Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dünya medyası Hatay'a akın ediyor

Türkiye’nin en güney kenti Hatay tarihi günler yaşıyor. Suriye’deki karışıklık nedeniyle kaçanların umudu oluyor Hatay. Umuda kaçanların anlattıkları ise kan donduruyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-10 01:59:12

Dünya medyası Hatay'a akın ediyor



Türkiye’nin en güney kenti Hatay tarihi günler yaşıyor. Suriye’deki karışıklık nedeniyle kaçanların umudu oluyor Hatay. Umuda kaçanların anlattıkları ise kan donduruyor.

Akşam saatlerinde gümrük kapısı ve şehir merkezi derin bir uykuya geçerken, Türkiye sınırına yığılan binlerce kişinin bekleyişi sürüyor.

Hatay'a iner inmez güneyin kendine has sıcaklığını hissediyoruz. Uçaklar dolu, havaalanı kalabalık. Hatay’a ulaşmaya çalışanların çoğu gazeteci. Sadece Türk değil, dünya basının da kalbi burada atıyor.

İner inmez ayağımızın tozuyla kendimizi sınır bölgesine atıyoruz. Suriyelilerin kaçarak geldiği bu köylere yolculuğumuz 45 dakika sürüyor.

Köylere yaklaştıkça ilk dikkatimizi çeken sanki kalabalık bir basın toplantısı varmış gibi canlı yayın arabalarının, gazetecilerin, görüntü almak isteyen foto muhabirlerinin çokluğu oluyor.


 
Güveççi köyüne ulaşıyoruz. Evlerin çatılarına kameralar kurulmuş sınır bölgesini çekiyorlar.   
 
Köy halkı da şaşkın bu ilgiden.
 
Birkaç gün öncesine kadar sadece işi düşenlerin bildiği bu köy, bugün dünyanın gündeminde.    
 
Çünkü yanı başındaki Suriye’de tansiyon hiç olmadığı kadar yüksek. 
 
İRANLI ASKERLER İDDASI
 
Çarşamba günü 160 polisin öldürülmesinin ardından güvenlik güçleri Türkiye sınırına 20 kilometre uzaklıktaki Cisr eş Şuğur kentini kuşatınca canlarını kurtarmak için kaçarak geliyor Suriyeliler.
 
Anlattıkları dehşet verici. Yaşanan olayın ardından kentin ablukaya alındığını söylüyorlar:
 
"Elektriğimizi kestiler, suyumuzu zehirlediler. Helikopterlerle üzerimize bomba yağdırdılar. Yanımıza sadece sevdiklerimizi alıp kaçabildik. 15 bin nüfusu vardı kentin. Şimdi ise neredeyse herkes kaçtı. Birkaç güne büyük bir saldırı bekliyoruz."


 
Olayların arkasındaki isim olarak ise Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kardeşi Mahir Esad'ı gösteriyorlar. Ordunun başında yer alan Mahir Esad'ın tüm bu saldırıların emrini verdiği söyleniyor.
 
Hatta saldırılarda İran askerlerinin görev aldığı yüksek sesle dile getirilen bir diğer iddia. 
 
2,000'DEN FAZLA KİŞİ GELDİ, 1,000'LERCESİ SINIRDA
 
Son 24 saat içinde 1,050 kişi sığınıyor Türkiye’ye… Şu ana kadar gelenlerin sayısı 2000'in üzerinde…
 
Sınırın Suriye tarafında Türkiye'nin verdiği çadırlarda kalan binlerce kişi var.


 
Çok kısa bir süre önce sınırı geçen 35 yaşındaki Ahmed'le konuşuyoruz. Sınırın diğer yanındaki durumu anlatıyor:
 
"Suriye tarafında 6-7 bin kişi bekliyor. Geceleri daha da kalabalık oluyor. Çünkü kimse evinde kalmak istemiyor. Tanklar kentin 15 kilometre etrafını çevirdi. Hem sivil giyimli istihbaratçılar, hem de askerler, polisler var. Önlerine çıkan herkesi vuruyorlar. Benim de önümde vurulup, ölenler oldu."

ÜÇ NOKTADAN GİRİŞLER VAR
 
Kaçak girişlerin çoğu Güveççi ve Karbeyaz köylerinden. Pasaportlu geçişler ise Yayladağı Gümrük Kapısı'ndan yapılıyor. Ancak gelenler çoğu kaçak.
 
Gelirken de onlarca badireyi göze alıyorlar. Ormanlık araziden yürüyerek sınıra geliyorlar.
 
Karbeyaz köyüne gelenler yetkilelerce bir düğün salonunda toplanıyor ve Yayladağı'na sevk ediliyor.
 
Güveççi'den girenler ise yolda güvenlik güçleri tarafından karşılanarak, araçlarla çadır kentlere götürülüyor.
 
Çadır kentler Kızılay tarafından hemen kurulmuş. Türkiye’nin planlamaları 1.5 milyon sığınmacı üzerine yapılıyor.
 
KÖYLÜLERDEN YARDIM ELİ
 
Sınır boyunca sürdürdüğümüz yolculuğumuzda dikkatimi en çok şeylerden birisi Güveççi ve Karbeyaz gibi köylerde hemen herkesin sınırın öte yanında akrabalarının olması.
 
Bu nedenle de sınırın her iki tarafında kurulan çadırlarda kalanlara en çok yardımı da köylüler, yani akrabaları yapıyor.


 
Köylüler çadır kentlere yemek gönderiyor. Bir ihtiyaç olduğunda aralarında para toplayıp tedarik ediyorlar.
 
Suriye'den kaçarken yanlarında paralarını, ziynet eşyalarını getirenler de kaybolmaması için bu köylerdeki güvendikleri akrabalarına veriyor.
 
Özetle Türkiye'nin en güney ucunda bir insanlık dramı kapıda...
 
YARALILAR TEDAVİ EDİLİYOR
 
Buralarda yaşayanların barınma, sağlık, yemek gibi sorunları yok. Esas sıkıntıları, sevdikleriyle konuşamamak, memleketlerinden haber alamamak. Çünkü gelenler cep telefonlarını bile almadan kaçtıklarını anlatıyor.

Bu bölgeyi çok iyi tanıyanların söylediklerine göre, sivil polis araçları da sınır köylerinde devriye geziyor.


 
İl Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı 112 Acil Servis ambulansları bekliyor, Suriye'den gelecek yaralılara hemen müdahale için.
 
Şu ana kadar 200 kişi hastaneye kaldırılmış, bunların bazıları tedavi edilip tekrar çadır kentlere gönderilmiş. Diğerlerinin ise tedavisi sürüyor.

GECEYLE BİRLİKTE ŞEHİR DE DURULUYOR

Havanın kararmasıyla birlikte kent de sakinleşiyor.

Sadece pasaportlu geçişlerin yapıldığı gümrük kapısında sessizlik hakim olurken, başta Güveççi ve Karbeyaz olmak üzere sınır köylerinin birkaç yüz metre uzağına yerleşen binlerce Suriyelilerin endişeli bekleyişi devam ediyor.

Kaynak: Hürriyet ve Ajanslar

 

Haber Ara