Dolar

34,8956

Euro

36,6577

Altın

3.010,32

Bist

10.058,63

Başbakan tüm davaları geri çekti

Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sürecinde açtığı tüm davaları geri çektiğini söyledi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-16 12:14:34

Başbakan tüm davaları geri çekti
Haber Merkezi / TİMETURK

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Sayın Başbakanımız, propaganda döneminde, seçim kampanyaları döneminde diğer siyasi parti liderlerinin kendisine yönelik kişilik haklarına saldırı anlamına gelebilecek sözlerinden dolayı davalar açtı, Sayın Kılıçdaroğlu'na, Sayın Bahçeli'ye, sayın Namık kemal Zeybek'e davalar açtı. Sayın Başbakanımız, balkon konuşmasındaki helalleşmenin hayata geçirilmiş somut bir yansıması olarak, bu davalarını geri çekti. Sayın Başbakanımız şikayetini geri alıyor, davasından sarfınazar ediyor. Onlara açtığı tezmanit davalarını ya da diğer türlü davaları geri çekiyor'' dedi.

Çelik, TVNET televizyonunda katıldığı canlı yayında, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. İşte o sorular ve cevapları...
"Başbakan Erdoğan’ın siyasetçi ve köşe yazarlarına açtığı davaların geri çekilmesine ilişkin açıklamalar bold olarak işaretlenmiştir." 

ABDULKADİR SELVİ- “Başkent"ten merhaba sevgili izleyiciler.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Merhabalar. Türkiye’nin ve dünyanın gündemiyle yeniden karşınızdayız.
ABDULKADİR SELVİ- Siyasette neler oluyor, Ankara’da hangi kararlar alınıyor, seçim sürecinden sonra gelişmeler nereye gidiyor diye merak ediyorsanız biz konuklarımızla Türkiye’nin ve dünyanın gündemini yorumlamaya devam ediyoruz.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Programımıza sizler de telefon ya da e-mail yoluyla katılabilir, soru ve görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. Telefonlarımız; 0312 472 10 49 - 0212 674 67 67. Mail adresimiz; [email protected].
ABDULKADİR SELVİ- Bugünkü konuğumuz AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep milletvekili Sayın Hüseyin Çelik.
Hoş geldiniz Sayın Bakan.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Çok teşekkürler Sayın Selvi.
ABDULKADİR SELVİ- Sırada gazetelerin manşeti var. Siyaseti gazetelerin manşetinden, köşe yazılarından iz sürmeye başlıyoruz.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Türkiye Gazetesiyle başlıyoruz bugün. “Dünya çark etti.” 12 Haziran öncesi AK Parti hızla eriyor diyen Batı, sandıktan çıkan yüzde 50 ile ağız değiştirdi. Seçimden önce ve seçimden sonra yorumlar var. Ekonomist, Türkler için demokrasiyi teşvik etmenin en iyi yolu iktidardaki AK Partiye karşı oy kullanmak, oyunuzu CHP’ye verin demişti. Karizmatik lider Erdoğan hattrick yaptı ve bir ilke imza attı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun liderliği tartışılır oldu diyor şimdi. Amerika, AK Parti artık mağdur edildiği öne süremez, oy oranları ancak yüzde 38 demişti, şimdi seçimler Washington’da olsa biz de oyumuzu Erdoğan’a verirdik diyor. New York Times, demokrasi adına Erdoğan istediği çoğunluğu etmemeli diyordu, şimdi ise Erdoğan’ın zaferi demokrasi için iyi haber diyor. La Repubblica, muhalefet Erdoğan’a karşı fırsat yakaladı demişti, şimdi ise ülke çehre değiştirdi, Türkiye Avrupa Birliğine değil, dünyaya bakıyor diye ağız değiştirdi.
Vatan Gazetesi sür manşetten, yüzde 50’nin sırrı 500 bin kadında diyor. AK Partinin kozmik odasının başındaki isim Ataş, Vatan’a konuştu. Seçimin kahramanı Başbakan ve kadınlarımız dedi. AK Partili milyonlarca teşkilat üyesine yönlendiren Mustafa Ataş, Seçim Koordinasyon Merkezinin kapılarını Vatan’a açtı, Ataş’a göre başarıda en büyük pay Başbakan’dan sonra teşkilatta görevli 500 bin kadının. Kapı kapı dolaştılar, uykularından, eşlerinden, çocuklarından bile fedakarlıklar yaptılar diyor.
Evet, kadınların etkisi inkar edilemez. Neler söyleyeceksiniz?

ABDULKADİR SELVİ- Kadınlarla ilgili soruyu siz sorun.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi tabi ki biz Partimizin hanım üyelerine, Parti teşkilatlarında fiili görev alan, çeşitli kademelerde görev alan bütün hanımefendi arkadaşlarımıza şükran borçluyuz, onlara çok teşekkür ediyoruz. Benim de açıkçası gözlemimdir. Hanımlar çok büyük bir fedakarlıkla çalıştılar, bugüne kadar da hep öyle oldu, bu seçime mahsus değil bu. Bir taraftan bizim kadın kollarımız var, kadın kollarımızın başında da Gaziantep Milletvekili Sayın Fatma Şahin Hanımefendi var. Onların biliyorsunuz ayrı bir teşkilatlanması var, her ne kadar İl Başkanlığı çatısı altındadır ama, bizim il başkanlıklarının nasıl kendine has bir yapılanması varsa, bütün alt birimler varsa kadın kollarımız da bu şekilde yapılandırılmış. Mesela kadın kolları sadece kenarda duran küçük bir birim değil, adeta yeni bir teşkilat birimi, ilçe bağlantıları var, ilçe kademesi var, belde kademesi var, yani her aşamada hanımlarımız AK Partide çok büyük bir örgütlülük sergiliyorlar. Ve bugün itibariyle size bir açıklama yapayım, AK Partinin kadın kayıtlı üye sayısı 2 milyon oldu, 2 milyon üye var, o veren falan değil.
ABDULKADİR SELVİ- Peki oy verenlerle ilgili bir gözleminiz var mı, AK Partiye oy veren kadınların oranı?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Daha önceki seçimlerde hanımefendiler, yani kadınlar AK Partiye oy verme oranı itibariyle hep 5-6 puan öndeydiler. Şimdi bu yüzde 50’lik oy oranının içerisinde hanımlarımızın payı nedir, onunla ilgili açıkçası bir araştırma yapılıyor. O araştırmanın sonucuna göre ne kadarı hanımlar, ne kadarı gençler, ama gençlerle ilgili hemen bir anket yapıldı. 18-24 yaş arasındaki Türkiye’deki gençlerin yüzde 55’i AK Partiye oy verdi. Yani Türkiye ortalamasının 5 puan üzerinde gençlerden oy aldık, bir de bu çok önemli.
ABDULKADİR SELVİ- Gençler daha çok ideolojik partileri CHP’yi, MHP’yi tercih eder.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- İşte bu araştırma ortaya koydu ki öyle değil. Bu şu anlama gelmiyor: İdeolojik gençler de var, yani şu veya bu partinin sempatizanı, militanı olan gençler de var, ideolojik partileri kast ediyorum. Ama AK Parti gençlerin yüzde 55’inin oyunu alabildi, bu da…
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Aslında bu YGS sınavlarından sonra gençlerden oy oranı düşer diye bekleniyordu ama.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- İşte Melek Hanım, o YGS meselesinin özellikle abartıldığını, kabartıldığını biz her vesileyle söyledik, çünkü ortada bir mağdur yoktu, özellikle şifre birilerine ulaştırılmış, birileri bundan avantaj sağlamış, bir başkası dezavantajlı hale gelmiş, birilerine menfaat sağlarken birileri mağdur edilmiş gibi bir tek örnek gösterilemez. Dolayısıyla, gençlerin önce kafası karıştı, ister istemez medya yönlendirmesiyle gençler bir endişe içine girdiler ama, baktılar ki sonuçlar açıklandıktan sonra, yargı kararını verdikten sonra böyle bir şeyin olmadığını anladılar.
ABDULKADİR SELVİ- Siz yüzde 50’yi tahmin ediyor muydunuz? Oy aldığınız yerler, alamadığınız yerlerle ilgili bir araştırma yapacak mısınız?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi bizim Partide şöyle bir çalışma şekli var Abdulkadir Bey: Biz ister başarılı olalım, ister başarısız olalım 2009’da biliyorsunuz bizim oy oranımız yüzde 38,5’e düşmüştü, orada bir düşüş yaşadık.
ABDULKADİR SELVİ- Yerel seçimde.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Evet. O düşüşle ilgili olarak da nerede avantajlıyız, nerede dezavantajlıyız, oyumuzun yükseldiği yerlerde niçin, hangi faktörlere bağlı olarak bize insanlar oy verdi, oy kaybettiğimiz yerlerde niçin oy kaybettik bunların köye varıncaya kadar tahlilini yaptık.
ABDULKADİR SELVİ- Yaptınız o zaman.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- O zaman yaptık, şimdi de yapacağız. Zaten eğer o özeleştiriyi yapmamış olsak ve eksikliklerimizi gidermemiş olsak o eksiklikler devam edebilirdi. Bu söylediğim yüzde 38,5 il genel meclis üyesi hesabına göreydi. O bütün Türkiye’yi kapsıyor her ne kadar mahalli seçimse de. Ama bu seçimde o eksikliklerin önemli bir kısmı giderildi. Çok şükür halk yine Partimize çok büyük bir teveccühte bulundu, güvenini tazeledi ve daha önce AK Parti’ye oy verdiği için asla pişman olmadığını ortaya koydu. Bununla birlikte, yani 12 Haziran’daki seçimle birlikte AK Parti kurulduğu günden beri 7 sefer sandık vatandaşın önüne gitti ve 7 seferde de AK Parti dedi vatandaş. Yani 2 referandumu da sayarsanız, 5 seçim, 2 referandum. Çünkü o 2 referandumda da halk biliyorsunuz çok önemli oranda AK Parti’nin tezlerinin yanında durdu. Hele son 12 Eylül referandumunu hatırlayacaksanız, bizim karşımızda adeta büyük bir blok oluşturuldu CHP, MHP hayır cephesinde buluştu, BDP vatandaşı sandığa gitmemek için ikna etmeye ve hatta zorlamaya çalıştı. Ama buna rağmen biliyorsunuz orada da bir yüzde 58’lik bir evet çıktı. Bundan dolayı biz halkımıza şükran borçluyuz ve halkımız kadirşinas olduğunu, kesinlikle vefalı olduğunu göstermiştir. Kendisine hizmet eden, kendi yanında duran, hissiyatına tercüman olan, yüreğine dokunan insanları her zaman ödüllendirdiğini bu seçimde bir kez daha gösterdi.
ABDULKADİR SELVİ- Yüzde 50’nin sizin açınızdan sırrı nedir bunu araştırdınız mı, sizin tespitleriniz ne yönde?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi şöyle Abdulkadir Bey: Tabi insanlar şüphesiz ki AK Parti’nin büyük bir ekonomik başarısı var. Müsaade ederseniz birkaç kalemle şöyle bir vatandaşımızın, özellikle seyircilerimizin bilmesi açısından söylüyorum.
ABDULKADİR SELVİ- Tabi, yani bu yüzde 50’nin biraz konuşulması gerektiğine inanıyorum.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi düşünün bir ülke var, 230 milyar dolarlık milli geliri var. Siz iktidara gelmişsiniz ve bu 230 milyar doları 736 milyar dolara çıkarmışsınız. Bu ülke 36 milyar dolarlık ihracat yapıyor, siz bunu 132 milyar dolara çıkarmışsınız. Enflasyon ha bire tırmanıştayken, koca koca rakamlarken vatandaşın belini büküyorken bu tekli rakamlara, yüzde 7’ye düşmüş. Hatta seçimin başlangıcında bu yüzde 4’tü biliyorsunuz, böyle bir şey var. Devletin borçlanma faizi yüzde 63’ken, bunu 7’ye, 8’e düşürmüşsünüz. Şimdi bunlar kendi başına çok anlamlı rakamlardır. Ayrıca bir şey daha, bakın bu ülkede AK Parti iktidara geldiği zaman yüzde 30,5, yani yüzde 30,5 insanımız günde 4 dolar ve altında bir gelire sahipti bu çok önemlidir bakın Abdulkadir Bey. Peki bu kaça düştü, AK Parti’nin 8,5 yıllık iktidarında kaça düştü? Yüzde 4,4’e düştü. Yüzde 30’dan yüzde 4’e bakın bu çok önemlidir. Bu, şu demektir: Bu yoksulluğu ifade ediyor. Genel olarak yüzde 28 yoksul varken bu ülkede, bu yüzde 17’ye düşmüştür genel olarak söylüyorum, yani bütün yoksulluk tariflerinin kapsamına giren. Şimdi bir taraftan ekonomide böyle bir atmosfer yakalanmış, şimdi bu…
ABDULKADİR SELVİ- Ama bu yetmez.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Kişi başına düşen gelir, 3 bin küsur dolardan 10 bin küsur dolara çıkmış. Daha önce dış politikada silik, kendi içine kapalı ve dünyadaki gelişmelerin peşinden gitmeye, yetişmeye çalışan bir dış politika var. Yurtta sulh cihanda sulh, karışma, görüşme, yanaşma gibi algılanmış maalesef. Ama şimdi AK Parti’yle birlikte gündem belirleyen, yönlendirilen ve yönetilen değil, yöneten ve yönlendiren dünyadaki küresel iradenin bir parçası olan, bölgede büyük saygınlığı olan, dünyanın 3’te 1’iyle vizeleri kaldırmış olan ve herhangi bir uluslararası düzeydeki bir hadise meydana geldiği zaman Türkiye ne diyor dedirten ve Türkiye’nin ay yıldızlı bayrağını Afrika’nın en ucuna kadar götüren bir Türkiye var. Yani biz bu lider Türkiye’yi seçim beyannamemizde lider Türkiye lafını boşuna kullanmadık. Şimdi dış politikada böyle. Gelelim insanlar Sayın Selvi, çok af edersiniz mutfakla tuvalet arasında bir boru değil. İnsan 3K’den ibarettir. Kafa var, kalp var, bir de karın var. Karın midedir, bu maddi aleminizle ilgilidir, maddiyatla ilgilidir. İnsanların karnını  doyurursunuz, insanların kafasını da doyurmanız lazım, insanların kalbini de doyurmanız lazım. gönüle hitap edebiliyor musunuz, siz bir siyasi parti olarak, yöneten irade olarak, sizinle yönettiğiniz insanlar arasında gönül köprüleri kurabiliyor musunuz, onun yüreğine dokunabiliyor musunuz, onun hissiyatına tercüman olabiliyor musunuz, onun aklına tercüman olabiliyor musunuz? Yıllar yılı bu ülkede insanlar horlanmış, tek tipçiliğe mahkum edilmeye çalışılmış, Ona hayat tarzı dayatılmış, ona ideoloji dayatılmış ama AK Parti geldi dedi ki, kusura bakmayın kardeşim. Biz her insanı birey olarak da farklılığını zenginlik kabul ediyoruz kitlesel farklılığını da zenginlik olarak kabul ediyoruz. Bu şu demektir: Her etnisite bizim için baş tacıdır. Her birey farklılığıyla bizim için baş tacıdır. Dini ne olursa olsan, mezhebi ne olursa olsun, etnik kökeni ne olursa olsun, ana dili ne olursa olsun bütün insanlarımız farklılıklarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarıdır. Onlar bizim birinci sınıf hür vatandaşlarımızdır. Ve bununla ilgili bugüne kadar yaşanan arızaları da demokratik açılımlarla, demokratikleşme paketleriyle aşmaya çalıştık.
ABDULKADİR SELVİ- Gönül köprüsü kurduk diyorsunuz.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- İşte bu şimdi eğer aklını tatmin ederseniz, gönlünü tatmin ederseniz, vatandaşın karnını doyurursanız vatandaş niçin size oy vermesin ki. Mesele bu karnının doğurdunuz ama onun gönlüne, onun gönlüyle kendi gönlünüz arasında bir köprü yoksa oradan başaramazsın. Bakın Sayın Başbakanın en önemli tarafı, vatandaş Sayın Başbakanı gördüğü zaman AK Parti kadrosunu gördüğü zaman ya işte bu benim insanım diyor, bu benim yöneticim diyor benden birisi diyor. Şimdi burada bu önemli bir şeydir. Ve bizim iktidarımızı aslında çekemeyenler nerede kim çıktı bunlar nereden çıktı diyor ya. Sayın Abdullah Gül diyor, Sayın Cumhurbaşkanımız ama bizim partimizin içinden çıkıp Köşke giden bir isim. Kayseri’de bir tornacı esnafının oğludur. Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir taka kaptanın oğludur.
ABDULKADİR SELVİ- Siz?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi ben Van’ın kuş konmaz, kervan geçmez bir köyünde dünyaya gelmişim bütün ömrüm yatılı okullarda geçmiş nohut, mercimek, kuru fasulye yiyerek büyümüşüm ben. Ama demokrasi sayesinde halkın gücü sayesinde benim milletim Türkiye’nin en büyük bakanlığının başında benim cumhuriyet tarihinin en uzun süresi oturtmuş. Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek Gercüşlüdür. Gercüş malum Anadolu’nun geri kalmış bir ilçesidir. Gitmiş tahsilini yapmış, gelmiş şu anda Maliye Bakanlığı gibi önemli bir bakanlığın başında oturuyor. Birçok arkadaşımızı böyle birebir ele aldığınız zaman halk, bizim çocuklarımız iktidarda diyor. Ve kendi çocuklarına halkımız sahip çıkıyor. Bu şu anlama gelmiyor: Şimdi eskiden bir İstanbul sermayesi vardı. Efendim sivil ve askeri bürokrasi vardı ve onunda payandası konumunda olan bir merkez medya vardı. Bunlar hükümet kurar, hükümet değiştirirlerdi. Bakan azlettirir, bakan tayin ederlerdi. Cumhurbaşkanının kim olması, kim olmaması gerektiğine bunlar karar verirlerdi. Şimdi kusura bakmasınlar bu tarihe karışmıştır. Şu anda bizatihi milletin artık borusu ötmektedir. Milletin dediği olmaktadır, halkın iradesi yönetimi hakimdir. İşin esas sırrı buradadır, herkes başka yerde sır, mucize falan aramasın.
ABDULKADİR SELVİ- Bunlar önemli noktalar.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Dış basının ağız değiştirmesine ne diyeceksiniz? İlk başta Anayasa konuşurken şimdi Erdoğan’a oy veririm diyor medya.
ABDULKADİR SELVİ-  İlk kez seçimden önce Türkiye’de dış basının haberleri seçim meydanlarında konuşulur olmuştu şimdiki bu değişikliği de yorumlamak gerekiyor.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi bakın The Economist’ten başlamak üzere Melek Hanım, bu dış basın ve dışarıdan üfürmeler bizim vatandaşımızda ters tepki yapar. Dışarıdan üfürdükleri zaman kardeşim sen kendi işine bak, siz kendi ülkenize bakın der vatandaş. Dolayısıyla, ben ilk Economist’in yazısı çıktığı zaman bile arkadaşlarıma söyledim, bu bizim aleyhimizde değil, bu bizim lehimize olacaktır. Çünkü halkımız böyle dışarıdan müdahalelere, üfürmelere kesinlikle sempatiyle bakmıyor.
Bir de bu malum çevreler güce bakar. Bugünkü maalesef dünyanın kriter değer olarak kabul ettiği şey, hak değil kuvvettir. Eğer kuvvetliyseniz sizi haklı kabul ediyor, haklı, kuvvetli değil bu zihniyete göre, haklı, kuvvetli değil, kuvvetli, haklıdır. Dolayısıyla şimdi AK Parti şöyle veya böyle, ister AK Parti’yi benimsesinler, ister benimsemesinler, güçlü olduğunuz zaman şapka çıkarırlar ve maalesef bu dönüşlerin sebebi de odur çok da detayına girmeye gerek yok bence.
ABDULKADİR SELVİ- Ben sahilleri biraz da sormak istiyorum.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Özür dilerim biraz öksürüyorum. Bu seçimden kalma bir arıza. Seçim meydanlarında ses tellerimizde vesaire tahribatlar oldu.
ABDULKADİR SELVİ- Ben sahilleri biraz da merak ediyorum. AK Parti sahillerde yok deniyordu, Türkiye iki farklı renge boyandı deniyordu ama, bu kez farklı bir şey yakaladınız, bunu nasıl yakaladınız?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi Abdulkadir Bey, aslında bu sahil edebiyatı, sahillerde AK Parti var yok tartışmaları bana göre önce de doğru değildi, anlamsızdı. Şunun için: Hatırlayın biz 2004 seçiminde Antalya Büyükşehir Belediyesini kazandık mı kardeşim, Aydın Belediyesi de bizde miydi, Balıkesir Belediyesi de bizde miydi, Adana Belediyesi  de bizde miydi? Biz bunları zaten daha 2004’te kazanmıştık. Şimdi bu demokrasilerde bugün sizde olan bir il, yarın bir başka il de olabilir, bu son derece tabidir. Yani burada aslında yabana atılacak, yadırganacak falan bir şey yok. Bu sonuçlara baktığımız zaman, AK Parti’nin Ege Bölgesindeki oy oranı, küsuratları atıyorum yüzde 42. CHP’nin Ege Bölgesindeki oy oranı ki Ege Bölgesi dediğimiz zaman başka İzmir olmak üzere nereleri kastettiğimiz ortadadır. Ve orada da AK Parti’nin oy oranı yüzde 42, CHP’nin yüzde 35. Ege Bölgesinde AK Parti’nin CHP’ye attığı fark 7 puandır. Şimdi bu 7 puan aşağı yukarı yüzde 20’ye falan karşılık gelir.
ABDULKADİR SELVİ- Akdeniz?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Akdeniz’de AK Parti’nin oy oranı yüzde 42, CHP’nin oy oranı yüzde 29. 13 puan fark atmış 13 puan.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Genelde yerel yönetimler mi daha etkili oluyor bu seçimlerde, yoksa bakan çıkarması mı artı puan getirdi?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi Melek Hanım, tabi tek faktörle izah edemezsiniz. Şimdi Antalya’yı ele alalım.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Antalya ve İzmir çünkü bu çok dikkat çekiyor.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, seçime giderken halka dedi ki, elektrik bedava olacak dedi. Güneş Topla Benim İçin Projesi geliyor, 10 bin kadına iş vereceğiz dedi. Şimdi elektrik bedava olacak, 10 bin kadına iş vereceğiz, 4 tane üniversite geliyor, hazır. İyi de Sayın Başkan, bu üniversiteler kanunla kuruluyor. Şimdi Hükümet bunu getirmediği zaman sen üniversite nasıl kuracaksın? 10 bin kadını işe alacağız dedi. Şimdi 10 tane hanımı işe almış mı, elektrik bedava olmuş mu? Daha bir yığın uçuk ve hakikaten ayakları yere basmayan vaatlerde bulundular. Onun için biz zaten CHP’nin bu aile sigortası vesaire gibi projeleri hep bunu söyledik, kardeşim siz bak belediyeyi kazandınız buyurun uygulayın, bu sizin vaadiniz değil miydi? Halkı kandırarak eğer oy alırsanız yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Nitekim dikkat edin Antalya’da AK Parti ile CHP arasındaki fark öyle az uz bir fark değil. Yani AK Parti yüzde 40’a merdiven dayadı, CHP yüzde 31’de falan kaldı.
ABDULKADİR SELVİ- Önemli bir fark.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Dolayısıyla biz Türkiye’nin her bölgesinde varız. Doğu ve Güneydoğu’daki durumu da zaten biliyorsunuz. Şimdi hep böyle, efendim ben dün yaptığım basın  toplantısında da bunu ifade ettim. Efendim BDP önde, arkadaş, Güneydoğu’nun 9 tane vilayeti var, Güneydoğu Anadolu’nun 9 vilayeti var. Kilis’te AK Parti birinci, açık ara birinci. Gaziantep’te açık ara birinci, yüzde 62 oy, yüzde 66 oy Kilis’te.
ABDULKADİR SELVİ- Gaziantep’te ulaştığınız en yüksek oy oranı mı seçimde?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- En yüksek oy oranı, şimdiye kadar en yüksek oy oranı.
ABDULKADİR SELVİ- Siz de seçildiniz orada.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi Adıyaman’da yüzde 69’a gitmişiz, şimdi birinci parti biziz. Şanlıurfa’da yüzde 64,5 gibi bir oy almışız birinci parti biziz. Siirt’te yine ciddi manada bir fark var, biz birinci partiyiz. Şimdi bu 9 vilayetin 5’inde AK Parti birinci. Peki BDP nerede birinci? BDP, Mardin’de, Diyarbakır’da birinci, Şırnak’ta birinci ve Batman’da birinci. Batman, Şırnak, Diyarbakır, Mardin bu dördünde birinci. Gelelim Doğu Anadolu’ya. Doğu Anadolu Bölgesinin 14 vilayeti var, bunun 9’unda AK Parti birincidir, istisnasız AK Parti birincidir. Peki BDP bunun kaçında birincidir? Hakkari’de birincidir, başka?
ABDULKADİR SELVİ- 5 vilayette, Şırnak’ta.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Doğu Anadolu’da 3 vilayette 3, Doğu Anadolu’yu söylüyorum. Doğu Anadolu’nun 3 vilayetinde birinci. 9 vilayetinde AK Parti birinci, bir tanesinde Iğdır’da MHP birinci, Tunceli’de de CHP birinci.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Bu BDP’nin beklenmeyen çıkışıyla AK Parti gerideymiş imajı veriliyor.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Evet, Van’da birinci, malum Hakkari’de birinci ve sanırım Muş’ta birinci. Bunun dışında Doğu Anadolu’nun 9 vilayetinde de AK Parti birinci ve AK Parti yine dediğim gibi fark atmıştır, büyük bir fark atmıştır BDP’ye. Ama tabi burada şey şudur: BDP’nin Doğu ve Güneydoğu’da oransal olarak aldığı oyla 2002-2007 arasında bir farklılık yok, yüzde 5,8 oy almıştır.
ABDULKADİR SELVİ- Ama milletvekili sayısını artırmayı başardılar.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Çok iyi organize oldular ve milletvekili sayısını artırdılar. Yani o milletvekili sayısını artırmalarını bir başarı olarak değerlendiriyoruz. Ama benim esas bu açıklamayı yapmamdaki amaç şudur: Şimdi BDP şu havaya girmesin: Kürtlerin yegane temsilcisi, Kürtlerin sözcüsü, Kürtlerin sendikası, Kürtler adına söz söyleme ehliyet ve liyakatine, hakkına sahip olan tek siyasi kadro ekip gibi kendilerini konumlandırırlarsa ve buradan hareketle böyle bir şımarıklık içine girerlerse bu doğru bir zemine dayanmıyor, bunu söylemek istiyorum.
ABDULKADİR SELVİ- Önemli. Siyasette sözlerin doğru zemine de dayanması gerekiyor. Ben hemen seçim gecesine, balkona dönmek istiyorum. Balkonda Sayın Başbakan çok önemli bir mesaj verdi. Hesaplaşma değil, helalleşme dönemi dedi. Muhalefet partileriyle konuşuyoruz, kanaat önderleriyle konuşuyoruz, o söz balkonda kalmasın, yeni siyaset tarzına da yansısın diyorlar.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Evet, Tamaylıgil bu sözler balkonda kalıyor dedi en son.
ABDULKADİR SELVİ- Bu nasıl yansıyacak? Evet.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi bakın Sayın Başbakan dediğiniz gibi orada çok net bir mesaj verdi. Ben daha önce de bir vesileyle söyledim Abdulkadir Bey. Hatta dün bir futbol örneğini verdim. Bizim halkımız futbolla çok ilgili olduğu için belki böyle bir örnek çok daha açıklayıcı olabilir. Rakip takımların futbolcuları birbirlerine faul yapabilirler. Zaman zaman isteyerek, istemeyerek birbirlerini incitebilirler,  düşürebilirler, birbirlerinin hatta sakatlanmasına yol açabilirler.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Ama maç bitince dostluk kazanır değil mi?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Ama maç bitince eğer tokalaşabilirlerse, öpüşebilirlerse, formalarını değiştirebilirlerse bunun adı spor centilmenliğidir.
ABDULKADİR SELVİ- Siz şimdi bunu istiyor musunuz?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi ben diyorum ki, madem spor centilmenliği var, şimdi siyasetçiler sadece sporcuları değil, herkese örnek olmaları gereken insanlardır. Bizim aslında bu siyaset centilmenliğini de Türkiye’de hayata geçirmemiz gerekiyor. Hatırlarsanız yaptığımız bütün basın toplantılarında şunu söyledim: Rekabete evet, ama nezaketten yoksun rekabete hayır dedim. Nezaketle birlikte rekabet olsun ve bizim yine bir başka sloganımız vardı, barış içinde yarış olsun. Fakat maalesef çok tatsız şeyler söylendi. Sayın Başbakanın bu helalleşme lafının sözde kalmaması için bir adım daha belki atılması gerekiyordu. Dün onu Sayın Başbakanımızla da uzun boylu müzakere ettik. Ve Sayın Başbakanımız bir kararı vardı.
ABDULKADİR SELVİ- Nedir efendim bu karar?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Uygun görürseniz onu da burada açıklamak istiyorum. Sayın Başbakan, bu propaganda döneminde, seçim kampanyaları döneminde diğer siyasi parti liderlerinin kendisine yönelik tahkir tezyif anlamına gelebilecek, kişilik haklarına saldırı anlamına gelebilecek sözlerinden dolayı davalar açtı Sayın Kılıçdaroğlu’na, Sayın Bahçeli’ye ve Sayın Namık Kemal Zeybek’e davalar açtı. Şimdi Sayın Başbakanımız bu balkon konuşmasındaki helalleşmenin yine hayata geçirilmiş ve somut bir yansıması olarak, bu davalarından sarfınazar ediyor, yani davasını geri alıyor.
ABDULKADİR SELVİ- Bunu ilk kez açıklıyorsunuz burada.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- İlk defa açıklıyorum. Sayın Başbakanımız şikayetini geri alıyor, davasından sarfınazar ediyor, onlara açtığı tazminat davalarını veya diğer türlü davalarını kesinlikle geri çekiyor, bunu ifade etmek istiyorum.
ABDULKADİR SELVİ- Bir de gazetecilere açılan davalar var. Sayın Ahmet Altan yargılaması da yapıldı.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Onlarla ilgili olarak, Sayın Başbakan o davalardan da sarfınazar ediyor. Bu da niçin yapılıyor? Bakın şunu söyleyeyim: Şu anda bizim şiarımız şudur: Galipken zalim olmayacaksınız, mağlupken mazlum olmayacaksınız. Allah’a şükürler olsun biz bugüne kadar hiç mağlup olmadık yani siyasi kadro olarak iktidara geldiğimiz ilk günden beri hiçbir zaman mağlup olmadık. Ama siz galip olduğunuz zaman ve güçlü olduğunuz zaman güçlü iken aslında bu tür adımlar atarsanız bu da daha anlamlıdır bence. Dolayısıyla şu anda diğer siyasi partiler karşısında veyahut da şu veya bu şekilde bize zaman zaman saldırmış, hakarete varan kişilik haklarını zedeleyen bazı açıklamalarda bulunmuş bazı ifadeler kullanmış olan köşe yazarlarıyla ilgili olarak da Sayın Başbakan böyle bir süreci başlatıyor. Bu aslında bir temiz sayfa açmaktır, bir beyaz sayfa açmaktır. Şimdi balkon konuşması balkonda kalmıyor. Sayın Başbakan, ülkeyi yöneten bir lider olarak ve sadece Türkiye’de değil, dünyada saygınlığı olan bir insan olarak aslında dava açmak en tabi hakkıdır. Çünkü ben zaman hep söyledik dedim ki, iktidar kimsenin şamar oğlanı değildir. Sayın Başbakanın, bakanlarımızın devlet adamlığı hassasiyeti. Bizim iktidar olarak sorumluluğumuz ve o sorumluluk içerisinde hareket etmemiz zaman zaman herkesin nazını cuzunu çekmemiz, alttan almamız, hazımlı olmamız bizim zaafımız olarak birileri tarafından yorumlanmamalıdır. Bu asla bir zaaf meselesi değildir. Çünkü dediğim gibi bu serzenişler olabilir. Zaman zaman çok sevdiğimiz bazı gazeteci arkadaşlarında bize sitemleri var. Eleştiriyorlar eleştirsinler Abdulkadir Bey. En şiddetli eleştirilere biz açığız. Yani sonuç itibariyle Mevlana’nın bir sözü var diyor ki, iyi bir dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur. Dostlar bizim yüzümüze ayna tutsun. Aynadaki görüntümüz bizi asla rahatsız etmez. Ama bu ayna tümsek ayna, çukur ayna olmasın, fuar aynası olmasın. Yani insanları şekilden şekle dönüştüren ayna olmasın. Biz tenkite sonuna kadar tahammül edeceğiz, ediyoruz.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Hakaret olmadıktan sonra.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Ama hakaret olmadıktan sonra, tahkir, tezyif olmadıktan sonra, kişilik haklarına saldırı olmadıktan sonra kesinlikle biz tenkite varız. Bir şey daha söyleyeyim son olarak, bakın siz bu tip şeylere muhatap olduğunuz zaman bu sizin şahsınızla sınırlı değil. Sayın Erdoğan, 21.3 milyon insanın oyunu almış olan bir insandır. Bu kitlenin de onurunu ayaklar altına almamalısınız, onların hissiyatına, duygularına da tercüman olmak zorundasınız. Dolayısıyla birileri size gece gündüz hakaret edecek birisi sizin dilinizi koparmaktan, birisi sizin dişinizi sökmekten söz edecek. Hatta daha ileriye gidecek çok daha galiz, küfür anlamına gelebilecek sözler söyleyecek ama siz ona karşılık vermeyeceksiniz. Dediğim gibi, bu bir zaaf değil. Sayın Başbakan bana göre, hakikaten dün konuştuğumuzda çok büyük bir olgunluk örneği gösterdi. Bizatihi kendisi bizleri çağırdı dedi ki, arkadaşlar biz madem ki helalleşmeden söz ediyoruz. Hesaplaşma zamanı değil. Biz dedi beyaz bir sayfa açıyoruz ve bu böyledir dedi. Onun için bugün itibariyle o davalar geri çekiliyor.
ABDULKADİR SELVİ-  Yani siyasi parti liderlerine açılan davalar ve gazetecilere açılan davalar geri çekiliyor.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Yalnız gazeteciler derken Sayın Başbakanın şahsını, ailesini hedef alan ve çok galiz küfürlerin yer aldığı, çok çirkin iftiraların yer aldığı bazı kitaplar var. Bunlar zaten bunların sanıklarının önemli bir kısmı şu veya bu davadan yargılanıyorlar. Onlar bunun istisnasıdır. Ama bir köşe yazarı, kullandığı bir cümlede ileri gitmişse hakikaten bizim zorumuza giden, kişilik haklarına saldırı olarak yorumladığımız bazı ifadeler kullanmışsa bu ve benzeri şeylerden dolayı açılan davalardan Sayın Başbakan sarfınazar ediyor.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Aslında Kılıçdaroğlu kimyasını bozacağım bozacağım değip bazı sözler araya sıkıştırıp sonra karşılık alınca küfür etti, ağzını bozdu. Bahçeli’den de aynı şekilde geldi.  Yani birini kışkırtıyorsunuz sonra cevap gelecek.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Bakın Melek Hanım, halkımız aynadır. Kimin küfür etniğini, kimin hakaret ettiğini. Kimin kimyasının bozulduğunu falan çok iyi biliyor. Şimdi bakın bu sonuçla hiç fazla lafa gerek yok. Şu şöyle oynadı, bu böyle oynadı değil. Bu işi skor belirler. Maç bitti, galip belli, mağlup belli. Ama biz galibiz diye ayağımız yerden kesilmiyor. Başbakanımızın da söylediği gibi bize tevazu yakışır. Bu memleketteki basın bizim basınımızdır, yargı bizim yargımızdır, siyasi partiler bizim siyasi partimizdir. Biz bu ülkede birlikte yaşamaya mecbur değil, adeta mahkumuz. Dolayısıyla bu sorumlulukla herkes hareket etmelidir. Biz aidileşmek zorun değiliz. Zaten aynı olsaydık, hepimiz aynı siyasi partide olurduk. Ama lütfen, rekabet evet ama nezaketsiz rekabet kesinlikle bizim zeminimizde yer bulmamalı.
ABDULKADİR SELVİ-  Evet bu çok önemli bir adım belli ki yeni dönemde balkon konuşması balkonda kalmayacak. Siyasette yeni başlangıç için yeni bir sayfa açılması için ilk adımda atılmış oldu. Bir başka konu var gazetelerde evet Fehmi Koru’nun bir yazısı vardı.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Halkı tanıyan kazandı tanımayan kaybetti diyor Fehmi Koru. CHP ve MHP liderleri çok çalıştılar. Ancak çalışmalarının oturduğu siyasi zeminle alanlara taşıdıkları tezler yanlıştı. Sonuçta hep yaptıklarıyla AK Partiye oy vermeye 2 ay önceden kafaya koyan seçmene kararlarının haklı olduğunu düşündürdüler. Henüz fark etmediklerini sandığın bir gerçeği daha hatırlatayım. Son seçimde yaptıkları yanlışlarla, muhalefet partileri kendilerine oy vermiş seçmeni bundan sonraki seçimler için birer potansiyel AK Parti seçmeni haline dönüştürdüler. İşini özü şu: Halkını tanıyan parti kazandı, tanımayanlar kaybetti.
ABDULKADİR SELVİ-  Evet bir şey ekleyecek misiniz?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Biz hep ilk günden beri Abdulkadir Bey şunu söylüyoruz diyoruz ki, biz kurulduğumuz gün dedik ki, bir devlet adına millet üzerinde siyaset yapmayacağız. Biz millet adına devlet nezdinde siyaset yapacağız. Bu şuna benzer: Şimdi ben Sayın Abdulkadir Selvi’yi avukat olarak tutuyorum. Umumi vekaletname veriyorum size ve size bunun için ücret ödüyorum. Diyorum ki, ben sizin müvekkiliniz siz benim vekilim olun. Mahkeme nezdinde benim haklarımı müdafaa edin. Siz müesses nizamda devlet çarkını bir mahkeme olarak düşünün ertesi gün bir bakıyoruz benim avukat olarak kendime tayin ettiğim, vekaletname verdiğim, ücretini ödediğim Sayın Abdulkadir Selvi, mahkeme heyetinin safına geçmiş beni yargılıyor ne yaparsınız Melek Hanım böyle bir avukatı? En hafif tabirle azledersiniz. Dolayısıyla biz milletin partisiyiz. Bazı partiler maalesef devletin partisidir Abdulkadir Bey. Bu seçim sonuçlarında tahlil edilmesi gereken bir şey daha var. Bakın CHP 33 vilayetten milletvekili çıkaramamıştır. MHP 47 vilayetten milletvekili çıkaramamıştır. BDP’de sadece 17 vilayetten milletvekili çıkarabilmiştir. Yani bu şu anlama geliyor: AK Parti Türkiye’nin her tarafında homojen olarak var olan ve gerçek manada Türkiye’nin çimentosu olan bir partidir. Ama diğerlerinde mevzi partiler var, mahalli partiler var, etnik köken üzerinden siyaset yapan partiler var. Onların kendi tarzları içerisinde elbette saygı duyuyoruz. Ama bir gerçek AK Parti millete dayalı. Fehmi Bey yüzde 100 haklı. Milleti tanıyan milletin dediğim gibi yüreğine dokunabilen kazanıyor. Bu gidişle CHP’nin de, MHP’nin de bunu yapması bu tarzla, bu yöntemle mümkün değil.
ABDULKADİR SELVİ-  Evet bunları da konuşacağız kısa bir reklam arasından sonra tekrar birlikte olacağız sevgili seyirciler.
(Reklam arası)
ABDULKADİR SELVİ- Reklamlardan sonra birlikteyiz sevgili izleyiciler. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sayın Hüseyin Çelik’le gündemi değerlendiriyoruz.
Sayın Bakan sizin, Sayın Başbakanın siyasi parti liderlerine ve gazetecilere açtığı davaları geri çekeceğine ilişkin açıklamanız elbetteki önemli bir haber değeri taşıyordu ama, son dakika olarak girdi televizyona ve bir karşılık buldu. Ne diyeceksiniz?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Demek ki Türkiye’de böyle bir talep de var, belki böyle bir beklenti de vardı. Bunun karşılık bulmuş olmasına ve bunun bu şekilde algılanmış olmasına sevindim ayrıca.
ABDULKADİR SELVİ- Tabi Sayın Başbakan bu kararı aldı, bir de sizin almanız gereken kararlar var. Sayın Kılıçdaroğlu’na 24 saat süre tanımıştınız, ne yapacaksınız?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Doğru söylüyorsunuz. Bir ara Sayın Kılıçdaroğlu ithamda bulundu, ben bu iddianızı ispat edin, 24 saat süre veriyorum, aksi takdirde size dava açacağım dedim ve 10 bin Türk Lirası manevi tazminat davası açtım. Tabi Sayın Başbakan böyle bir beyaz sayfa açınca ve yeni bir dönem başladığına göre Sayın Başbakanın tabi yaptığını bizim de yapmamız gerekiyor, ben de açtığım davayı geri çekeceğim. Ama bu bakın şu anlama gelmiyor: Şimdi Sayın Başbakan için de, bizim için de geçerli, bundan sonra da aynı şeyler devam ederse, Sayın Başbakan nasılsa sarfınazar ediyor, dolayısıyla biz istediğimiz gibi Sayın Başbakana, AK Partinin mensuplarına, Hükümete hakaret ederiz anlamına gelmiyor. Bundan sonra bu şekilde rencide edici, kişilik haklarına saldırı, tahkir ve tezyif edici şeyler olursa bu tabi bizim de, Sayın Başbakanın da hukukta arama hakkımızın saklı olmadığı anlamına gelmiyor, hakkımız saklıdır. Bundan sonra olursa elbette bundan sonra da neticede hukukla hakkınızı arayacaksınız, başka yapılacak bir şey yok.
ABDULKADİR SELVİ- Ama bir helalleşme süreci başlasın, temiz bir sayfa açılsın diye bir başlangıç yapmak istiyorsunuz.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Umarım bu jest karşı tarafta da karşılık bulur ve herkes de bundan sonraki hareket tarzını, üslubunu, ifadelerini buna göre takdir ve tayin eder.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Şimdi ustalık döneminin en büyük eseri yeni anayasa olacak. Gözler Anayasa üzerinde işte görüşmeler başlayacak. Bunun için bir yol haritası belirlediniz mi, süreç ne zaman başlıyor?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Melek Hanım, süreç 12 Eylül 2010’da başladı, Sayın Başbakanımız 12 Eylül referandumundan sonra İstanbul İl Başkanlığında yapmış olduğu konuşmada bugün itibariyle yeni anayasanın hazırlanması süreci başlamıştır dedi. Bu bir zihni hazırlığı gerektiriyor, bu bir çalışmayı gerektiriyor. Nitekim o günden beri bazı kuruluşlar taslaklar hazırladılar, bazı sivil toplum örgütleri zemin yoklamaları yaptılar ve hala bu çalışmalar yapılıyor, yapılmaya devam ediliyor. Biz diyoruz ki, şu anda biliyorsunuz Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanacak, milletvekilleri yemin edecekler, yeminden sonra Meclis Başkanlık Divanı oluşacak, Meclis Başkanı seçilecek, hükümet kurulacak ve Meclis tatile girecek. Şimdi zorlu bir gerçekten seçim maratonu yaşandı. Olsun, Temmuz ayında gelin siz yine bu anayasayı hazırlayın falan derseniz bunun çok sağlıklı olacağı kanaatinde değilim. Netice itibariyle bu milletvekilleri dediğiniz insanlar biyonik değil, yani onların da etten kemikten yaratıldığını kimse unutmamalıdır. Bir tatil döneminden sonra Ekim ayında Meclis açıldığı zaman bu ille de 1 Ekim olmak zorunda değil. Atılacak adımlar yaz içerisinde de yapılabilir, ama fiili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmaya başladıktan sonra bu konuda ümit ediyorum ki ciddi manada bir inisiyatif alınacaktır. Diğer siyasi partilerle dediğim gibi bizim görüşmelerimiz olacak, onların kapısını çalacağız, belki bir uzlaşma komisyonu oluşturulacak, bu uzlaşma komisyonu Meclis dışından belki bazı siyasi partileri, Meclis dışı muhalefeti işin içine dahil edecek, etmek isteyecek, sivil toplum örgütlerini bu işin içine davet etmek isteyecektir, bazı dernekler, vakıflar, bu konuda hazırlığı olan çeşitli kuruluşların da görüşlerini alarak çok iyi bir mutfak çalışması ümit ediyorum ki yapacaktır. İnsanlar bütün peşin hükümlerinden bir kere arınsınlar.
ABDULKADİR SELVİ- Kırmızı çizgiler…
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Mesele şu: Bu ülkenin birliği, bütünlüğü bizim hepimizin kırmızı çizgisidir. Yani Cumhuriyetimizin bekası hepimizin kırmızı çizgisidir. Yani kırmızı çizgi derken ama herkes yeni yeni kırmızı çizgiler icat etmemelidir. Dolayısıyla, bir kere ortak akıl bir masada toplanırsa bence halledilemeyecek bir mesele yoktur.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Bahçeli’nin bir talebi vardı, bir komisyon kurulsun, her partiden işte iki tane üye olsun, bir de işte profesör olsun ortak çalışma üretilsin şeklinde. Böyle bir komisyon oluşturulacak mı, her partiye eşit hak tanınacak mı?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Dediğim gibi Melek Hanım, biz daha önce de bunu söyledik zaten. Yani uzlaşma komisyonlarında işte MHP’nin 53 milletvekili var, AK Partinin 326 milletvekili vardır hesabı çok fazla yapılmaz. Tekrar söylüyorum, biz yeni bir anayasa hazırlamak için milletin kendisine ait olacak ve herkesin bununla iftihar edeceği bir anayasanın yapılması için iklimin müsait olduğunu düşünüyoruz, siyasi iklim buna müsait, vatandaşın böyle bir beklentisi var ve işte tam da şimdi zamanıdır diyoruz. İnşallah bu herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirir ve bu süreç tamamlanır.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Şimdi bir soru geldi aslında az önceki açıklamanızla ilgili bu geçmişe dönelik davaların tamamından mı vazgeçiliyor, yoksa sadece seçim sürecindeki davalardan mı diye bir soru var.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Tekrar söylüyorum, geçmişe yönelik açılan davalardan da sarfınazar ediliyor. Ancak şöyle bir şey var: Dediğim gibi Sayın Başbakanla ilgili müstakil kitap yazan bazı kimseler var ve bunlar gerçekten orada Başbakanın ailesine, şahsına akla, hayale gelmedik iftiralar ediyorlar. Bunlardan sarfınazar etmesi söz konusu değil.
ABDULKADİR SELVİ- Bazı Ergenekon sanıklarının yazdığı kitaplar var.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Evet. Ama bunun dışında A köşe yazarı, B köşe yazarına açılan davadan sarfınazar ediliyor.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Ağır hakaretler dışındakiler siliniyor o zaman.
ABDULKADİR SELVİ- Bir başka gündem maddesi de Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili tartışmalar.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Yani özellikle üzerinde durduğunuz bir isim varsa, mesela Sayın Ahmet Altan’a açılmış olan bir dava vardı ve bundan Sayın Başbakanımız sarfınazar ediyor. Yani eğer tipik bir örnek istiyorsanız bunu söyleyeyim.
ABDULKADİR SELVİ- CHP’ye geçelim.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Milliyet’le devam edelim. Kemal Bey kurultayı toplamalı deniyor. CHP’de yüzde 26 sonrası tartışma başlarken, Milliyet’e konuşan Baykal, kimse kendini kandırmasın, alınan sonuç başarı kabul edilemez, Kemal Bey inisiyatif almalı ve kurultayı toplamalıdır dedi. Kılıçdaroğlu ise bu sözlere şu yanıtı verdi: Kurultaya delege karar verir. Eleştiri olabilir, ama Partinin kurumsal kimliğini örselemeye kimsenin hakkı yoktur.
Hemen Akit’le devam ediyoruz. Tek yol kurultay demiş Akit. CHP’de seçim yenilgisinin tartışması giderek tırmanıyor, Parti içi muhaliflerin yanı sıra Kılıçdaroğlu yanlıları da kurultaya gidilmesi ve Kılıçdaroğlu’nun güven tazelemesini istiyor. Kılıçdaroğlu’nun da kurultaya sıcak baktığı öğrenildi. Seçim gecesi Kılıçdaroğlu’nun milletvekili sayısını artıran tek parti biziz, ayrıca 3,5 milyon da yeni oydaş kazandık demesine rağmen, CHP’de hiç kimse yüzde 26’yı başarı olarak görmüyor. Kılıçdaroğlu’na istifa baskısı sürerken, delegelerin imza hazırlığında olduğu öğrenildi. Delegeler yeterli imzayı toplarsa kurultaya gidilecek ve asıl hesaplaşma kurultayda yapılacak.
Bu iş biraz sizin için kolaylaştı gibi, CHP kendi içinde parçalanıyor, MHP’de de tartışmalar sürüyor. Muhalefet ne durumda, ne diyeceksiniz?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Melek Hanım, biz aksine Türkiye’de muhalefetin derli toplu olmasını, samimi olarak söylüyorum derli toplu olmasını, gerçekten muhalefetin göz doldurmasını, muhalefetin muhalefete yakışan bir olgunlukla hareket etmesini bekliyoruz. Ama CHP kurultayı toplanacak mı toplanmayacak mı bu bizim hiç işimiz değil, bu bizim meselemiz değil, kendi meseleleridir. CHP’liler Sayın Kılıçdaroğlu’nu başarılı buluyor mu bulmuyor mu o da CHP’lilerin meselesidir. Biz bir partinin kendi iç yapısını nasıl dizayn edileceğine biz karışamayız.
Ancak ben bütün seçim propagandası esnasında söylediğim bir şeyi söyleyeyim. Dedim ki Sayın Ana Muhalefet Lideri çok ucuz ve uçuk vaatlerde bulunuyor. Kendisi iktidara gelmeyeceğini yüzde 100 biliyor, ama acaba neler söylersem biraz daha oylarımı yukarı çekerim telaşı içindedir ve bir 13 Haziran sendromu da vardı Sayın Kılıçdaroğlu’nda. Sonra sonuç gösterdi ki tabi 2009’da Cumhuriyet Halk Partisi zaten yüzde 23 küsur oy aldı.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Baykal yüzde 28’le bıraktım…
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Ben onu bilemem, yani anket sonuçları… Ama ben alınmış olan bir oydan söz ediyorum, 2009 seçimlerinde CHP’nin oy oranı sanırım yüzde 23,16 mı öyle bir şeydi. Sonuçta gelinen noktada CHP 2,7’lik bir oy artışı sağlamıştır. Şimdi bu başarı mıdır başarısızlık mıdır? Başarı veya başarısızlık şuna göre ölçülür: Şimdi sizin esas rakibiniz kim? İktidar partisi. Şimdi siz diyelim ki biraz oy kazanırken, eğer iktidar partisi oy kaybederse bu başarıdır. Ama siz 3,5 milyon oy kazandım diyorsunuz ama, İktidar Partisi 5 milyon oy kazanmış.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Neredeyse iki katı.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Yani başarı veya başarısızlık rakibinizin konumuna göre değişir. Mesele budur, meseleyi böyle algılamak lazım. O açıdan yani kurultay toplanacak mı, kimi seçecekler, kim Genel Başkan olacak, Sayın Kılıçdaroğlu kalacak mı, Sayın Baykal mı gelecek, bir başkası mı gelecek bu tamamen Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımızın kendi iç meselesidir. Ben bu süreçte de onlara kolaylıklar diliyorum. Yani bu onlara iç tartışmalarına biz müdahil de olmak istemeyiz, dahil de olmak istemeyiz. Kesinlikle biz kendi işimize bakıyoruz ve bir 2023 hedefimiz var. Seçim beyannamemiz var. Şimdi Hükümet programını hazırlıyoruz. Hükümet programı hazırlanacak ve tabi Hükümet programı hazırlanırken de bu seçim beyannamemiz esas olacak. Yani biz onu unutmadık. Santim santim biz o seçim beyannamesi halka bizim aramızda bir sözleşmedir. O mega projeler kimisi işte çılgın değin, ister mega proje değin, arsın projeleri değin, marka kentler değin bunlar adım adım hayata geçecek. Bir şey söyleyeyim size, bakın biz sadece 2023 vizyonunu Türkiye için hazırlamadık. Mesela Gaziantep’te Gaziantep 2023 hedefleri diye bir kitap yayınladık. Hiçbir partinin böyle bir hazırlığı yoktur. Ve bu önüne sanayici aldığı zaman, tüccar aldığı zaman bunu halka anlayabilecekleri bir dilde anlattığımız zaman işte bu diyor kardeşim mesele bu.
ABDULKADİR SELVİ-  Sadece makro ölçekte değil, mikro ölçekte de.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Tabi tabi mikro ölçekte de.
ABDULKADİR SELVİ-  Sayın Bahçeli’nin dün bir açıklaması vardı helalleşme değil, hesaplaşma zamanı diyordu. Meclis’te öyle gözüküyor ki, sizin dışınızda CHP, MHP ve BDP çizgisinde bir parti olacak. Siz hesaplaşma, helalleşme çizgisini nasıl kuracaksınız, onlarla başlangıcı nasıl yapacaksınız?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Vallahi şimdi bakın dün Sayın Bahçeli’ye cevap verdim.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Kim kimden özür dileyecek diye.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Yani kimin kimden özür dileyeceğine vatandaş karar versin veya Sayın Bahçeli kendi konuşma metinlerini bir daha okusun. Hani kompozisyonda giriş, gelişme, sonuç diye bir şey var ya. Sayın Bahçeli’nin girişi küfürle başlıyor. Efendim gelişmesi hakaretle devam ediyor. Sonuç bölümünde de okkalı bir küfür var. Şimdi bunlar bilinen şeyler. Ama biz bütün bunlara rağmen diyoruz ki, olgunluk bizde kalsın çünkü biz yöneten iradeyiz. Şimdi bir evde çocuklar küser herkes bir tarafa gider babanın küsmek gibi bir hakkı yoktur bizim şeyde. Türkiye’de şu anda siyasetin amiral gemisi AK Partidir. Ve şu anda bütün diğer siyasi partilere örnek olma durumda da biziz. Ben Sayın Bahçeli’nin daha önce söylediklerini burada tekrar edip, tekrar o yarayı deşmek istemiyorum. Ama bunlar yenir, yutulur şeyler değil. Kasetlerle ilgili olarak efendim bulsunlar vesaire. Ne yapılabilir arkadaşlar? Kasetlerle ilgili savcılık meseleye el koymuş mu? Oradaki mağdur olan insanlar gidecekler savcıya detaylı bilgiler verecekler, ip uçları verecekler. Nitekim bakın Sayın Akif Hamza Çebi bunu yaptı. Ve bu yönüyle de Akif Hamza Çebi’nin yaptığı doğru bir şeydi bu. Sayın Başbakan, bakın TİB’e gerekli talimatları vermiştir Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına. Savcılık meselede devreye giriyor. Savcılık emniyetten bilgi isteyebilir, MİT’ten bilgi isteyebilir. Hukuk devletinde bir işin nasıl yapılacağına dair prosedür var. Şimdi Sayın Başbakan bu işin dedektifliğini yüklenemez ki veya İçişleri Bakanı bu işin dedektifliğini yüklenemez ki. Siz önce kendinize yardımcı olacaksınız ki, karşı tarafın size yardım etmesini sağlayacaksınız. Onun için dün söyledim, bugün bir kez daha söyleyeyim. Biz böyle gayrı ahlaki yöntemlerle, belden aşağı vurmalarla rakiplerimizle mücadele etmeyiz.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Şimdi süremiz bitiyor, ben şunu…
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Yani biz rekabetin kesinlikle insanlığı unutturmaması gerektiğini düşünüyoruz. Biz hiçbir zaman değerli arkadaşlar, kendi saadetimizi başkasının felaketinde arayan bir siyasi kadro olmadık.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Şimdi yüzde 50 doyum noktası mı, Başbakan görevi bu noktada bırakacak, tarihe geçecek deniliyor. Yüzde 50 tamam mı, yoksa daha yukarıya devam mı?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Şimdi Melek Hanım, gökten ne inmiş de yer kabul etmemiş.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Ustalık döneminde yani bırakılacak mı?
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Yani şöyle: Şimdi netice itibariyle bakın hiç kimse sizin kara kaşınıza kara gözünüze aşık olduğu için size oy vermiyor. Neticede siz halkı memnun etmeye devam ederseniz size halk oy vermeye devam eder. Demokrasilerde esas olan vatandaş memnuniyetidir. Hatırlarsanız Sayın Bahçeli, Sayın Kılıçdaroğlu, efendim siz şu sosyal yardımları yapıyorsunuz ki millet size minnet duysun diyorlardı. Biz de her seferinde, ben yaptığım bütün basın toplantılarında bunu söyledim. Vatandaş bize minnet duysun diye değil, vatandaş memnuniyet duysun diye yapıyoruz. Neticede sizin halkınızı memnun etmek gibi bir yükümlülüğünüz var. Sadece bakın sanayici de memnun olsun, tüccar da memnun olsun, esnaf da memnun olsun, sanatkar da olsun, memur da olsun, işçi de olsun, tarım kesimi de olsun, tarım kesimi de olsun, fakir fukara da olsun, özürlü de olsun, yaşlı da olsun, kadın da olsun. Ha o zaman bu çıkan sonuçlar şunu gösteriyor: Tabi ki halkımızda çok önemli bir memnuniyet var. Bunu herkesin görmesi gerekiyor. Yani işin sırrı budur, başka yerlerde sır aramasınlar.
ABDULKADİR SELVİ- Evet, süremizi doldurduk Sayın Bakan, mutlaka açıklayacağınız çok şey vardı.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Ama sorularınız bitti galiba.
ABDULKADİR SELVİ- Evet, çok teşekkür ediyoruz.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HÜSEYİN ÇELİK- Ben çok teşekkür ediyorum.
ABDULKADİR SELVİ- Sevgili izleyiciler, siyasette neler oluyor, Türkiye’nin ve dünyanın gündeminde neler var diye merak ediyorsanız biz hafta içi her gün aynı saatte konuklarımızla Türkiye’nin ve dünyanın gündemini yorumlamaya devam ediyoruz. Hoşça kalın.
MELEK BARİPOĞLU ARICI- Yarın tekrar buluşmak üzere, hoşça kalın. 
 

SON VİDEO HABER

Annenin uyuşturucu isyanı: 'Oğlumu kurtarın, artık kafayı yedim!'

Haber Ara