Dolar

34,9547

Euro

36,6033

Altın

3.023,14

Bist

10.058,63

17 yılın ardından Gazze'ye dönüş öyküsü

Filistinli yazar Remiz Baroud yıllar sonra memleketi Gazze'ye gitti. İşte, Baroud'un kendi duygularını kaleme aldığı yazısı...

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-25 14:30:21

17 yılın ardından Gazze'ye dönüş öyküsü


Remzi Baroud* / TIMETURK

Refah Sınırı’ndaki Filistinli güvenlik memuru fazlasıyla kibardı. Siyah bir üniforma giyiyordu. Gazze’ye girişlerinden önce yorgun yolcuları bilgilendirirken, kendinden-emin şekilde yürüyordu. Sınırın öte yanında yani Mısır’da, daha fazla korku, gerilim ve beklenti vardı.

Stockholm’ün güneyinde İsveç kasabasında okumuş ve şimdi de orada çalışan Filistinli bir mühendis, “İşler düzelecek” dedi. Demeye çalıştığı, sınır geçişlerinde, Gazze ve Mısır arasındaki ilişkilerin bağlamında, işlerin düzeleceğiydi.

Mısır’ın sınırı yeniden ve tamamen açmaya dair kararlı duruşu olmadan, Gazze İsrail ablukası altında acımaya devam edecek. Diğerleri de aynı fikirde ancak Gazzeliler, olumlu değişim sözü veren siyasi açıklamalara çok fazla güvenmemeyi öğrenmiş.

Buna rağmen, bugünün Mısır’ı, Hüsnü Mübarek’in liderliğine göre tamamen farklı siyasi bir kategoride yer alıyor. Özellikle Gazze’nin kapalı sınırları arasında sıkışmış Filistinliler bunun farkında. Hala tedbirliler. “İnşallah” diyorlar: “Allah hayırlar nasip etsin”.

Şimdilik, sınırda işler güç bir halde. Mısırlı sınır memurları, inceleme için pasaportları topluyor ve birkaç saat sonra etraflarına toplanan büyük kalabalığa izin verilenleri açıklıyorlar. Gerilimler kısa zamanda bağırmalara ve gözyaşlarına dönüşüyor. 

 “Geri dön ya da pasaportunu geri vermem” diye bağırıyor bir Mısırlı memur, hafiften küçümseyerek. Yüzünün kenarında damarlar aniden şişiyor. Kalabalık dağılıyor, ancak birkaç saniye sonra geri geliyor. Memur yorgun görünüyor ve açıkça canına tak etmiş. Gazze yolcuları çoktan aşağılanma noktasını geçmiş. Sadece buradan oraya gitmek ve geri gelmek istiyorlar.

Beli bükük genç bir kadın annesin arkasında. Acısı yüzünden okunuyor. “Yallah yama”, “Acele et kızım” diyor annesi: “Sınırı her an kapatabilirler”. Yirmili yaşlardaki kız, duraksıyor, gözleri kısık, sanki kırılgan bedeninde kalan son güç kırıntısını birkaç saniye daha toplamaya çalışırmış gibi.

Mısır sınırının kapısı epey büyük ancak sadece bir-iki metre bir aralık açık bırakılmış. 19 Mayıs Perşembe günü açıldığında, yüzlerce kişi aynı anda hücum etti. Büyük çuvallar insanların kafaları üzerine, çocuklar panikle ağlıyor, memurlar bağırıyor ve birkaç nadir ses karşılık veriyor: “Sadece kapıyı açın, büyük olanı”.

Üzerinde emanet duran eski bir takım içindeki beyaz sakallı bir adam geriliyor ve kafasını sallıyor. “Bu bir felaket” diyor, ardından medeniliğini kaybetmek zorunda kalıp bu umutsuz insanlık yığınını ittirmeye başlıyor. Sonradan onu, sınırın içinde gördüm, sinirli şekilde volta atıyor ve sigarasını üflüyordu. 

Burada sınırda herkes asabi, hatta bunun için hiçbir nedeni olmayanlar bile. Mısırlı memurlar sinirli sanki yakınlarda kaderleri bir şekilde belli olacakmış gibi. Her iki taraf da Gazze-Mısır sınırının önemli bir geçişte olduğunun farkında.

Mısır’ın yeni dışişleri bakanı Nebil el-Arabi, geçmişin üzerine bir çizgi çizerek, Gazze ve ülkesi arasındaki sınırı açma sözünü çoktan verdi. Filistinliler arasında yeni Mısır’ın farklı olduğuna fazlasıyla bir itimat var fakat siyaseten savunmasız Mısır’ın önceki açıklamalarından feragate zorlanabileceği korkusu da hâkim.

Fakat Mısır halkı, hükümetlerini hizada tutmaya kararlı görünüyor. Büyük gösterilerde Filistin her zaman asli temayı oluşturuyor. Birkaç gün kapanmasının ardından yeniden açılan Kahire’deki İsrail Büyükelçiliği’ne yürüyen yüzlerce Mısırlı eylemci tutuklandı ve birçoğu da yaralandı.

Filistin’in 1948 Nakba Günü (İsrail’in Kuruluş Felaketi) anmak için Gazze’ye Yürüme Çağrısı, Mısır ordusunun Sina’yı kapatmasının ardından iptal edildi. Tanklar hala Sina üzerinden Kahire’yi Gazze’ye bağlayan otoban üzerinde duruyor. Askerler yine de kibar.

Çok geç bir vakit beni Refah’a götüren Mısırlı taksici devrimden memnun görünüyor çünkü en azından artık üniformalı insanlardan saygı görüyor. Geçmişten gelen bir acıyla “Memurlar bize saygısızca davranırdı” diyor: “Artık kardeş gibiyiz”. Şoför elini gereksiz bir el sıkışma için dikkat çekici şekilde kısa boylu ve terlik giymiş bir askere uzatıyor.

Yine de mutluluk henüz Gazze sınırına ulaşmış değil. Mısır’ın geçirdiği değişimlere dair Gazzelilerin hissettiği umut ve beklenti ancak biraz araştırma neticesinde anlaşılabilir.

Kahire ve Gazze arası uzun ve çetin bir yol. Siyasi arzuyu anlamlı bir politikaya dönüştürmek hiç de kolay bir iş değil. Yine de Mısırlılar baskıya devam ediyor ve Gazze’deki Mısırlılar umutlu.

Nihayette hiç kimse geri döndürülmedi. Herkes Gazze’ye girdi. Eski takım içerisinde yaşlı adam hala sigara içiyor ve ortada bir neden olmamasına rağmen küfrediyor. Sırtı yaralı kız hala acı çekiyor ancak eve döndüğünden mutlu.

Gazzeli-İsveçli mühendisi bekleyen genç kuzenleri var. Refah’ta, tanımadığım ve birçoğunun adı Muhammed olan insanlarla öğle yemeği ve ardından mırra içmeye davet edilmiş buldum. Hepsi mutlu görünüyordu.

Tanıdık bir gülümseme ve kafa sallamayla bir Muhammed, “Mısır artık değişti, öyle değil mi?” diye soruyor. Herkes aynı fikirde, yine bu değişimin Gazze’yi nasıl etkilediğine dair net bir şey ifade edemiyor.

Gazze’deki Filistinliler, ablukadaki yoksul Şerit’i Mısır’a bağlayan 500 civarı tünelle hayatlarını idame ettirebiliyorlar. Şimdilerde, ekserisi Mısır’dan gelen umutla ve ucuz sigarayla besleniyorlar.

Yaşlıca bir memur “Remzi Barut” diye bağırıyor. “Evine hoş geldin, oğlum” diyor, pasaportumu verip bana el sallarken. Hiçbir kelime o an daha tatlı olamazdı.

Gazze’ye sürekli girme çabalarımla geçen 17 yılın ardından, nihayet oradayım.

Gazze’deyim. Evimde.

*PalestineChronicle yazarı. “Özgürlük Savaşçısı Babam” adlı son kitabı Pluto Press, Londra’da yayınlandı.

Bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara