Betül Akyüz / TIMETURK
Şeyh Hamid El-Ali: “Vaktinden önce zekat caizdir, Suriye halkına yardım en önemli görev ve önceliktir”
Şeyh Hamid El-Ali, Suriyeli vatandaşlara zekatın vakti dolmadan verilmesinin caiz olduğunu açıkladı. Suriyeli vatandaşlara yardım etmenin en önemli görevlerden ve önceliklerden biri olması gerektiğini dile getiren Şeyh El-Ali, yardım isteyen Müslümanlara yardım etmenin, zalimlerin zulmünün üzerlerinden kaldırılması için çaba sarfetmenin bir tür cihat olduğunu vurguladı. Ardından Müslümanları acilen Suriye için zekat vermeye hayır kurumlarını da bu yardımları Suriyeli mazlum halka en kısa zamanda ulaştırmaya çağırdı.
Şeyh Hamid El-Ali’ye bir vatandaş tarafından şöyle soruldu: ‘Suriye’de olanlardan ötürü zekatın Suriye halkına verilmek ya da başlarındaki tağutun düşürülmesi için harcanan çabalarda kullanılmak üzere önceden çıkarılması caiz midir? Bilindiği gibi insanlar zekat vermek için adetleri üzere Ramazan ayını beklemektedir.
Zekat vakti gelmeden verilebilir
Şeyh El-Ali resmi sitesinde bir bildiri yayınlayıp konuyu genişçe açıklayarak şu cevabı verdi: ‘Zekat parasının vakti gelmeden önce elden çıkarılması –iki sene öncesini geçmemek kaydıyla- caizdir. Nitekim Hz. Ali (r.a)'den rivayet edildiğine göre: "Hz. Abbas (r.a)
Resulullah (a.s)'a vakti gelmeden önce malının zekâtını peşin ödemeyi sormuş, Hz. Peygamber (a.s) bu konuda ona ruhsat vermiştir." (Ebu Davud, Ahmet, Tirmizi, İbn Maci).’
Şeyh Hamid El-Ali bildirisinde şöyle devam etti: ‘Şeyh İbn Teymiye şöyle demiştir: Ebu Hanife, Şafii, Ahmed gibi cumhur’ul ulemaya göre eğer zekatı gerekli kılacak olan asgari mal miktara sahiplik söz konusu ise hayvancılığın, altın ve gümüşün, ticari malların zekatı önceden verilebilir. Aynı şekilde tahıl ve meyvelerin de meyveleri ve taneleri çıkmış ancak henüz olgunlaşmamışsa, nebatların tohumları da aynı şekilde çıkmış ve olgunlaşmamışsa zekatı verilebilir. (mecmu’ul fetava 25/85-86).
Bu nedenle Suriye’nin tiranı tarafından felakete uğramış halkı için harcanması en önemli görevlerden, önceliklerden biridir. Özellikle de kendilerini koruyup gözeten, onlara ev sahipliği yapan Türkiye’deki mültecilere ya da kuşatılmış kentlerdekilere hatta kuşatılmış kent dışında kendilerine ait paraları bile olsa o paraya ulaşamıyorlarsa (harçlıksız kalmış) yolcu hükmünde oldukları için bu kimselere verilebilir.’
Şu an zekata en muhtaç Suriye halkıdır
Şeyh El-Ali’nin bildirisi Suriye’deki halka atfen şöyle devam etti: ‘Suriye’den birçok aileden şehit düştüğü –öyle olduklarını umuyoruz, kimseyi tezkiye etmiyoruz- gerilerinde dullar ve
yetimler bıraktıkları bilinmektedir. İşte bunlar kendilerine yardım elinin en çok uzatılması gereken kimselerdir.
Şeyh Hamid El-Ali zekatın Suriyelilere zulmeden tağut rejimin düşürülmesi için harcanan çabalarda kullanılmak üzere de verilebileceğini vurguladı. Şeyh El-Ali şöyle dedi: ‘Allahu Teala Müslüman’a yardım etmenin ve Müslüman halkı üzerinden düşmanın zulmünü kaldırmanın Allah yolunda cihadın bir türü olduğunu zikretmekte ve Enfal Suresi’nin 72. Ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Eğer onlar sizden din hususunda yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın (o Müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur.”
Aynı şekilde Nisa Suresi’nin 84. Ayetinde de şöyle buyurmaktadır: ‘Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kafirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah’ın
gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir.’
Bu nedenle Müslümanları Suriye’nin felakete maruz kalmış halkına zekatlarını vakti gelmeden vermeye çağırıyoruz. Nitekim Allahu Teala bunun için Türkiye’den yol açtı. Aynı şekilde hayır kurumlarını da acil yardıma ve zekatları, sadakaları ulaştırmaya, oradaki
kardeşlerimize yardım etmeye de davet ediyoruz.’
Şeyh Hamid El-Ali bildirisini Suriye halkı için dualarla sona erdirdi.
