Sermaye: İsrail işgalinin suç ortağı
Dünyanın farklı ülkelerinden uzmanlardan oluşan bir jüri, İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerinde şirketlerin suç ortaklığını gösteren delillerin ikna edici olduğuna dair kararını açıkladı.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-06-03 00:10:41
Adri Nieuwhof*
22 Kasım'da dünyanın farklı ülkelerinden uzmanlardan oluşan bir jüri, İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerinde şirketlerin suç ortaklığını gösteren delillerin ikna edici olduğuna dair kararını açıkladı. Karar, Londra'da Filistin Russell Mahkemesi'nin ikinci uluslararası oturumunda 20-21 Kasım tarihleri arasında iki gün boyunca süren sunumların sonucu oldu.
Oturum, İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerinde şirketlerin rolünü inceledi. Uluslararası jüri heyetine çeşitli vakaları sunmaları için uzman ve şahitler çağrıldı. Şirketler faaliyetlerini savunmak için davet edilmelerine rağmen sadece Veolia Environement, PFZW emeklilik fonu ve güvenlik şirketi G4S, mahkemeye yazılı cevap verdi.
Jüri, eski Fransız büyükelçi Stephane Hessel, Nobel ödüllü İrlandalı Mairead Corrigan Maguire, Güney Afrikalı profesör John Dugard, Güney Afrikalı siyasetçi Ronald Kasrils, İngiliz avukat Michael Mansfield, İspanyol emekli yargıç Jose Antonio Martin Pallin, eski ABD Kongre üyesi Cynthia McKinney ve Britanyalı hukukçu Lord Anthony Gifford'dan oluşuyordu.
Jüri üyelerine göre şirketlerin hukuk ihlalleri, silah tedariki, yasadışı İsrail yerleşimleri ve işgal altındaki Batı Şeria'daki (Doğu Kudüs dahil) İsrail duvarının inşası ve bakımı ile ilişkiliydi. Jüri, şirketlerin İsrail insan hakları ihlallerine karışmasına son vermek için sivil toplumun harekete geçmesi için çağrıda bulundu (Russell Mahkemesi'nin Kamuoyuna Açıklaması [PDF]).
http://www.russelltribunalonpalestine.com/en/wp-content/uploads/2010/11/Concluding-Statement-RToP-London-22-November-2010.pdf
Juri, İsrail'in ihlallerinde suç ortağı olan yedi şirketin adını verdi. Bu yedi şirket şunlardır:
• İşgal altındaki Batı Şeria'daki İsrail kontrol noktalarında ve İsrail hapishanelerinde kullanılan ekipmanı sağlayan Britanya-Danimarka şirketi G4S.
• İsrail ordusu ile yakın işbirliği içindeki ünlü bir İsrail şirketi olan Elbit Systems.
• İsrail ordusuna Filistinli evlerini yıkmak için kullanılan modifiye D9 buldozerlerini sağlayan ABD merkezli Caterpillar.
• İsrailli Mashav Initiative and Development Ltd şirketinin yüzde 25'ini satın almış olan İrlandalı çokuluslu şirket Cement Roadstone Holding. İsrailli Mashav Initiative and Development Ltd., İsrail ve işgal altındaki Batı Şeria'daki tüm çimentonun % 75-90'ını karşılayan İsrail'in tek çimento üreticisi Nesher İsrail Çimento şirketinin sahibidir.
• Alt şirketi Dexia Israel Public Finance Ltd. ile işgal altındaki Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerini finanse eden Fransız-Belçika şirketi Dexia.
• İsrail'in, işgal altındaki Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerini ilhak ettiği Doğu Kudüs'e bağlayan Kudüs hafif raylı sisteminin inşaatında yer alan Fransız şirketi Veolia Ulaşım. Veolia, hafif raylı sistemin işletilmesini üstleniyor ve ayrıca yasadışı İsrail yerleşimlerine otobüs işletiyor.
• İşgal altındaki Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerden portakal, zeytin ve avokado dahil olmak üzere tarım ürünleri ihraç eden İsrailli şirket Carmel Agrexco.
Mahkeme sırasında, Hollandalı yatırımların geri çekilmesi kampanyasının eylemcilerinden Saskia Muller, Hollanda emeklilik fonu Pensioenfonds Zorg en Welzijn (PFZW) vakasını sundu. Bu fonun, İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerine bulaşan ondan fazla uluslararası şirkette ve işgal altındaki Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlere hizmet veren bir İsrailli süpermarket zincirinde yatırımları var. Russell Mahkemesi'ne verdiği 12 Kasım tarihli altı sayfalık mektubunda PFZW yönetimi “İsrail ile Filistin arasında süregiden çatışmadan ve buna bağlı Filistin topraklarının İsrail tarafından uzun süreli işgalinden dolayı oldukça kaygılı olduğunu” söyledi. [PFZW yönetimi] “Bu bağlamda süregiden uluslararası hukuk ihlallerinden ve İsrail'de ve işgal topraklarında faal olan şirketlerin bu ihlallerle olası suç ortaklığı konusunda daha da kaygılıdır.”
ABD'li barış grubu Codepink'in temsilcileri, Russell Mahkemesi jürisine Ahava kozmetikleri vakasını sundu. 22 Kasım'da juri vardığı sonuçları açıklarken, Londra'daki Ahava mağazasının girişi kendilerini çimento dolu petrol variline zincirleyen eylemciler tarafından bloke edildi. Bu eylem, yasadışı Mitzpe Shalem yerleşiminde Ölü Deniz ürünleri imal eden Ahava'ya karşı eylemcilerin beşinci protestosuydu.
Kısa zaman öncesine kadar, işgal altındaki Filistin topraklarında BM'nin İnsan Hakları Özel Raportörü olarak görev yapan jüri üyesi John Dugard, basın toplantısında, apartheid karşıtı hareketin, şirketlere apartheid Güney Afrika'dan yatırımlarını geri çekmeleri için baskı uyguladığı sırada, apartheidin insanlığa karşı suç teşkil edip etmediğinin tartışılmakta olduğunu ısrarla belirtti. Şirketler, Güney Afrika ile iş yapmanın, bu nedenle yasadışı olmadığını savunmuşlardı.
Dugard, İsrail'le ilgili durumun oldukça farklı olduğunu sözlerine ekledi: “İsrail’de kriminal bir işletmeyle uğraşıyoruz. Ceza hukuku ve uluslararası hukuka göre ve ulusal adli sistemlerdeki birçok davada, devletlerin payına böyle bir yasadışı durumu düzeltme yükümlülüğü düşer; eğer devletler harekete geçmezse, şirketler ve sivil toplumun da bu yanlışları düzeltme sorumluluğu vardır.”
Güney Afrikalı eski bakan Ronald Kasrils, apartheid karşıtı hareketin halk desteğini harekete geçirmesinin nasıl Güney Afrika'yı tecrit etmeye ve apartheid rejimini devirmeye yardımcı olduğunu vurguladı. O zamanlar batılı ülkeler apartheid Güney Afrika'nın payandalarıydı, bugün İsrail ile ilgili olduğu gibi. Kasrils, [apartheid karşıtı] bu seferberliğin “halk karşıtı değil, sistem karşıtı olduğunu” söyledi.
Kasrils, Güney Afrika'da “dipten gelen uluslararası dalganın Güney Afrika'daki beyaz azınlığa bile ulaştığını” sözlerine ekledi. “Şimdilerde gördüğümüz gibi bu çağrı [boykot, yatırımların geri çekilmesi ve yaptırımlar (BDS)] İsrail kamuoyuna, İsrail'deki ve dünya genelindeki Yahudilere ulaşıyor.” Kasrils, BDS'nin öneminin “hafife alınamayacağını” vurguladı ve İsrail'in dokunulmazlığına ve kriminal etkinliğine son vermesi için hükümetlere baskı uygulama konusunda sivil toplumun önemli rolünün altını çizdi.
Juri üyesi Sosyalist Avukatlar Haldane Cemiyeti Başkanı Michael Mansfield, “jüri, İsrail hükümetinin son zamanlarda bu çizgideki protesto ve itirazları suç kapsamına almayı düşünüyor olması karşısında dehşete düştüğünü” söyledi. Nihai açıklamasında jüri, “devletleri bu tür yasal BDS eylemleri başlatan veya yürüten herkesin haklarını korumaya” çağırdı.
Bu arada Filistin BDS Ulusal Komitesi (BNC) Londra'daki Russell Mahkemesi'nin sonucuna destek verdi. Yaptığı açıklamada BNC, “mahkeme güçlü, net ve ahlaki bir ses verdi” yorumunda bulundu ("BNC, Filistin Russell Mahkemesi'nin bulgularını destekliyor ...," 30 Kasım 2010)
Mahkeme önemli bilgiler vermekle kalmadı, aynı zamanda dayanışma gruplarına, sosyal hareketlere, sendikalara, siyasi partilere ve duyarlı vatandaşlara İsrail'den ve onun destekçilerinden hesap sormak için BDS'yi bir araç olarak kullanmaları konusunda güven ve cesaret verdi. Bir sonraki Filistin Russell Mahkemesi, Güney Afrika'da yapılacak ve apartheid suçunun İsrail'e uygulanabilirliğini değerlendirecek.
* Adri Nieuwhof
[Electronic Intifada’daki İngilizcesinden Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi tarafından çevrilmiştir.]
, İsviçre'de yaşayan bir danışman ve insan hakları savunucusudur. Nieuwhof, kamu ihaleleri düzenlemeleri konusunda önde gelen bir uzman olarak Russell Mahkemesi'nde Fransız çokuluslu şirket Veolia ve onun işgal altındaki Filistin topraklarında iş faaliyetleriyle ilgili bir sunum yaptı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara