gelmeyebilirsiniz." buyuruyor. "Biz Başkan'ımızı kendimiz seçelim." diyorlar. Peygamberimiz, "Bu da olabilir." diyor. Diyorlar ki, "Ya Rasûlellah biz Araplar esasen asil bir millet olarak tanınırız. Bize eğilmek, yere kapanmak ağır gelir. Biz namaz kılmayalım." "İşte bu olmaz! Zira, namazsız dinde hayır yoktur." buyuruyor, Allah'ın Resûlü. Bu hadisi, bu alanda iki ciltlik kitabı olan Celalettin Vatandaş'la paylaşırken şöyle bir şey ifade etti: Hocam şunu da ekleyebilirsiniz. O Kabile dönüp giderken Peygamberimiz buyurdu ki; "Onlar hele bir namaza başlasınlar. Zekatı da verecekler, cihada da gelecekler." İslam'ın beş şartının imandan sonra baş şartıdır namaz. Namaza başladığınız zaman diğerleri kendiliğinden geliyor. Medine'ye Hicret edildiğinde ilk yapılan işlem Mescid yerinin belirlenmesi oldu. Celalettin Vatandaş bir ilave daha yaptı: "Sakif Kabilesi Müslüman olduktan sonra ilk zekatını veren Kabile olmuştur."  Mesela kız çocukları için "Önce başını ört demek yerine önce bir namazını kıl." demek lazım. Çünkü tesettür emri de Hicret'ten 4 yıl sonra geldi. İçki yasağı Hicret'ten 4 yıl sonra geldi. Amiyane tabirle Müslümanların birçoğu hem kafayı çekiyor hem de namaza gidiyordu. Ama o namaz Müslümanları tüm kötülüklerden alıkoydu. İslami hayatın değişiminin dönüşümünün direği namazdır.

Konuşmamızın başında namazda 'huşu'dan sözettiniz... Huşu ile namaz kılmak ne demek? Namazın tılsımı nedir?

İmam Gazali bunu madde madde sıralamış. Namaz kılan kişi Rabbi ile sohbet etmektedir. Allah'a verdiğiniz sözlerin farkına varmak... Namazımızı bir Miraç gibi kılmak.  Bunların farkına vararak kılınan namaz huşu içinde kılınan namazdır.

Namazın tılsımını en iyi Ebu Cehil yakaladı diyebiliriz. Peygamberimiz ve sahabe Kabe'de namaz kılarken Ebu Cehil bunu engellemek için elinden geleni yaptı. Bunun en önemli kanıtı Alak Suresi'nin 9-10 ayetleridir. "Namaz kılan kulunu engelleyeni gördün mü?" Daha ilk anda Ebu Cehil ve avanesi namazı engellemeye çalıştı. O namazın tılsımını görmüştü. Bu namaz Kabe'deki putları temizleyecekti. Cahiliyenin kökünü kazıyacaktı. Ebu Cehil gördü bunu. Bu namaz buradaki vurguna, soyguna, talana son verecekti. Bunu kavramıştı ve daha başından engellemeye çalıştı. Bugün tüm Müslümanlar namazlarının kendilerine emrettiğinin farkında olsalar, namazda hangi sözü verdiklerinin farkına varsalar dünya egemenleri açısından en tehlikeli insanlar olurlar. Ama bunun farkına varmadıkları ve camiden eve, evden camiye gidip geldikleri sürece sokağa, etliye sütlüye karışmadıkları sürece, pasif edilgen kaldıkları sürece kimse onların namazına, ezanına dokunmaz. Ama ezanı bir devrim çağrısı olarak alırlarsa, namazı bireyden başlayarak toplumu değiştiren, dönüştüren bir dinamik, devrimci bir ibadet olarak ele alırlarsa o zaman o namazı tıpkı Resûlüllah'ın ilk namazı gibi engellemeye çalışırlar. Şuayb Aleyhisselam'ın ilk namazına nasıl itiraz ettilerse ona da itiraz ederler. Namazın bu son anlattığım dinamik yorumu arkadaşlarımızla paylaştığımız gibi biraz Abdullah Yıldız'a aittir. Ben de bunu bir yerlerden derledim, hâşâ bana ait değil. Mevdudi'nin yorumuyla buna son noktayı koyayım. Mevdûdi, Tefhimül Kur'an'da Yunus Suresi 87. ayetin yorumunu yaparken diyor ki, "Ben bu ayeti uzun uzun düşündüm. Rabbimiz neden evler yapın bu evleri cemaatle namaz kılınan yerlere dönüştürün diye buyurdu? Ve cemaat halinde namaz kılın. Çünkü Musa (as) ve Harun (as) risaletle görevlendirildiğinde Yusuf (as) ile atılan tevhit tohumları yeşermişti, kök salmıştı ama Müslümanlar dağılmıştı. Cemaatle namazı terketmişlerdi. Kimi köleleştirilmişti. Kimi katledilmişti. Sürgün edilmişti. Darmadağın olmuştu Müslümanlar. Bu Müslümanları yeniden toparlayıp Firavun sistemine karşı Musa (as) ve Harun (as) etrafında toparlayacak iksir namazdı. Rabbim o yüzden cemaatle namazı emretti. Bu cemaat sayesinde Müslümanlar birliklerini, kardeşliklerini tazelediler. Dinamizm kazandılar. Heyecan kazandılar. Musa (as)'nın etrafında kenetlendiler. Rabbimiz de onlara kapıyı araladı. Denizi yarıldı, geçirdi. Kurtardı onları." Bugün de Müslümanlar böyle dinamik namazlara ikame edilebilirse -öylesine aradan çıkarmak değil- o din binasını böyle namazlar üzerine bina edebiliriz. İslam nizamını bunun üzerinden gerçekleştirebiliriz.

Namaz kılanların sayısında artış var

Peki bu çalışmaların finansmanını nasıl karşılıyorsunuz?

Sıfır finansmanla. Baştan ilkeyi böyle koyduk. Bir deklarasyon yayınladık. 19 Ağustos 2006 tarihinde. Hiçbir ücret istemiyoruz. Namaz Platformu'nun ilkesi budur. 'Hocalarımızın sadece yol masrafını karşılayacaksınız, salonu siz tutacaksınız, tek bir kuruluş olarak da mümkünse yapmayın' diyoruz. Şu ana kadar Namaz Platformu'na destek olan kuruluşların sayısı 200'ü aştı. Anadolu Gençlik, Diyanet Sendikası, Ensar Vakfı, İlim Yayma Vakfı gibi sendika ve vakıflar katkı veriyor. Bizim hassasiyetimiz şu; lütfen bu çalışmayı bir tek merkeze maletmeyin, herkesin ortak hizmeti olsun. Çünkü bu bizim ortak derdimizdir. Bundan tüm camiamız nemalansın. Biz de kardeşlerimize hemen her toplantıda şu duayı yapmalarını tavsiye ediyoruz, Haşr Suresi 10. Ayet: Yarabbi bizi ve bizden önce bizden başka iman etmiş kardeşlerimizin günahlarını bağışla! Ve kalplerimizde, gönüllerimizde mümin kardeşlerimize karşı en küçük düşmanlığa karşı kine nefrete ve olumsuz düşünceye yer bırakma." Bu kardeşliğimizi tetikleyici bir etki meydana getirdi. Bizden sonra pek çok platform kuruldu. Ezan Platformu, Kur'an Platformu bunlardan bazıları. Ahlak, Aile Platformları da öyle. Bunlar bizden esinlenerek bağımsız çalışıyorlar.

Peki somut bir gelişme var mı? Namaz kılanların sayısında sizin tespitlerinize göre bir artış oldu mu?

Biz anket yaptırmayı denedik, başaramadık. Yapılan anketlere göre, en son Anadolu Gençlik'in yaptığı bir araştırma vardı; yaş gurubu 15-35 arası namaz kılanların oranı yüzde 27,5 olarak açıklandı. Bu çok iyi bir rakam. Genelde yüzde 35-40'lara kadar yükseliyor bu. Yani yüzde 25'lerden buralara geldi namaz kılanların sayısı. Ortalamasını aldığınız zaman yüzde 30'ların üzerine çıktığını görebiliyoruz. Yüzde 1 etkisi de olsa bu çalışmaların,bizim için artı bu. Çok olumlu tepkiler alıyoruz, zira. Mail gönderenler var, telefon edenler var. Şu toplantıyı izledim namaza başladım, kitabı okudum namaza başladım, örtündüm diye. Hayatım değişti, diyenler var. Yüzde 1 bile olsa bir katkımız olduysa Namaz Platformu başarılıdır diyebiliriz.

Bu paneller, seminerler ne kadar sürüyor?

Toplam 1,5 saat kadar bir sunum bu. Slayt gösterisi oluyor, Kur'an-ı Kerim okunuyor. 3-4 arkadaş gerçekleştiriyor. Bunlardan biri yönetici konumunda. Tüm faaliyet 2 saatte tamamlanıyor. İşin ilginç yanı bu iki saat boyunca kimse yerinden bile kıpırdamıyor, kimse salonu terketmiyor. Sonuna kadar ilgiyle izlenen bir faaliyet.

Çocuklara hitap ediyor ama büyükleri de ilgilendiriyor

Milli Gazete hem küçüklere hem büyüklere hitabeden çok kıymetli  bir hediye veriyor okurlarına; Namaza İlk Adım Sesli Kitabı. Düğmeye basıyorsunuz namaz surelerini ve dualarını dinliyorsunuz hem de matbu olarak görebiliyorsunuz, okuyabiliyorsunuz. Namazı dosdoğru kılmak açısından bu çalışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu eser çocuklara hitap ediyor ama büyükleri de ilgilendiriyor. 20 yıldır namazla ilgili aktif çalışmalarım var. Her gittiğim yerde de bu gündeme geliyor. Bir kere kafalara dank edecek ayet; "Yazıklar olsun o namazı kılanlara ki onlar kıldıkları namazdan habersizdirler." Bu maalesef en büyük problemimizdir. Namaz kılıyoruz ama namaz kılarken başta Fatiha suresi olmak üzere namaz surelerinin anlamlarını bilmiyoruz. Biz genellikle Elemtera'dan aşağısını biliriz. Namaz sureleri derken de bu 10 tane suredir. Mesela Fil suresini okurken onun manasını da düşünmeliyiz. Ebrehe Kabe'yi yıkmaya geliyordu, Ebabil Kuşları Ebrehe'nin askerlerini yerle bir etti. Bugün çağdaş Ebreheler ne yapıyor? Bugünün çağdaş Ebreheleri kutsal mekanları, camilerimizi yıkmaya çalışıyor. Peki ben Ebabil Kuşlarını tekrar Rabbimden çağırma makamında, ondan yardım dilemek makamında okursam, anlayarak okursam ve doğru telaffuz ederek okursam -doğru telaffuz çok önemli tabii ki- anlamak için doğru telaffuz etmek lazım. Böylece namazlarında ne okuduklarının farkına varacaklar. Böylelikle 'Yazıklar olsun namaz kılanlara...' hitabından kurtulacaklar.

Özellikle Milli Gazetemizin vereceği bu hediye hem çocuklarımızın hem orta yaşlıların hem de ileri yaşlarda olanların Fatiha'dan başlayarak namazda okuyacakları surelerin en doğru ve en güzel şekilde yavaş yavaş, dura dura, hakkını vere vere okumalarını ve anlamalarını inşallah sağlayacaktır. Okuduklarımızı doğru anladığımızda da namazlarımızın değiştiğini, namazlarımızın güzelleştiğini, Allah Resulü ve ashabının kıldığı namazlar haline geldiğini, tat aldığımızı, zevk aldığımızı göreceğiz. Namazdan haşa bıkmak, namazı aradan çıkarmak, namazı savsaklamak değil de namaza koşarak gitmek mümkün olacaktır inşallah. Rabbimiz Kıyamet gününde ilk hesabı namazdan soracak. Bu çalışma sayesinde inşallah hesabımızı kolay eder Rabbimiz.

Bize çok sorulan sorulardan biri de şu: "Hocam, benim çocuğum namaz kılmıyor, ne yapmalıyım?" Peki kaç yaşında çocuğunuz? 15-16-17-20... cevaplarını alıyoruz. Geçmiş olsun. Böyle demiyoruz ama yedi yaşında başlatmanız gerekmiyor muydu? Hatta 5-6-7 yaşlarında kulak alışkanlığını kazandırabilsek. Kulaktan duyduğu doğru telaffuzu bir süre sonra aynen tekrarlayabilir. Ben Amme Cüzü'nü kulaktan ezberledim. 4,5 yaşındaki torunum aynı metodla birçok sureyi ezberledi. Kalbe giden yol kulaktan geçer.

Milli Gazete

SON VİDEO HABER

Şam'daki tarihi Emevi Camii'nde ilk Cuma namazı

Haber Ara