Erdoğan: Bütün dünya İstanbul'a bakıyor
Başbakan Erdoğan, Zeytinburnu Kazlıçeşme meydanında milyonlara seslendi. Erdoğan, 'Saraybosna, Bağdat, Kabil, Şam, Kahire, Bingazi ve tüm dünya İstanbul'a bakıyor' dedi.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-06-05 22:00:01
Cihan padişahları Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Ulu Hakan Abdülhamit Han, gönül insanları Ebül Vefa'yı mı sayayım? Hz. Halid, Aziz Mahmut Hüdayi, Yahya Efendi, Karacaahmet, arkalarında yıkılmaz eserler bırakan Mimar Sinan, Yahya Kemal, Mehmet Akif, Necip Fazıl'ı mı sayayım? Büyük devlet adamları Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, elbette Hz. Yuşa, Ebu Eyyub El Ensari, ismini sayamadığım nicesiyle birlikte Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerlerine olsun diyorum. Allah onlardan razı olsun, bu dünya güzeli şehri, hayatlarıyla olduğu kadar vefatlarıyla da şereflendirdiler, o güzel insanlara bir kez daha teşekkür ediyorum.''
''BU YOL ÇİLE YOLUDUR, AMA BİLİYORUM SİZDE DE VEFA VAR''-
Başbakan Erdoğan, mitinge katılanlara ''Biliyorum bu sıcakta çok beklediniz. Biliyorum sıkıntı var. Gelirken bütün kardeşlerimin dağıldığını gördüm. Fakat bu yol çile yoludur, eza, cefa var ama biliyorum sizde de vefa var'' diye seslendi.
Bu aziz şehrin insanlarına hizmet etmiş olmanın, bu şehre hizmetkar olmanın bahtiyarlığını yaşadığını dile getiren Erdoğan, bana bu şehre hizmetkar olma şerefini bahşettiği için Allah'a hamd ettiğini, bu görevi kendisine verdikleri için de halka şükranlarını ifade ettiğini söyledi.
'
'Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganlarına, ''Biz sizlerle gurur duyuyoruz'' diye karşılık veren Başbakan Erdoğan, ''Ben bu şehirde doğdum. Aziz İstanbul'da büyüdüm. Ben bu şehrin insanı nasıl ağlattığını da biliyorum, nasıl güldürdüğünü de...'' dedi.
Bu sırada katılımcıların dev bir Türk bayrağı açması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: ''Yine sürprizler var galiba. Fakat bu bayrağın renginden rahatsız olanlar da var. Hilalinden rahatsız olanlar var. Yıldızından rahatsız olanlar var. Hakkari'de, BDP'nin eline CHP bayrağını tutturup, Türk Bayrağı'nı tutturamayanlar var. 12 Haziran onlara da hesap sorma günü olacaktır.''
FOSFOR BOMBALARI GAZZE ÜZERİNE İNMESİN
Ellerinde büyük imkanları olanlar, savaş baronlarıyla çocukları öldürmesin, uluslararası sularda korsanlık yapılmasın, plajdaki anne-çocuk birlikte dururken oraya bombardıman yapılmasın istiyoruz. Biz istiyoruz ki, fosfor bombaları Gazze üzerine inmesin. Biz istiyoruz ki, orantısız güç kullanmak suretiyle insanlar öldürülmesin. Bizim derdimiz bu. Kendi çevremizde 'sıfır sorun' dedik. Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Kafkaslar'da da barışın hakimiyetini savunuyoruz. Türkiye çok büyük bir ülke. Türkiye ekonomisiyle, insanıyla, genç nüfusu ile güçlü bir ülke, tarihi, medeniyeti, kültürü ile büyük. Biz sıradan bir ülke değiliz, kabile devleti değiliz. Bize büyük düşünmek yakışır. Büyük adımlar atmak, geleceğe ilişkin büyük iddialı hedefler belirleyip onlara doğru koşmak zorundayız. Zira İstanbul'dan aldığımız ilham budur. İstanbul'dan devraldığımız miras budur. Bu ülkeye hizmet edeceksek, bu ülkeyi büyüteceksek, 81 ilde işsizliği, yoksulluğu en aza indireceksek, bunu demokrasi ile yapacağız. Aktif dış politika ile yapacağız. 8,5 yılda Türkiye'yi bu şekilde büyüttük, önümüzdeki dönemde de bu şekilde büyütmeye devam edeceğiz.''
''İSTANBUL, TÜRKİYE'DE ÖLÇÜ''-
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un Türkiye'de ölçü olduğunu belirterek, 12 Haziran seçimleri sonrasında en büyük projelerinin yeni bir Anayasa olduğunu vurguladı.
Erdoğan, 3 Kasım 2002'de bu milletin ''Yeter, söz de karar da milletindir'' dediğini anımsatarak, ''Yönetime el koydu. Dikkat edin, millet el koydu. O günden itibaren desteğiniz, kararınız ve hayır duanızla demokrasiyi güçlendirdik. Ama yetmedi. Şimdi ileri demokrasi diyoruz. Daha güçlü olmamız, daha güçlenmemiz lazım. İstanbul'un sandıkları gümbür gümbür patlattığı bir 12 Haziran istiyoruz. Bu çok önemli. Ben İstanbul'un bunu başaracağına inanıyorum. Buna hazır mıyız? Bir hafta kaldı. Bir hafta kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Tüm telefonlarla her yeri aramaya var mıyız? Kim ne derse desin, koşacağız, dolaşacağız. Bazıları el uzatmasa da koşacağız. Biz uzatalım, onlar uzatmasın fark etmez. Biz, kararlı, emin olacağız ve göreceksiniz 12 Haziran'da da evvel Allah zafer yine bizim olacak, hiç merak etmeyin Allah'ın izniyle bizim olacak. Tüm illerde bunu gördüm. Hangi ile giderseniz gidin... 72 ili dolaştım, hava bu.
Dün İzmir'deydim. Resmi rakamları söylüyorum CHP İzmir mitingini AK Parti mitingi 3'e katladı.'' Mitinge katılanların ''Kıskananlar çatlasın'' diye tempo tutması üzerine Erdoğan, ''Çatlamasın be çatlamasın. Onları da aramıza katacağız. Öyle değil mi? Gümbür gümbür gelmemiz için onları da yanımıza alacağız. Buna hazırız değil mi? Önemli olan bu'' diye konuştu.
ANAYASA-
Başbakan Erdoğan, artık milletin kendi anayasasını yazacağını ve şekillendireceğini belirterek, bunun adımını atacaklarını söyledi.
Sivil, katılımcı, özgürlükçü bir anayasa istediklerini ifade eden Erdoğan, ''Bize bu yaraşır ve bunun için de biz büyük ölçüde hazırız. Bütün STK'lar buna katılacaklar, buna eminim. Fakat 367'nin üzerinde milletvekiliyle iktidara gelirsek, millet bu görevi bize vermiş olacak ki, biz parlamentoya çağrımızı yapacağız. Gelin beraber, çalışalım'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, muhalefet partilerinin 26 maddelik anayasa paketinde AK Parti ile çalışmadığını anlatarak, şöyle devam etti:
''MHP, kabul etmedi, CHP 'kahve içmeye gelirsiniz' dedi. Arkadaşlarım buna rağmen gayret ettiler, yanaşmadılar. Parlamentodaki çalışmaları izlemediniz mi? Parlamentoda sadece oyalamak, vitrinde görüntü vermek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. CHP ve MHP grubunda çektirdiğim resimler var. Bir, iki temsilci var, sıralar bomboş. Kim var, sadece AK Parti var. Çünkü biz milletin verdiği görevin idrakindeydik, millet bize 'Parlamentoda çalışın' diye oy verdi. Parlamentoya gidin, orada çalışın, yasa çıkarın diye görev verdi. Ama bu beyefendiler yatıyor. Bunlarda çalışmak diye bir şey yok. Ne diyorlardı bunlar işlerine gelmediği zaman 'Aceleniz ne, neden sabahlara kadar çalışıyorsunuz.' Evet bizim acelemiz var. Bizim bu ülkede çok çalışmamız lazım. Yasal düzenlemeleri yapacağız. Çünkü demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin gereği olarak çok çalışmamız lazım, gerekirse sabahlara kadar. Bizzat 15 gün arkadaşlarımla beraber sabahlara kadar ben de orada durdum ve 26 maddeyi bütün engellemelere rağmen çıkardık. Çünkü destek halktan, hizmet AK'tan. Bu süreci böyle devam ettiriyoruz. Ama bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum. Biz geçen yıl 12 Eylül'de bunu yaptığımızdan itibaren bugüne kadar 26 madde ile birlikte uyum yasalarını çıkarmaya başladık. Geldiğimiz noktada şu anda hamd olsun iyiyiz, daha iyi olacağız. Fakat bizim derdimiz başka. Biz istiyoruz ki Türkiye'de değişimi farklı yaşayalım ve bunu halka farklı yaşatalım. Eğer bu ülkeye hizmet edecek, ülkeyi büyütecek, işsizliği, yoksulluğu en aza indireceksek, bunu demokrasi ve özgürlük ile yapacağız.''
"MİLLİ GELİR 740 MİLYAR DOLAR OLDU"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Kanal İstanbul'' projesine yönelik eleştirilerine ilişkin, ''Montrö'nün avukatlığı sana mı kaldı? Montrö Anlaşması imzalandığı zaman böyle tankerler mi vardı? Ne tarihi takip ediyor, ne bugünü, ne geleceği'' dedi.
Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca Zeytinburnu'ndaki Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlenen ''Büyük İstanbul Mitingi''nde yaptığı konuşmada, atılan adımları anımsatarak, ''Fakat ben kalkıp da ne Kılıçdaroğlu ile ne Bahçeli uğraşacak değilim. Vaktim yok ama bir şey var. Nedir o? Biz ne devraldık, ne yaptık? Herhalde bunu da söylemem lazım'' dedi.
AK Parti'den önceki iktidarın milli geliri 280 milyar dolar olarak devraldığını, kendilerine 230 milyar dolar olarak devrettiğini ifade eden Erdoğan, ''Yani MHP iktidarı, 280'den aldığı milli geliri, bize 230 milyar dolar olarak devretti. Peki şu anda biz bunu nereye çıkardık? 740 milyar dolara çıkardık. Şimdi bunu söylemeyeyim mi? 'Ya diyorlar niye bunu söylüyorsun, ne gerek var? Biz bunu zaten biliyoruz'. Ama bilmeyenler var, bu mukayeseyi yapacağız ki bunu anlatacağız ki bilmeyen kardeşlerim de bilsin'' diye konuştu.
Türkiye'nin kamu net borç stokunun milli gelire oranının yüzde 61 olduğunu, bu oranın AK Parti iktidarı döneminde yüzde 27'ye gerilediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Diyorlar ki 'Türkiye çok borçlandı'. Sen milli gelire bak. 230 milyar dolar değil artık, 740 milyar dolar. Atalarımız boşuna 'borç yiğidin kamçısıdır' dememişler. Borç, yiğidin kamçısı, yiğidin dikkat et. Devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? Gerçi bunu yazılı ve görsel medya iyi biliyor da yazmıyor ama ben yine de hatırlatayım. Yüzde 63 faiz ile borçlanıyorduk MHP'nin iktidarında, şimdi yüzde 7. Aradaki fark, yüzde 56. Kimin cebinden çıkıyordu bu para? Benim vatandaşımın cebinden çıkıyordu. İstanbullu kardeşimin cebinden çıkıyordu ama şimdi o cebinde kalıyor. Yüzde 7. Bitmedi... Çok daha önemlisi enflasyon neydi? Yüzde 30. Şu anda enflasyon ne? Yüzde 7. Aradaki fark, yüzde 23. Kimin cebinde kaldı? Ayşe abla, senin cebinde kaldı, mutfakta kaldı. Olay bu, güçleniyoruz, daha güçlü olacağız.''
''GÜÇLÜYÜZ, İNANIYORUZ KENDİMİZE...''-
AK Parti'den önceki MHP iktidarının IMF'den 30 milyar dolar aldığını söyleyen Erdoğan, ''Çünkü battılar, bittiler, kendileri söylüyordu. Türkiye'yi 60 cente muhtaç ettiler ve 23,5 milyar dolar borçla bize devrettiler. Ödedik, ödedik, ödedik... Şu anda 4,9 milyar dolar borcumuz var. Bakın nereden nereye düşürdük'' dedi.
3,5 yıldır IMF ile anlaşma imzalamadıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Güçlüyüz, inanıyoruz kendimize... Yere sağlam basıyoruz, böyle bir konumdayız. Bunlar milliyetçi değil mi? Milliyetçilik, bu milleti sevmektir. Bu milletin imkanlarını artırmaktır. Biz kafatası milliyetçisi aramıyoruz. Biz ırkçı bir milliyetçilik aramıyoruz. Allah insanoğlunu, kabileler halinde yaratmıştır. Kimse doğduğunda, 'şu etnik unsurdan, bu etnik unsurdan' diye aşağılığa kapılmasın. Herkesin etnik yapısı saygındır, hepsine saygı duyarız ama kimse birbirine etnik yapısı sebebiyle üstünlük taslamasın. Bu ayrı bir konu. Onun için biz Türkiye'de, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Abaza'sıyla, Arap'ıyla, Roman'ıyla ne kadar olursa olsun, bütün vatandaşlarımızı, Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında topladık ve Yunus'un diliyle, yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Farkımız bu, AK Parti bu.''
Türkiye'nin milli bankası olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Ey MHP, sen bize bunu 27,5 milyar dolarla bıraktın. Hani sen bize güçlü ekonomi bırakmıştın. Şu anda Merkez Bankasının döviz rezervi ne oldu biliyor musunuz? 97 milyar dolar oldu. Sayın Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların olduğu hükümet bu mu? Sadece Merkez Bankasının döviz rezervini 70 milyar dolar artıran iktidar mı yolsuzlukların içinde? Yandaşın, yoldaşın Bahçeli ile beraber mi bu aranızdaki protokolü yaptınız? Öyle aldık, bak şu anda buradayız'' diye konuştu.
Türkiye'nin bugün güçlü bir Merkez Bankasına sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
''Bütün bunlarla beraber soruyorum; IMF'ye olan borcu 5 milyar dolara indirdiğimiz için mi yolsuzluk var? Türkiye'nin kamu net borç stokunu yüzde 61'den yüzde 27'ye düşürdüğümüz için mi yolsuzluk var? Cumhuriyet tarihinde yapılan dersliğin, yarısını 8 yılda yaptığımız için, 163 bin derslik yaptığımız için mi yolsuzluk var? Türkiye geneline bir milyon bilgisayar gönderdiğimiz için mi yolsuzluk var? Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı 79 senede, biz 8 senede 13 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptığımız için mi yolsuzluk var?''
Türkiye'nin kurulu enerji gücünün bir kat daha fazlasını 8 yılda yaptıklarını anlatan Erdoğan, ''O elektriklerinizin bol bol söndüğü günleri hatırlayın, artık böyle bir şey var mı? Nerelerden, nerelere geldik, daha da artıyor. Barajlarımızla, termik santrallerimizle bunlar daha da artıyor'' dedi.
