Dolar

34,8729

Euro

36,7262

Altın

3.050,46

Bist

10.058,47

İki lider karşı karşıya

İki muhafazakâr klik arasındaki rekabetin, özelde reformcu hareket ve genelde de İran'ın özgürleşmesi sürecine katkıları neler olabilir?

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-25 10:15:57

İki lider karşı karşıya

Yüksel Taşkın / Radika Gazetesi

İran tam bir sürprizler ülkesi. 1979’dan bu yana İran siyasetine bakanlar, devlet içindeki kliklerin karmaşık mücadelelerini anlamakta zorlanırlar. Yakın zamanda Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ve Ruhani Önder Hamaney klikleri arasında sessizce devam eden mücadelenin kapakları açıldı ve iki taraf da satranç tahtasında daha kıyıcı hamleler yapmaya başladı. Hamaney etrafındaki ‘ak saçlı’, geleneksel muhafazakâr mollalarla Ahmedinecad etrafında oluşan, çoğunluğu Devrim Muhafızları kökenli, genç, hırslı ve militarist yeni muhafazakâr klik arasındaki mücadele, sadece ideolojik nedenlere dayanmayan, Ahmedinecad’ın kendi zenginlerini yaratma arzusu nedeniyle iktisadi boyutları da olan bir gerilimden kaynaklanıyor.

‘Büyücülük’ suçlaması

Yakın zamanda Ahmedinecad, Hamaney’e yakın İstihbarat Bakanı Moslehi’yi görevden alınca muazzam bir taarruza uğradı. Hamaney, baskı yaparak Moslehi’yi yeniden görevine döndürdü. Ahmedinecad bir süre ortalıkta görünmeyip, gerilimi yumuşatmaya çalıştıysa da kendisine ve özellikle danışmanı İsfendiyar Rahim Maşhei’ye yönelik tepkiler artarak devam etti. Ahmedinecad’ın akıl hocası Maşhei’ye yakın çok sayıda isim, bazıları ‘büyücülükle suçlanarak’ tutuklanmaya başladı. Bir dönem cumhurbaşkanı yardımcılığına atanan Maşhei, Hamaney’den gelen tepkiler yüzünden görevini bırakmak zorunda kalmıştı.

2013 seçimlerinde cumhurbaşkanlığına oynayacağı düşünülen Maşhei’nin, geleneksel muhafazakârların bu denli nefretini kazanmasının, hatta ‘Masonlukla’ itham edilmesinin arkasında neler yatıyor? Mühendis kökenli Maşhei’nin kendine özgü fikirleri var ve Ahmedinecad’a popülist bir hat çizmeye çalışıyor. Bu popülist söylemde, İslam öncesi İran uygarlığını selamlayan milliyetçi bir tavır hemen dikkati çekiyor. Bu da ak saçlı mollaların asla kabullenemeyecekleri bir duruş. Yine Maşhei’nin, “İran’a özgü bir İslam’dan” bahsetmesi ve bu anlayışın hoşgörülü geleneklerine göndermede bulunması, aynı çevreleri çok kızdırdı. 2010’da Ahmedinecad’ın, yabancı konukları da davet ederek Nevruz kutlamalarını sahiplenmesi, yine Maşhei’nin telkinlerine bağlanıyor. Ahmedinecad ve Maşhei’nin, gençlerin ve kadınların özgürlük alanlarına müdahale etmeyen, en azından fiili durumu kabullenen bir tavrı benimseme yönünde işaretler vermeleri, Hamaney kliği için en beklenmedik darbeydi. Böylece ‘halkın değerleriyle uğraşmaktan ziyade, onların sofrasına ekmek götürmeye odaklanan’ bir popülizmin hatları daha da belirginleşti.

İktidar ve toplum değerleri

Yukarıda işaret edilen ideolojik dönüşümlerin arkasında, başka popülist projelerde de görülen bir kaygı var: İktidarda kalmak için toplumun değerlerini, beklentilerini hesaba katmak. Ahmedinecad yönetimi, uzun zamandır sayıları 20 milyonu bulan, özellikle kır yoksullarına yönelik, nakit para ve hisse senedi dağıtımı gibi uygulamalarda bulunuyor. Bu ‘hesapsız’ popülizm, meclisteki geleneksel muhafazakâr kanadı ve Hamaney’i fazlasıyla rahatsız ediyor. Tüm bu iktisadi hamlelere rağmen, Ahmedinecad ekibi, İslamcı rejimin değerlerini benimsemeyen toplumu arkasına takamıyor. Yani, Ahmedinecad ve Maşhei liderliğinin, milliyetçi bir popülist hat kurmaya çalışmaları, dolaylı olarak, İran devriminin dayattığı politikalara direnen halkın başarısı.

Ahmedinecad kliği, örgütsüz yoksullar sayesinde iktidarda kalıp, kendi zenginlerini beslemeye ve devlet içerisindeki ağırlığını sürdürmeye çabalıyor. Bu klik, devletin sivil ve askeri bürokrasisinin orta ve alt katmanlarından gelen, özellikle Devrim Muhafızları ve Besiç kökenlilerden oluşuyor. Devrimden bu yana seçilen meclislerde, din adamlarının oranları giderek azalırken, en belirgin artışın Devrim Muhafızları kökenlilerde yaşanması da bu gerçeği doğruluyor. I. mecliste (1980-84) din adamlarının sayısı, toplam 270 kişi arasında 131’ken, bu oran reformcuların hâkim olduğu VI. mecliste (2000-04) 35’e gerilemişti. Ahmedinecad’ın kontrolündeki VII. mecliste (2004-08), din adamlarının sayısının 48’de kalması, bu ‘seküler’ eğilimin devam ettiğini gösteriyor. VII. mecliste 100’e yakın Devrim Muhafızları kökenli vekilin bulunması, rejimin giderek militaristleşen yapısını da ele veriyor.

Ama bu, ‘idealist’ değerler etrafında kümelenmiş bir militarizm değil. Devrim Muhafızlarının, inşaat, doğalgaz, petrol, telekomünikasyon gibi alanlarda çok sayıda şirketleri var ve milyar dolarlık bütçelere hükmediyorlar. Ahmedinecad’ın özelleştirme sürecinde, tıpkı Rus oligarkları gibi, kendisine yakın çevreden ‘saygın işadamları’ türetme çabası da ‘ak saçlıları’ endişelendiriyor.

Muhafazakâr iki klik

İki muhafazakâr klik arasındaki rekabetin, özelde reformcu hareket ve genelde de İran’ın özgürleşmesi sürecine katkıları neler olabilir? Ahmedinecad’ın dolaylı olarak ruhani önderin otoritesini sorgulaması, karizma yoksunu Hamaney’i daha da zayıflatabilir. İran’da
en yüksek otoriteye sahip büyük ayetullahlar, Hamaney’in dini otoritesine boyun eğmiyorlar. Mollaların bir kısmı, Velayet-i Fakih ilkesinin bu denli politize edilmesinden rahatsızlık duyuyorlar. Yani, uzun vadede ruhani önderliğin yetkilerinin kısıtlandığı bir sürecin taşları döşeniyor olabilir.

Hamaney kliği kazanırsa, bu da reformcular için çok olumlu sonuçlar doğurabilir. Ne de olsa Ahmedinecad kliği, rejimin genç yüzünü simgeliyor ve onun tasfiyesi, toplumda daha etkili olan reformcularla, dinozorlaşmış mollalar arasındaki mücadelede, reformcuların lehine bir ortam yaratacaktır. Bugüne kadar sistem içinde kalarak mücadele eden ihtiyatlı reformcuların, giderek daha militan ve genç kadrolarca sürüklendiği ve bu gençlerin, Hameney’in şahsında açıkça İslami rejimi hedef almaya başladıkları sır değil. Muhafazakârlar arasındaki çatlağın, reformcu kadrolarca başarılı biçimde kullanılması durumunda, İran’ın, Devrimci İslamcılığın en büyük mağlubiyetine sahne olması ihtimali hafife alınmamalıdır. Bu yenilginin, Ortadoğu’da demokratikleşme sürecine muazzam etkilerinin olması da kuvvetle muhtemeldir.

radikal

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara