Betül Akyüz / TIMETURK
Suriye Rejimi dünyanın gözleri önünde silahsız; istekleri sadece demokrasi ve özgürlük olan halkına karşı işkencelerini dur durak bilmeden sürdürmesine karşın Rusya, bu rejimin kınanmasının ters tepkiye yol açacağını iddia ediyor. Aslında Ortadoğu’daki tek stratejik destekçisinden mahrum kalmak istemeyen Rusya bu nedenle şiddetin suçunu da göstericilerin üzerine atıyor. Rusya’nın çıkarları için zulme uğrayan halkın isteklerini görmezden gelmesi ise esefle karşılanıyor. Ayrıca bu konumunun Arap devrimleri kazandığı taktirde kendisine yeni düşmanlar kazandıracağına işaret ediliyor.
Gözlemcilere göre Rusya’nın Suriye’de görülen olaylardan ötürü Suriye rejimine uygulanacak uluslararası yaptırımlar karşısındaki tutumu, Libya’daki krize karşı konumuna nazaran giderek sertleşiyor. Zira Moskova, Suriye krizinin BM Güvenlik Konseyi’nde tartışılmasına karşı çıktı ve göstericilere karşı güç kullanılmasını kınayan bildiri taslağını reddetti. Şiddetin sorumluluğunu da protesto gösterilerinin barışçıl olmadığını iddia ederek muhalefetin üzerine yükledi.
Diplomatik çözümler aranmalı
Rusya dışişleri bakanlığı Moskova’nın, Suriye krizinin Şam’a yaptırımlar uygulanarak çözülmesinden yana olmadığını, diplomatik ve siyasi çözümlere öncelik verdiğini açıkladı. Bakanlık tarafından Suriye’nin istikrarının bölgenin istikrarının sağlanmasına yardımcı olacağı vurgulanarak BM Güvenlik Konseyi’nden Suriye’deki olaylar karşısında dikkatli davranması istenildi.
Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov geçtiğimiz hafta yaptığı basın açıklamasında Suriye’nin uluslararası boyutta kınanmasının ters tepeceğini ifade etti. Ardından da Suriye’deki durumun Libya’dan farklılığına, orada göstericilerin de silahlı olması nedeniyle güvenlik görevlileri ve göstericilerden ölenlerin sayısının neredeyse aynı olduğuna işaret etti.
Libya senaryosu tekrarlanmak isteniyor!
Lavrov, Rusya’nın Suriye rejiminin kınanmasını kabul etmemesinin ardındaki sebebin Suriye muhalefetinin Libya’daki senaryoyu –kendi ifadesi- tekrar etmek istemesi olduğuna işaret etti. Dışişleri bakanı Rusya’nın Libya’ya karşı yapıcı konumunun Batı ittifakı tarafından suistimal edilmesinin ülkesini, BM Güvenlik Konseyi’nin iç çatışmaya müdahale edilmesi yönündeki herhangi yeni bir önerisi karşısında özellikle de üzücü Libya tecrübesinden ders çıkardıktan sonra daha dikkatli olmaya ittiğini söyledi.
Rusya’daki stratejik araştırmalar merkezi başkanı Abbas Halef ise Rusya’nın Suriye hususunda sert konum almasının ve rejimin kınanmasını reddetmesinin ardında Ortadoğu’daki en önemli stratejik müttefikini kaybetme korkusunun yattığını dile getirdi. Halef, Suriye’nin Rusya’nın ekonomik ve askeri çıkarlarının en önemli üssü, bölgede en çok Rus silahı alan ülke olduğuna, Suriye’deki herhangi bir gevşekliğin Rusya’yı bölgesel bir ülke konumuna düşüreceğine işaret etti. Öyle ki dünya çapında bile Suriye Rus savaş silahları ve donanımları getiren 80 ülke arasında beşinci sırada yer alıyor.
Halef Rusya’nın Suriye Rejimi’ni korumasının ardında yatan sebeplerden birinin de güvenlik çıkarları olduğunu ifade etti. Buna delil olarak da Eski Sovyetler Birliği toprakları dışında sadece Suriye’nin Tartus limanında Rus askeri üssünün bulunmasını gösterdi. Ardından şöyle ekledi: ‘Suriye Rejimi’nin değişmesi Rus silah satışlarının azalması anlamı taşıyacak. Yeni gelecek yönetim, halkın ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için askeri harcamaları kısacak.’
Akademik araştırmacı ve Suriyeli muhalif Dr. Mahmud El-Hamza ise Rusya’nın, Suriye’deki olayların Suriye’nin kontrolünden çıkması endişesi ile herhangi bir yabancı müdahaleye karşı daha en baştan Suriye Rejimi’nin yanında durma kararı aldığını söyledi. Bunun yanında Rus yetkililerin de dile getirdiği gibi Rusya, Akdeniz’deki stratejik konumunu kaybetmekten çekindi.
Ortak paydalar
El-Hamza Rusya’nın aldığı tavırdan hiç de şaşkın olmadığını belirterek Rus ve Suriye rejimlerinin farklı derecelerde olsa da ortak paydaları olduğuna dikkat çekerek şöyle dedi: ‘Örneğin yönetimde tek bir parti ve tek bir grubun bulunması, tüm yasama, yürütme ve yargı kurumlarının egemen grubun siyasi kararlarına boyun eğiyor olması. Buna ekonomi ve egemen mafyalar da dahildir ki zaten bu mafyalar da iktidarın zirvesine yakın şahısların elinde bulunmaktadır.’
Rusya’nın Suriye halkının özgürlük ve demokrasi isteklerine anlayış göstermemesinden ötürü üzüntüsünü dile getiren Suriyeli El-Hamza, Rusya’nın dış siyasetini yeniden gözden geçirmesinin ve Arap sivil toplum güçlerine odaklanmasın zamanı geldiğini, bu ülkelerdeki vatandaşların çektikleri sıkıntılara gözlerini yumup rejim kurumları aracılığıyla ilişkiler kurmasının doğru olmadığını söyledi. El-Hamza: ‘Rusya’nın şu an uyguladığı dış politikası gelecekte Arap devrimlerinin kazanması ile düşmanlar kazanmasına, böylelikle de bölgede ipleri elden kaçırmasına yol açacaktır’ dedi.