EĞİTİM YATIRIMLARI-
Başbakan Erdoğan, eğitim alanında 163 bin derslik yaptıklarını, İstanbul'un bundan en büyük payı aldığını söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Antalya'ya gittiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Antalya'da yanıma bir beyefendi geldi. Dedi ki; 'Şu toz şeker dağıtım kartıdır'. 1973 yılında İbrahim Karaca adlı vatandaşımız, 'bu dağıtım kartıyla toz şeker alırdık' diyor. Hale bak, CHP budur. Trabzon'da nüfus kağıdını tutturdu bir vatandaş elime. Sene 1942... 'İki metre tirit bezi verin' diyor nüfus kağıdında. Altına da damgayı vurmuşlar. Trabzon Akçaabat'tan bir vatandaşımız Mustafa Hikmet 15 Temmuz 1937 doğumlu bir amcamız. Öldüyse Allah rahmet eylesin. Bize Trabzonda bu nüfus kağıdını bu şekilde ulaştırdılar.
Sayın Baykal 1970'li yıllarda Enerji Bakanıydı. İstanbul'umuzda biz mazot, benzin, gaz yağı bulabiliyor muyduk? O dönemi yaşayanlar bilir ama gençler bilmez. Şimdi gençler oy kullanacaklar, milyonlarca genç oy kullanacak. Ey genç kardeşlerim bunu bilin, bu CHP'nin genlerinde yokluk vardır, iflas vardır, bunu böyle biliniz. Bunların böyle kuru sıkı atmasına bakmayın. Bekara karı boşamak kolaydır. Bunların yaptığı bu.''
İstanbul'a 60 bini aşkın derslik yaptıklarını, İstanbul için bu sayı yeterli olmayacağını bildiklerini ve bunun için bu sayıyı artırdıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye'deki okullara bir milyona yakın, İstanbul'a ise 100 bin adet bilgisayar gönderdiklerini söyledi.
İlköğretim ve orta öğretimde ücretsiz kitap dağıttıklarını, ilköğretimde sosyal güvencesi olmayan erkek öğrencilere 30 lira, kız öğrencilere 35 lira, orta öğretimde erkeklere 45 lira, kız öğrencilere 55 lira verdiklerini belirten Erdoğan, ''MHP döneminde üniversitede 45 lira burs verildi. Biz 240 lira veriyoruz. Eğer Kredi Yurtlar Kurumunda kalıyorsa 150 lira da beslenme yardımı veriyoruz. Mastır öğrencilerine 480 lira, doktora öğrencileri 720 lira veriyoruz. Farkımız bu, bizden önce bunlar yok, ama bizde var'' diye konuştu.
Artık okullarda kara tahtayı kaldıracaklarını ve akıllı tahtaya geçileceğini belirten Erdoğan, akıllı tahtaların, bilgisayar donanımlı olacağını, her öğrenciye birer tane ücretsiz olarak elektronik kitap vereceklerini ifade etti.
Elektronik kitapla ilgili bütün ön çalışmaların hazır olduğunu ve seçimden sonra ihalesini yapacaklarını, sahibi belli olduğunda o firmayla yola çıkacaklarını anlatan Erdoğan, 4 yıl içinde bütün okullara akıllı tahtaları monte edeceklerini ve elektronik kitapları dağıtacaklarını söyledi.
KANAL İSTANBUL PROJESİ-
Başbakan Erdoğan, ''Kanal İstanbul'' projesini açıkladıktan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''burada insan yok'' diyerek projeyi değerlendirdiğini belirterek, ''Tabii animasyonda bir yanlış yaptık. Animasyondaki yanlışımız kanalda biz gemiyi yüzdürdük. Halbuki öyle yapmayacaktık, orada insanları yürütecektik. Kanalda denizin üzerinde insanlar yürüse inanın bu Kılıçdaroğlu çıkar da ne derdi biliyor musunuz? 'Yürüttünüz ama yüzmeyi bilmiyor' derdi. Yaklaşım tarzı bu'' diye konuştu.
''Kanal İstanbul'' projesi hayata geçirilirken on binlerce insanın çalışacağını, bu projenin çevresinde belli mesafelerde bir yapılanma meydana getireceklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Buralarda insanlar oturacak, çeşitli alışveriş merkezleri olacak, insanlar bir yaşam yakalayacaklar ve bununla birlikte buradan gemiler geçecek. Karadeniz'in canlıları, balıkları Marmara ile de buluşacaklar. Biz 'Kanal İstanbul' ile bir çevre devrimini gerçekleştiriyoruz. Nedir o? Boğazı büyük bir tehditten kurtarıyoruz. O tehdit ne tehdidiydi? Meşhur Romen tankeri Independent, Selimiye önlerinde yandı. O yandığında bir çok hamile kadın, o yangından rahatsız oldu ve düşük yaptılar. Üç ayı aşkın o gemi orada yandı. Bir tehditti o. Şimdi artık daha büyük gemiler var.''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon kanalında, Kanal İstanbul projesinin Montrö'ye aykırı olduğunu söylediğini belirten Erdoğan, ''Montrö'nün avukatlığı sana mı kaldı?_Montrö Anlaşması imzalandığı zaman böyle tankerler mi vardı? Ne tarihi takip ediyor, ne bugünü, ne geleceği. Buradan 150 bin tonluk tankerler geçtiği zaman, bir dümen kilitlenmesi neticesinde, kıvrımlı boğazda bir yere saplanması halinde, orada meydana gelecek felaketin hesabını yapıyor musun? Dünyaya bunun hesabını soracağız biz. Diyeceğiz ki; 'Montrö'yü yaptığımız zaman ufak kuru yük gemileri buradan geçiyordu'. Buyursunlar yine geçsinler o ayrı mesele. Burada herhangi bir zora falan girmeye gerek yok ama biz hem çevreyi korumak zorundayız hem ülkemizi korumak zorundayız hem de bu ülkemizde yaşayan insanımızı korumak zorundayız. Onun için ben tüm İstanbullulara sesleniyorum; Kanal İstanbul'un böyle bir önemi ve değeri var ama Kılıçdaroğlu bunun farkında değil. Alışacak, öğrenecek. Dedim ya daha çıraklıktan geçmedi, bunu bir defa halletmemiz lazım.''
İKİ ŞEHİR PROJESİ-
Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda açıkladığı ''İki Şehir Projesi''ne de değinerek, ''Bir şehir bu yakada, bir şehir Anadolu yakasında kuracağız. Birer milyon nüfuslu, iki şehir. Bunu niye yapıyoruz? Zevk olsun diye değil, keyif olsun diye değil. Deprem tehdidi var İstanbul'da'' dedi.
İstanbul'un hala depreme karşı bir tedbir alamadığının konuşulduğunu belirten Erdoğan, ''İşte şimdi biz bunun tedbirini alıyoruz. Bunun için depreme en dayanıklı bölgeleri ve bu bölgelerde sıfırdan zemin etütlerini en iyi şekilde yapmak suretiyle bu adımları atacağız. Hem Kanal İstanbul'un kenarlarında hem de dediğim bu yerlerde biz bu yapılanmaya gideceğiz. Depreme dayanıklı olmayan binaların sahipleriyle konuşacağız. Hazırladığımız alternatifleri sunacağız. 'Yok ben şu andaki yerimde oturmak istiyorum', o zaman çık kirada otur, biz kirayı ödeyelim. Buralarda yapacağımız konutlara gelir yerleşirsin. Ha yok bunu da kabul etmedin, o zaman kusura bakma kamulaştırma yapacağız ve buraları yıkacağız. Çünkü biz bir felaketin yarın sorumlusu olamayız. Üç tane alternatif, hangisini beğeniyorsan onu al. Maalesef zaman zaman alışkanlıklar atılacak bir çok olumlu adımı, engelliyor. Buna da müsaade edemeyiz. İşte iki yeni şehrin adımı bu.''
Şehir kurmada tecrübeli olduklarını vurgulayan Erdoğan, Başakşehir, Hilalkent, Ataşehir'i kendilerinin kurduğunu anlattı.
Kurdukları şehirlerin kalıcı olduğunu belirten Erdoğan, ''Ey CHP, sen İstanbul'a ne yaptın? Ne yapacaksın? Çıkıyor televizyonlara ama kimse bunu sormuyor. Takılmışlar, yok aile sigortası, yok her aileye 600 lira verecekmiş, 400 vermiş, 200 daha verecekmiş... Senin vereceklerini biz şu anda veriyoruz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, her doğanın aile sigortasıyla dünyaya geldiğini anlatarak, yaptıkları sosyal yardımlar hakkında bilgi verdi. Erdoğan, ''Zaten bunları düşündüğün zaman senin rakamın, çok çok fevkinde. Fakat ben anladım, neden kaynaklanıyor bu biliyor musunuz? Baktı ki Merkez Bankasının kasasında 97 milyar dolar var. Kılıçdaroğlu buna sulanıyor. 'Şimdi geliriz biz burayı boşaltırız'. Hesap bu. Daha önce böyle bir şey yoktu. Şimdi bu var. Fakat benim milletim, asla buna prim vermeyecek'' dedi.
BİR SAĞLIKLI NEFESE GEREKİRSE DEVLETİ FEDA EDERİZ
Erdoğan, partisinin İstanbul İl Başkanlığınca Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlenen Büyük İstanbul Mitingi'nde yaptığı konuşmada sağlık yatırımlarını anlatarak, dönemlerinde herkesin istediği hastaneye gittiğini, istediği eczaneden de ilaçlarını alabildiğini söyledi.
Kendilerinden önce MHP ve 8 yıl SSK Genel Müdürlüğü yapan Kılıçdaroğlu döneminde hastaların hastanelerde rehin kaldığını anlatan Erdoğan, ''Ben de SSK'lıyım, işçiyim. Bizim anamızı ağlattılar'' dedi.
Erdoğan, partililerden bunları CHP'lilere de anlatmalarını isteyerek, ''İçlerinde anlamayanlar çıkabilir biliyorum. Bazılarının gözü var görmüyor, kulağı var duymuyor, dili var gerçekleri söylemiyor. Bizim görevimiz ikna etmek değil, anlatmak. Kalplerin sahibi Allah'tır. Biz görevimizi yapacağız'' diye konuştu.
İstanbul'a sağlıkta eski rakamla 1 katrilyon 653 trilyon yatırım yaptıklarını, şimdi 2 şehir hastanesi kuracaklarını belirten Erdoğan, 2 bin yataklı bu hastanelerden birinin Olimpiyat Stadı'nın yanına diğerinin de Anadolu yakasına kurulacağını söyledi.
Erdoğan, böylece her ilçede bir devlet hastanesi olacağını ancak birer tane de şehir hastanesi kuracaklarını kaydetti.
Kendilerinden önce İstanbul'da 10 tane olan tomografi cihazı sayısını 51'e, 2 mr cihazı sayısını da 37'ye çıkardıklarını, bin 164 diyaliz makinesi sayısının da şimdi 2 bin 730 olduğunu anlatan Erdoğan, ayrıca 36 tane olan 112 istasyonu sayısını 157'ye, 38 ambülans sayısını da 209'a çıkardıklarını bildirdi.
Erdoğan, Kanuni Sultan Süleyman'ın sözüne atıfta bulunarak, ''Bir sağlıklı nefese gerekirse devleti feda ederiz. Bizim anlayışımız bu'' diye konuştu.
ADALET YATIRIMLARI-
Adalet yatırımları hakkında da bilgi veren Erdoğan, İstanbul Avrupa Yakası adalet saraylarını tamamladıklarını, İstanbul Adalet Sarayı'nın da bittiğini ve yeni adli dönemde Çağlayan'da hizmete gireceğini kaydetti.
Erdoğan, İstanbul Anadolu yakasında Kartal'da muhteşem bir Adalet Sarayı'nın da bitmek üzere olduğunu, 1-2 ay içinde açılışını yapacaklarını, Silivri Adalet Sarayının inşasını da tamamladıklarını ve seçim sonrası açacaklarını bildirdi.
''BENİM BELEDİYE BAŞKANIMA İFTİRA ATIYOR''-
TOKİ olarak İstanbul'a 110 bin 866 konut uygulaması başlattıklarını, 65 bin 642'sini tamamlayarak sahiplerine teslim ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Ne diyor Sayın Bahçeli? Çok enteresan, 'TOKİ'nin Başkanını da Başbakanı da Yüce Divan'a vereceğim' diyor. Sayın Bahçeli sen yine bildiğini oku, geç kaldın ya. 8,5 yıl geçti. Bu arada bu işi yapsaydın. Ama yok biz milletvekiliyiz, bundan düşeriz, bizim böyle bir endişemiz yok zaten. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. İnanın bunlar var ya adeta ruh ikizi. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli. İstanbul'da belediye başkan adayıydı Kılıçdaroğlu, Kadir Bey'le ilgili bir dosyadır tutturdu gidiyor. Nerede o dosya? Kadir Bey'in dokunulmazlığı yok. Hadi çıkar. Nerede? Benim milletim, CHP'li kardeşim hala bu adama inanacak mı ya? Çıkar, işte Kadir Bey'in dokunulmazlığı yok, ver mahkemeye. Dürüst değil kardeşlerim, dürüst değil.
Bak tutturdu benim Kayseri Belediye başkanımı. Bir tane çek-senet noktasında çeklerini ve senetlerini ödeyemeyen bir milletvekili var kendisinin. Onun ona getirdiği sahte şeylerle oradan rant elde etmek istiyor. Benim Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş'a 240 milyar kira ödemediği için borcu var o milletvekilinin. Sayın Kılıçdaroğlu, senin bu milletvekilin ödemiyor, sen çok dürüstsün sen öde hiç olmazsa, şu işi bitir, ayıptır. Bak Meclis'te Sayın Elitaş ile siz çok yüz yüze baktınız. Sen de Grup Başkanvekiliydin, o da. Hadi hiç olmazsa öde, arkadaşının bu yanlışını düzelt. Tutturmuş benim belediye başkanımla uğraşıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Zeytinburnu'ndan İstanbul'dan sana sesleniyorum. Senin bütün belediye başkanlarını topla, benim bir Mehmet Özhaseki'm yapmaz. Çünkü Kayseri'yi onlar nasıl değiştirdiler, dönüştürdüler ortada. Ve o senin dediklerinin hiçbir tanesini de sen benim belediye başkanıma böyle bir iftirada bulunamazsın. Hepsini bir araya getir bir Mehmet yapmaz. Mehmet Özhaseki nerede, seninkiler nerede.''
''BİZ CEZAEVLERİNDEN KURTARMAK İÇİN LİSTELERİMİZE ADAM KOYMADIK''-
Başbakan Erdoğan, bir televizyon programında kendisine ''Edirne'de 12 yıla mahkum olmuş, şu anda Yargıtay'da olan Edirne Belediye Başkanınızla beraber aynı fotoğraf karesine girdiğiniz doğru mu?'' sorusuna Kılıçdaroğlu'nun ''Yargıtay kesin kararı vermedi ki'' dediğini belirterek, ''Ya sen bırak Yargıtay'ın kesin kararı verip vermediğini. Şüyuu vukuundan beterdir. İlk mahkeme iki davadan 12 yıl gibi bir ceza vermişler, şimdi Yargıtay'ı konuşuyorsun. Peki Mehmet Özhaseki ile ilgili açılmış bir dava yok. Ağzına dolamışsın devam ediyorsun. Böyle siyasetçi olur mu? İstanbul, Kayseri, 12 Haziran'da bunun bedelini ağır ödetmemiz lazım çünkü biz bu iftiralara dayanamıyoruz. Müfteri hesabını sandıkta vermeli. Biz milletle geldik, milletle yürüyoruz. Çetelerle gelmedik. Biz cezaevlerindekileri kurtarmak için listelerimize adam koymadık. Bunların yaptığı bu. Bunlar siyaseti böyle görüyorlar. MHP'de aynı değil mi, o da aynı, o da öyle görüyor. Ama bu hesabı 12 Haziran'da benim vatandaşım, milletim evvelallah bozacak. Hiç şüphe etmiyorum'' diye konuştu.
ULAŞIM YATIRIMLARI-
Erdoğan, ulaşımda Eskişehir'e kadar yüksek hızlı trenin geldiğini, Eskişehir-İstanbul etabını yaptıklarını ve süratle biteceklerini söyledi.
123 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını, Sabiha Gökçen ve Atatürk Havalimanı'nın yoğun çalıştığını, yolcu sayısının iç hatlarda 10 milyondan 30 milyon civarına çıktığını belirten Erdoğan, ''Fakir halk bu mu, yoksul halk bu mu? Biz vatandaşımızın konforunu, refah düzeyini artırdık. Artık otobüslerle giden vatandaşım yok, uçaklarla seyahat eden vatandaşım var. Ah uçak sesini duyduğumuz zaman sırtüstü yatar, uçağı böyle seyrederdik. Şimdi hamdolsun halkım uçağa biniyor. 46 noktada havaalanlarımız var. Bu noktaya geldik. Dört bir yana gidiyor. Bir saatte havaalanına ulaşıyorsun. Şimdi ortak havaalanları yapıyoruz. Adana-Mersin arasında Çukurova Havalimanını yapıyoruz. Aynı şekilde Uşak-Afyonkarahisar-Kütahya arasında ortak Zafer Havalaanı'nı yapıyoruz. Giresun-Ordu arasında Orgi Havalimanı'nı yapıyoruz. Hakkari'nin Yüksekova'sına yapıyoruz. Şırnak'ın Cizre'sine yapıyoruz. Bunlar niye yapmadı? Biz yapıyoruz biz. Biz modern bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Ben proje konuşuyorum ,onlar ne konuşuyor'' şeklinde konuştu.
İstanbul için hazırladıkları yeni projelerini de anlatan Erdoğan, Taksim'i şu andaki konumundan çıkaracaklarını söyledi.
Taksim Meydanı'ndaki o yeşil alan olan yerde eskiden Topçu Kışlaşı olduğunu ve kışlayı CHP'nin Belediye Başkanı ve Valisi Lütfi Kırdar'ın yıktığını, orayı Taksim Stadı yaptıklarını anlatan Erdoğan ancak daha sonra tepkiler gelmeye başlayınca şu andaki Dolmabahçe Stadı'na inildiğini belirtti.
TAKSİM'E REZİDANS, ALIŞVERİŞ MERKEZİ VE OTOPARK-
Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şimdi biz tarihi Topçu Kışlası'nı sıfırdan aynen inşa ediyoruz. Fakat muhteşem bir eser ortaya çıkacak. Burayı inşallah rezidans, otel, altını alışveriş merkezi olarak kullanacağız. Tamamen o bölümün altını da otopark yapacağız. Taksim'i sıkıntıdan da kurtaracağız. Taksim'de artık araç trafiği olmayacak. Bütün araçları yerin altına alıyoruz. Gümüşsuyu'ndan gelip Harbiye'ye gidecek olanları ile Elmadağ'dan gelip Tepebaşı'na gidecek olanları hepsi orada yerin altından gidecek ve tamamen Taksim yürüyüş alanı haline geliyor. Bunu biz yaparız. AK Parti yapar, CHP yıkar, biz yaparız. CHP O Topçu Kışlası'nı yıktı biz ise yapıyoruz.''
Projelerin bitmediğini, Yassıada'nın kendileri için ''yaslı ada'' olduğunu belirten Erdoğan, bu yaslı adayı yaslı ada olmaktan çıkarmak istediklerini söyledi.
Erdoğan, oradaki bütün binaların kontrolden geçirileceğini, sağlam olanların kalacağını diğerlerini de gözden geçirdikten sonra tüm adaya kongre, kültür merkezi ve kütüphaneler inşa edeceklerini, orada yargılanan Menderes ve iki arkadaşından kalan objeler varsa müzede, kütüphaneleri varsa, verirlerse orada kurulacak kütüphanelerde değerlendireceklerini, oteller inşa edeceklerini söyledi.
Yassıada'nın hemen yanında Sivriada bulunduğunu ve geçmişte taş ocağı olarak kullanıldığını hatırlatan Erdoğan, o oyuğun içine de muhteşem bir kongre ve kültür merkezi inşa edeceklerini ve bunların mimari projelerini hazırladıklarını belirtti.
Seçimden sonra hemen bunların da ihalesini yapacaklarını ve bu iki adayı yaslı ada olmaktan çıkartıp, demokrasi ve özgürlükler adası haline getireceklerini vurgulayan Erdoğan, ''İstiyoruz ki merhum Menderes'i, Hasan Polatkan'ı, Fatin Rüştü Zorlu'yu ve tüm orada yargılananları demokrasiye karşı verilmiş olan bu yanlış kararları biz inşallah düzeltelim istiyoruz. Yanlışlara devama mecbur değiliz. Bunu düzeltmek bizim görevimiz. Böyle bir yanlışı düzelteceğimize inanıyorum. Merhumların da ruhunun şad olması için bizim böyle bir görevimiz olduğuna inanıyorum ki tarihe karşı bu görevi yerine getirmiş olalım. İnşallah İstanbulumuz 12 Haziran'da kullanacağı bu takdirle çok farklı yere gidecek'' diye konuştu.
''NE KADAR ŞİŞİRİRSE ŞİŞİRSİN...''-
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, dün Kılıçdaroğlu'nun bu alanda 1 milyar (1 milyon) insanın toplandığından bahsettiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
'
'Eğer Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir hesap uzmanıysa biz yandık. Burada tüm emniyet tek tek burada sayım yapıyor. Bu nasıl hesap uzmanı anlamıyorum. Verilen rakam belli, azami ne kadar şişirirse şişirsin 100 bin. İzmir'de bizim yaptığımız miting aldığımız rakamlarla Kılıçdaroğlu'nun mitinginin 3 katı. Buradaki mitingin katılımından İzmir daha fazla idi. Eğer burada da yüreği varsa istediği televizyona çekilmiş olan o resimleri yan yana koysunlar, bizim resimlerle o resimler. Orada hangisi daha fazla katılım itibariyle ortaya çıkar. Eğer böyle diyorsa o zaman şu anda bizim mitingimizde 10 milyon var. Çünkü bütün resimlere baktım, sahneyi burada kurdurmamış, sahneyi almış önce kurdurmuş. Uyanık ya öyle talimat vermiş, alanı küçültmüş. Sayın Bahçeli de bu alanın 4'te birinde yaptı mitingini. Bunlarla niye kendinizi mukayese ediyorsunuz demeyin. Anlatmamız lazım.
Dün bir ifade daha kullanmış. Diyor ki benim için, 'onun dişlerini sökeceğim' diyor. Ya sen hesap uzmanı mısın, diş doktoru musun? Meslek şaşırdı galiba. Bu ara bir kriz var ki diş sökeceğim diyor. Fakat Kılıçdaroğlu ben bu dişleri sana teslim etmem. Sen yine git hesap uzmanlığına devam et ama Allah senin gibi hesap uzmanlarının eline düşürmesin bu ülkeyi. Önce mesleğini doğru seç. Şu anda zaten bu noktada ciddi manada kayıptasın. Akıl hocalarını değiştir. Çünkü kılavuzu karga olanın... olay bu.''
Başbakan Erdoğan, partililerden gece gündüz çalışmalarını da isteyerek, 12 Haziran'ın Türkiye'ye, İstanbul'a temel hak ve özgürlükler için, yeni anayasa için hayırlara vesile olmasını diledi.
Erdoğan, ayrıca heyecanlarına güç katan 400 kadar balıkçı teknesi ve sahiplerine de selam ve sevgiler göndererek, ''vira bismillah'' dedi.
MİTİNGDEN NOTLAR-
Başbakan Erdoğan, partisinin Sakarya mitinginden helikopterle Zeytinburnu Stadı'na indi. Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve bazı vatandaşlarla birlikte otobüsle AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Büyük İstanbul Mitingi'nin yapıldığı Kazlıçeşme Meydanı'na geldi.
Sahneye eşi Emine Erdoğan ile birlikte çıkan Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, mitinge katılanları selamladı. Bu sırada Erdoğan'ın Kazlıçeşme Mitingini kızları Esra Albayrak, Sümeyye Erdoğan ve oğlu Necmettin Bilal Erdoğan da izledi. Mitinge, Erdoğan'ın torunları kızı Esra Albayrak'ın oğlu Ahmet Akif ile Bilal Erdoğan'ın oğlu Ömer Tayyip de geldi.
Mitinge Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da katıldı.
Miting alanındaki ''Adalar, 1 vekille 5 mahalle, tam kadro mitingdeyiz, seçime hazırız Başbakan'', ''Hatalı sollama ölüm, hatalı oylama zulüm getirir'', ''püskevit değil ben Tayyip amcamı istiyorum'', ''Benim adım Kemal, söz veriyorum hamileliği 9 aydan önce 6 aya, sonra 3 aya düşüreceğiz'' yazılı pankartlar dikkati çekti.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, miting alanına beklenirken partinin İstanbul milletvekili adayları tanıtıldı.
Mitingi, bir program dahilinde Türkiye'deki seçim sürecini izlemek üzere 45 ülkeden gelen gençlerden oluşan yaklaşık 100 kişilik grup da izledi. Başbakan Erdoğan'ın mitingini yurt dışından çok sayıda yabancı basın mensubu da takip etti.
Mitinge katılanlar Başbakan Erdoğan'ı beklerken ''Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz'' ve ''Beraber yürüdük biz bu yollarda'' şarkılarıyla coştu.
Özürlüler için özel bir bölüm oluşturulan miting alanında, sahnenin sağ tarafında ise kaybolanların toplanması için bir alan oluşturuldu.
Mitinge katılanlara sandviç ile su dağıtıldı.
Haber Ara