Betül Akyüz / TIMETURK
El-Cezire Kanalı’nın İran asıllı muhabiri Dorothy Pervez, olayları görüntülemek için gittiği Suriye’de on dokuz gün önce tutuklanmış ve kendisinden haber alınamamıştı. Suriye’de kanlı bir hücrede kalan ve daha sonra ülkesi İran’a oradan da Doha’ya gönderilen Pervez Suriye hapishanesinde tanık olduğu işkence manzarasını anlattı. ‘Küçük Guantanamo’ benzetmesi yapan gazeteci, hapse sebepsizce kızların da getirildiğini, kimsenin kendilerine neden tutuklandıklarını açıklamadığını, Suriyelilere çok kötü muamele yapıldığını açıkladı.
Suriye rejiminin elinde 19 gün tutuklu kalan Dorothy Pervez isimli gazeteci Tahran’dan Doha’ya varır varmaz Suriyeli vatandaşlara uygulanan işkenceleri açıkladı.
Sebepsizce kızları topluyorlar
Gazeteci Pervez şöyle konuştu: ‘Suriyeliler bana karşı kötü muamelede bulunmadı. Ancak Suriyelilere karşı muameleleri beni gerçekten endişelendiriyor. Gece gündüz şiddetli bir şekilde dövülüyorlar. Orada korku içinde olan kızlar vardı. Sokaktan alınıp getirilmişlerdi ve neden getirildiklerini de bilmiyorlardı.
İçlerinden biriyle konuştum. Kendisi konfeksiyonda çalışıyordu. Telefonla konuşurken aniden adamlar gelip yüzüne maske takmışlar ve kendisini hapse getirmişler. 4 gün boyunca hapiste kaldı. Ailesini aramasına izin verilmedi. Çok korkuyordu. Başı örtülü bile değildi, yüksek topuklu ayakkabı giyiyordu. Buna karşın oraya getirilmişti.’
Gazeteci Dorothy sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Bir de 19 yaşında bir kız vardı. Onu orada bırakıp çıktığımda on günü dolmuştu. Ağlıyor ve ailesiyle görüşmek istiyordu ancak kendisine izin verilmiyordu.’
Dorothy hapishanede tanık olduğu işkence olaylarını ise şöyle aktardı: ‘Elleri arkaya bağlanmış bir adamın üç gün boyunca işkenceye maruz kaldığına tanık oldum. Ona vahşice vuruyorlardı. Sesinden ergenlik çağının sonlarında bir genç olduğu anlaşılıyordu. Ağlıyor, baygınlık geçiriyor ve saatlerce dövülüyordu. Nedenini hiç anlamadı.’
El-Cezire’den memnun değiller
Ardından şöyle ekledi: ‘Gerçekten onların polis olup olmadıklarını bilmiyorum. Resmi kıyafetli değillerdi. Kendilerini tanıtmıyorlardı da ve çok vahşice dövüyorlardı. Beni de Amerikan pasaportu taşıdığımı ve uydu ile iletişim kurma cihazım olduğunu anladıkları
için tutukladılar. Benim casus olduğumu sanmışlardı. El-Cezire Kanalı’nın haberleri verme şeklinden hiç memnun değillerdi. Olayları eksik yansıttığını savunuyorlardı. Kendilerine ‘eğer bu sorunlara azınlık sebep oluyorsa fırsat verin de o zaman çoğunluğun ne yaptığını görüntüleyelim’ dedim. Suriyelilere muamelelerine nazaran bana karşı davranışları iyiydi.
Bizleri iğrenç ve pis yerlere koydular. Zindanların birinin duvarında kanlar vardı. Oraya vardığımızda bana tutuklu olup olmadığımı ya da neden o hapishaneye getirildiğimi söylemediler. Mekan küçük Guantanamo gibiydi. Kanlı bir yerde duruyordum. Bana kimse
vurmadı.’
Tahran’da da sorgulandım
Tahran’a vardıktan sonra kendisine oradaki muamele üzerine ise Pervez şöyle konuştu: ‘Ben İran vatandaşıyım. Ülkeme vardığımda bana iyi bir şekilde muamele ettiler. Ancak Suriye beni casusmuşum gibi gönderdiği için beni sorguladılar. Tabi ki casus olmadığımdan emin olmaları gerekiyordu. İki hafta sonra yani bu sabah beni Doha’ya gönderdiler.
39 yaşındaki Dorothy Pervez geçtiğimiz Nisan ayında Suriye’deki olayları görüntülemek üzere Doha’dan Suriye’ye gitmişti. Sonra kendisiyle bağlantı kesildi. El-Cezire muhabirinin Suriye’de tutuklandığı, tutuklanmayıp vatandaşı olduğu İran’a gönderildiği yönünde çelişkili haberler geldi.
El-Cezire Kanalı sözcüsü Dorothy Pervez’in sağlık durumunun oldukça iyi olduğunu, kendisini tekrar aralarında görmekten mutluluk duyduklarını ve geçen on dokuz gün boyunca çektiği sıkıntıları öğrenmek için yanında olduklarını ifade etti.