Adil Poyraz / TİMETURK
Suriye’de yaşanan olaylar hakkında günlük haberler veren www.syrianrevolation.org adlı internet sitesi 9 Mayıs tarihli haberlerinde bir okuyucunun mektubunu yayımladı. Suriye’de yaşanan olaylar sırasında gözaltına alınan ve bir süre önce serbest bırakıldığını söyleyen bu şahıs mektubunda gözaltı süresi boyunca şahit olduğu olayları okuyucuların bilgisine sundu. Mektubun çarpıcı bölümlerini Timeturk.com okuyucuları için tercüme ettik:
- Gözaltında olduğum süre boyunca sırf internet cafede “counter-strike” oyunu oynadıkları için gözaltına alınan çocuklar gördüm. Benim bulunduğum bölümde 14 ve 15 yaşlarında iki kardeş vardı. Gösterilere katıldıkları yönünde ifade vermeleri için bu çocuklara elektrik verildiğini, kırbaçlandıklarını ve vahşice dövüldüklerini gördüm.
- Gözaltına alınanlar arasında yaşlı kişiler de vardı. Bunlardan 60’lı yaşlarda biri, iki oğluyla birlikte gözaltına alınmıştı. Çocuklarının önünde babalarına, aynı şekilde babalarının önünde de çocuklarına işkence edildi. En nihayetinde baba, çocuklarına gözlerinin önünde yapılan işkencelerden dolayı aklını yitirdi.
- Yaşlı tutuklular, 25 yaşı geçmeyen diğer tutuklular tarafından kırbaçlanıyordu. Yaşlı adamın yalvarmaları başladıkça kırbaçlama işlemi hız kazanıyordu. En sonunda kırbaçlanmaktan bitap düşen yaşlıdan Baas marşını okuması isteniyordu.
- En çok işkence gören kişiler din adamları ve eğitimli kişilerdi. Mesela din adamlarından birinin sakalını güvenlik görevlisi bizzat eliyle yolmuştu, diğer bir tutuklu kendisine verilen yoğun elektrik nedeniyle felç olmuş ve yürüyemez hale gelmişti. Bilincini kaybeden bu şahsı hücresine götürecekleri vakit ayaklarından sürüklemişler, merdivenlerden indirildiğinde ise her basamakta başının yere çarptığı duyuluyordu.
- Tabi tutukların kendilerine, eşlerine, kızkardeşlerine, annelerine ve dini inançlarına yapılan ağır küfürleri söylemeye bile gerek yok. Tutukluların çırılçıplak soyulması da olağan kabul edilen durumlardandı. Psikolojik işkencelerden biri de kişiye diğer tutuklular önünde işkence edilmesiydi.
- Tutukluları elektrikli sandalyeye oturtma, cinsel organa elektrik verme ve tavana asma sıkça başvurulan işkence yöntemlerindendi. Yoğun elektrik nedeniyle feryat eden tutuklular, yapmadıkları eylemleri içeren ifadelere imza atmaya mecbur ediliyorlardı.
- Gördüğü ağır işkence neticesinde can veren tutuklulara ise bir el ateş ediliyor, ardından devlet hastanelerinden birine götürülerek, sokakta silahlı terör grubu tarafından katledildiği söyleniyordu.
Bu anlattıklarım, barışçıl gösterilere katıldığı için tutuklanan her Suriyeliye yapılan işkencelerden bazılarıdır.
Tutuklama sürecinin kendisi ise en az yukarıda anlattıklarım kadar aşağılayıcı bir süreç.. Öncelikle gece yarısı 03.00-04.00 civarında tutuklama yapılacak bölge kuşatılıyor, sokağa çıkılması yasaklanıyor, bölgede elektrik ve telefon bağlantıları kesiliyor, hiçbir uyarı yapılmadan 25-30 kişilik gruplarla kapılar kırılarak evlere giriliyor, silahlar evdekilerin üzerlerine doğruluyor, evler aranıyor, kadınların kolundaki bileziklere varana kadar evdeki değerli her şey alınıyor, bazı hallerde bununla da yetinmeyip, birkaç hafta önce Daraa’nın el-Bayda ilçesinde yaşandığı üzere kadınlara eşleri önünde tecavüz ediliyor.
Bütün bu anlattıklarım, asıl görevi halkı korumak olan Suriye güvenlik güçlerinin yaklaşık iki aydır halka karşı işlediği cürümlerden sadece bir bölümü. Bu güçleri “güvenlik güçleri” değil, “korku güçleri” olarak adlandırmak daha doğru olur.
La havle ve la kuvvete illa blillah...”