Dolar

34,8950

Euro

36,7603

Altın

3.010,65

Bist

10.058,63

'Arap halklarının talepleri haklı ve karşılanmalı'

Ortadoğu ülkeleri ve son olarak da Suriye'de yaşanan ve 'Arap Baharı' olarak nitelendirilen gelişmeler, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında yapılan toplantıda ele alınıyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-16 18:07:08

'Arap halklarının talepleri haklı ve karşılanmalı'

Davutoğlu, Devlet Konukevi'nde düzenlenen toplantıya gelişinde yaptığı açıklamada, toplantının ilk defa yapılmadığını, Ortadoğu konusunda birkaç kez yaptıkları bir uygulama olduğunu söyledi.

Ortadoğu'da büyük bir değişim sürecinin yaşandığı, çok büyük risk alanlarının da oluştuğu bir dönemde bütün büyükelçileri çağırarak istişare ihtiyacı hissettiklerini ifade eden Davutoğlu, Aralık ayında Tunus'ta başlayan gelişmelerin ardından Bakanlıkta kapsamlı değerlendirme yapıldığını ve kendisinin de bunun neticesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Bakanlar Kurulu'na brifing sunduğunu belirtti.

Daha sonra Libya olaylarının gelişmesi çerçevesinde TBMM'yi de bilgilendirdiğini hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin bölgesindeki gelişmelerin son derece dinamik bir şekilde seyrettiğini ve bazen haftalık, günlük değerlendirme yapma ihtiyaçlarının doğduğunu söyledi.

Toplantıda, son 6-7 ayda bölgede yaşananları masaya yatıracaklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Baştan itibaren çok ilkesel bir pozisyon izledik ve değişik uygulama alanlarında bu ilkesel pozisyonu muhafaza ettik. Temelde iki ilkeye dayalı bir pozisyon bu. Birincisi bölgemizin artık ciddi bir reform sürecinden geçme ihtiyacı vardır. Değişik ülkelerde halk kitlelerinin talep ettiği unsurlar, normal, haklı ve meşru taleplerdir. Bunların hayata geçirilmesi bölgemizi daha istikrarlı, daha demokratik, daha müreffeh bir bölge haline getirecektir. Biz buna samimiyetle inanıyoruz ve kitlelerin bu anlamda taleplerinin ciddiye alınması, doğru bir eksende değerlendirilmesine büyük önem veriyoruz."

Bütün bu değişim sürecinin barışçıl bir nitelik taşımasını arzu etiklerini vurgulayan Davutoğlu, Libya, Bahreyn, Yemen, Suriye örneklerindeki gibi bir gerilim ortamının doğurduğu süreçler yerine barışçıl dönüşüm süreçlerinin gelişmesine büyük önem verdiklerini kaydetti.

Son 8,5 yılda bölgedeki bütün aktörlerle çok yakın temas içinde olduklarına dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin hem bölge halklarının gönlünde, uygulamalarıyla çok iyi bir yer edindiğini hem de bölgedeki yönetimlerin hepsiyle güven ilişkisi kurulduğunu söyledi.

-"HER TÜRLÜ KATKIYI VERMEYE HAZIRIZ"-

Davutoğlu, "Şimdi bu imkanları da değerlendirerek, bölgemizin bu değişim sürecini en sağlıklı şekilde en az gerilimle atlatması için her türlü katkıyı vermeye hazırız" dedi. Bu katkıyı, belli aralıklarla ülke bazına kadar inen, mikro değerlendirmeler de içeren analizlerle sürdürmeye çalıştıklarını bildiren Davutoğlu, bugün uluslararası toplumun da Türkiye'nin bu kapasitesini ve etki alanını gayet iyi bildiğini ve dolayısıyla Türkiye'nin attığı adımların da büyük bir dikkatle takip edildiğini söyledi.

Davutoğlu, "Büyükelçilerimizle şu anki resmi çekmek ve önümüzdeki dönemi planlamak, doğrudan büyükelçilerimize talimatları verebilmek için büyükelçilerimizi buraya davet ettik" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan ile dün kapsamlı bir değerlendirme yapma imkanı bulduklarını ifade eden Davutoğlu, bütün bunları büyükelçilerle paylaşacaklarını, onları dinleyeceklerini ve alandaki gelişmeleri takip edeceklerini belirtti. Davutoğlu, şöyle konuştu:

"İki temel ilke, değişimin gerekliliği ve değişimin bir barışçıl süreç içerisinde gelişmesi gerektiği ilkelerini her ülke bazında o ülkenin özel şartlarına göre uyarlamak gerekiyor. Bazen dışarından bunlar çelişki gibi algılansa da bizim için önemli olan bu iki temel ilkenin ülke bazında, ülke şartlarına dost ve kardeşane üslupla yansıtılması.

Türkiye'nin hiçbir zaman gizli gündemi olmamıştır. Türkiye'nin hiçbir zaman hiçbir ülkeye dönük herhangi bir özel emeli de olmamıştır. Bizim çıkarımız, bizim üzerinde durduğumuz değerler çerçevesinde dış politika anlayışımız, bölgenin en kısa sürede karşılıklı siyasi diyaloğun arttığı, değişim sürecinin sağlıklı işlediği, ekonomik ilişkilerin yoğunlaştığı, kültür, mezhep, etnik farklılıkların bölgesel işbirliği alanlarını yok etmediği aksine geliştirdiği yeni bir dönem arzu ediyoruz. Bunun için de bu istişareleri daha sık yapmaya devam edeceğiz. Yani bu toplantı kamuoyuna yansıtıldığı gibi sadece Suriye için yapılmış bir toplantı değil. Tabii Suriye gündemin birinci ve en önemli maddesi olacak, bunlar konuşulacak, ama bütün bölgedeki değişimi birlikte tahlil edeceğiz."

Toplantıya, Davutoğlu'nun yanı sıra MGK Genel Sekreteri Serdar Kılıç, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyekelçi Feridun Sinirlioğlu, Dışişleri Bakanlığının Müsteşar Yardımcıları, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya gibi bazı önemli başkentlerdeki büyükelçiler, Türkiye'nin BM, NATO ve AB gibi önemli kuruluşlardaki daimi temsilcileri katılıyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Artık reform kararlılığının daha görünür, somut adımlarla, hem Suriye halkına hem de uluslararası topluma, şu anki algıyı değiştirecek şekilde net adımlarla yansıtılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Konukevi'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın Özel Temsilcisi Hasan Türkmani ile yaptıkları görüşmeye ilişkin sorular üzerine, görüşmede, Suriye'deki olayları her yönüyle değerlendirdiklerini kaydetti.

Bakan Davutoğlu, dün Hatay'da Altınözü ve Yayladağı'ndaki kampları ziyaret ettiğini ve sınırın öteki tarafındaki Suriyelilerle doğrudan konuşup sorunları öğrendiğini belirterek, alandan edindiği bütün bilgi ve izlenimleri de Türkmani ile yaptıkları görüşmede dile getirdiğini anlattı.

Davutoğlu şöyle konuştu:

"İleride birçok konu daha açık bir şekilde tartışılacak. Ancak Türkiye-Suriye ilişkileri son dönemde herhangi iki komşu ilişkisinin çok ötesinde bütün konuların açıkça tartışıldığı, bütün kapsamıyla ele alındığı ilişkilerdir. Bugün Sayın Türkmani'ye de ifade ettim, biz kendi ülkemiz için neyi istiyorsak Suriye için de onu istiyoruz. Nasıl bizim ülkemiz için refah, demokrasi, insan hakları ve bütün alanlar önemliyse, Suriye halkı için de önemli görüyoruz. Nasıl bizim ülkemiz için istikrar önemlidir, Suriye halkının istikrarını da aynı şekilde görüyoruz."

Türkiye'nin Suriye'ye mesajının açık olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Biz güçlü, istikrarlı, müreffeh bir Suriye istiyoruz. Güçlü, istikrarlı ve müreffeh bir Suriye'nin kurulması için de artık demokratikleşme yönünde, Sayın Beşşar Esad'ın da verdiği taahhütleri içeren kapsamlı bir reform sürecinin gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bizim gündemimizdir. Hiçbir başka aktörün bizden talep ettiği ya da uluslararası bir talebi dile getirdiğimiz değil, aksine Türkiye'nin samimi kanaatleridir. Ve bu kanaatler son yedi ay içinde de zikredilmiyor, daha önce de biz 2005 reform sürecinde hep bu kanaatlerimizi dost ve kardeş Suriye ile paylaştık" diye konuştu.

Bunların gerçekleşmesi için şiddetin bir an önce sona ermesi gerektiğini söyleyen Davutoğlu, "Ben dün açık bir şekilde o insanların gözünde bir korku gördüm. Bunu da paylaştım. Yani bir şekilde kaynağı ne olursa olsun ortaya çıkan şiddet ortamından kaçarak gelen, evini barkını bırakarak gelen 70 yaşında tek başına bir kadının halini anlamak lazım" dedi.

-"REFORM KARARLILIĞI SOMUT OLARAK GÖRÜLMELİ"-

Davutoğlu, "Artık reform kararlılığının daha görünür, somut adımlarla, hem Suriye halkına hem de uluslararası topluma, şu anki algıyı değiştirecek şekilde net adımlarla yansıtılması gerektiğini düşünüyoruz ve bunu da kendileriyle paylaştık" diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, Türkmani'nin görüşmelerde, Suriye'nin reform konusundaki kararlılığını ve Beşşar Esad'ın her ne suretle olursa olsun bu reformları hayata geçirme konusundaki kararlılığını kendilerine ilettiğini belirtti.

Görüşmede Türkmani'nin, Suriye'de var olan şiddet ortamını kontrol altına almak için ellerinden geleni yaptıklarını da aktardığını ve Türkiye'ye sığınan Suriyeliler için gösterdikleri ilgi dolayısıyla Türkiye'ye teşekkür ettiğini kaydeden Davutoğlu, Türkmani'nin, bu konuda "yanlış anlaşılmaları ortadan kaldıracak şekilde" gerekli adımları atacaklarını da söylediğini vurguladı.

Türkmani ile karşılıklı güven ve anlayışın hayata geçirildiği bir toplantı yaptıklarını anlatan Davutoğlu, "Ümit ediyoruz bunlar gerçekleşir. Ümit ederiz yarın yine cuma günü inşallah hiçbir Suriyeli kardeşimizin can kaybı olmaz. Bu tansiyon düşer. Ve önümüzdeki günlerde Suriye tarafı, bu kapsamlı reform, siyasal reformu, sadece hani ekonomik ve diğer alanlarda, teknik alanlarda değil, siyasal reformu da kapsayacak şekilde açıklamaları ile yeni bir dönem başlatır. Ve bu yeni dönemde Suriye daha güçlü, istikrarlı, demokratik bir şekilde bu süreci tamamlar" diye konuştu.

Bundan sonra gelişmeleri takip edeceklerini ifade eden Davutoğlu, olumsuz senaryoları düşünmek bile istemediklerini belirterek, sınırın Suriye kısmında bekleyen 10 bini aşkın kişinin ihtiyaçlarını gidermek için de tedbirleri aldıklarını ve insani yardım yapacaklarını söyledi.

Davutoğlu, reformların yerine getirilmesi için zamanlamanın sorulması üzerine de kendilerinin en başından beri takvimlendirilmiş bir reform süreci üzerinde durduklarını kaydederek, "Keşke bazı süreçler Ocak, Şubat, Mart aylarında olmuş olsaydı, belki olumsuz şiddet sarmalı ortaya çıkmazdı" dedi.

Şiddet kısır döngüsünün önlenmesi için halkın önünü görmesi, yönetimin de buna göre adımlar atması gerektiğinin önemine değinen Davutoğlu, "Önümüzdeki günlerde bu konuda bazı açıklamalar geleceğine inanıyoruz. Bu açıklamaların gelmesi halinde ve güçlü bir reform iradesi ortaya konduğunda ve zaman içinde gerçekleşeceği inancı yerleştiğinde Türkiye her zaman söylediğimiz gibi Suriye'den hiçbir yardımı, hiçbir fedakarlığı esirgemeyecektir. Ama yeter ki bu irade güçlü şekilde vurgulansın" diye konuştu.

"Biz Suriye yönetiminin samimiyetine inanıyoruz" diyen Davutoğlu, önemli olan hususun Suriye halkının ve uluslararası toplumun algıları olduğunu kaydetti. Davutoğlu, reform algısının Suriye toplumunu ikna edecek şekilde yerleşmesinin da önemine dikkati çekti.

Suriye'ye bir ziyaretinin olup olmayacağının sorulmasına karşılık da Davutoğlu, gelişmelere bağlı olarak temasları sürdürme kararı aldıklarını belirterek, adımların gelişmelere bağlı olarak tayin edileceğini söyledi.
Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için de sadece Suriye'ye değil, bölgeye dönük olarak genel bir ziyaret takvimi üzerinde çalıştıklarını söyledi.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara