Bin Ladin’in elleri kelepçeli resimleri
Pakistan Cemaati İslami liderlerinden ve Siyasi analist Abdulgaffar Aziz, El-Kaide Örgütü Lideri Usame Bin Laden’in öldürüldüğü operasyonu, yapılan çelişkili açıklamaları ve Pakistan’ın her türlü tehlikeye açık bir sahaya dönüştüğünü yazdı.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-05-11 09:10:52
Abdulgaffar Aziz* / TİMETURK
Pervez Müşerref hükümetinde dışişleri bakanlığı yapmış Hurşit Kasuri ile görüşmek için ofisteydim. Bazı üst düzeyli subaylar ellerinde bir grup resimle ziyaretime geldi. Gözlerim resimlere takılınca hemen yerimden fırladım ve onları soru yağmuruna tuttum: Bu ne? Nereden? Nasıl? Ne zaman? Ellerindekiler Bin Laden’in kelepçeli resimleriydi ve etrafında da Pakistan polis ve askerlerinden bir grup bulunuyordu.
Subaylar gülümseyerek şöyle dediler: ‘Amerikan istihbaratından, uydu aracılığıyla çekilmiş fotoğraflarla takviye edilmiş bilgiler edindik. Resimlerde bir arabaya binerek şoförün yanına oturduğu görünüyordu. Arabanın yerini saptadık ve çok kısa bir süre içinde kendisini yakaladık.’
Aklıma konunun çeşitli yönleri geldi ve beynimde çeşitli senaryolar türemeye başladı. Ancak subaylar oldukça sakindiler ve ‘en önemli esirden Amerika gibi biz de emin olduk’ diyerek fikirlerimi yarıda kestiler. Biraz sonra ellerindeki resimlerdeki şahsın ‘ gerçek hedef’ değil ona aşırı benzeyen biri olduğu ortaya çıktı.
Eski bakan Amerika’nın Abbodabat’taki operasyonuna ilişkin televizyon açıklamasında bu hikayeyi dile getirdi. Sanki şöyle demek istiyordu: ‘Kaç kere onu yakaladığınızı, kaç kere öldürdüğünüzü söylediniz! Gerçekten bu seferkinin diğerlerinden farkı nedir?’
Abbodabat operasyonunun üzerinden kaç gün geçmiş olmasına karşın durum gizemini koruyor. Pakistan ve Amerikan resmi kaynaklarından gelen açıklamalar bu gizemi daha da artırıyor. Operasyondan yaklaşık 12 saat sonra Pakistan’daki yetkililer cumhurbaşkanlığı sarayında olağanüstü toplantı yapılacağını açıkladı. Toplantıya cumhurbaşkanı, başbakan, ordu komutanı, istihbarat başkanı ve daha başka yetkililer katıldı. Ancak resmi konumu daha sonra dışişleri bakanlığının açıklayacağını söylediler. Sonra dışişleri bakanlığı sözcüsü çıkarak operasyonun Pakistan’ın sunduğu istihbari bilgiler neticesinde ve ulusal güvenlik birimleriyle işbirliği içinde gerçekleştirildiğini açıkladı.
Amerika’nın; özellikle de başkan Obama’nın açıklamaları da Pakistan’ın yardım ve rolünü, sunduğu bilgileri över nitelikteydi. Amerikan başkanının şahsi elçisi Mark Grace Man operasyonun gerçekleştirildiği gün Pakistanlı liderlerle buluştu ve Usame Bin Laden’e ulaşmak için Pakistan istihbaratıyla işbirliği yapıldığını doğruladı.
‘Büyük zafer ve fetih’
Pakistan başbakanı Yusuf Rıza Gilani de Grace Man ile görüşmesi esnasında başkan Obama’nın Pakistan’ın rolünü takdir etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gilani, Bin Laden’in öldürülmesini büyük bir zafer ve fetih olarak değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Zerdari ise Washington Post gazetesinde ‘Pakistan rolünü oynadı’ başlığı altında yazdığı makalesinde şöyle dedi: ‘Bin Laden’in öldürülmesiyle kötülüğün ana kapısı kapanmış oldu. Öldürülmesi, Pakistan ve Amerika arasındaki ikili işbirliği neticesinde gerçekleşti.’
İşte tam bu ifadelerin ortasında Pakistan hükümetinin suratına kulakları çınlatan bir tokat niteliğinde Amerikan istihbarat başkanı Lyon Benita’nın açıklamaları geldi. Benita şöyle dedi: ‘Abbodabat operasyonu tamamen bir Amerikan operasyonuydu. Pakistanlı yetkililerin ancak operasyon bittikten ve Amerikan kuvvetleri üslerine döndükten sonra haberi oldu. Buna ek olarak biz, bilgilerin hedefe yani Bin Laden’e sızmaması için Pakistan yetkililerine operasyon yapılacağı haberini vermedik.’ Bu, iki ülke arasındaki karşılıklı güvenin zirve noktasına ulaştığına işaret etmiyor mu?!
Sonra Pakistan dışişleri bakanlığı sözcüsü yirmi dört saat içinde tekrar çıktı ve Abbodabat operasyonunun tek taraflı gerçekleştirildiğini, uygulanma yönteminin hükümetin endişe ve çekincelerini artırdığını, Amerika’nın bu üslubunun ileride dünya barışına zarar vereceğini açıkladı.
Daha sonra Amerikan helikopterlerinin Pakistan topraklarını ihlal ettiğini, dağlık alanlarda çok düşük yükseklikten uçtuğunu ve radarlara yakalanmadığını söyledi. Ancak buna karşın Pakistan jet uçakları operasyonun son birkaç dakikasında bu uçaklara yetişti. Amerikan güvenlik danışmanı Jean Brennen de gazetecilerden birinin sorularını yanıtlarken bu gerçeği itiraf etti ve şöyle dedi: ‘Pakistan güçleriyle karşı karşıya gelmemeye çalıştık ve bu yönde plan yaptık. Uçaklarımız Pakistanlılar, Abbodabat’taki operasyon o anda kendileri için faili meçhul olduğu için karşılık vermeye başladıklarında uçaklarımız Pakistan topraklarından çıktı.
Pakistan yeni risklerle karşı karşıya
Pakistan sokaklarını endişelendiren sadece gizem, çelişkili ifadeler ve genel hayal kırıklığı havası değil aksine Pakistan şu anda çeşitli taraflardan gelen sürekli ve direkt tehditlerle karşı karşıya. Amerikan medyası, siyasetçileri, İsrailliler, Hindistanlılar, Afganistan hükümeti hepsi bir ağız oldu ve ‘Pakistan terörü destekliyor, El-Kaide ve Taliban liderlerine yataklık ediyor. Bu nedenle de cezalandırılması gerekir’ demeye başladı.
Amerikalılar bunu sert bir diplomatik dille söylerken diğerleri alaycı bir açıklıkla ifade etti. Örneğin ABD Senatosu’ndaki İstihbarat Komisyonu’nun başkanı Dianne Fein Astin şöyle dedi: Komisyon daha sonra teröre karşı Pakistan’ın hakiki rolü hakkında CIA başkanını sorgulayacak. Şu anda Pakistan’ın Usame’nin topraklarında olduğunu bildiği ispatlanmış oldu.’
Amerika Terörle Mücadele Komitesi başkanı John Brennen de şöyle konuştu: ‘Bin Laden’in kimsenin haberi olmadan o kadar uzun süre o bölgede nasıl kaldığını anlayabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Gerekli desteği nerden buluyordu göreceğiz. Bu konuda ileride Pakistan’la resmi ve açık bir üslupla konuşacağız.’
Pakistan’a yardım kesilmeli
Amerikan Senatosu’ndaki Silahlı Kuvvetler Komitesi başkanı Susan Collins de Pakistan’ı ikili oynamakla suçlayarak bu ülkeye maddi yardımların kesilmesi çağrısında bulundu. Amerikan parlamento meclisi üyesi Frank Lautenberg’in aldığı tavır da aynı yöndeydi. Zira kendisi şöyle dedi: ‘Gerçek müttefikimiz olduğu ve –kendi ifadesine göre-teröristlere yataklık etmediği ispatlanana kadar Pakistan’a yardımlar kesilmelidir.
Amerikalı olmayan açıklamaların ise bir yerinden tutulur yanı olmadığı gibi hem de vazgeçilmezdir. Örneğin ‘şeytani ayetler’ isimli pisliğiyle bilinen Hint yazar Selman Rüşdi, İndian Ekspress gazetesinin ifadesine göre Abbodabat operasyonundan bir gün sonra bir Amerikan gazetesinde yazdığı makalesinde şöyle dedi: ‘Pakistan’ın terörist bir devlet olduğunu ilan etmek için vakit gelmiştir. Pakistan yetkilileri tarafından Bin Laden’in yerini bilmediklerine dair banttan tekrarlarına dünya kanmamalıdır. Amerika bu yalanların yayılmasına izin vermemelidir.’
Amerika Pakistan’ın kendisiyle ikili oynadığını, Afganistan’da yüzlerce Amerikalıyı öldüren Hakkani grubunu desteklediğini bilmektedir. Hindistan’a karşı Pakistan tarafından özellikle de Şükür Tayyibe ve Muhammed Ordusu Örgütleri’nden kanlı saldırılar düzenlenmektedir. Bu iki örgüt de Pakistan yetkililerinden resmi destek görmektedir.
Amerika harici yorumlar
Hint yetkililerse bu konuda birçok ateşli açıklamada bulundu. Mesela Hindistan Hava Kuvvetleri Komutanı B.W. Naiik şöyle dedi: ‘Hindistan da teröristlere karşı Amerika’nın operasyonuna benzer operasyonlar düzenleyebilir.’
Aynı gün Hindistan Savunma Bakanı A. K. Anthony ve Genelkurmay başkanı W. K. Singh Pakistan sınırındaki ön hatları denetlemeye kalktı. Hindistan savunma bakanı Hint Ordusu’nun önünde bir konuşma yaparak Pakistan hükümetinden ‘teröristlerin’ eğitim kamplarını kapama çağrısında bulundu.
Doğu tarafında durum böyle. Batı sınırında ise Karzai, katıldığı her münasebette terörle savaşın tüm hedeflerinin Afgan toprakları dışında olduğunu tekrar ederek Bin Laden’in öldürülmesinden duyduğu sevinci dile getirdi. Karzai, Amerika’nın bu bölgelere yani Pakistan’a odaklanması gerektiğine işaret etti.
Bu açıklamalar ve diğerleri Pakistan’ı zor günlerin beklediği sinyalleri veriyor. Amerika uğruna tüm ulusal çıkarlarıyla kurban olan, 32 bin sivil vatandaşı, dört bin de askeri öldürülen Pakistan’a karşı şimdi ne bir ahit ne bir antlaşma gözetiliyor.
Gergin ve sıkıntılı ilişki
Abbodabat operasyonundan sonra Beyaz Saray sözcüsü J. Carney çıkarak şöyle dedi: ‘Amerika Pakistan’ın topraklarını ihlal ettiği için özür dilemeyecek. Amerika ve Pakistan arasındaki ikili ilişkiler önemli ancak aynı zamanda karmaşık.’
Abbodabat operasyonu Pazar gecesi gerçekleştirildi. Garip olan ise daha Cuma günü Amerikan medyasında yeni Amerikan İstihbarat Daire Başkanı Orgeneral Petraeus’un savaşlarının ilkine Afganistan’dan değil de Pakistan’dan başlayacağı yönünde dönen keskin tartışmalardı.
Amerikan Christian Science Monitor gazetesi, Amerika ile Pakistan’ın birbirinden nefret eden iki müttefike dönüştüğünü, Amerikan kuvvetlerinin çekilmesinden sonra iki devlet arasında Afganistan’da hakiki anlamda bir nüfuz savaşı yaşandığını yazdı.
Tüm bu açıklamaları değerlendirirsek Pakistan ve Amerika arasında gelecekte gergin ve sıkıntılı bir ilişkinin var olacağını görebiliriz. Ancak gelecek dönemde en azından kopma noktasına varmayacak gibi görünüyor. Çünkü Amerika Afganistan batağına dalmış durumda ve teröre karşı savaş ismini verdiği savaşında Pakistan’dan vazgeçmesi söz konusu olamaz.
Bazı analistler Amerika’yı Afganistan’da zor günlerin beklediği, Usame Bin Laden’in öldürülmesinin Amerikalıları daha da kötü duruma sokacağı yorumları yapıyor.
Abbodabat operasyonunun uygulanma şekli de Amerika’ya karşı hoşnutsuzluk oranını en yüksek dereceye ulaştırdı. Birçok televizyon kanalı ve günlük gazete ‘öldürüldü’, ‘helak oldu’, ‘suikaste uğradı’ gibi kelimeler kullanırken ancak çok azının ‘şehit oldu’ demesine karşın yapılan anket ve araştırmalar Pakistan halkının büyük çoğunluğunun Abbodabat operasyonundan ötürü üzüntü hissettiğini ortaya koydu.
Pakistan güvenliğini kaybetti
Önümüzdeki günlerde Pakistan’da gıyabi cenaze namazı kılmak için büyük gruplar toplanacak, Amerika’nın kibrini kınamak için protesto gösterileri düzenlenecek. Ancak Pakistan sokaklarını en çok endişelendiren her açıdan savunmasını kaybetmiş olmasıdır.
Dünyanın en büyük yedinci nükleer devleti olan ülkenin toprakları terörist bir operasyonla ihlal ediliyor. Saldırgan uçaklar ve silahlı askerler Pakistan topraklarında iki saatten fazla (gelişleri, operasyonu düzenlemeleri ve dönüşleri) kalıyor ve Pakistan güvenlik yetkililerinin bundan hiç haberi olmuyor!
Herkes bu noktada şu soruyu soruyor: Acaba herhangi başka terörist bir ülke istediği bir hedefi belirleyip sonra o ülkenin emniyet görevlileri hiç ses çıkarmadan buna benzer bir operasyon düzenleyebilir mi? Sonra nasıl da nükleer reaktörlerimizin (Siyonistlerin, Hinduların ve Amerikalıların en büyük hedefi) bir zarara uğramayacağını iddia edebiliriz? Usame Bin Laden’in muhalifleri bile şöyle demeye başladı: ‘Bin Laden doğru söyledi. Amerikalılar Müslümanların dostu olamaz.’
*Siyasi analist ve Pakistan Cemaati İslami sözcüsü.
Bu makale Varol Sarıyüce tarafından Timeturk.com için çevrilmiştir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara