Dolar

34,9542

Euro

36,5990

Altın

3.021,61

Bist

10.058,63

Robert Fisk: Despot çöplüğüne biri daha geldi

Orta Doğu’daki minik Hitler’lerimizi emzirmeyi kesemiyoruz.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-06-08 14:11:06

Robert Fisk: Despot çöplüğüne biri daha geldi


Robert Fisk* / TIMETURK / ÖZEL

Suudi Arabistan, despotlar için harika bir çöplük. İdi Âmin’i (ÇN: Cidde’de ölen Uganda diktatörü) hatırlıyor musunuz? Biz İngilizler, bir zamanlar bayılırdık fakat ne zamanki bize karşı döndü ve düşmanlarını yemeye başladı (ve kellelerini de arada sırada buzlukta saklıyordu), Suudi Arabistan’a sürgüne gittiğinde mutlu olduk. Ardından bu sene halkı daha fazla müsamaha gösteremediğinde karısı ve dünya kadar parayla krallığa kaçan Tunus’un Bin Ali’si geldi. Bin Ali’yi severdik, tabi Fransızlar çok daha fazla, zira bir nevi “istikrar nişane”siydi. Ve artık “terörle savaşımızda” bir kahraman olan Ali Abdullah Salih, göğsünden yaralandı ve Riyad’taki bir hastaneye kargolandı. 

Evet, hepimiz Suud Hanesi’ne bu serserileri elimizden aldığı için müteşekkiriz. Elbette, bizim için faydaları bittiği zaman özellikle de demokrasi için talebimiz ile yerel diktatörlüklere süregelen sempatimiz bir arada pek de iyi durmadığında.  Binaenaleyh Suriye, fakat şimdilik oraya girmeyelim. Sena’daki ABD elçiliği, olağan şüpheliler (El-Kaide, ayrılıkçılar, aşiret rakipleri ve gerisini siz getirin) karşısında rejimin devamı için Salih’in ailesinden birini hala seçebilir. 

Hayır, hala Orta Doğu’daki minik Hitler’leri emzirmekten vazgeçmedik. Bu nedenle bütün kötü-adamlar depolarının içerisinde en büyüğü Suudi Arabistan’ı desteklemeye devam ediyoruz. 

Doğrudur, Yemen’de iç savaş olabilir. “Deli Mitch” (ÇN: İngiliz Yarbay Colin Campell Mitchell) Aden’de Krater bölgesine taarruz ettiğinden ve İngilizler ardından bölünmüş bir Yemen bıraktıklarından beri zaten bir tür iç savaş var.

Suudiler, Salih’i saklamaktan ziyadesiyle memnun olacak zira Şiilerle savaşta pek de iyi değildi. Ne de olsa Şiiler, Sünni emirleri ve halifelerinin çok-güçlü düşmanlarıydı. (Bunu söylerken bölgenin kadim prenslerinin yozlaşmış gözlüklerinden bakıyorum). Bu arada aynı nedenle Suudiler, azınlık el-Halife Sünnilerine payanda olmak için Bahreyn’i işgal etti ve “düzeni sağlamak” için ülkeye davet edildiklerine dair akıllara zarar bahaneyle Şii çoğunluğa ait kadim camileri dümdüz etmeye yardımcı oldu. Yirminci yüzyıldan bazı Avrupalıların bu türden bahaneler kullandığını anımsıyor gibiyim. (Bir tanesi şişmanca bir İtalyan, diğeri de bıyıklı eski bir onbaşı) Tıpkı 1930’lardaki gibi diyebiliriz ki, istikrar için, evet, bir güç olabilir, yani bu ahbap çavuşlarınki. Bunların hiçbiri topyekûn savaşa değmez. Bu nedenle cesur ve demokratik Obama, Washington’daki saçma sapan sıkıcı konuşmasında bu yiğit Suudilerden bahsetmedi.

Kaddafi’ye gelince neden savaştığını anlayabilirsiniz. Burkino Faso’ya gidebilir sanırım ancak sonu darağacı bile olsa NATO’nun ne kadar “Beyin-Zaman ve Para Zayisi(wombat)” olduğunu ispatlamak için dayanacak. Üç gitti üç kaldı (tüh, Bahreyn’i de kastediyorum). Sonra yedincisi var. Hayır, tabi ki Suudi Arabistan’dan bahsetmiyorum.

*The Independent’ın ünlü Orta Doğu Muhabiri.

Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara