Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Esad, ya değişime öncülük et ya da çekil'

ABD çıkarlarının, bölge halkının umutlarına 'düşman' olmadığını vurgulayan Obama, ABD olarak bölge halkının talep ettiği evrensel hakları desteklediklerini söyledi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-19 20:08:13

'Esad, ya değişime öncülük et ya da çekil'

ABD Başkanı Barack Obama, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da reformlar ve demokrasiye doğru geçişi desteklemenin ABD'nin birinci önceliği olduğunu belirterek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın demokratik geçişe öncülük etmesi ya da iktidardan ayrılması gerektiğini söyledi. 
    
Obama, 1 haftadır merakla beklenen, Ortadoğu'daki gelişmelere yönelik "en kapsamlı" konuşmasına, ABD Dışişleri Bakanlığında başladı. 
    
Ortadoğu'da 6 aydır meydana gelen gelişmelere tanık olduklarını ifade eden Obama, ABD'nin geleceğinin, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya kader, ekonomi, güvenlik ve tarihsel anlamda bağlı olduğunu kaydetti. 
    
Obama, bölgede insanların haklı talepleri sonucunda iki liderin iktidardan çekildiğini ve başka liderlerin de bunları takip edebileceğini söyledi. 
    
ABD çıkarlarının, bölge halkının umutlarına "düşman" olmadığını vurgulayan Obama, ABD olarak bölge halkının talep ettiği evrensel hakları desteklediklerini ve bölgede reformları ve demokrasiye doğru geçişi desteklemenin ABD olarak birinci öncelikleri olduğunu belirtti. 
    
Obama, konuşmasında, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın demokratik geçişe öncülük etmesi veya iktidardan ayrılması gerektiğini ifade etti.

Libya’ya konusunda “Zaman Kaddafi’nin aleyhine işliyor.” diyen Obama, Kaddafi’nin, halkını ‘fareler gibi öldürmeye’ yemin ettiğine dikkat çekti. Barack Obama, ABD ve ortaklarının müdahale etmemesi durumunda bu ülkede binlerce kişinin öldürülmüş olacağını söyledi.

Yemen lideri Ali Abdullah Salih’i iktidarı devretme sözünü yerine getirmeye çağıran Obama, Bahreyn’de hükümetin göstericilere şiddet uygulamasını da eleştirdiklerini hatırlattı.

STATÜKOCU YAKLAŞIMLAR SÜRDÜRELEBİLİR DEĞİL

ABD Başkanı Barack Obama, bölge ülkelerine gerekli reformları yapma riskini göze almaları halinde ABD'nin tam destek vereceğini bildirdi. 
    
Obama, 1 haftadır merakla beklenen Ortadoğu'daki gelişmelere yönelik ''en kapsamlı'' konuşmasına ABD Dışişleri Bakanlığında yaptı. 
    
Bölgede son 6 ayda meydana gelen gelişmelerin baskıların ve olayları farklı göstermeye çalışmanın artık işe yaramayacağını gösterdiğini belirten Obama, uydu bağlantılı televizyonlar, sosyal paylaşım ağları ve cep telefonları gibi teknolojik aletlerle hem dünyanın gelişmeleri izleyebildiğini hem de gençlerin hiç görülmemiş biçimde organize olduğunu anlattı. 
    
Obama, yeni bir neslin ortaya çıktığını ve bu neslin sesinin ''değişimin inkar edilemeyeceğini'' herkese gösterdiğini ifade etti. 
    
ABD'nin terörle mücadele, nükleer silahların yayılmasını önleme, serbest ticaret ve bölgenin güvenliğinin teminatı, İsrail'in güvenliğinin sağlanması ve Arap-İsrail barışının takibi gibi bölgede bir dizi ana çıkarları takip ettiğini dile getiren Obama, bunları sürdürmeye devam edeceklerini, ABD çıkarlarının insanların umutlarına ''düşman'' olmadığını, bu umutların kendileri için önemli olduğunu kaydetti. 
    
Bölge insanlarına karşı baskı ve şiddet kullanımına karşı olduklarını ifade eden Obama, bölgede ''statükocu yaklaşımın'' sürdürülebilir olmadığını bildirdi. 
    
Obama, şunları kaydetti:  ''Tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız. Amerika'nın Tunus'ta bir sokak satıcısının haysiyetine, diktatörün kaba iktidarından daha fazla değer verdiğini gösterme şansına sahibiz. Amerika'nın, halkların kendi geleceğini belirleme ve fırsatlar kullanmaya yönelik hakkının ilerletilmesi yönündeki değişimleri memnuniyetle karşıladığından kimsenin şüphesi olmamalı.'' 
     
''YA GEÇİŞE ÖNCÜLÜK ET YA YOLDAN ÇEKİL''
     
Obama, bölgedeki rejimlere seslenerek, bazı uyarılarda bulundu. Halkının taleplerine yönelik en şiddet içeren karşılığı Libya lideri Muammer Kaddafi'nin verdiğini, ama buna karşı uluslararası koalisyonun harekete geçerek, hızla cevap verdiğini hatırlatan Obama, Kaddafi'nin artık ülkesini kontrol edemediğini ve kaçınılmaz biçimde iktidardan kendisi ayrıldığında veya bırakmak zorunda kaldığında, 10 yıllardır süren provokasyonun son bulmuş olacağını ve Libya'nın demokrasiye geçiş sürecinin ilerleyebileceğini belirtti. 
    
Ancak kendilerinin halkına karşı adaletsizlik uygulayan her rejimi önleyemeyeceklerini anlatan Obama, Irak savaşının de kendilerine ne kadar iyi niyetle yapılmış olursa olsun bir rejimi zor kullanarak değiştirmeye çalışmanın nasıl zor ve pahalıya mal olduğunu gösterdiğini anımsattı. 
    
Obama, Suriye rejiminin de vatandaşlarına geniş çaplı tutuklama ve öldürmelerle gösterilere yanıt verme yolunu seçtiğini söyledi. 
    
ABD'nin bu durumu kınadığını ve uluslararası toplumla Suriye'ye yaptırımların artırılması konusunda çalıştıklarını kaydeden Obama, Suriye halkının da demokrasiye geçiş taleplerinde bulunarak cesaretlerini gösterdiklerini söyledi. 
    
Obama, ''Artık Devlet Başkanı Esad seçim yapmalı. Bu geçişe öncülük edebilir veya yoldan çekilebilir'' dedi. 
    
Suriye hükümetinin göstericelere karşı şiddetten vazgeçmesi ve barışçıl gösterilere izin vermesi gerektiğini dile getiren Obama, hükümetin Dera kenti gibi şehirlere insan hakları gözlemcilerinin girebilmesine imkan vermesi ve demokratik geçiş için önemli diyaloglara başlamasının zorunluluğunun altını çizdi ve aksi halde Esad'ın kendini izole halde bulacağını vurguladı. 
    
Suriye'nin, müttefiki İran'ın yolundan gittiğini ve baskı taktiğinde Tahran'dan yardım aradığını ifade eden Obama, İran'ın içeride kendi halkına baskı uygularken dışarıda protestocuların haklarının yanında durduğunu söylemek gibi bir ''ikiyüzlülük'' gösterdiğini ileri sürdü. Obama, İran halkının da evrensel hakları hak ettiğini ve rejimin halkın isteklerini ''zapt edemeyeceğini'' söyledi. 
    
Yemen'de de Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'in iktidarı devretmesine yönelik sözünü tutması gerektiğini belirten Obama, Bahreyn'de de ilerlemenin tek yolunun hükümet ile muhalefet arasında diyalogdan geçtiğini bildirdi. 
    
Bölge ülkelerine seslenen Obama, ''Mesajımız çok basit: Eğer gerekli reformları yapma riskini göze alırsanız, ABD size tam desteğini verecektir'' dedi.

DÜNYA BANKASI İLE IMF, TUNUS VE MISIR EKONOMİSİNİN DÜZELTİLMESİNE YARDIMCI OLMALI

ABD Başkanı Barack Obama, Dünya Bankası ve IMF'den, Tunus ve Mısır ekonomisinin istikrarlı hale getirilmesi ve modernize edilmesi noktasında yapılabileceklere dair gelecek G-8 zirvesine plan sunmalarını istedi. 

Obama, ''Sırtında geçmişin borç yükü bulunan bir demokratik Mısır istemiyoruz, Mısır'ın 1 milyar dolarlık borcunu sileceğiz'' dedi. 
    
ABD Başkanı Obama, ABD Dışişleri Bakanlığındaki Ortadoğu'daki gelişmelere yönelik ''en kapsamlı'' konuşmasında, ekonomik yardımlara değindi. 
    
Önümüzdeki aylarda ABD'nin bölgedeki reformları desteklemek için tüm etkisini kullanacağını belirten Obama, her ülke farklı olmasına rağmen, tüm dost ve düşman ülkelerle inandıkları prensipler hakkında dürüstçe konuşacaklarını söyledi. Obama, ''Mesajımız çok basit: Eğer gerekli reformları yapma riskini göze alırsanız, ABD size tam desteğini verecektir'' diye konuştu. 
    
Bölgede halkın sokaklara dökülmesinde sadece siyasetçilerin etkili olmadığını, ciddi ekonomik sorunlar yaşandığının altını çizen Obama, ''Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kullanılmayan en büyük kaynak, insanların yeteneğidir'' dedi. 
    
Bölgede başarılı ekonomik geçişin, geniş tabanlı refah ve büyümenin artırılmasına bağlı olduğuna dikkati çeken Obama, bu noktada sadece yardımların değil, yatırım ve ekonomik desteğin de önemli olduğunu söyledi. Obama, işe Tunus ve Mısır'dan başlayacaklarını belirterek, Dünya Bankası ve IMF'den, Tunus ve Mısır'da ekonominin istikrarlaştırılması ve modernize edilmesi için neler yapılması gerektiği noktasında, gelecek G-8 zirvesine plan sunmalarını istediklerini bildirdi. 
    
Obama, diğer ülkeleri de Mısır ve Tunus'un kısa vadeli finansal ihtiyaçlarına yönelik yardım etmeye çağırdı. 
     
"MISIR'IN 1 MİLYAR DOLARLIK BORCUNU SİLECEĞİZ"- 
     
Obama, ''sırtında geçmişin borç yükü bulunan bir demokratik Mısır istemediklerini'' belirterek, "Bu nedenle, Mısır'ın 1 milyar dolarlık borcunu sileceğiz ve bu kaynakların, büyüme ve girişimciliğin teşvik edilmesi için yatırım yapılması yönünde Mısırlı partnerlerimizle çalışacağız. Mısır'ın, altyapısı ve istihdam yatırımına finans sağlamak için ihtiyaç duyduğu 1 milyar dolarlık kredi yoluyla piyasaya yeniden girebilmesine yardım edeceğiz'' değerlendirmesinde bulundu. 
    
Bunun yanı sıra Tunus ve Mısır'da yatırımlar yapılması için girişimcilik fonları yaratma amacıyla ABD Kongresi'yle görüşeceklerini belirten Obama, bunun için Berlin duvarının yıkılmasının ardından Doğu Avrupa ülkelerindeki değişimi destekleme yönünde sağlanan fonların model alınacağını kaydetti. 
    
ABD hükümetinin finans kurumlarından Denizaşırı Özel Yatırım Kurumu'nun (OPIC) da yakında bölgedeki özel yatırımları teşvik için 2 milyon dolarlık destek açıklayacağını söyleyen Obama, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının, Avrupa'daki benzer biçimde Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki demokratik geçişler ve ekonomik modernleşmeye de aynı desteği sağlaması için müttefikleriyle birlikte çalışacaklarını anlattı. 
    
Obama, ABD olarak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kapsamlı bir ''Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Girişimi'' başlatacaklarını da duyurdu. ''Petrol ihracatını dışarıda bırakırsanız, 400 milyonun üzerindeki insanın bulunduğu tüm bölge kabaca İsviçre kadar ihracat yapıyor'' diyen Obama, bölgedeki ticareti artırmak için Avrupa Birliği ile çalışacaklarını söyledi. 
     
''KAHİRE KONUŞMASINDA TAAHHÜTLERİME BAĞLIYIM''- 
     
Öte yandan Obama, ABD olarak, bölgede diyaloglarını, elitlerin ötesinde geçerek genişletmek için çabalarda bulunacaklarını ifade ederek, 2009 yılında Kahire konuşmasında yaptığı, teknoloji, bilim ve hastalıklarla mücadelede işbirliğinin artırılması, eğitimde değişim programlarının genişletilmesi ve girişimcilik ağlarının inşa edilmesi noktasındaki taahhütlerine bağlılığını sürdürdüğünü vurguladı. 
    
Obama, evrensel değerlere verdikleri önemden bahsederek, internete yönelik kısıtlamalar istemediklerini, kendileri katılmasa bile yasalara saygılı tüm seslerin kendilerini ifade etme hakkına saygı gösterilmesi, her dinin ve dini azınlıkların kendi inancını yaşama özgürlüğü bulunması gerektiğini söyledi. 
    
Tarihin kadınlarının güçlü olduğu toplumların daha refah ve barış içinde olduğunu gösterdiğini hatırlatan Obama, kadın hakları ve kadınların iş yaşamına kazandırılmasının öneminde ısrar etmeye devam edeceklerini dile getirerek, ''Bölge, nüfusunun yarısından fazla olan bir kesimin, potansiyellerinin tamamını kullanmasında başarılı olması engellediğinde asla kendi potansiyelinin tamamına ulaşamayacaktır" dedi.

FİLİSTİN VE İSRAİL İÇİN 1967 SINIRLARINI TEMEL ALMALI'

ABD Başkanı Barack Obama, Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının geçmişin yüklerinden kurtulmakta oldukları bir dönemde, İsrail-Filistin sorununu sona erdiren ve tüm iddiaları çözüme kavuşturan kalıcı barış için çaba göstermenin, hiç olmadığı kadar büyük aciliyet taşıdığını belirterek, İsrail ve Filistin sınırlarının, karşılıklı mutabakata varılan takaslarla 1967 sınırlarını temel alması gerektiğini söyledi. 
    
Obama, Dışişleri Bakanlığında yaptığı ''Ortadoğu konuşmasında'', İsrail ile Filistin arasındaki soruna da bir bölüm ayırdı. 
    
İsrail ile Araplar arasındaki sorunun yıllardır bölgeye gölge düşürdüğünü, sıradan vatandaşlara daha fazla güvenlik, refah ve güç sağlayabilecek ortaklıkları engellediğini ifade eden Obama, bu sorunu sona erdirmek için daha önceki Amerikan yönetimlerinin bu doğrultuda gösterdiği çabaların devamı olarak, kendi yönetimi sırasında da taraflarla ve uluslararası toplumla birlikte çalıştıklarını söyledi. 
    
Obama, ancak beklentilerin yine de karşılanmadığını kaydederek, ''İsraillilerin yerleşim yerleri inşası sürüyor. Filistinliler, görüşmelerden ayrıldı. Dünya, sürekli devam eden bu soruna bakıyor ve çıkmazdan başka bir şey görmüyor'' diye konuştu. 
    
Bölgedeki değişim ve belirsizliklerin olduğu bir dönemde, İsrail-Filistin barışında ilerleme sağlamanın mümkün olmadığı yönündeki görüşlere katılmadığını ifade eden Obama, ''Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının geçmişin yüklerinden kurtulmakta oldukları bir dönemde, sorunu sona erdiren ve tüm iddiaları çözüme kavuşturan bir kalıcı barış için çaba göstermek, hiç olmadığı kadar büyük aciliyet taşıyor. Bu iki taraf için de geçerli'' dedi. 
     
''FİLİSTİNLİLER, İSRAİL'İN VAR OLMA HAKKINI TANIMADIKÇA BAĞIMSIZLIKLARINA ERİŞEMEZ''- 
     
Obama, ''Filistinliler açısından, İsrail'in meşruiyetini bozma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanacağını, BM'de eylül ayında İsrail'i izole etmeye dönük sembolik adımların bağımsız bir devlet yaratmayacağını'' belirtti. 
    
''Filistinli liderlerin, Hamas'ın terör ve inkar yolunu izlemede ısrar etmesi halinde, barış ve refaha ulaşamayacaklarını'' bildiren Obama, ''Filistinlilerin, İsrail'in var olma hakkını tanımadıkça bağımsızlıklarına erişemeyeceklerini'' kaydetti. 
    
Obama, ''İsrail açısından da bu ülkeyle olan dostluklarının ortak tarih ve değerlere dayandığını, İsrail'in güvenliğine olan bağlılıklarının sarsılmaz olduğunu ve uluslararası forumlarda İsrail'in hedef seçilmesi yönündeki girişimlerin karşısında duracaklarını'' dile getirdi. 
    
Obama, ''aralarındaki dostluk nedeniyle doğruları söylemenin de önemli olduğunu'' ifade ederek, ''Statüko sürdürülemez ve İsrail de kalıcı bir barışın ilerletilmesi için cesurca hareket etmelidir'' dedi. 
    
Obama, ''gittikçe sayıları artan miktarda Filistinlinin Ürdün Nehri'nin batısında yaşadığını'' kaydederek, ''teknolojinin İsrail'in kendisini savunmasını zorlaştıracağını'' söyledi. 
     
''YAHUDİ VE DEMOKRATİK DEVLET RÜYASI, KALICI İŞGAL OLDUĞU SÜRECE HAYATA GEÇİRİLEMEZ''- 
     
''Derin değişimlerden geçen bir bölgenin, sadece bir iki lider değil, milyonlarca insanın barışın mümkün olduğuna inanması gereken bir popülizme neden olacağını'' anlatan Obama, ''Uluslararası toplum, hiçbir zaman sonuç üretmeyen sonu gelmez bir süreçten artık bıkmış durumda. Yahudi ve demokratik devlet rüyası, kalıcı işgal olduğu sürece hayata geçirilemez'' diye konuştu. 
    
Obama, şimdi harekete geçmenin İsrail ve Filistinlilere bağlı olduğunu, hiçbir barışın onlara, ABD veya bir başkası tarafından empoze edilemeyeceğini belirterek, şunları söyledi: 
    
''Ancak bunu sonu gelmez biçimde ertelemek, sorunu ortadan kaldırmaz. Amerika ve uluslararası toplumun yapabileceği şey; herkesin bildiğini samimi biçimde dile getirmek, kalıcı bir barış, iki halk için iki devleti içerecek, Yahudi devleti ve Yahudi halkının yurdu olarak İsrail ve Filistin halkının yurdu olarak da Filistin, her iki devlet de kendi geleceğini belirleme hakkı, karşılıklı tanınma ve barışa sahip olacak. Dolayısıyla, sorunun ana meseleleri üzerinde müzakere yapılması gerekirken, bu müzakerelerin temeli net. Yaşayabilir bir Filistin ve güvenli bir İsrail.'' 
     
''1967 SINIRLARI TEMEL ALINMALI''- 
     
ABD'nin, müzakerelerin, Filistin'in İsrail, Ürdün ve Mısır'la, İsrail'in de Filistin'le kalıcı sınırlara sahip olduğu iki devletle sonuçlanması gerektiğine inandığını kaydeden Obama, İsrail ve Filistin sınırlarının, karşılıklı mutabakata varılan takaslarla 1967 sınırlarını temel alması gerektiğini, böylece iki devlet için de güvenli ve tanınmış sınırların oluşturulabileceğini bildirdi. 
    
Filistin halkının kendi kendilerini yönetme ve egemen, komşu bir devlette, tam potansiyellerine erişme hakkına sahip olması gerektiğini ifade eden Obama, her ülkenin kendini savunma hakkına sahip olduğunu ve İsrail'in de herhangi bir tehdide karşı kendisini savunabilmesi gerektiğini söyledi. Obama, koşulların terörizmin yeniden canlanması ve silahların sızdırılmasının önlenmesi ve etkili bir sınır güvenliğinin sağlanmasına yetecek kadar sağlam olmasının önem taşıdığını belirtti. 
    
Filistinlilerin, kendi devletlerinin sınırlarının ne olduğunu, İsraillilerin de temel güvenlik kaygılarının karşılandığını bilmesi gerektiğini ifade eden Obama, toprak ve güvenlik konularında ilerleme sağlamanın Kudüs'ün geleceği ve Filistinli mültecilerin geleceği gibi iki zorlu konunun da adil ve eşit, hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin hakları ve arzularına saygı gösteren bir şekilde çözülmesi için zemin yaratacağını kaydetti. 
    
Obama, konuşmasında El Fetih ile Hamas arasındaki uzlaşmaya da değinerek, bunun İsrail için derin ve meşru sorular uyandırdığını söyledi. ''Sizin var olma hakkınızı tanımada isteksiz olduğunu gösteren bir tarafla nasıl müzakere edeceksiniz?'' diyen Obama, önümüzdeki haftalar ve aylarda Filistinli liderlerin bu soruya güvenilir bir yanıt vermesi gerektiğini bildirdi. 
    
Obama, ABD, Ortadoğu Dörtlüsü ve Arap ülkelerinin şu anki çıkmazı aşabilmek için her türlü çabayı göstermeleri gerektiğini vurguladı. Bunun ne kadar zor olduğunu farkında olduğunu dile getiren Obama, ''şüpheler ve düşmanlık, nesiller boyunca devam etti, Ama İsrailli ve Filistinlilerin çoğunluğunun, geçmişe takılıp kalmaktan ziyade geleceğe bakacaklarına ikna olmuş durumdayız'' dedi. 
     
''BİN LADİN ŞEHİT DEĞİL, KİTLELERİN KATİLİ''- 
     
ABD Başkanı Barack Obama, terör örgütü El Kaide Lideri Usame Bin Ladin'in öldürülmesine de değinerek, ''Bin Ladin'in şehit değil, kitlelerin katili olduğunu ve fikirlerinin, o öldürülmeden önce bile reddedildiğini'' belirtti. 
    
Obama, ''El Kaide'ye, liderini öldürerek dev bir darbe vurduk, Bin Ladin, bir şehit değildi, kitlelerin katiliydi. Bin Ladin ve onun kanlı vizyonu, bazı yandaşlar buldu, ama ölümünden önce bile, El Kaide ilgi görme mücadelesini kaybediyordu'' diye konuştu.

AA
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara